Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5001 - Hz. Enes radiyallahuanh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet Allah Allah diyen bir kimsenin uzerine kopmayacaktir."
Muslim, Iman 234, (148); Tirmizi,Fiten 35, (2208).

5002 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, yanindaki cemaate konusurken, bir adam gelerek: "(Ey Allah'in Resulu!) Kiyamet ne zaman kopacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam konusmasina devam etti, sozlerini bitirdigi vakit:
"Sual sahibi nerede?" buyurdular. Adam:
"Iste buradayim ey Allah'in Resulu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Emanet zayi edildigi vakit Kiyameti bekleyin!" buyurdular. Adam:
"Emanet nasil zayi edilir?" diye sordu. Efendimiz:
"Is, ehil olmmayana tevdi edildi mi Kiyamet'i bekleyin!" buyurdular."
Buhari, Ilm 2, Rikak 35.

5003 - Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette: "Kahtan'dan, insanlari degnegiyle idare eden bir adam cikmadikca Kiyamet kopmaz" buyrulmustur."
Buhari, Fiten 23, Menakib 7; Muslim, Fiten 60, (2910).

5004 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Firat nehri altin bir dag uzerinden acilmadikca Kiyamet kopmaz. Onun uzerine insanlar savasirlar. Yuz kisiden doksan dokuzu oldurulur. Onlardan her biri: "Herhalde savasi ben kazanacagim" der."
Buhari, Fiten 24, Muslim, Fiten 29, (2894); Ebu Davud, Melahim 13, (4313, 4314); Tirmizi, Cennet 26, (2572, 2573).

5005 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Zaman yakinlasmadikca Kiyamet kopmaz. Bu yakinlasma oyle olur ki, bir yil bir ay gibi, ay bir hafta gibi, haftada bir gun gibi, gun saat gibi, saat de bir cira tutusmasi gibi (kisa) olur."
Tirmizi, zuhd 24, (2333).

5006 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ipekten daha yumusak bir ruzgari Yemen'den gonderir. Bu ruzgar, kalbinde zerre miktar iman bulunan hic kimseyi haric tutmadan hepsinnin ruhunu kabzeder."
Muslim, Iman 185, (117).

5007 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kiyamet sadece serir insanlarin uzerine kopacaktir!" buyurdular."
Muslim, Fiten 131, (2949).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5008 - Ibnu Zugb el-Eyadi anlatiyor: "Abdullah Ibnu Havale el-Ezdi radiyallahu anh'in yanina indim. Bana:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi, ganimet alalim diye yaya olarak gonderdi. Biz de donduk ve hicbir ganimet elde edemedik. Yorgunlugumuzu yuzlerimizden anlayip, aramizda dogrularak:
"Ey Allah'im, onlari bana tevkil etme; ben onlari uzerime almaktan acizim! Onlari kendilerine de tevkil etme, bu isten kendileri de acizdirler. Onlari diger insanlara da tevkil etme, kendilerini onlara tercih ederler!" buyurdular. Sonra elini basimin ustune koydu ve:
"Ey Ibnu Havale! Hilafetin (Medine'den) Arz-i Mukaddese'ye (Suriye'ye) indigini gorursen, bil ki artik zelzeleler, kederler, buyuk hadiseler yakindir. O gun Kiyamet, insanlara, su elimin, basina olan yakinligindan daha yakindir" buyurdu."
Ebu Davud, Cihad 37, (2535).

5009 - Hz. Enes radiyallahu anh dedi ki: "Istanbul'un fethi Kiyamet aninda olacaktir."
Tirmizi, Fiten 58, (2240).

5010 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Ummetim onbes seyi yapmaya baslayinca ona buyuk belanin gelmesi vacip olur!" buyurmuslardi. (Yanindakiler:) "Ey Allah'in Resulu! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam saydi:
-Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya ugramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasinda) tedavul eden bir meta haline gelirse,
-Emanet (edilen seyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (mali yerini tutup, yagmalayip nefislerine helal) kildiklari zaman,
-Zekat (odemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman.
-Kisi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadinina itaat ettigi;
-Babasindan uzaklasip ahbabina yaklastigi;
-Mescidlerde (riza-yi ilahi gozetmeyen husumet, alis-veris, eglence ve siyasiyata vs. muteallik) sesler yukseldigi zaman.
-Kavme, onlarin en alcagi (erzel) reis oldugu;
-(Devlet otoritesinin yetersizligi sebebiyle tedhis ve zulumle insanlari sindiren zorba) kisiye zarari dokunmasin diye hurmet ettigi;
-(Cesitli adlarla imal edilen) ickiler (serbestce) icildigi;
-Ipek (haram bilinmeyip erkekler tarafindan) giyildigi;
-(San'at, bale, konser gibi cesitli adlar altinda; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi cesitli vasitalarla yaygin sekilde) sarkici kadinlar ve calgi aletleri edinildigi;
-Bu ummetin sonradan gelen nesilleri, onceden gelip gecenlere (cesitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettigi zaman artik kizil ruzgari, (zelzeleyi), yere batisi (hasfi) veya suret degistirmeyi (meshi) (veya gokten tas yagmasini, (kazfi) bekleyin."
Tirmizi, Fiten 39, (2211).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5011 - Ibnu Amr Ibnu'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cikis itibariyle, Kiyamet alametlerinin ilki gunesin battigi yerden dogmasi, kusluk vakti insanlara dabbetu'l-arzin cikmasidir. Bunlardan hangisi once cikarsa, digeri de onun hemen pesindedir."
Muslim, Fiten 118, (2941); Ebu Davud, Melahim 12, (4310).

5012 - Hz. Muaz Ibnu Cebel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Beytu'l-Makdis'in imari Yesrib'in harabidir. Yesrib'in harabi melhamenin (savasin) cikmasidir. Melhame Istanbul'un fethidir, Istanbul'un fethi Deccal'in cikmasidir!" buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konusmakta oldugu kimsenin (yani Hz. Muaz'in) dizine vurdular ve:
"Bu soyledigim kesinlikle hakikattir. Tipki senin burada oturman hak oldugu gibi" buyurdular."
Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalatu vesselam'in konustugu ve dizine elini vurdugu kimse Muaz Ibnu Cebel radiyallahu anh'tir.)"
Ebu Davud, Melahim 3, (4294).

5013 - Abdullah Ibnu Busr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Melhame ile Medine'nin fethi arasinda alti yil vardir. Yedinci yilda da Mesih Deccal cikar."
Ebu Davud, Melahim 4, (4296); Ibnu Mace, Fiten 35, (4093).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
SUR'A UFLENMESI VE NESR

5014 - Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Sur'un sahibi (Israfil aleyhisselam), sur denen sorusunu agzina dayamis, yuzunu cevirmis, kulagini dikmis, ufleme emrini beklerken ben nasil tereffuhle (dunya nimetlerinden) istifade edebilirim?" buyurmuslardi. Bu, sanki ashabina cok agir gelmisti:
"Peki biz ne yapalim -veya ne diyelim- ey Allah'in Resulu?" diye sordular. Onlara: "Hasbunallah ve ni'mel-vekil (Allah bize yeter, o ne guzel vekildir!), Allah'a tevekkul ettik. -belki de "tevekkulumuz Allah'adir!" demisti- deyiniz!" diye emir buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 9, (2433).

5015 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a Sur'dan sorulmustu:
"Bu, icine uflenen bir boynuzdur!" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Sunnet 24, (4742); Tirmizi, Kiyamet 9, (2432).

5016 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Iki sur arasinda kirk vardir!" buyurmustur. Bunun uzerine oradakiler:
"Ey Ebu Hureyre! Kirk gun mu?" diye sordular. Fakat o: "Birsey diyemem!" cevabini verdi. Tekrar: "Kirk ay mi?" dediler. O yine: "Bir sey diyemem!" cevabini verdi. "Kirk yil mi?" dediler. O yine: "Bir sey diyemem!" cevabini verdi ve (Resulullah'in hadisine devam etti:)
"Sonra allah semadan su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler. Insanda bir kemik haric hepsi curur. Bu curumeyen, acbu'z-zeneb denen kuyruk sokumu kemigidir. Kiyamet gunu yeniden yaratilis bundan terkib edilecektir."
Buhari, Tefsir, Zumer 3, Amme 1; Muslim, Fiten 141, (2955); Muvatta, Cenaiz 48, (1, 239); Ebu Davud, Sunnet 24, (4743); Nesai, Cenaiz 117, (4, 111).

