Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
CENNETLIKLER

5091 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambuyurdular ki:
"Cennet ehli, gurfelerde kalanlari seyrederler, tipki gokteki yildizlari seyretmeniz gibi."
Buhari, Rikak 51; Muslim, Cennet 10, (2830).

5092 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehli gurfelerde kalanlari (ehl-i guraf) gorurler. Tipki, ufukta dogudan batiya giden inci gibi parlak yildizlari gordugunuz gibi. Aralarindaki fazilet farki, (gurfe ehlini) boyle yukarida gosterir."
Bunun uzerine Ashab: "Ey Allah'in Resulu! Bu soylediginiz, peygamberlerin makami olmali, baskalari oraya ulasamamali!" dedi. Ancak Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun! Gurfelerde kalanlar (peygamberler degiller), Allah'a inanip peygamberleri tasdik eden kimselerdir!" buyurdular."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8; Muslim, Cennet 11, (2831).

5093 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennete ilk girecek zumre, dolunay gecesindeki ay suretindedir. Onu takip eden zumre, parlaklik yonuyle gokteki en buyuk yildiz gibidir. Cennetlikler bevletmezler, buyuk abdest de bozmazlar, tukurmezler, sumkurmezler de. Taraklari altindandir, terleri misktir. Buhurdanlari od agacindan, zevceleri kara gozlu hurilerden olacak. Onlar atalari Adem'in yaratilisi uzere, altmis zira boyunda tek bir adam suretinde olacaklar."
Buhari, Bed'u'l-Halk 8, Enbiya 1; Muslim, Cennet 15, (2834); Tirmizi, Cennet 7, (2540).

5094 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam : "Cennet ehli cennette yerler ve icerler. ancak tukurmezler, kucuk ve buyuk abdest bozmazlar, sumkurmezler de!" buyurmustu. Ashab:
"Peki yedikleri ne olur?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam:
"Gegirmek ve misk sizintisi gibi ter! Onlara tipki nefes ilham olundugu gibi tesbih ve tahmid ilham olunur."
Muslim, Cennet 18, (3835); Ebu Davud, Sunnet 23, (4741).

5095 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimse cennetlik olarak olunce, buyuk veya kucuk, yasi ne olursa olsun, otuz yasinda bir kimse olarak cennete girer ve artik bu yas ebediyyen degismez. Cehennemlikler icin de durum boyledir."
Tirmizi, Cennet 23, (2565).

5096 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin vucudu kilsiz, yuzu sakalsiz, gozleri surmelidir, genclikleri zail olmaz, elbiseleri eskimez."
Tirmizi, Cennet 8, (2542).
Tirmizi'nin bir rivayetinde su ziyade var: "Cennetliklerin baslarinda taclar vardir. Tactaki tek bir inci, mesrik ile magrib arasini aydinlatir."

5097 - Ebu Rezin el-Ukayli radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin cocugu olmaz, (orada dogum yoktur)."
Tirmizi, Cennet 23, (2566).

5098 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Mu'mine cennette su su kadar (kadinla) cima gucu verilir!" buyurmuslardi. Kendisine:
"Ey Allah'in Resulu! Buna takat getirilebilir mi?" diye soruldu.
"Yuz (kisinin) gucu verilir! (Boyle olunca takat getirir!)" buyurdular."
Tirmizi, Cennet 6, (2539).

5099 - el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu arz, tek bir corek olacak. Cebbar (olan Allah Teala hazretleri), onu, cennetliklere azik olarak elinde cevirecektir, tipki sizin sefer sirasinda coreginizi cevirdiginiz gibi!" Bu sirada bir yahudi gelerek:
"Ey Ebu'l-Kasim! Rahman (olan Allah) seni mubarek kilsin! Kiyamet gunu cennet ehlinin (istah acici) ikrami ne olacak haber vereyim mi?" dedi. Efendimiz:
"Soyle bakalim!" buyurdular. Adam, tipki Aleyhissalatu vesselam'in soyledigi gibi:
"Arz, tek bir corek olur!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselambize baktilar. Sonra azi disleri gorununceye kadar tebessum buyurdular ve:
"Peki cennet ehlinin katiklarini sana haber vereyim mi?" dediler. Adam: "Buyurun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Balam ve nun!" buyurdular. Adam:
"Bu nedir?" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Okuz ve baliktir. Bunlarin cigerlerinin kenarindan yetmisbin kisi yer" buyurdular."
Buhari, Rikak 44; Muslim, Munafikun 30, (2792).

5100 - el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinden derecesi en dusuk olanin seksenbin hizmetcisi, yetmisiki zevcesi vardir. Onun icin inciden, zebercedden ve yakuttan bir cadir kurulur. Bu cadir, Cabiye'den San'a'ya kadar uzanan bir buyukluktedir."
Tirmizi, Cennet 23, (2565)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5101 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ehlinin mertebece en dusuk olani o kimsedir ki: Bahcelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetcilerine, koltuklarina bakar. Bunlar bin yillik yurume mesafesini doldururlar.
Cennetliklerin Allah nezdinde en kiymetli olanlari ise, vech-i ilahiye sabah ve aksam nazar ederler."
Resulullah aleyhissalatu vesselam sonra su ayeti okudu. (Mealen): "Yuzler vardir, o gun ter u tazedir, Rablerini gorecektir" (Kiyamet 22-23).
Tirmizi, Cennet 17, (2556), Tefsir, Kiyamet (3327).

5102 - Mugire Ibnu Su'be radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Musa aleyhisselam Rabbine sordu:
"Derece itibariyle cennet ehlinin en dusugu nasildir?" Rab Teala buyurdu: "O, cennet ehli cennete dahil edildikten sonra gelecek olan bir adamdir ki kendisine:
"Cennete gir!" denilir. Adam:
"Ey Rabbim nasil gireyim. Herkes yerlerine yerlesti, mekanlarini tuttu!" der. Ona soyle denilir:
"Sana dunya meliklerinden birinin mulku kadar mulk verilmesine razi misin?"
"Rabbim, raziyim!" der. Rab Teala:
"Sana bu verilmistir. Onun misli, onun misli, onun misli, onun misli de."
Adam besincide: "Ey Rabbim razi oldum (yeter!)" der. Rab Teala:
"Bu sana verildi, on misli daha verildi. Ayrica gonlun her ne isterse, gozun neden zevk alirsa, sana hep verilmistir!" buyurur. Adam:
"Rabbim razi oldum(yeter!)" der. (Hz. Musa sormaya devam eder):
"Ya derecesi en ustun olan (nasildir)?"
"Iste irade ettiklerim bunlardi. Onlarin keramet fidanlarini kendi elimle diktim ve uzerlerine muhur vurdum. Onlara hazirladigimi, ne bir goz gormus ne bir kulak isitmistir, hicbir beser kalbine de hutur etmemistir."
Muslim, Iman 312, (189); Tirmizi, Tefsir, Secde, (3196).

5103 - Ebu Sa'id el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri cennet ehline;
"Ey cennet ahalisi!" diye seslenir. Onlar:
"Ey Rabbimiz, buyur! Ebrine amadeyiz! Hayir senin elindedir!" derler. Rab Teala:
"Razi oldunuz mu? diye sorar. Onlar:
"Ey Rabbimiz! Razi olmamak ne haddimize! Sen bize mahlukatindan bir baskasina vermedigin nimetler verdin!" derler. Rab Teala:
"Ben sizlere bundan daha fazlasini vereyim mi?" der. Onlar:
"Bu verdiklerinden daha ustun ne olabilir?" derler. Rab Teala:
"Size rizami helal kildim. Artik, size ebediyen gadab etmeyecegim!" buyururlar."
Buhari, Rikak 51, Tevhid 38; Muslim, Cennet 9, (2829); Tirmizi, Cennet 18, (2558).