5017 - Ka'b Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'minin ruhu, cennet agacinda beslenen bir kus olur. Yeniden dirilme gununde Allah onu cesedine dondurunceye kadar orada beslenir."
Muvatta, Cenaiz 49, (1, 240); Nesai, Cenaiz 117, (4, 108); Ibnu Mace, Zuhd 32, (4271).

5018 - Ebu Rezin el-Ukayli radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, Allah, mahlukati nasil iade eder, (yeniden diriltir)? Bunun dunyadaki ornegi nedir?"
"Sen dedi, hic kavminin uzerinde yasadigi vadiden kurak mevsimde gecmedin mi? Sonra bir kere de her tarafin yemyesil ugrundugu munbit mevsimde ugramadin mi?"
Ben "Elbette!" deyince: "Iste bu, (yeniden) yaratmasina Allah'in delilidir. Allah, oluleri de boyle diriltecektir!" buyurdular."
Rezin tahric etmistir. Bu hadis Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde biraz farkli lafizlarla rivayet etilmistir (4, 11).

5019 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma "Fe iza nugira finnaguri" "O boru otturulunce" (Muddessir 8) ayeti ile ilgili olarak dedi ki: "Bu, sur'dur. Surede gecen racife, birinci nefha (ufleme), radife de ikinci nefhadir."
Buhari, Rikak 43 (muallak olarak).

5020 - Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun bize) Sahib-i Sur'u (Israfili) zikretti ve dedi ki:
"Saginda Cibril, solunda da Mikail aleyhimusselam var."
Rezin tahric etmistir. Ebu Davud, Huruf ve'l-kira'at 1, (3999)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
HASR HAKKINDA

5021 - Suheyl Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar beyaz, bembeyaz, has unun coregi gibi bir yerde toplanacaklar. Orada hic kimsenin bir isareti (evi, bagi vs.) olmayacak."
Buhari, Rikak 44; Muslim, Munafikun 28, (2790).

5022 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Sizler Allah'a yalinayak, bedenleriniz ciplak ve kabuklu (sunnet edilmemis) olarak hasr olunacaksiniz!" buyurdular."

5023 - Bir diger rivayette Ibnu Mes'ud soyle demistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam va'z etmek uzere aramizda dogruldu ve dedi ki:
"Ey insanlar! Sizler (Kiyamet gunu) Allah'in yaninda yalinayak, ciplak ve kabuklu olarak toplanacaksiniz. (Sonra su ayeti okudu:) "Ilk yaratisa nasil basladi isek, uzerimizde hak bir vaad olarak yine onu iade edecegiz..." (Enbiya 104). Haberiniz olsun, o gun ummetimden bazi kimseler getirilir ve sol tarafa alinirlar. Bunun uzerine ben:
"Ey Rabbim! Bunlar ashabimdir!" derim. Bana:
"Sen bilmiyorsun, bunlar senden sonra neler yaptilar" denilir. ben salih kul (Isa)'nin dedigi gibi diyecegim:
"Ben iclerinde bulundugum muddetce uzerlerinde bir kontrolcu idim. Fakat vakta ki sen benni (iclerinden) aldin, ustlerinde nigehban yalniz sen oldun. (Zaten) sen (her zaman) her seye hakkiyla sahidsin. Eger kendilerine azab edersen suphe yok ki onlar senin kullarindir. Eger onlari affedersen mutlak galib ve yegane hukum ve hikmet sahibi olan da hakikaten sensin sen" (Maide 117-118).
Resulullah aleyhissalatu vesselam devamla dedi ki: "Bunun uzerine bana: "Onlar, sen aralarindan ayrildigin gunden beri, dinden yuz cevirmeye hic ara vermediler!" denilecek."
Bir rivayette su ziyade var: "Ben: "Rahmetten uzak olsunlar, rahmetten uzak olsunlar!" derim."
Buhari, Rikak 45, Enbiya 8, 44, Tefsir, Maide 14, 15, Tefsir, Enbiya 2; Muslim, Cennet 57, (2860); Tirmizi, Kiyamet 4, (3329); Nesai, Cenaiz 118, (4, 114).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5024 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar uc sinif olarak hasrolunurlar:
-Yayalar sinifi,
-Binekliler sinifi,
-Yuzu ustu surunenler sinifi."
Aleyhissalatu vesselam'a soruldu: "Ey Allah'in Resulu! Bunlar yuzleri uzerine nasil yururler?" Su cevabi verdiler:
"Onlari ayaklari uzerine yuruten Zat-i Zulcelal, yuzleri uzerine yurutmeye de kadirdir. Ancak bilesiniz, bu yuzleri ustu yuruyenler, onlerine cikan her engele, her dikene karsi kendilerini yuzleriyle korumaya calisirlar."
Tirmizi, Tefsir, Beni Isra'il (Isra), (3141).

5025 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Insanlar Kiyamet gunu uc hal uzere hasrolunurlar:
1. Istekliler, korkanlar.
2. Iki kisi bir deve uzerinde olanlar, uc kisi bir deve uzerinde olanlar, dort kisi bir deve uzerinde olanlar, on kisi bir deve uzerinde olanlar.
3. Geri kalanlari, atese tapanlar. Cehennem, onlarin kaylule yaptigi yerde onlarla kaylule yapar, geceledikleri yerde onlarla birlikte geceler, onlarin sabahladiklari yerde onlarla sabahlar, onlarin aksamladiklari yerde onlarla beraber aksamlar."
Buhari, Rikak 48; Muslim, Cennet 59, (2861); Nesai, Cenaiz 118, (4, 115, 116).

5026 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlar Kiyamet gunu oylesine ter akitirlar ki, bu terler yerin icinde yetmis zira'lik derinlige kadar iner ve bu ter (yer ustunde de birikerek insanlari konusamaz hale getirmek uzere agizlarina) gem vurur ve kulaklarina kadar ulasir."
Buhari, Rikak 47; Muslim, Cennet 61, (2863).

HESAP VE KULLAR ARASINDA HUKMUN VERILMESI

5027 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kimin uzerinde kardesine karsi irz veya baska bir sey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadigi (Kiyamet ve hesaplasmanin olacagi) gun gelmezden once daha burada iken helallessin. Aksi takdirde o gun, salih bir ameli varsa, o zulmu nisbetinde kendinden alinir. Eger hasenati yoksa, arkadasinin gunahindan alinir, kendisine yuklenir."
Buhari, Mezalim 10, Rikak 48; Tirmizi, Kiyamet 2, (2421).

5028 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu hak sahiplerine haklarini mutlaka eda edeceksiniz. Oyle ki kabis (boynuzsuz) koyun icin, boynuzlu koyundan kisas alinacak, tasa (niye bir baska) tas uzerine yuklenip kaldigindan; adamin adami niye yaraladigindan sorulacak."
(Ebu Hureyre) der ki: "Biz sunu da isitirdik: "Kiyamet gunu, kisiyi tanimadigi birisi yakalar ve der ki: "Sen beni hata ve munker islerden goruyordun, fakat ondan men etmiyordun!"
Muslim, Birr 60, (2582); Tirmizi, Kiyamet 2, (2422).
"Boynuzlu koyun....." tabirinden gerisi Rezin'in ziyadesidir,
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5029 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Ahirette kimin hesabi munakasa edilirse, azaba maruz kalacak demektir!" buyurmuslardi. Ben: "Nasil olur? Allah Teala hazretleri (mealen):
"O vakit kimin kitabi sag eline verilirse; kolay bir hesabla muhasebe edilecek ve ehline sevincli olarak donecek" (Insikak 7-9) buyurmadi mi, (bu hesap munakasasi degil mi)?" dedim.
"Hayir! buyurdular, bu (munakasa degil) arzdir. Kiyamet gunu hesaba cekilen herkes mutlaka helak olmus demektir!"
Buhari, ilim 35, Tefsir, Insikak 1, Rikak 49; Muslim, Cennet 80, (2876); Ebu Davud, Cenaiz 3, (3093); Tirmizi, Kiyamet 6, (2428).