5104 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bana cennete giren ilk uc kisi arzedildi. Bunlardan biri sehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de Allah'a ibadetini guzel yapan ve efendilerine hayirhah olan bir kole idi."
Tirmizi, Fezailu'l-Cihad 13, (1642).

5105 - Harise Ibnu Vehb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Size cennet ehlini haber vereyim mi?" buyurdular. Ashab:
"Evet ey Allah'in Resulu" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Her bir bicare addedilen zayif kimsedir. Bu kimse, bir hususta Allah'a yemin etse, Allah onun diledigini yerine getirirek tebrie eder ve hanis kilmaz" buyurdu ve tekrar sordu:
"Size cehennem ehlini haber vereyim mi? Bunlar kaba, cimri ve kibirli kimselerdir."
Buhari, Tefsir, Nun 1, Edeb 61, Eyman 9; Muslim, Cennet 46, (2853); Tirmizi, Cehennem 13, (2608).

5106 - Ebu Davud'da Harise radiyallahu anh'tan gelen bir rivayette, Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle buyurmustur:
"Cennete ne zengin cimri, ne de kaba merhametsiz girer."
Ebu Davud, Edeb 8, (4801).

CEHENNEMLIKLER

5107 - Nu'man Ibnu Besir radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olani, ayaginda atesten bir nalin ve nalin bagi olan kimsedir ki, ayagindakiler sebebiyle, tipki tencerenin kaynamasi gibi, basinda dimagi kaynar. Oyle tahammulfersa bir azam duyar ki, azabca insanlarin en hafifi oldugu halde, kendinden siddetli azab ceken olmadigini zanneder."
Buhari, Rikak 8; Muslim, Iman 363, (213); Tirmizi, Cehennem 12, (2607).

5108 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kismi vardir, ates onlari topuguna kadar yakalar, bir kismi vardir, dizlerine kadar yakalar, bir kismi vardir kemere kadar yakalar, bir kismi vardir koprucuk kemigine kadar yakalar."
Muslim, Cennet 33, (2845).

5109 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennem ehline aclik musallat edilir. Bu, icinde bulunduklari azaba esit dereceye ulasir. Acliga karsi yardim talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve acligi gidermeyen dari' (denen dikenli bir ot) verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de bogazda tikanip kalan bir yiyecekle imdat edilir. (Bu da bogazlarinda takilir kalir, ne ileri gecer, ne de geri gelir.) Derken, dunyada iken, bu durumda, bir icecekle takilan lokmalari kaydirdiklarini hatirlarlar ve bir icecek talep ederler. Kendilerine demir kancalar bulunan kaplarda kaynar sular verilir. Bu kaplar, yuzlerine yaklastirilinca, yuzlerini daglayip atar. Su karinlarina girince, icerilerini param parca eder. Bu sefer de:
"Cehennemin bekcilerini cagirin, ola ki azabimizi biraz hafifletir!" derler. Onlari cagirirlar. Onlar gelince:

"Size peygamberleriniz bu halleri aciklayan haberleri getirmemis miydi?" derler. Onlar:
"Evet getirmisti (ama dinlemedik)" derler. Bunun uzerine, bekciler:
"Siz isteyin durun! Kafirlerin istekleri (burada) bosadir!" derler" (Gafir 50). Cehennemlikler bekcilerden umidi kesince:
"(Cehenneme muvekkel melek) Malik'i cagirin!" derler. (Malik gelince):
"Ey Malik, (soyle de) Rabbin bizim hakkimizda olume hukmetsin!" derler. Malik de onlara:
"Hayir! (Siz burada canli olarak ebedi) kalicilarsiniz!" diye cevap verecek" (Zuhruf 77).
(Hadisin ravilerinden) A'mes rahimehullah der ki: "Bana bildirildi ki, cehennemliklerin Malik'e yalvarmalari ile Malik'in onlara verdigi cevap arasinda bin yillak zaman gececektir. Cehennemlikler, bu sefer aralarinda:
"Rabbinize dua edin, sizin icin O'ndan daha hayirli kimse yok!" diyecekler ve elbirlik soyle yakaracaklar:
"Ey Rabbimiz, bedbahtligimiz bize galebe calmisti, biz gercekten sapitmis kimselerdik. Ey Rabbimiz bizi bundan cikar. Eger (yine) kufre donersek artik hic suphesiz ki zalimlerden oluruz" (Mu'minun 106-107). Rab Teal, onlara: "Cehennemin icine yikilip gidin! Bana bir sey soylemeyin!" diyecek" (Mu'minun 108).
Resulullah devamla dedi ki: "Bu cevap uzerine, cehennem ehli her cesit hayirdan umidlerini keserler; hickirmaya, nedamet etmeye, dovunup yirtinmaya baslarlar."
Tirmizi, Cehennem 5, (2589).

5110 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dokulur. Bu su, vucudlarinin icine nufuz eder, oyle ki karinlarina kadar ulasir; iclerinde ne var ne yok, soker atar ve ayaklarini delip gecer. Bu hadise "Bununla karinlarinin icinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir" (Hacc 20) ayetinde zikri gecen eritme (es-Sahru) hadisesidir. Sonra (eriyen cesedleri) eski haline iade edilir."
Tirmizi, Cehennem 4, (2585)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5111 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kafirin cehennemdeki bir azi disi Uhud dagi kadardir. Derisinin kalinligi da uc gecelik yol mesafesidir."
Muslim, Cennet 44, (2851); Tirmizi, Cehennem 3, (2580, 2581, 2582).

5112 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kafir, bir iki fersah uzunlugundaki dilini Kiyamet gunu yerde surur, (Mevkif'te) insanlar onun uzerine basarlar."
Tirmizi, Cehennem 3, (2583).

5113 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu ilk cagrilacak olan, Hz. Adem'dir. Hak Teala Hazretleri:
"Ey Adem!" der. Hz. Adem:
"Buyur ey Rabbim, emrindeyim!" der. Rabb Teala:
"Zurriyyetinden cehenneme girecekleri ayir!" emreder. Adem:
"Ey Rabbim ne miktarini ayirayim?" diye sorar. Rabb Teala:
"Her yuzden doksandokuzunu!" ferman buyurur."
(Ashab bu esnada atilip): "Ey Allah'in Resulu! Bizden geriye ne kaldi?" derler. Aleyhissalatu vesselam:
"Benim ummetim, diger ummetler yaninda siyah okuzun basindaki beyaz tuy gibi (az)dir!" buyurdular."
Buhari, Rikak 45.

5114 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Ibrahim aleyhisselam, Kiyamet gunu, babasi Azer'i (yuzu) uzerinde bir siyahlik ve toz toprak oldugu halde gorur. Babasina:
"Ben sana dunyada iken, "Bana, asi olma!" demedim mi?" der. Babasi ona:
"Iste bugun ben artik sana asi olmayacagim!" der. Bunun uzerine Ibrahim aleyhisselam:
"Ey Rabbim! Sen yeniden diriltilme gununde beni rusvay etmeyecegini vaadetmistin. Rahmetten uzak babamin halinden daha rusvay edici baska ne var?" diye yakarir. Allah Teala Hazretleri:
"Ben cenneti kafirlere haram kildim!" cevabinda bulunur. Sonra soyle nida edilir:
"Ey Ibrahim, ayaklarinin altinda ne var, biliyor musun?" Ibrahim yere bakar ve kana bulanmis bir sirtlan gorur. Derhal ayaklarindan tutulup atese atilir. (Iste bu, Ibrahim'in babasidir, o cirkin surete sokulmustur)."
Buhari, Enbiya 8, Tefsir, Su'ara 1.

CENNETLIKLERIN VE CEHENNEMLIKLERIN MUSTEREKEN ZIKREDILDIGI HADISLER

5115 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennet ve cehennem, aralarinda (ihtilaf ederek Allah nezdinde) dava actilar. Cehennem:
"Ben, mutekebbirler (dunyada buyukluk taslayanlar) ve mutecebbirler (zorbalik yapanlar) icin tercih edildim!" diye ovundu. Cennet de:
"(Ey Rabbim!) Bana nicin sadece zayiflar ve (insanlar nazarinda) dusuk olanlar, (hakir gorulenler) girer?" dedi. Allah Teala Hazretleri once cennete hitap etti:
"Sen benim rahmetimsin. Kullarimdan dilediklerime rahmetimi seninle ulastiracagim!" Sonra da cehenneme hitap etti:
"Sen de benim azabimsin. Kullarimdan diledigimi seninle azablandiracagim!" (Her ikisine yonelerek):
"Ikiniz(in de vazifesi var! Ikiniz de) dolacaksiniz!" buyurdu. Ancak cehennem, bir turlu dolmak bilmedi. Allah Teala da ayagini uzerine basti. Derken cehennem:
"Yeter! Yeter!" diye inledi. Bu suretle dolmus olan cehennemin agzi birbirine kavustu. Allah mahlukatindan hicbir ferde asla zulmetmez.
Cennete gelince, Allah onu yeni mahlukat yaratarak onu dolduracaktir."
Buhari, Tefsir, Kaf 1, Tevhid 25; Muslim, Cennet 35, (2846); Tirmizi, Cennet 22, (2564).

5116 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hakkiyla cehennemlik olan cehennemlikler var ya, onlar cehennemde ne olurler ne de yasarlar. Lakin gunahlari -yahut hatalari denmistir- sebebiyle atese ducar olan birkisim kimseler vardir ki, ates onlari tamamen oldurur. Yanip komur olduktan sonra, kendilerine sefaat edilme izni verilir. Boylece grup grup getirilirler ve cennet nehirlerine dagitilirlar. Sonra:
"Ey cennet ehli! Bunlarin uzerlerine su dokun" denilir. Bunlar, sel yataginda biten bir ot gibi yeniden biterler."
Muslim, Iman 306, (185).

5117 - Yine Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'minler cehennemden kurtarilip, cennetle cehennem arasindaki koprude bir muddet hapsedilirler. Bu sirada, aralarinda dunyada gecmis olan haksizliklar kisas edilir. Boylece gunahlardan temizlenip paklandiktan sonra cennete girmelerine izin verilir. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, onlardan herbiri, cennetteki evini, dunyadaki evinden daha iyi bilir."
Buhari, Mezalim 1, Rikak 48.

5118 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhammed aleyhissalatu vesselam'in sefaati ile, birkisim insanlar cehennemden cikacak, cennete girecektir. Bunlara cehennemlikler denecektir."
Buhari, Rikak 513, Ebu Davud, Sunnet 23, (4740); Tirmizi, Cehennem 10, (2603).

5119 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cehenneme giren iki kisinin oradaki bagirtilari siddetlenecek. Allah Teala Hazretleri: "Cikarin bunlari!" buyuracak. Onlara:
"Nicin bagiriyorsunuz?" diye sorulacak. Onlar:
"Bize merhamet edesin diye boyle yaptik!" diyecekler. Rab Teala:
"Benim size rahmetim, gidip kendinizi atese atmaniz seklindedir!" buyuracak. Onlar gidecekler. Biri kendisini atese atacak. Allah da atesi ona soguk ve selametli kilacak. Digeri kalkar fakat kendini atese atamaz. Allah Teala hazretleri:
"Arkadasinin attigi gibi, seni de kendini atmaktan alikoyan nedir?" diye sorar. Adam:
"Ey Rabbim, beni ondan cikardiktan sonra oraya bir kere daha gondermeyecegini umid ediyorum!" der. Allah Teala hazretleri:
"Haydi umidini verdim!" der. Ikisi de Allah'in rahmetiyle cennete sokulurlar."
Tirmizi, Cehennem 10, (2602).

5120 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennete en son giren kimse, bazan yurur, bazan aglar. Ates de arada sirada onu yalar gecer. Cehennemi tamamen gecince donup ona bir nazar eder ve:
"senden beni kurtaran Allah munezzehdir! Allah Teala hazretleri, bana evvelin ve ahirinden hic kimseye vermedigi seyi verdi!" der. Derken ona bir agac gosterilir.
"Ya Rabbi! der, beni su agaca yaklastir da altinda golgeleneyim, suyundan iceyim!" Allah Teala hazretleri:
"Ey ademoglu! Diledigini versem benden baska bir sey istemezsin degil mi?" der. Adam:
"Ey Rabbim, ondan baska bir sey istemeyecegim!" der ve baska bir sey istemeyecegine dair soz verir. Rabbi de onun ozrunu kabul eder. Cunku o, sabredemeyecegi seyi gormustur. Onu agaca yaklastirir. Adamcagiz, onun golgesinde golgelenir, suyundan icer. Sonra adama, evvelkinden daha guzel bir agac daha gosterilir. Dayanamayip:
"Ey Rabbim! Beni suna yaklastir, golgesinde golgeleneyim, suyundan iceyim, artik senden baska bir sey istemeyecegim!" der. Allah Teala:
"Ey ademoglu! Bana oncekinden baskasini istememeye soz vermemis miydin? Ben seni yaklastiracak olsam baska seyler isteyeceksin!" der. Adam, baska sey istemeyecegi hususunda soz verir. Rabbi de onu mazur gorur. Cunku o, sabredemeyecegi seyi gormustur. Adami ona yaklastirir. Adam onun golgesinde golgelenir, suyundan icer.
Sonra ona cennetin kapisinin yaninda bir agac yukseltilir. Bu agac diger ikisinden daha guzeldir. Adam yine:
"Ey Rabbim" Beni suna yaklastir da golgesinde golgeleneyim, suyundan iceyim, senden baska bir sey istemiyorum!" der. Rab Teala:
"Ey ademoglu! Sen ondan baska bir sey istemeyecegine dair bana soz vermemis miydin?" der. Adam:
"Evet, Rabbim! Senden baska bir sey istemeyecegim!" der. Rabbi onu mazur gorur. Cunku o, sabredemeyecegi bir sey gormustur. Onu bu agaca yaklastirir. Adam ona yaklastirilinca cennet ehlinin seslerini isitir. (Dayanamayip):
"Ey Rabbim! Beni cennete sok!" der. Rab Teala:
"Ey ademoglu! Beni senden kurtaracak sey nedir! Dunya kadarini ve beraberinde mislini versem razi olur musun!" der. Adam:
"Ey Rabbim! Benimle istihza mi ediyorsun? sen ki alemlerin Rabbisin!" der."
Ibnu Mes'ud bu noktada guldu ve: "Niye guldugumu sormuyor musunuz?" dedi.
"Niye guldun soyle!" dediler.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam da boyle gulmustu. "Niye guldunuz?" diye soruldu da:
"Rabbulalemin'in, adamin "Sen ki alemlerin Rabbisin, benimle istihza mi ediyorsun?" demesine gulmesine guluyorum!" dedi.
Allah Teala Hazretleri:
"Ben seninle istihza etmiyorum. Lakin ben, Azimussan diledigimi yapmaya kadirim!" buyurdular."
Muslim, Iman 310, (187)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
RU'YETULLAH (ALLAH'IN GORULMESI)