5030 - Hureys Ibnu Kabisa radiyallahu anh anlatiyor: "Medine'ye geldim ve: "Ey Allahim! Bana salih bir arkadas nasib et!" diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre radiyallahu anh'in yanina oturdum. Kendisine:
"Ben, Allah'a bana salih bir arkadas nasip etmesi icin dua ettim. bana, Resulullah'tan isittigin bir hadis soyle! Olur ki Allah Teala Hazretlerri ondan faydalanmami nasib eder!" dedim. Bunun uzerine dedi ki: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Kiyamet gunu, kisi amelleri arasinda once namazin hesabini verecek. Bu hesap guzel olursa kurtulusa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa, husrana dustu demektir. Eger farzinda eksiklik cikarsa Rab Teala Hazretleri: "Bakin, kulumun (defterinde yazilmis) nafilesi var mi?" buyurur. Boylece, farzin eksikleri nafile (namazlari) ile tamamlanir. Sonra, bu tarzda olmak uzere diger amelleri hesaptan gecirilir."
Tirmizi, Salat 305, (413); Nesai, Salat 9, (1232)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5031 - Yahya Ibnu Sa'id rahimehullah anlatiyor: "Bana ulastigina gore, (Kiyamet gunu), kulun ilk bakilacak ameli namazdir. Eger namazi kabul edilirse, geri kalan amellerine bakilir. Eger namazi kabul edilmezse diger amellerinin hicbirine bakilmaz."
Muvatta, Kavru's-Salat 89, (1, 173).

5032 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kiyamet gunu, insanlar arasinda hukmedilecek ilk sey kandir."
Buhari, Diyat 1, Rikak 48; Muslim, Kasame 28, (1678); Tirmizi, Diyat 8, (1396); Nesai, Tahrim 2, (7, 83).

5033 - Ebu Berse radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kiyamet gunu, dort seyden sual edilmedikce, kulun ayaklari (Rabbinin huzurundan) ayrilamaz:
-Omrunu nerede harcadigindan,
-Ne amelde bulundugundan,
-Malini nerede kazandigindan ve nereye harcadigindan,
-Vucudunu nerede curuttugunden."
Tirmizi, Kiyamet 1, (2419).

5034 - Ebu Sa'id ve Ebu Hureyre radiyallahu anhuma anlatiyorlar:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kiyamet gunu kul (hesap vermek uzere huzur-u ilahiye) getirilir. Allah Teala Hazretleri:
"Ben sana kulak, goz, mal ve evlat vermedim mi? Sana hayvanlari ve ekimi musahhar kilmadim mi? Seni bunlara bas olmak, onlardan istifade etmek uzere serbest birakmadim mi? Acaba, benimle bugunku su karsilasmani hic dusundun mu?" diye soracak. Kul da: "Hayir" diyecek. Allah Teala Hazretleri: "Oyleyse bugun ben de seni unutacagim, tipki senin (dunyada) beni unuttugun gibi!" buyuracak."
Tirmizi, Kiyamet 7, (2430)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5035 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "(Ashab, Resulullah'a): "Ey Allah'in Resulu! Kiyamet gunu Rabbimizi gorecek miyiz?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Bulutsuz bir gunde, ogle vaktinde gunesi gorme hususunda bir itisip kakismaniz olur mu?" diye sordu. Ashab: "Hayir!" deyince:
"Bulutsuz (dolunayli) gecede ayi gormekte itisip kakismaniz olur mu?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayir!" deyince:
"Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, Rabbinizi gorme hususunda da hicbir itisip kakismaniz olmayacak. Tipki gunes ve ayi gormede itisip kakismaniz olmadigi gibi. Boylece kul, Rabbiyle karsi karsiya gelecek. Rabb Teala:
"Ey filan! ben sana ikram etmedim mi? Seni efendi yapmadim mi? Sana zevce vermedim mi? Ati, deveyi sana musahhar (hizmetci) kilmadim mi? Reislik yapmana, ganimet malindan dortte bir almana musaade etmedim mi?" diye soracak. Kul:
"Evet ey Rabbim!" diyecek. Rab Teala:
"Benimle karsilasacagini hic dusunmedin mi?" diyecek. kul bu soruya: "Hayir!" karsiligini verecek. Rab Teala da:
"Oyleyse simdi de ben seni unutuyorum. Tipki (dunyada) sen beni unuttugun gibi!" diyecek. Sonra ikinci kul Allah'in karsisina cikar. Rab Teala ona da ayni seyleri soyler. Sonra ucuncuye de birinciye soylediklerinin aynisini soyler. Kul: "Evet! Ey Rabbim!" der. Rab Teala da:
"Benimle karsilasacagini hic aklindan gecirdin mi?" diye sorar. Kul:
"Ey Rabbim, sana, kitaplarina ve peygamberlerine inandim. Namaz kildim, oruc tuttum, sadaka verdim!" der ve elinden geldigince (Hak Teala hakkinda) hayir senada bulunur. Rab Teala:
"Bu hususta lehine sehadet edecek biri var mi?" diye soracak. Kul:
"Hayir, yok!" diyecek. Rabb Teala:
"Simdi senin aleyhine bir sahit gonderilecek!" der. Kul kendi kendine: "Benim aleyhime sahidlik yapacak da kim?" diye icinden dusunur. Kulun agzi muhurlenir. Uyluguna: "Haydi konus!" denir. Uylugu, eti, kemigi konusup, onun amelini haber verirler. Bu, onun kendisi icin bir ozur aramamasi icindir. Bu kimse, allah'in gadabina ugrayan munafiktir."
Muslim, Zuhd 16, (2968).

5036 - Ibnu'l-Museyyib, Ata Ibnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan naklen anlatiyorlar: "Insanlar Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'in Resulu! Kiyamet gunu Rabbimizi gorecek miyiz?" diye sordular. O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayi gormekten supheye duser misiniz?" diye cevap verdi. Onlar:
"Hayir! Ey Allah'in Resulu!" diye cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam:
"Bulutsuz bir gunde gunesi gormekten suphe eder misiniz?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayir!" cevabini verdiler. Bunun uzerine:
"Sunu bilin ki, siz Rabbinizi de boyle goreceksiniz. Kiyamet gunu, insanlar hasrolunurlar. (Rab Teala):
"Kim (Benden baska) bir seye tapiyor idiyse ona tabi olsun!" buyurur. Onlardan bir kismi gunese, bir kismi aya, bir kismi da putlara tabi olurlar. Orada, munafiklariyla birlikte bu ummet kalir. Allah onlara (tanimadiklari bir surette) yaklasir.
"Ben sizin Rabbinizim!"buyurur. Oradakiler:
"(Senden Allah'a siginiriz). Biz, Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu taniriz!" derler. Derken Rableri (onlarin taniyacagi surette) gelir. "Ben Rabbinizim!" der. Onlar da:
"Sen Rabbimizsin!" derler. Rabb Teala onlari (cennete) davet eder. Cehennemin uzerine Sirat kurulur. Peygamberler arasinda, ummetiyle Sirat'tan ilk gecen ben olurum. O gun peygamberler disinda kimse konusmaz. Peygamberlerin o gunku kelami da:
"Allahumme sellim, Allahumme sellim (Ey Rabbimiz selamet ver, ey Rabbimiz selamet ver!)" olacak. Cehennemde, deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Deve dikeninin dikenlerini gordunuz mu?" diye sordu. Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti:
"Iste o kancalar, tipki deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onlarin buyuklugu ne kadardir, Allah'tan baska kimse bilmez. Insanlarri (kotu) amelleri sebebiyle kapar. Insanlarin bir kismi (kotu) ameli sebebiyle helak olur. Bir kismi da atesin icine yikilir, sonra kurtulur. Allah, ates ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince, ates ehlinden Allah'a ibadet etmis olanlari, atesten cikarmalari icin meleklere emreder. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanirlar. Cunku Allah Teala Hazretleri secde mahallinin yakilmasini atese haram etmistir.
Onlar boylece atesten cikarlar. Hepsi de atesten kavrulmus vaziyettedir. Uzerlerine hayat suyu dokulur. Selin getirdigi milli topraktan habbelerin (filiz acip) bitmesi gibi, suyun degdigi yerler yeniden bitecek.
Rabb Teala, sonra, kullar arasindaki hukmunu tamamlayacak. Derken cennetle cehennem arasinda bir kul kalacak. Bu, cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur. Yuzu cehenneme dogru ilerlerken:
"Ey Rabbim! Yuzumu ates tarafindan cevir! Kokusu beni perisan etti, alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak. Allah Teala'ya, kendisine dua etmesini diledigi kadar duada bulunacak. Sonra Allah Teala Hazretleri:
"Ben bu istedigini versem, bundan baskasini da ister misin?" diye soracak. Adam: "Izzet ve celaline yemin olsun! Hayir! Bundan baskasini istemem!" diyecek ve istemeyecegi hususunda Allah'a ahd u misakta bulunacak. (Allah), bunnun uzerine yuzunu atesten cevirecek. Adam yuzuyle cennete yonelince ve onun guzelligini gorunce, Allah'in diledigi bir muddet susacak. Sonra (dayanamayip): "Ey rabbim! Beni cennetin kapisina yaklastir!" diyecek. Allah Teala Hazretleri:
"Sen bana istemis oldugundan baska bir talepte bulunmayacagina dair ahd u misakta bulunmadin mi? Ey ademoglu yazik sana! Sen ne donekmissin!" diyecek. Adam:
"Ey Rabbim! Mahlukatin en bedbahti ben olmayayim!" diyecek. Rab Teala: "Sana bu istedigin verilse, acaba baska bir sey istemeyecek misin?" der. Adam: "Hayir! Izzetine ve celaline yemin olsun hayir! Baska birsey istemeyecegim!" diyecek. Rabbi de onu mazur addedecek. Cunku o, sabredilemeyecek bir seyler gormustur. Adam, Rabbine, istedigi ahd u misakta bulunur. (Rabbi de) onu cennetin kapisina yaklastirir. Kapiya yaklasip onun guzelligini ve icindeki taravet ve sururu gorunce, Allah'in diledigi kadar sesini keser. (Fakat daha fazla dayanamayip atilir):
"Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der. Rab Teala:
"Ey ademoglu yazik sana! Sen ne donekmissin! Sana verilenlerin disinda bir sey istemeyecegine dair bana ahd u misak vermedin mi?" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatin en bedbahti yapma!" diyecek. Allah onun bu haline gulecek. Sonra ona cennete girmesi icin izin verecek ve:
"Dile (ne dilersen)!" diyecek. adam dileyecek. Oyle ki, hicbir arzusu kalmayacak. Allah yine de: "Sunlari sunlari da iste!" deyip, istemesi gereken seyleri zikredecek. Boylece istenecek seyler bitince Allah Teala Hazretleri:
"Butun bunlar, bir misliyle sana verilmistir!" buyuracak."
Ebu Sa'id der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Butun bunlar, on misliyle birlikte sana verilmistir!" dedigini isittim."
Buhari, Rikak 52, Ezan 129, Tevhid 24; Muslim, Iman 299, (182); Tirmizi, Cennet 20, (2560).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5037 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu insanlar uc kere Allah'a arzedilirler: Ilk iki arzedilmede cidal ve ozur beyani vardir. Ama ucuncu arzedilme esnasinda ellerde sahifeler ucusur, kimisi sag eliyle, kimisi de sol eliyle alir."
Tirmizi, Kiyamet 5, (2427).