5121 - Cerir Ibnu Abdillah radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir dolunay gecesi, aya bakti ve:
"Siz su ayi gordugunuz gibi, Rabbinizi de boyle perdesiz goreceksiniz ve O'nu gormede bir sikisikliga dusmeyeceksiniz (herkes rahatca gorecek). Artik, gunesin dogma ve batmasindan once hic bir namaz hususunda size galebe calinmamasina gucunuz yeterse bunu yapin (namazlari vaktinde kilin, vaktini gecirmeyin)."
Cerir der ki: "Resulullah, sonra su ayeti okudu: "Rabbini gunesin dogmasindan ve batmasindan once hamd ile tesbih et" (Ta-ha 13).
Buhari, Mevakitu's-Salat 6, 26, Tefsir, Kaf 1, Tevhid 24; Muslim, Mesacid 211, (633); Ebu Davud, Sunnet 20, (4729); Tirmizi, Cennet 16, (2554).

5122 - Hz. Suheyb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cennetlikler cennete girince Allah Teala Hazretleri:
"Bir sey daha istiyorsaniz soyleyin, onu da ilaveten vereyim!" buyurur. Cennetlikler:
"Sen bizim yuzlerimizi ak etmedin mi? Sen bizi cennete koymadin mi? Sen bizi cehennemden kurtarmadin mi (daha ne isteyecegiz?)" derler. Derken perde acilir. Onlara, yuce Rablerine bakmaktan daha sevimli bir sey verilmemistir."
Suheyb der ki: "Resulullah bu sozlerinden sonra su ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "Iyi is, guzel amel yapanlara daha guzel iyilik bir de ziyade vardir" (Yunus 26).
Muslim, Imam 297, (181); Tirmizi, Cennet 16, (2555).

5123 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a: "Sen Rab Teala'ni hic gordun mu?" diye sordum.
"Nurdur, ben O'nu nasil gorurum" buyurdular."
Muslim, Iman 291, (178); Tirmizi, Tefsir, Necm, (3278).

5124 - Mesruk rahimehullah anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha'ya dedim ki: "Ey annecigim! Muhammed aleyhissalatu vesselam Rabbini gordu mu?" Bu soru uzerine:
"Soyledigin sozden tuylerim urperdi. Senin uc hatali sozden haberin yok mu? Kim onlari sana soylerse yalan soylemis olur. Soyle ki: Kim sana: "Muhammed Rabbini gordu" derse yalan soylemis olur.
(Hz. Aise bu noktada, sozune delil olarak) su ayeti okudu. (Mealen): "Onu gozler idrak edemez, O ise gozleri idrak eder" (En'am 103).
Devamla dedi ki: "Kim sana derse ki Muhammed yarin olacak seyi bilir, yalan soylemistir. Zira ayet-i kerimede (mealen): "Hicbir nefis yarin ne kesbedecegini bilemez" (Lokman 34) buyrulmustur. Kim sana "Muhammed'in vahiyden birsey gizledigini soylerse o da yalan soylemistir. Cunku ayet-i kerimede (Mealen): "Ey Peygamber! Sana Rabbinden her indirileni teblig et. Sayet bunu yapmazsan Allah'in risaletini teblig etmis olmazsin" (Maide 67) buyrulmustur. Lakin Resulullah aleyhissalatu vesselam Cibril'i (suret-i asliyesinde) iki sefer gormustur."
Buhari, Tefsir, Maide 7, Bed'u'l-Halk 6, Tefsir, Necm 1, Tevhid 4; Muslim, Iman 287, (177); Tirmizi, Tefsir, En'am, (3070).

HELAL KAZANCA TESVIK, HARAMDAN SAKINDIRMA

5125 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam(bir gun) soyle hitap ettiler:
"Ey insanlar! Allah Teala hazretleri tayyibtir, tayyibten baska bir sey kabul etmez. Allah'in mu'minlere emrettigi seyler, peygambere emretmis olduklarinin aynisidir. Nitekim Allah Teala hazretleri (peygamberlere):
"Ey peygamberler, temizolanlardan yiyin ve salih amel isleyin" (Mu'minun 51) emretmis, mu'minlere de:
"Ey iman edenler, size rizik olarak verdiklerimizin temizlerinden yiyin" (Bakara 172) diye emirde bulunmustur."
Sonra seferi uzatip, saci basi daginik, toz-toprak icinde kalan ve elini semaya kaldirip: "Ey Rabbim, ey Rabbim" diye dua eden bir yolcuyu zikredip, dedi ki:
"Bu yolcunun yedigi haram, ictigi haram, giydigi haramdir ve (netice itibariyle) haramla beslenmektedir. Peki boyle bir kimsenin duasina nasil icabet edilir?" buyurdular."
Muslim, Zekat 65, (1015); Tirmizi, Tefsir, Bakara (2992).

5126 - Havle el-Ensariyye radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim. Soyle buyurmuslardi:
"Bir kisim insan vardir, Allah'in mulkunden haksiz bir surette mal elde etmeye girisirler. Halbuki bu, Kiyamet gunu onlara bir atestir, baska degil."
Buhari, Hums 7; Tirmizi, Zuhd 41, (2375).

5127 - Nu'man Ibnu Besir radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Surasi muhakkak ki, haramlar apacik bellidir, helaller de apacik bellidir. Bu ikisi arasinda (haram veya helal oldugu) supheli olanlar vardir. Insanlardan cogu bunlari bilmez. Bu durumda, kim supheli seylerden kacinirsa, dinini de, irzini da tebrie etmis olur. Kim de supheli seylere duserse harama dusmus olur, tipki korulugun etrafinda surusunu otlatan coban gibi ki, her an koruluga dusebilecek durumdadir. Haberiniz olsun, her melikin bir korulugu vardir, Allah'in korulugu da haramlaridir. Haberiniz olsun, cesette bir et parcasi var ki, eger o saglikli olursa, cesedin tamami saglikli olur, eger o bozulursa, cesedin tamami bozulur. Haberiniz olsun bu et parcasi kalptir."
Buhari, Iman 39, Buyu' 2; Muslim, Musakat 107, (1599); Ebu Davud, Buyu' 3, (3329, 3330); Tirmizi, Buyu 1, (1205); Nesai, Buyu 2, (7, 241).

5128 - Selman el-Farisi ve Ibnu Abbas radiyallahu anhum anlatiyorlar:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Helal, Allah Teala hazretlerinin kitabinda helal kildigi seydir. Haram da Allah Teala Hazretlerinin kitabinda haram kildigi seydir. Hakkinda sukut ettigi sey ise affedilmistir. Onun hakkinda sual kulfetine girmeyiniz."
Rezin tahric etmistir. Tirmizi, Libas 6, (1726); Ibnu Mace, Et'ime 60, (3367).

5129 - Mikdam Ibnu Ma'dikerb radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Beni Adem'den) hic kimse elinin emeginden daha hayirli bir taami asla yememistir. Allah'in peygamberi Davud aleyhisselam elinin emegini yerdi."
Buhari, Buyu' 15.

5130 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Oyle devir gelecek ki, insanoglu, aldigi seyin helalden mi, haramdan mi olduguna hic aldirmayacak."
Buhari, Buyu' 7, 23; Nesai, Buyu' 2, (7, 243).
Rezin su ziyadede bulunmustur: "Boylelerinin hicbir duasi kabul edilmez."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
MUBAH OLAN KAZANCLAR VE TAAMLAR

5131 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhakkakk ki yediginizin en temizi kendi kesbinizden olandir. Muhakkak ki evladlariniz da kendi kesbinizdendir."
Ebu Davud, Buyu' 79; Tirmizi, Ahkam, 22, (1358); Nesai, Buyu' 1, (7, 249); Ibnu Mace, Tiarat 1, (2137), 64, (2290).

5132 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh anlatiyor: "Sanki Mudar kabilesine mensup uzun boylu bir kadin ayaga kalkip:
"Ey Allah'in Resulu! Biz (kadin)lar babalarimiz ve evladlarimiz ve kocalarimiz uzerine yukuz. Onlarin mallarinda emirleri disinda, tasarrufu bize helal olan nedir?" diye sualde bulundu. Aleyhissalatu vesselam:
"Size helal olan "taze" dir. Ondan hem yiyin, hem de hediye edin!" buyurdular." Ebu Davud der ki: "Tazeden maksad ekmek, sebze ve taze meyve (gibi fazla kalinca bozulan yiyecekler)dir."
Ebu Davud, Zekat 44, (1686).

5133 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu Sufyan'in karisi Hind, (Bir gun gelerek) "Ey Allah'in Resulu dedi. Ebu Sufyan cimri bir adamdir. Bana ve cocuguma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare icin, onun bilmez tarafindan, almam gerekiyor! (Ne yapayim?)"
Aleyhissalatu vesselam: "Orfe gore sana ve cocuguna kifayet edecek miktarda al!" buyurdular."
Buhari, Buyu' 95, Mezalim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eyman 3, Ahkam 14, 180; Muslim, Akdiye 7, (1714); Ebu Davud, Buyu' 81, (3532); Nesai, Kudat 30, (8, 246).

5134 - Kasim Ibnu Muhammed rahimehullah anlatiyor: "Bir adam Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya: "Yanimda bir devesi olan bir yetim var. Devesinin sutunden icebilir miyim?" diye sormustu. Ibnu Abbas su cevabi verdi:
"Eger deve kaybolunca ariyor, katran vesairesini surerek tedavisini yapiyor, su yalagini onariyor, sulama gununde suyunu iciriyorsan yavruya zarar vermeden ve memeyi tamamen kurutmadan icebilirsin."
Muvatta, Sifatu'n Nebi 33, (2, 934).

KUR'AN'I YAZMA VE OGRETMENIN UCRETI

5135 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uzerine ucret almada en hakli oldugunuz sey Kitabullah'tir."
Buhari, Icare 16, (muallak olarak kaydetmistir), Tibb 34.

5136 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'dan anlatildigina gore, "Kendisine mushaf yazmanin ucreti hakkinda sorulmustu. Su cevapta bulundu:
"Bunda bir beis yok. Onlar, bu iste, ressam durumundadirlar, ellerinin emegini yemektedirler."
Rezin tahric etmistir.

MEMURLARIN RIZIKLARI

5137 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh halife secildigi zaman:
"Kavmim biliyor ki, benim meslegim ailemin nafakasini te'minden aciz degildir. Ancak simdi muslumanlarin isleriyle mesgulum. Bu sebeple Ebu Bekr'in ailesi Beytu'l-Mal'den yiyecek, o da muslumanlar icin calisacak" dedi."
Buhari, Buyu', 15.

5138 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biz kimi bir ise tayin eder, bir rizik tahsis edersek, bu tahsis edilenden maada aldigi gululdur (devlet malindan hirsizliktir)."
Ebu Davud, Harac 10, (2943).

5139 - Mustevrid Ibnu Seddad radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bize memur olursa, kendine bir zevce edinsin. Hizmetcisi yoksa bir de hizmetci edinsin. Meskeni yoksa bir mesken edinsin."
Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle buyurduklari bana haber verildi:
"Kim bunun disinda bir sey edinirse, bu kimse haindir, hirsizdir."
Ebu Davud, Harac 10, (2945).

5140 - Abdullah Ibnu Amr es-Sa'di'nin anlattigina gore, "Hilafeti sirasinda Hz. Omer radiyallahu anh'in yanina geldi. Hz. Omer kendisine:
"Bana haber verildigine gore, sen muslumanlarin islerinden bir kismini uzerine almissin ve sana maas verilince almaktan kacinmissin (dogru mu)?" diye sordu. Ben de: "Evet!" dedim. Bunun uzerine Hz. Omer: "Bundan maksadin ne?" dedi. Ben de:
"Benim atlarim var, kolelerim var (halim vaktim iyidir), hayir uzereyim. Ben maasimin muslumanlara sadaka olmasini istiyorum" dedim. Hz. Omer:
"Hayir! Boyle yapma! Cunku (bir ara bende senin gibi dusunmus), senin arzu ettigin seyi arzu etmistim. Resulullah aleyhissalatu vesselam bana ihsanda bulunuyordu. Ben de:
"Bu parayi ona benden daha cok muhtac olan birine ver!" diyordum. Hatta bir seferinde Aleyhissalatu vesselam yine bana mal vermisti. Ben yine:
"Bunu, onu benden daha cok muhtac olan kimseye ver!" demistim. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu al, kendi malin yap, sonra tasadduk et! Bu maldan, sen talep etmeden, bekler vaziyeti almadan, gelen olursa onu al. Boyle olmayana gonlunu baglama!" buyurdular."
Buhari, Ahkam 17; Muslim, Zekat 111, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 103)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
IKTA'

5141 - Vail Ibnu Hucr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hadramevt'te bulunan bir araziyi bana ikta' etti. O sirada, Hz. Muaviye orada emir idi. Kendisine o araziyi bana vermesi icin yazdi."
Ebu Davud, Harac 36, (3058, 3059); Tirmizi, Ahkam 39, (1381).

5142 - Kesir Ibnu Abdillah Ibni Amr Ibni Avf el-Muzeni, babasindan, o da ceddi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam , Bilal Ibnu'l-haris el-Muzeni'ye Kabaliyye madenlerini, yuksekte olanlari ve alcakta olanlariyla, (Necid'de bulunan) Kuds daginda ekine elverisli olan yerlerle birlikte ikta' kildi. Ancak ona hicbir muslumanin hakkini vermedi. (Bu ikta beratini) ona soyle yazdi: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Allah'in Resulu Muhammed'in Bilal Ibnu'l-Haris'e verdigi(nin berati)dir. Ona, el-Kabaliyye mintikasinin, alcak ve yuksek (yerlerinin) madenlerini vermistir."
Bir rivayette su ziyade var: "(Medine'ye dort beridlik mesafede yer alan Zatu'n-Nusub ve (Necd'de yer alan) Kuds mevkiinin ekime elverisli olan kismini da verdi. Hicbir muslumanin hakkini vermedi. (Bu berat metnini Resulullah'in emriyle, katibi) Ubey Ibnu Ka'b yazdi."
Ebu Davud, Harac 36, (3062, 3063); Muvatta, Zekat 8, (1, 248).