5038 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam bana: "(Kiyamet gunu Allah'in kisiye hususi) hitabi hakkinda ne isittin?" diye sordu. Su cevabi verdim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Mu'min Rabbine yaklastirilir. Oyle ki, (Allah onun) uzerine himayesini indirir ve gunahlarini itiraf ettirir. Ona sorar: "Su su gunahlarini biliyor musun?" Mu'min kul, iki kere:
"Evet ey Rabbim, biliyorum!" der. Rab Teala da:
"Dunyada iken bunlari orterek seni teshir etmemistim. Bugun de onlari senden affediyorum!" buyurur. Sonra ona hasenat defteri verilir. Amma, kafirlere ve munafiklara gelince, bunlarla ilgili olarak, butun mahlukatin huzurunda:
"Bunlar Allah namina yalan soylemisler (boylece buyuk bir zulumde bulunmuslardir). Haberiniz olsun! Allah'in laneti zalimleredir" diye nida olunur."
Buhari, Mezalim 2, Tefsir, Hud 4, Edeb 60, Tevhid 36; Muslim, Tevbe 52, (2768).

5039 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Benim kolelerim var, bana yalan soyluyorlar ve bana ihanet ediyorlar, bana isyan ediyorlar. Ben de onlara setmediyor ve dovuyorum. Onlar yuzunden (Allah yaninda) durumum ne olacak?" diye sordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kiyamet gunu onlar, sana olan ihanetleri, isyanlari ve yalanlari sebebiyle muhasebe olacaktir. Senin onlara verdigin ceza ise, eger cezan onlarin gunahlari nisbetinde ise, basabastir; ne lehine ne de aleyhine olur. Eger onlara verdigin ceza gunahlarindan az ise bu senin icin bir fazilet olur. Eger onlara verdigin ceza gunahlarindan cok olursa, bu fazla kisim sebebiyle onlar lehine sana kisas yapilir" buyurdular. Bunun uzerine adam huzurdan cekildi, aglamaya ve dovunmeye basladi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki:
"Sen Allah'in kitabini okumuyor musun? (Bak ne diyor! (Mealen): "Biz Kiyamet gunune mahsus adalet terazileri koyacagiz. Artik hicbir kimse hicbir seyle haksizliga ugratilmayacaktir. (O sey bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (Mizana koyariz). Hesapcilar olarak da biz yeteriz" (Enbiya 47). Adam tekrar:
"Allah'a yemin olsun, ey Allah'in Resulu! Ben hem kendim ve hem de onlar icin, ayrilmalarindan daha hayirli bir sey goremiyorum. Seni sahid kiliyorum, hepsi hurdur, (azad ettim)" dedi."
Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3163).

5040 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) gulduler ve:
"Neye guldugumu biliyor musunuz?" buyurdular. Biz:
"Allah ve Resulu daha iyi bilir!" dedik.
"Kulun Rabbine olan hitabindan!" buyurdular ve soyle devam ettiler:
"Kul soyle der: "Ey Rabbim, sen beni zulumden korumadin mi?"
Rab Teala: "Evet korudum" buyurur. Kul da:
"Fakat ben bugun, kendime, kendimden baska bir kimsenin sahid olmasini asla istemiyorum" der. Rabb Teala:
"Bugun sana tek sahid olarak nefsin, cok sahid olarak da kiramen katibin kafidir" buyurur." Resulullah devamla dedi ki:
"Agzina muhur vurulur ve diger organlarina: "Konus!" denilir. Onlar adamin amelini haber verirler. Sonra konusma hususunda serbest birakilir. Adam organlarina: "Yaziklar olsun size! Buradan defolun! Ben sizin icin mucadele etmistim" der."
Muslim, Zuhd 17, (2969)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5041 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Aziz ve celil olan Allah (Kiyamet gunu), ummetimden bir adami mahlukatin ustunden secer ve onun icin doksandokuzbuyuk defter acar. Her defter, gozun alabildigi kadar buyuktur. Rab Teala adama sorar: "Bu defterde yazili olanlardan bir sey inkar ediyor musun? Muhafiz katiplerim (olmadik seyler yazarak sana) zulmetmisler mi?" Kul:
"Ey Rabbim! hayir! (Hepsi dogrudur!)" der. Rabb Teala sorar:
"(Bunlari yapmada beyan edecegin) bir ozrrun var mi?" Kul der:
"Hayir! Ey Rabbim!" Aziz ve celil olan Allah:
"Evet! Senin bizim yanimizda (makbul, buyuk) bir de hasenen var. Bugun sana zulum yapmayacagiz!" buyurur. Hemen bir etiket cikarilir. Uzerinde "Eshedu en la ilahe illallah ve eshedu enne Muhammeden resulallah (sehadet ederim ki Allah'tan baska ilah yoktur ve sehadet ederim ki Muhammed Allah'in elcisidir)" yazilidir."
Sonra, Rabb Teala der: "Agirligini (yani amellerinin agirligini) hazirla!" Kul sorar:
"Ey Rabbim! Bu defterlerin yanindaki bu etiket de ne?" Rabb Teala der: "Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan'in bir kefesine konur, etiket de diger kefesine. Tartilirlar. Sonunda defterler hafif kalir, etiket agir basar. Esasen Allah'in ismi yaninda
hicbir sey agir olamaz."
Tirmizi, Iman 17, (2641).

5042 - Ebu Mes'ud el-Bedri radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dendi, biz cahiliye devrinde yaptiklarimizdan hesaba cekilecek miyiz?" Su cevabi verdiler:
"Musluman olduktan sonra iyi olana, cahiliye devrinde yaptiklarindan sorulmayacaktir. Kotu amel isleyene, hem Islam'daki ameli hem de onceki ameli sebebiyle hesap sorulacaktir."
Buhari, Istitabe 1; Muslim, Iman 189, (120).