5143 - Amr Ibnu Hureys radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'de yayi ile bir ev plani cizdi ve:
"Sana daha da artirayim mi, artirayim mi?" diye sordu."
Ebu Davud, Harac 36, (3060).

HACCAM'IN KESBI

5144 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hacamat oldu ve haccama ucretini verdi. Eger bu (hacamat ucreti) haram olsaydi vermezdi. Ayrica efendisine konustu, o da vergisini hafifletti."
Buhari, Icare 18, Buyu' 39, Tibb 9; Muslim, Musakat 66, (1202); Ebu Davud, Buyu' 39, (3423).

5145 - Resulullah aleyhissalatu vesselam'in muhacir ashabindan bir adamin anlattigina gore, Resulullah aleyhissalatu vesselamsoyle buyurdular:
"Muslumanlar uc seyde ortaktirlar: Su, ot ve ates."
Ebu Davud, Buyu' 62, (3477).

5146 - Esmer Ibnu Mudarris radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir muslumanin henuz ulasmadigi (ot, odun, (su) gibi) bir seye once ulasan kimse ona sahip olur." Bunun uzerine halk cikip, (mubah seyleri sahiplenmek maksadiyla) birbirleriyle hizlica isaretleme yarisina girdiler."
Ebu Davud, Imaret 36, (3071).

MEKRUH KAZANCLAR

5147 - Ebu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kopegin semenini, fahisenin mehrini ve kahinin ucretini yasakladi."
Buhari, Buyu' 113, Icare 20, Talak 51, Tib 46; Muslim, Musakat 39, 1567; Muvatta, Buyu' 68, (2, 656); Tirmizi, Buyu' 46, (1276); Nesai, Buyu' 91, (7, 309); Ebu Davud, Buyu' 68, (4381).

5148 - Ebu Cuheyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kan mukabilinde alinan semenden, kopek semeninden, fuhus kazancindan men etti. Dovme yapani, dovme yaptirani, faiz yiyeni, faiz yedireni ve musavvirleri lanetledi."
Buhari, Buyu' 113, 25, Talak, Libas 86, 96; Ebu Davud, Buyu' 65, (3483).

5149 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam cariyenin kesbini nehyetti."
Buhari, Icare 20, Talak 51; Ebu Davud, Buyu 40, (3425).
Ebu Davud, Rafi' Ibnu Hadic'ten yaptigi rivayette su ziyadeyi kaydeder: "...Kazancin nereden oldugunu bilinceye kadar..."

5150 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Cocuklari kesbe mecbur etmeyin. Siz onlari kesbe mecbur ettiginiz zaman hirsizlik yaparlar. San'at sahibi olmayan cariyeleri de kesbe zorlamayin. Zira siz onlari kesbe zorladiginiz takdirde fercleriyle kazanirlar. Onlarin getirecegi paraya karsi istigna gosterin ki, Allah da sizi mustagni kilsin. Size temiz olan yiyecekler yarasir."
Muvatta, Isti'zan 42, (2, 981)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5151 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'in bir kolesi vardi. bu kole calisip kendisine belli bir harac oduyordu. Hz. Ebu Bekr onun kazancindan yiyordu. Bir gun yine bir seyler getirdi. Ebu Bekr radiyallahu anh bundan da yedi. Ancak kolesi:
"Bu yedigin nedir, biliyor musun?" dedi. Hz. Ebu Bekr:
"Neymis o?" deyince kole acikladi:
"Ben cahiliye devrinde kahinlik yapardim. Aslinda bu isin ehli de degildim. Bu sebeple (kkafadan atip bir) adam aldatmistim. (Bugun yolda) bana rastladi ve (kahinligimden kalma eski) bir borcunu odedi. Yediginiz iste bu idi!"
Bunun uzerine Ebu Bekr elini bogazina atip, midesinde her ne varsa kusup cikardi."
Buhari, Menakibu'l-Ensar, 26).

KOPEGIN SEMENI

5152 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kopegin semeninden nehiy buyurdular. Eger (sahibi, oldurulen) kopegin semenini istemeye gelirse, avucunu toprakla doldurun."
Ebu Davud, Buyu 68, (3482); Nesai, Buyu 91, (7, 309). Metin Ebu Davud'a aittir.

5153 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, av kopegi haric, kopegin semenini yasakladi."
Tirmizi, Buyu' 50, (1281).

KEDI

5154 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kedinin yenmesini ve semenini yasakladi."
Ebu Davud, Buyu' 64, (3480); Tirmizi, Buyu' 49, (1280).

HACAMAT YAPANIN KESBINDEKI KERAHET

5155 - Ibnu Muhayyisa el-Ensari, babasindan anlattigina gore, "Babasi Muhayyisa haccamin kiralanmasi hususunda izin istedi. Resulullah onu menetti. Muhayyisa'nin haccam bir azadlisi vardi. Sorup izin istemeye ara vermedi. Sonunda Aleyhissalatu vesselam kendisine:
"Onunla deveni ve koleni besle, (kendin yeme!)" buyurdular."
Muvatta, Isti'zan 28, (2, 970); Ebu Davud, Buyu 28, (3422); Tirmizi, Buyu 47, (1277); Ibnu Mace, Ticarat 10, (2166).

5156 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde Aleyhissalatu vesselam soyle buyurmustur: "Ben teyzeme bir kole bagisladim ve ben onun teyzem hakkinda mubarek olmasini diliyorum. Teyzeme: "Onu haccama teslim etme, kuyumcuyave kasaba da teslim etme!" dedim."
Ebu Davud, Buyu' 49, (3430).

DAMIZLIK HAYVANIN SUYU

5157 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Kilab kabilesinden bir adam, Resulullah'a damizlik hayvanin suyundan (para almayi) sordu. Aleyhissalatu vesselam yasakladi. Adam:
"Ey Allah'in Resulu! Biz damizligi astiriyoruz da, boze ikramda bulunuyorlar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam ikramda bulunmaya ruhsat verdi."
Tirmizi, Buyu 45, (1274); Nesai, Buyu 94, (7, 360).

KUSAME

5158 - el-Hurdi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam(bir gun bize):
"Kusameden sakinin!" buyurdular. Biz: "Kusame de nedir?" dedik.
"Bir cemaatin basinda bulunan bir kimse (birsey taksim ettigi zaman) berikinin ve otekinin hisselerinden bir seyler alir(sa, iste bu aldigi sey kusamedir)."
Ebu Davud, Cihad 179, (2783, 2784).

MADEN

5159 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam kendisine on dinar borclu olan bir alacaklisinin pesine dustu ve:
"Vallahi borcunu odeyinceye veya bana bir kefil getirinceye kadar arkani birakmayacagim!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam o borcu uzerine aldi. Sonra adam, uzerine aldigi miktari Resulullah aleyhissalatu vesselam'a getirdi. Aleyhissalatu vesselam adama:
"Bu parayi nereden buldun?" diye sordu. Adam: "Madenden!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Oyleyse bizim buna ihtiyacimiz yok! Onda hayir da yok" buyurdu ve borcu ona bedel odeyiverdi."
Ebu Davud, Buyu 2, (3328); Ibnu Mace, Sadakat 9, (2406).

SULTANIN IHSANI

5160 - Abdullah Ibnu Amr Ibni's-Sa'di, Hz. Omer radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselambana ihsanda bulunurdu. Ben de: "Siz bunu, benden daha muhtaca verin" diyordum. Aleyhissalatu vesselam da:
"Al bunu! Sen beklemez ve istemez oldugun halde sana geleni al! Bu sekilde gelmezse, nefsini pesine takma!" buyurdu."
Buhari, Akham 17, Zekat 51; Muslim, Zekat 110, (1045).
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Bu sebeple Ibnu Omer radiyallahu anhuma, ne bir sey isterdi, ne de kendine ihsan edilen bir seyi reddederdi."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5161 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "Hz. Omer radiyallahu anh beni, zekat (toplama isine) tayin etti. Bu isi tamamlayinca bana ucret verilmesini emretti. Ben:
"Ben Allah rizasi icin calistim, ucretim Allah uzerinedir!" dedim. Hz. Omer:
"Sen, sana verileni al. Nitekim ben de Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda calismistim. Bana ucret verdi. hatta (ilk seferinde) ben de senin soyledigini soyledim. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam bana:
"Sen istemedigin halde sana birseyler verilirse, onu al ye ve tasadduk et!" buyurdular" dedi."

5162 - Selim Ibnu Mutayr babasindan naklen anlatiyor: "Bir adamin soyle soyledigini isittim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in (Veda Hacci sirasinda hutbede) soyle soyledigini isittim:
"Ey insanlar! Ihsanlari, onlar ihsan kaldigi muddetce alin! Ne zaman, Kureys saltanat kavgasina duser ve ihsan dininizden rusvet mukabili olursa, o zaman onu birakin ve almayin!"
Ebu Davud, Harac 17, (2958, 2959).

IKI YARISCI

5163 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam iki yariscinin yemegini nehyetti: Musabaka ve kumar."
Ebu Davud, Et'ime 7, (3754).

MEKS (USULSUZ VERGI)

5164 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam 'in: "Cennete meks sahibi girmeyecektir!" dedigini isittim."
Ebu Davud, Harac 7, (2937).

YALANIN VE YALANCININ ZEMMI

5165 - Safvan Ibnu Suleym radiyallahu anh anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedik, mu'min korkak olur mu?"
"Evet!" buyurdular. "Pekiyi cimri olur mu?" dedik, yine:
"Evet!" buyurdular. Biz yine:
"Pekiyi yalanci olur mu?" diye sorduk. Bu sefer: "Hayir!" buyurdular."
Muvatta, Kelam 19, (2, 990).

5166 - Imam Malik'e ulastigina gore, Ibnu Mes'ud radiyallahu anh soyle demistir: "Kul yalan soylemeye ve yalan soyleme niyetini tasimaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde once siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta buyur ve kalbinin tamami simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde "yalancilar" arasina kaydedilir."
Muvatta, Kelam 18, (2, 990).

5167 - Behz Ibnu Hakim an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Yaziklar olsun o kimseye ki, insanlari guldurmek icin konusur ve yalan soylerler! Yazik ona, yazik ona!"
Ebu Davud, Edeb 88, (4990); Tirmizi, Zuhd 10, (2316).

5168 - Esma radiyallahu anha anlatiyor: "Bir kadin gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Benim bir kumam var. Ona karsi (yalan soyleyerek) kocamin vermedigi seyle karnimi doyurmus gostersem bana bir mahzur getirir mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Verilmeyenle karnini doyurmus gosterip ovunen, tipki, iki yalan elbisesini giyen gibidir" cevabini verdi."
Buhari, Nikah 106; Muslim, Libas 127, (2130); Ebu Davud, Edeb 91, (4997).

5169 - Abdullah Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir gun, Resulullah aleyhissalatu vesselam, evimizde otururken, annem beni cagirdi ve:
"Hele bir gel sana ne verecegim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam anneme:
"Cocuga ne vermek istemistin?" diye sordu.
"Ona bir hurma vermek istemistim" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Dikkat et! Eger ona bir sey vermeyecek olursan, uzerine bir yalan yazilacak!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 88, (4991).

5170 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimin sonunda yalanci Deccaller olacak. Onlar, ne sizin ne de atalarinizin hic isitmedigi seyleri anlatacaklar. Onlardan sakinin!"
Muslim, Mukaddime 6, (6)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5171 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Seytan insan suretinde temessul eder ve bir cemaate gelerek onlara yalan seyler soyler. Bir muddet sonra cemaattekiler dagilirlar. Onlardan biri:
"Bir adam dinledim, yuzunu de tanirim ama ismini bilmiyorum. Soyle soyle soylemisti" diyerek (onun yalanini bilmeden tekrar eder)"
Muslim, Mukaddime 7. hadisin arkasinda).

YALANIN MUBAH OLDUGU YERLER

5172 - Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ey insanlar! Pervanenin atese atilmasi gibi sizi yalanin pesine dusmeye sevkeden sey nedir? Halbuki, uc yer haric yalanin her cesidi ademogluna haramdir: Bu uc yere gelince:
1. Erkegin, rizasini saglamak icin hanimina yalani,
2. Harpte soylenecek yalan. Cunku harp bir hileden ibarettir.
3. Iki muslumanin arasinda sulhu saglamak kasdiyla soylenen yalan."
Tirmizi, Birr 26, (1940).

5173 - Ummu Kulsum Bintu Ukbe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, diyordu ki:
"Iki kisinin arasini duzelten, hayir soyleyip, hayir teblig eden kimse yalanci degildir."
Buhari, Sulh 2; Muslim, Birr 101, (2605); Ebu Davud, Edeb 58, (4921); Tirmizi, Birr 26, (1939).

5174 - Safvan Ibnu Suleym ez-Zuhri radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam: "Ey Allah'in Resulu! Ben karima yalan soyleyeyim mi?" demisti. Aleyhissalatu vesselam: "Yalanda hayir yoktur!" buyurdular. Adam:
"Vaadde bulunmama, lehinde soylememe ne dersiniz?" diye tekrar sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Oyleyse sana bir vebal yok!" buyurdular."
Muvatta, Kelam 18, (2, 990).