5043 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimseyi (kufur veya gunah gibi) bir seye cagiran hic kimse yok ki Kiyamet gunu, o cagirdigi seyle birlikte tevkif edilmemis olsun. Mutlaka onunla ayrilmaz sekilde beraberdir. Bir adam bir adami (bir seye) davet etmis olsa dahi! sonra su ayeti okudu. (Mealen): "Onlari hapsedin, cunku onlar mes'uldurler" (Saffat 24).
Tirmizi, Tefsir, Saffat (3226).

KEVSER HAVZI'NIN, MIZAN'IN VE SIRAT KOPRUSU'NUN EVSAFI

5044 - Ebu zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, Kevser havzinin kaplari nedir?" Su cevabi lutfettiler:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, onun kaplari acik ve karanlik bir gecede gokteki yildizlardan daha coktur. Cennetin kaplarindan kim icerse artik omrunun sonuna kadar hic susamaz. Havzin cennetten cikan iki olugu gurul gurul akar. Genisligi uzunluguna denktir. Bu da Amman'dan Eyle'ye olan mesafe kadardir. Suyu sutten daha beyaz, baldan daha tatlidir."
Muslim, Fezail 36, (2300); Tirmizi, Kiyamet 16, (2447).

5045 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her peygamberin bir havzi vardir. Ummeti oraya su almaya gelir. Peygamberlerin her biri, hangisinnin suya geleni cok diye ovunurler. Su almaya gelen ummeti en cok olan peygamberin ben olacagimi umid ediyorum."
Tirmizi, Kiyamet 15, (2445).

5046 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a "Kevser nedir?" diye sorulmustu.
"Cennette bir nehirdir. Allah onu bana verdi. O, sutten daha beyaz, baldan daha tatlidir. Onda (nehirde) bir kus vardir, boynu deve boynuna benzer!" buyurdular. Hz. Omer atilarak: "Oyleyse o mureffehtir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Onu yiyen, ondan da mureffehtir!" buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 15, (2445).

5047 - Hz. Cundub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ben havza ilk geleniniz olacagim!"
Buhari, Rikak 53; Muslim, Fezail 25, (2289).

5048 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben Havzin basina sizden once gelecegim. Bana sizden bazi kimseler yukseltilip (gosterilecek). O kadar ki, egilsem onlari tutarim. Ama hemen geri cekilecekler.
"Ey Rabbim! Bunlar benim ashabim!" derim. Ama bana:
"Senden sonra bunlarin ne bid'alar yaptiklarini sen bilmezsin!" denilir. Ben de:
"Dini benden sonra degistirenler rahmetten uzak olsun, rahmetten uzak olsun!" derim."
Buhari, Rikak 53, Fiten 1; Muslim, Fezail 32, (2297).

5049 - Muslim'in diger bir rivayetinde Ebu Hureyre'den soyle rivayet edilmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetim Havz'in basinda yanima gelecek. Ben, tipki devesinden baskasinin devesini kovan bir kimse gibi, havzimdan (bazi) insanlari kovarim!" Yanimdakiler:
"Ey Allah'in Resulu! Bizi taniyacak misiniz?" dediler.
"Evet buyurdu. Sizin, baskasindan olmayan bir alametiniz olacak. Sizler yanima alin ve abdest uzuvlarinda, abdestin eseri olan bir nurla geleceksiniz. Ancak sizden bir grup benden engellenecek, onlar bana ulasamayacaklar. Ben: "Ey Rabbim onlar benim Ashabim, onlar benim Ashabim!" diyecegim. Ama bir melek bana cevap verip:
"Senden sonra onlar ne bid'alar ortaya cikardilar biliyor musun?" diyecek."
Muslim, Taharet 37, (247).
Bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Havuzum Eyle ile Aden arasindaki mesafeden daha genistir. Onun rengi kardan daha beyaz, baldan daha tatlidir. Onun masrabalari yildizlardan daha coktur."

5050 - Yezid Ibnu Erkam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Siz (ashabim), Havzin basinda yanima gelenlerin yuzbin cuzunden sadece bir cuzunu teskil edeceksiniz!" Yezid'e: O gun siz ne kadardiniz?" diye soruldu da. "Yediyuz veya sekizyuz kadardik!" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Sunnet 26, (4746)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5051 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "(Bir gun), ey Allah'in Resulu! Kiyamet gunu bana sefaat edin!" dedim.
"Insallah yapacagim!" buyurdular. Ben tekrar:
"Sizi nerede arayip bulayim?" dedim.
"Beni ilk aradigin zaman Sirat uzerinde ara!" buyurdular.
"Size (orada) rastlayamazsam?" dedim.
"Mizan'in yaninda beni ara!" buyurdular.
"Orada da size rastlayamazsam?" dedim.
"Oyleyse beni Havz'in yaninda ara! Zira ben uc mevkinin disina cikmam!" buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 10, (2435).

5052 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Atesi hatirlayip agladim, Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Niye agliyorsun?" diye sordu.
"Cehennemi hatirladim da onun icin agladim! Siz, Kiyamet gunu, ailenizi hatirlayacak misiniz?" dedim.
"Uc yerde kimse kimseyi hatirlamaz: Mizan yaninda; tartisi agir mi geldi hafif mi ogreninceye kadar; Sahifelerin ucustugu zaman; kendi defteri nereye dusecek, ogreninceye kadar: Sagina mi soluna mi; yoksa arkasina mi? Sirat'in yaninda; cehennemin iki yakasi ortasina kurulunca; bunu gecinceye kadar."
Ebu Davud, Sunen 28, (4755).

SEFAAT

5053 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Her peygamberin mustecab (Allah'in kabul edecegi) bir duasi vardir. Her peygamber o duayi yapmada acele etti. Ben ise bu duami Kiyamet gununde, ummetime sefaat olarak kullanmak uzere sakladim (kullanmayi ahirete biraktim). Ona insaallah, ummetimden sirk kosmadan olenler nail olacaktir."
Buhari, Da'avat 1, Tevhid 31; Muslim, Iman 334, (198); Muvatta, Kur'an 26, (1, 212); Tirmizi, Da'avat 141, (3597).

5054 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sefaatim, ummetimden buyuk gunah sahipleri icindir."
Tirmizi, Kiyamet 12, (2437); Ebu Davud, Sunnet 23, (4739); Ibnu Mace, zuhd 37, (4310).
Tirmizi, su ziyadeyi kaydeder: "Hz. Cabir radiyallahu anh dedi ki: "Kebair (buyuk gunah) ehli olmayanin sefaate ne ihtiyaci var!"

5055 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gununde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem aleyhisselam'a gelip: "Evlatlarina sefaat et!" diye talepte bulunacaklar. O ise:
"Benim sefaat yetkim yok. Siz Ibrahim aleyhisselam'a gidin! Cunku o Halilullah'tir" diyecek. Insanlar Hz. Ibrahim'e gidecekler. Ancak o da:
"Ben yetkili degilim! Ancak Hz. Isa'ya gidin. Cunku o Ruhullah'tir ve O'nun kelamidir!" diyecek. Bunun uzerine O'na gidecekler. O da:
"Ben buna yetkili degilim. Lakin Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gidin!" diyecek. Boylece bana gelecekler. Ben onlara:
"Ben sefaate yetkiliyim!" diyecegim. Gidip Rabbimin huzuruna cikmak icin izin talep edecegim. Bana izin verilecek. Onunde durup, Allah'inilham edecegi ve su anda muktedir olamayacagim hamdlerle Allah'a medh u senada bulunacak, sonra da Rabbime secdeye kapanacagim. Rabb Teala:
"Ey Muhammed! Basini kaldir! Diledigini soyle, soyledigine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine getirilecektir! Sefaatte bulun, sefaatin kabul edilecektir!" buyuracak. Ben de:
"Ey Rabbim! Ummetimi, ummetimi istiyorum!" diyecegim. Rabb Teala: "(Cabuk onlarin yanina) git! Kimlerin kalbinde bugday veya arpa danesi kadar iman varsa onlari atesten cikar!" diyecek. Ben de gidip bunu yapacagim! Sonra Rabbime donup, onceki hamd u senalarla hamd ve senalarda bulunacagim, secdeye kapanacagim. Bana, oncekinin aynisi soylenecek. Ben de: "Ey Rabbim! Ummetim! Ummetim!" diyecegim. Bana yine:
"Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onlari da atesten cikar!" denilecek. Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin yanina donecegim. Onceki yaptigim gibi yapacagim. Bana, evvelki gibi:
"Basini kaldir!" denilecek. Ben de kaldirip:
"Ey Rabbim! Ummetim! Ummetim!" diyecegim. Bana yine:
"Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktarda imanni olanlari da atesten cikar!" denilecek. Ben gidip bunu da yapacagim. Sonra dorduncu sefer Rabbime donecek, o hamdlerle hamd u senada bulunacagim, sonra secdeye kapanacagim. Bana: "Ey Muhammed! Basini kaldir ve (diledigini) soyle, sana kulak verilecektir! Dile, talebin verilecektir! Sefaat et, sefaatin kabul edilecektir!" denilecek. Ben de: "Ey Rabbim! bana Lailahe illallah diyenleresefaat etmem icin izin ver!" diyecegim. Rabb Teala:
"Bu hususta yetkin yok! -veya: "Bu hususta sana izin yok!- Lakin izzetim, celalim, kibriyam ve azametim hakki icin lailahe illallah diyenleri de atesten cikaracagim!" buyuracak."
Buhari, Tevhid 36, 19, 37, Tefsir, Bakara 1, Rikak 51; Muslim, Iman 322, (193).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5056 - Yine Sahiheyn ve Tirmizi'nin Ebu Hureyre'den kaydettikleri bir rivayet soyledir: "Biz bir davette Resulullah ile beraberdik. Ona sofrada hayvanin on budu(n dan bir parca) ikram edildi. Bud hosuna giderdi. Ondan bir parca isirdi ve:
"Ben Kiyamet gunu ademoglunun efendisiyim! Acaba bunun neden oldugunu biliyor musunuz? (Aciklayayim:) Allah o gun, oncekileri ve sonrakileri tek bir duzlukte toplar. Bakan onlara bakar, cagiran onlari isitir. Gunes onlara yaklasir. Gam ve sikinti, insanlarin tahammul edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri dereceye ulasir. Oyle ki insanlar:
"Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musunuz, sizlere sefaat edecek birini gormuyor musunuz?" demeye baslarlar. Birbirlerine:
"Babaniz Adem var!" derler ve ona gelerek: "Ey Adem! Sen insanlarin babasisin. Allah seni kendi eliyle yaratti, kendi ruhundan sana ufledi. (Butun isimleri sana ogretti). Meleklerine senin onunde secde ettirdi. Seni cennete yerlestirdi. (Allah katinda itibarin, makamin var.) Rabbin nezdinde bizim icin sefaatte bulunmaz misin? Bizim su halimizi, basimiza su geleni gormuyor musun?" derler. Adem aleyhisselam da:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir, daha once bu kadar ofkelenmedi. Bundan sonra da boylesine ofkelenmeyecek. (Esasen sefaate benim yuzum yok, cunku, cennette iken, Allah) beni o agaca yaklasmaktan men etmisti. Ben, bu yasaga asi oldum. (Ben cennette iken isledigim gunah sebebiyle cennetten cikarildim. Bugun gunahlarim affedilirse bu bana yeter). Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin, Nuh aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Nuh aleyhisselam'a gelecekler:
"Ey Nuh! Sen yeryuzu ahalisine gonderilen resullerin ilkisin. Allah seni cok sukreden bir kul (abden sekura) diye isimlendirdi. Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musun? Basimiza gelenleri gormuyor musun? Rabbin nezdinde bizim icin sefaatte bulunmaz misin?" diyecekler. Nuh aleyhisselam da soyle diyecek:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir. Daha once hic bu kkadar ofkelenmedi, bundan sonra da boylesine ofkelenmeyecek! Benim bir dua hakkim vardi. Ben onu kavmimin aleyhine (beddua olarak) yaptim. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin. Ibrahim aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Ibrahim aleyhisselam'a gelecekler:
"Ey Ibrahim! Sen allah'in peygamberi ve arz ahalisi icinde yegane Halilisin, bize Rabbin nezdinde sefaat et! Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musun?" diyecekler. Ibrahim aleyhisselam onlara:
"Rabbim bugun cok ofkeli. Bundan once bu kadar ofkelenmemisti, bundan sonra da bu kadar ofkelenmeyecek. (Sefaat etmeye kendimde yuz de bulamiyorum. Cunku ben) uc kere yalan soyledim!" deyip, bu yalanlarini birer birer sayacak. Sonra sozlerine soyle devam edecek:
"Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin! Musa aleyhisselam'a gidin!" Insanlar, Hz. Musa aleyhisselam'a gelecekler ve:
"Ey Musa! Sen Allah'in peygamberisin. Allah seni, risaletiyle ve hususi kelamiyla insanlardan ustun kildi. Bize Allah nezdinde sefaatte bulun! Icinde bulundugumuz hali gormuyor musun?" diyecekler. Hz. Musa da:
"Bugun Rabbim cok ofkelidir. Daha once boylesine ofkelenmedi, bundan sonra da boylesine ofkelenmeyecek. (Esasen Rabbim nezdinde sefaate yuzum de yok. Cunku) ben, oldurulmesi ile emrolunmadigim bir cana kiydim. (...Bugun ben magfirete mazhar olursam bu bana yeterlidir.) Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin! Hz. Isa aleyhisselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Hz. Isa'ya gelecekler ve:
"Ey Isa, sen Allah'in Peygamberisin ve Meryem'e attigi bir kelamisin ve kendinden bir ruhsun. Ustelik sen besikte iken insanlara konusmustun. Rabbin nezdinde bize sefaat et! Icinde bulundugumuz su hali gormuyor musun?" diyecekler! Hz. Isa aleyhisselam da:
"Bugun Rabbim cok ofkeli. Daha once bu kadar ofkelenmedi, bundan boyle de hic bu kadar ofkelenmeyecek!" diyecek. -Hz. Isa sahsiyla ilgili bir gunah zikretmeksizin- (Bir baska rivayette:) "(Beni, Allah'tan ayri bir ilah edindiler. Bugun bana magfiret edilirse bu bana yeter!") Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden baskasina gidin! Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gidin!" diyecek. Insanlar Muhammed aleyhissalatu vesselam'a gelecekler, -bir diger rivayette: "Bana gelirler!" denmistir- ve:
"Ey Muhammed! Sen Allah'in peygamberisin, butun peygamberlerin sonuncususun. Allah seni gecmis-gelecek butun gunahlarini magfiret buyurdu. Bize Rabbin nezdinde sefaatte bulun. Su icinde bulundugumuz hali gormuyor musun?" diyecekler. Bunun uzerine ben Ars'in altina gidecegim. Rabbim icin secdeye kapanacagim. Derken Allah, benden once hic kimseye acmadigi medh u senalari benim icin acacak (Ben onlarla Rabbime medh u senalarda bulunacagim). Sonra:
"Ey Muhammed basini kaldir ve iste! (Istedigin) sana verilecek! Sefaat talep et! Sefaatin yerine getirilecek!" denilecek. Ben de basimi kaldiracagim ve: "Ey Rabbim ummetim! Ey Rabbim ummetim! Ey Rabbim ummetim!" diyecegim. Bunun uzerine:
"Ey Muhammed! Ummetinden, uzerinde hesap olmayanlari cennet kapilarindan sagdaki kapidan iceri al! Esasen onlar diger kapilarda da insanlara ortaktirlar!" denilecek."
Resulullah sonra soyle buyurdular: "Nefsim kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun. Cennet kapisinin kanatlarindan iki kanadinin arasindaki mesafe Mekke ile Hecer arasindaki veya Mekke ile Busra arasindaki mesafe kadardir."
Buhari, Enbiya 3, 8, Tefsir, Beni Israil 5; Muslim, Iman 327, (194); Tirmizi, Kiyamet 11, (2436).
Hz. Ibrahim aleyhisselam'in kissasiyla ilgili bir rivayette su ziyade var: (Hz. Ibrahim, (insanlar, sefaat etmesi icin kendine geldikleri zaman, Allah'a sefaat talebinde bulunmasina mani olan uc gunahi olarak yildizlar hakkinda sarfettigi "Iste bu Rabbim" (En'am 76) sozunu, atalarinin putlari hakkinda sarfettigi "Belki de bu (putlari kirma) isini onlarin en buyugu yapmistir" (Enbiya 63) sozunu ve bir de: "Ben gercekten hastayim" (Saffat 89) sozunu zikretti."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5057 - Yezid Ibnu Suheyb el-Fakir anlatiyor: "Haricilerin goruslerinden biri icime islemisti, Haccetmek, sonra da (propaganda yapmak uzere) insanlarin karsisina cikmak arzusuyla, kalabalik bir grup icerisinde yola ciktik. Medine'ye ugradik. Orada Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anh, insanlara hadis rivayet ediyordu. Bir ara cehennemlikleri zikretti. Ben: "Ey Resulullah'in arkadasi! Sen ne konusuyorsun? Halbuki Allah Teala Hazretleri: "(Ey Rabbim!) Atese kimi atarsan mutlaka onu rezil-rusvay edersin" (Al-i Imran 192); "Atesten her cikmak isteyislerinde oraya geri cevrilirler" (Secde 20) buyurmaktadir" dedim. Hz. Cabir:
"Sen Kur'an'i okuyor musun?" dedi. Ben de:
"Evet!" dedim.
"Oyleyse onun evvelini oku! Cunku o, kuffar hakkindadir!" dedi ve sonra ilave etti:
"Sen, Allah'in Muhammed aleyhissalatu vesselam'i diriltecegi Makam-i Mahmud'u isittin mi?"
"Evet!" dedim. Dedi ki:
"O, Muhammed aleyhissalatu vesselam'a mahsus mahmud makamdir. Allah Teala Hazretleri o makamin hatirina, cehennemden cikaracaklarini cikarir!"
(Hz. Cabir) sonra, Sirat koprusunun konulusunu ve uzerinden insanlarin gecisini tavsif etti. Biz:
"Bu ihtiyarin, Aleyhissalatu vesselam hakkinda yalan soyleyecegini mi zannedersiniz?" dedik ve Haricilikten rucu ettik. Hayir! Vallahi bizden bir kisiden baska, Haricilikte kalan olmadi."
Muslim, Iman 320, (191).

5058 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, cehennemliklerin, dunyada en mureffeh olani getirilerek atese bir kere batirilacak. Sonra:
"Ey ademoglu denilecek. (Cehennemde) hic nimet gordun mu? Sana hic hayir ugradi mi?"
"Hayir! Ey Rabbim, vallahi hayir!" diyecek. Sonra cennetliklerden dunyudu en fakir olan getirilecek. O da cennete bir sokulup cikarilacak ve kendisine:
"Ey ademoglu (cennette) hic fakirlik gordun mu, hic sikinti cektin mi?" denilecek. O da:
"Hayir! Vallahi ya Rabbi! Basimdan hic fakirlik gecmedi, hicbir sikinti cekmedim" diyecek."
Muslim, Munafikun 55, (2807).

5059 - Yine Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala Hazretleri azabi en hafif olan cehennemlige:
"Eger dunya her seyiyle senin olsaydi, su azabdan kurtulmaya bedel, fidye olarak verir miydin?" diye soracak. Adam: "Evet!" diyecek. Rabb Teala bunun uzerine:
"Sen daha Hz. Adem'in sulbunde iken ben senden bundan daha hafifini istemis: "Bana hicbir seyi ortak kilma da seni atese sokmayayim, cennete koyayim" demistim. Sen buna yanasmadin, sirke girdin" buyuracak."
Buhari, Rikak 51, 49, Enbiya 1; Muslim, Munafikun 51, (2805).

5060 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde olduklari zaman olum getirilir. Cennetle cehennemin arasina konup orada kesilir. Sonra bir munadi nida eder:
"Ey ehl-i cennet! Artik ebediyet var, olum yok! Ey ehl-i nar! Artik ebediyet var, olum yok! Cennetliklerin sururu bununla daha da artar. Cehennemliklerin de huznu artar."
Buhari, Rikak 50, 51; Muslim, Cennet 43, (2850)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
CENNETIN SIFATI
5061 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu's-San, salih kullarim icin gozlerin gormedigi, kulaklarin isitmedigi ve insanin hayal ve hatirindan hic gecmeyen nimetler hazirladim." Ebu Hureyre ilaveten dedi ki:
"Dilerseniz su ayet-i kerimeyi okuyun. (Mealen): "Yaptiklarina karsilik Allah katinda onlar icin goz aydinligi olacak ne mukafaatlarin saklandigini kimse bilemez" (Secde 17).
Buhari, Bed'u'l-Halk 8, Tefsir, Secde 1, Tevhid 35; Muslim, Cennet 2, (2824); Tirmizi, Tefsir, (3195).

5062 - Buhari, bir diger rivayetinde su ziyadeyi kaydeder: "Sehl Ibnu Sa'd anlatiyor -deyip, hadisin aynisini kaydettikten sonra- der ki: "Muhammed Ibnu Ka'b dedi ki: "Onlar Allah icin ameli gizli tuttular. Allah da onlarin sevabini gizli tuttu. Kullar yanina gelince onlari nimete bogacak."
Hadis, bu muhtevada olarak Buhari'de mevcut degildir. Hakim'in el-Mustedrek'inde mevcuttur (2, 413-414).

5063 - Yine Sa'd Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, insanlar neden yaratildi?"
"Sudan!" buyurdular.
"Ya cennet?" dedim, o neden insa edildi?"
"Gumus tugladan ve altin tugladan! Harci da kokulu misk. Cennetin cakillari inci ve yakuttan, topragi da zaferandir. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet gormez, ebediyet kazanir, olumle karsilasmaz. Elbisesi eskimez, gencligi kaybolmaz."
Aleyhissalatu vesselam sozlerine soyle devam buyurdular: "Uc kisi vardir dualari reddedilmez (mutlaka kabul edilir):
-Adil imam (devlet baskani).
-Iftarini yaptigi zaman oruclu.
-Zulme ugrayanin duasi.
Allah, (mazlumun) duasini bulutlarin fevkine cikarir ve onlara sema kapilari acilir ve Allah Teala Hazretleri:
"Izzetime yemin olsun! Vakti uzasa da, duani mutlaka kabul edecegim!" buyurur."
Tirmizi, Cennet 2, (2528).

5064 - Hz. Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Gumusten iki cennet vardir. Kaplari ve icinde bulunan diger seyleri de gumustendir. Altindan iki cennet vardir, kaplari ve iclerinde bulunan diger esyalari da hep altindandir. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini gormeleri arasinda Allah'in vechindeki ridau'l-kibriyadan (buyukluk perdesinden) baska bir sey yoktur."
Buhari, Tefsir, Rahman 1, 2, Bedu'l-Halk 8, Tevhid 24; Muslim, Iman 180, (296); Tirmizi, Cennet 3, (2530).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5065 - Yine ayni kaynaklarda su rivayet gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette, mu'min icin, ici bos tek bir inciden bir cadir vardir. -Bir rivayette- Genisligi altmis mildir. Her kosesinde bir refikasi bulunur, hicbiri digerini gormez, mu'min bunlarin herbirini dolasir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8, Tefsir, Rahman 1, 2, Tevhid 24; Muslim, Cennet 23, (2838); Tirmizi, Cennet 3, (2530).

5066 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette yuz derece vardir. Her iki derece arasinda yuz yil(lik yurume mesafesi) vardir."
Tirmizi, Cennet 4, (2531).

5067 - Ubade Ibnu's-Samit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette yuz derece vardir. Her bir derecenin diger derece ile arasi, sema ile arz arasi kadar genistir. Firdevs bunlarin en yukarida olanidir. Cennetin dort nehri buradan cikar. Bunun ustunde Ars vardir. Allah'tan cennet istediginiz vakit Firdevs'i isteyin."
Tirmizi, Cennet 4, (2533).

5068 - Ebu Said radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette yuz derece vardir. Butun alemler bunlardan birinin icinde toplansalar, hepsini de kusatir, istiab eder."
Tirmizi, Cennet 4, (2534).

5069 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette bir agac vardir ki, binekli bir kimse yuz yil golgesinde yuruse onu katedemez. Isterseniz su ayeti okuyun: (Mealen) "Daimi golgededirler, caglayip duran su baslarindadirlar" (Vaki'a 30-31).
Tirmizi, Tefsir, Vakia, (3289), Cennet 1, (2525).

5070 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Cennette hicbir agac yoktur ki govdesi, altindan olmasin."
Tirmizi, Cennet 1, (2527)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5071 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette, yay kadar bir yer, gunesin uzerine dogdugu veya battigi seyden (dunyadan) daha hayirlidir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8, Tefsir, Vaki'a 1; Muslim, Cennet 6, (2826); Tirmizi, Cennet 1, (2525).
Tirmizi, Hz. Enes'ten su ziyadede bulunmustur: "Sizden birinizin yayi kadar veya kamcisi kadar cennetteki bir yer, dunya ve icindekilerden daha hayirlidir. Cennet ehlinden bir kadin, arz ehline gorunecek olsa, dunya ve icindekileri aydinlatir, arzla sema arasini guzel koku ile doldururdu, onun basortusu dunya ve icindekilerden daha hayirlidir."

5072 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette olan seyden bir tirnagin azalttigi miktar, semavat ve dunya arasinda dort ciheti de tezyin etmis olarak gorunurdu. Eger cennet ehlinden bir adam dunya ehline zuhur etse ve bilezikleri gorunse o(nun savki) gunesin ziyasini bastirirdi, tipki gunesin, yildizlarin ziyasini bastirmasi gibi."
Tirmizi, Cennet 7, (2541).

5073 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sidretu'l-Munteha'ya cikarildim. Orada dort nehir gordum: Iki nehir zahirdi, iki nehir de batin. Zahir olan iki nehir Nil ve Firat nehirleriydi. Batin olanlar da cennetin iki nehri idi."
Buhari, Esribe 12; Muslim, Iman 264, (164).

5074 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Cennette at var mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da:
"Allah Teala Hazretleri seni cennete koydugu takdirde, kizil yakuttan bir at uzerinde orada dolasmak isteyecek olsan, o seni istedigin her yere ucuracaktir" buyurdular. Bunun uzerine diger biri de:
"Cennette deve var mi?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam oncekine soyledigi gibi soylemedi. Soyle buyurdular:
"Eger Allah seni cennete koyarsa, orada caninin her cektigi, gozunun her hoslandigi sey bulunacaktir."
Tirmizi, Cennet 11, (2546).

5075 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennette siyah gozlulerin (hurilerin) toplanma yerleri vardir. Orada, benzerini mahlukatin hic isitmedigi guzel bir sesle sarki okurlar ve soyle soylerler:
"Bizler ebedileriz, hic olmeyiz!
Bizler nimetlere mazhariz, fakr bilmeyiz!
Rabbimizden raziyiz, mukedder olmayiz!
Kendisinin oldugumuz beylerimize ne mutlu!"
Tirmizi, Cennet 24, (2567).

5076 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin bir carsisi vardir. Her cuma oraya gelirler. Derken kuzey ruzgari eser, elbiselerini ve yuzlerini oksar. Bunun tesiriyle husun ve cemalleri artar. Boylece ailelerine, daha da guzellesmis olarak donerler. Hanimlari:
"Vallahi, bizden ayrildiktan sonra sizin cemal ve guzelliginiz artmis!" derler. Erkekler de:
"Sizler de, Allah'a kasem olsun, bizden sonra cok daha guzellesmissiniz!" derler."
Muslim, Cennet 13, (2833).

5077 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Cennette bir carsi vardir. Ancak orada ne alis, ne de satis vardir. Sadece erkek ve kadin suretleri vardir. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o surete girer."
Tirmizi, Cennet 15, (2553).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
CEHENNEMIN EVSAFI

5078 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Yaktiginiz ates var ya, bu, cehennem atesinin yetmis cuzunden bir cuzdur!" buyurmustu. (Yanindakiler):
"Zaten bu ates, vallahi (asileri cezalandirmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Cehennem atesi oburune altmisdokuz kat ustun kilindi. Her bir kat'in harareti, bunun mislindedir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Cennet 29, (2843); Muvatta, Cehennem 1, (2, 994); Tirmizi, Cehennem 7, (2592).

5079 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem atesi bin yil yakildi. Oyle ki kipkirmizi oldu. Sonra bin yil daha yakildi, oyle ki beyazlasti. Sonra bin yil daha yakildi. Simdi o siyah ve karanliktir."
Tirmizi, Cehennem 8, (2594); Muvatta, Cehennem 2, (2, 994). Metin Tirmizi'ye aittir.

5080 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennemi kusatan surun dort (ayri) duvari vardir. Her duvarin kalinligi kirk yillik yurume mesafesi kadardir."
Tirmizi, Cehennem 4, (2587)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5081 - Hasan Basri rahimehullah anlatiyor: "Utbe Ibnu Gazvan radiyallahu anh, Basra'da minberde (hutbe esnasinda) dedi ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bize soyle buyurmuslardi: "Cehennemin kiyisindan buyuk bir tas birakildi. Bu tas yetmis yil asagi dogru dustu de henuz dibe ulasmadi."
(Utbe Ibnu Gazvan, devamla) der ki: "Hz. Omer radiyallahu anh: "Atesi cok zikredip hatirlayin. Zira onun harareti pek siddetlidir; derinligi cok fazladir, cengelleri demirdendir" buyurdu."
Tirmizi, Cehennem 2, (2578).

5082 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Veyl, cehennemde bir vadidir. Kafir orada, kirk yil batar da dibine ulasamaz."
Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3164).

5083 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Eger zakkumdan, dunyaya tek damla damlatilacak olsa, bu dunya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. Oyleyse, yiyecek ve icecegi zakkum olan cehennemligin hali ne olur (anlayin)!"
Tirmizi, Cehennem 4, (2588).

5084 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem, Rabbine sikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parcam diger bir parcami yemektedir" dedi. bununn uzerine, Allah Teala hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi: Bir nefes kista, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladiginiz en siddetli sicaktir. (Kistaki nefesi de) sizin rastladiginiz en siddetli (soguk olan) zemherirdir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 10; Muslim, Mesacid 185, (617); Tirmizi, Cehennem 9, (2595).

5085 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, atesten bir parca, boyun seklinde uzanir. Bunun, goren iki gozu, isiten iki kulagi, konusan bir dili vardir. Der ki: "Ben uc takim (insani cezalandirmak) icin vazifelendirildim: Allah'la birlikte bir baska ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbar, tasvirciler."
Tirmizi, Cehennem 1, (2577).

5086 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu cehennem, yetmisbin yulari oldugu halde getirilir. Her yularinda, onu ceken yetmisbin melek vardir."
Muslim, Cennet 29, (2842); Tirmizi, Cehennem 1, (2576).

5087 - Mucahid anlatiyor: "Ibnu Abbas radiyallahu anhuma bana: "Cehennemin genisligi ne kadardir, biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayir!" deyince: "Dogru, Allah'a yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aise radiyallahu anha dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'a:
"Kiyamet gunu Arz toptan O'nun bir kabzasidir (tam tasarrufundadir). Gokler de O'nun sag eliyle durulmuslerdir" (Zumer 67) ayetinden sormus ve:
"Bu sirada insanlar nerede olurlar (ey Allah'in Resulu)" demistim. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem koprusunde!" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Zumer, (3242).

CENNET VE CEHENNEMIN MUSTEREK YONLERI

5088 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala Hazretleri cenneti yarattigi zaman Cibril aleyhisselam'a:
"Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete bakti ve: "(Ey Rabbim!) Senin izzetine yemin olsun, onu isitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teala Hazretleri) cennetin etrafini mekruhlarla cevirdi. Sonra: "Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha bakti. Sonra da:
"Korkarim, ona hic kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratinca, Cebrail'e:
"Git, bir de suna bak!" buyurdu. O da gidip ona bakti ve:
"Izzetine yemin olsun, isitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teala hazretleri de onun etrafini sehvetlerle kusatti. Sonra da:
"Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona bakti. Dondugu zaman:
"Izzetine yemin olsun, tek kisi kalmayip herkesin ona gireceginden korkuyorum!" dedi."
Ebu Davud, Sunnet 25, (4744); Tirmizi, Cennet 21, (2563); Nesai, Eyman 3, (7, 3).

5089 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennetin etrafi mekarihle (nefsin hoslanmadigi seylerle) sarilmistir. Cehennemin etraf i da sehevi (nefsin arzuladigi, cazip) seylerle sarilmistir."
Sahiheyn'de, Ebu Hureyre'den bu rivayet aynen gelmistir. Ancak iki yerde "huffet" (=sarilmis) kelimesine bedel "hucibet" (=ortulmus) kelimesi kullanilmistir.

5090 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem, icerisine asiler atildikca: "Daha var mi?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-Izze'nin cehennemin uzerine ayagini koyup, iki yakasini durup birlestirmesine kadar devam eder. Iste o zaman cehennem:
"Yeter, yeter. Izzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalik devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratir ve bunlari cennetin fazla kismina yerlestirir."
Buhari, Tefsir, Kaf 1, Eyman 12, Tevhid 7; Muslim, Cennet 37, (2848); Tirmizi, Tefsir, Kaf, (3268)
 
Üst