5175 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ibrahim aleyhisselam sadece uc yalan soylemistir: Bunlardan ikisi Allah'in zatiyla ilgili; biri "Inne sagimu" sozudur; digeri de"Bel fegalehu kebiruhum haza" sozudur. Bir tanesi de zevce-i pakleri Sare Hatun hakkindadir. Hz. Ibrahim zalim birinin diyarina (Misir'a) beraberinde Sare de oldugu halde gelmisti. Sare guzel bir kadindi. Sare'ye: "Bu cebbar herif, bilirse ki sen karimsin, senin icin bana galebe calar. Eger sana soracak olursa, kizkardesim oldugunu soyle! Cunku sen, zaten Islam yonunden kardesimsin, din kardesiyiz. Ben yeryuzunde senden ve benden baska bir musluman bilmiyorum" dedi.
Bunlar zalim kralin memleketine girince, adamlarindan biri bunlari gordu. Hemen gidip:
"Senin memleketine oyle guzel bir kadin girdi ki, sizden baskasinin olmasi munasib degildir" dedi. Kral derhal adamlar gonderip, Sare'yi yanina getirtti. Hz. Ibrahim namaza durdu. Sare adamin yanina girince, kraI (onu ayakta karsiladi, fakat) elini ona uzatamadi. Eli siddetli sekilde tutuldu. Sare'ye:
"Elimi salmasi icin Allah'a dua et! Sana zarar vermeyecegim!" dedi. Sare de dedigini yapti. Ama kral tekrar Sare'ye satasmak istedi. Eli, oncekinden daha siddetli tutulup kaldi. Sare'ye ayni sekilde ricada bulundu. O da kabul etti. (Adam normal hale donunce tekrar) satasmak istedi. Eli onceki iki seferden daha siddetli sekilde tutuldu. Sare'ye yine:
"Allah'a dua et, elimi salsin, sana zarar vermeyecegim!" diye rica etti. Sare dua etti, adamin elleri acildi. Kral kadini getiren adami cagirdi ve ona: "Sen bana insan degil bir seytan getirmissin. Bunu diyarimdan cikar!" dedi. Sare'ye, Hacer'i bagis olarak verdi.
Sare yuruyerek geldi. Ibrahim onu gorunce:
"Nasilsin, ne haber?" dedi. Sare:
"Hayir var! Allah cebbarin elini tuttu ve (bana) bir hadim verdi!" dedi."
Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh der ki:
"Ey sema suyunun ogullari! Bu kadin (Hacer) sizin annenizdir."
Buhari, Enbiya 9, Buyu' 100, Hibe 36, Nikah 12, Ikrah 6; Muslim, Fezail 154, (2371); Ebu Davud, Talak 16, (2212); Tirmizi, Tefsir, Enbiya, (3165).

RESULULLAH HAKKINDA YALAN

5176 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim hakkimda yalan soylemeyin. Zira benim uzerime yalan uyduran cehenneme girer."
Buhari, Ilm 38; Muslim, Mukaddime 1, (1); Tirmizi, Ilm 8, (2662).

5177 - Ibnu'z-Zubeyr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Babama dedim ki: "Ben niye senin Resulullah'tan hadis rivayetini isitmiyorum. Halbuki falan ve falandan cokca isitiyorum?" Bana su cevabi verdi:
"Evet ben, musluman oldugum gunden beri Aleyhissalatu vesselam'i hic terketmedim. Hep beraber olduk. Ancak O'nun soyle soyledigini de isittim:
"Kim bile bile bana yalan nisbet ederse atesteki yerini hazirlasin."
Buhari, Ilm 38; Ebu Davud, Ilm 4, (3651).

5178 - Mugire Ibnu Su'be radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Benim uzerime soylenen yalan, bir baskasi uzerine soylenen yalan gibi degildir. Oyleyse kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazirlasin!"
Buhari, Cenaiz 34; Muslim, Mukaddime 4, (4); Tirmizi, Ilm 9, (2664).

5179 - Mucahid merhum anlatiyor: "Buseyr el-Asevi, Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'ya gelip:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki..." diyerek birseyler anlatmaya kalkti. Ancak Ibnu Abbas onu konusmaya birakmadi ve kendisine iltifat etmedi. Buseyr:
"Sozlerimi niye dinlemiyorsunuz? Ben size Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan anlatiyorum, hic tinmiyorsunuz, nicin?" diye sordu. Ibnu Abbas ona su cevabi verdi:
"Biz vaktiyle, bir kimsenin "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki" dedigini isitince, gozlerimizi ona cevirip kulaklarimizi da dinlemek uzere uzatiyorduk. Ne zaman ki, insanlar hadis rivayetinde laubalilestiler, biz de onlardan ancak bildiklerimizi almaya basladik."
Muslim, Mukaddime 7, (7).

KIBIR VE UCUB

5180 - Ebu Said ve Ebu Hureyre radiyallahu anhuma anlatiyorlar: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri soyle dedi: "Buyukluk ridamdir, izzet de izarimdir. Kim bu iki seyde benimle niza ederse ona azab veririm."
Muslim, Birr 136; Ebu Davud, Libas 29, (4090)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5181 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" buyurmustu. Bir adam: "Kisi elbisesinin guzel olmasini, ayakkabisinin guzel olmasini sever!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri guzeldir, guzelligi sever! Kibir ise hakkin ibtali, insanlarin tahkiridir" buyurdular."

5182 - Bir diger rivayette: "Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse de cennete girmez."
Muslim, Iman 147; Ebu Davud, Edeb 29. (4091); Tirmizi, Birr 61, (1999).

5183 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Yakisikli bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ben guzelligi seviyorum. Gordugunuz gibi bana guzellik de verilmis. Kimsenin beni, ayakkabi bagi bile olsa bu hususta gecmesinden hoslanmiyorum. Ey Allah'in Resulu! Bu (haram olan) kibre girer mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir! buyurdular. Ancak kibr, hakki ibtal, halki tahkirdir!"
Ebu Davud, Libas 29, (4092).

5184 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiyamet gunu, mutekebbirler kucuk karincalar gibi hasrolunurlar. Onlari her yonden zillet burumustur. Cehennemde Bules denen bir hapishaneye sevkedilirler Ateslerin atesi onlari burur. Cehennem ehlinin irinleri kendilerine icecek olarak verilir. Bu icecege tinetu'l-habal denir."
Tirmizi, Kiyamet 48, (2494).

5185 - Selemetu'bnu'I-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisi kendisini (halktan buyuk gorup) uzak tuta tuta cebbarlar arasina kaydedilir de onlarin basina gelen musibete ducar olur."
Tirmizi, Birr 61, (2001).

5186 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Insanlar, ya cehennem komurunden baska bir sey olmayan olmus ecdadlariyla ovunmekten vazgecerler, yahut da Allah katinda, burnuyla pislik yuvarlayan mayis boceginden daha adi bir derekeye duserler. Allah Teala hazretleri sizlerden cahiliye kibrini temizledi. Artik o, muttaki bir mu'min yahut bedbaht bir,facirdir. Insanlarin hepsi Hz. Adem'in evlatlaridir. Adem ise topraktan yaratilmistir."
Ebu Davud, Edeb 120, (5116); Tirmizi, Menakib (3950, 3951).

5187 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah, Kiyamet gunu, buyuklenerek elbisesini suruyenin yuzune bakmayacaktir."
Bir diger rivayette: "Elbisesini calimla suruyene bakmayacaktir" denmistir.
Buhari, Libas 1, 2, 5, Fezailu'l-Ashab 5, Edeb 55; Muslim, Libas 42, (2085); Muvatta, Libas 11; (2, 914);.Tirmizi, Libas 8, (1730); Nesai, Zinet 102, (8, 206); Ebu Davud, Libas 28, (4085).

5188 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim namazda izarini (gomlegini) calimla yere degecek kadar uzatirsa, Allah onun ne gunahini affeder, ne de onu kotu amellere karsi korur."
Ebu Davud, Salat 83, (637).

5189 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir adam, nefsinin hosuna giden bir takim elbise icinde saclari da yapilmis olarak giderken yurume sirasinda kibre dusmustu ki, birden yere batti. Kiyamet kopuncaya kadar orada zorlukla batmaya devam edecek."
Buhari, Libas 5; Muslim, Libas 49, (2088).

5190 - Cabir Ibnu Atik radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kiskancliktan bir nevi var ki Allah sever; bir kismi da var ki Allah onu sevmez. Allah'in sevdigi kiskanclik, kisinin (mehariminden haram kilinmis bir fiil gormesi ile) suphe halinde duydugu kiskancliktir. Allah'in sevmedigi kiskanclik, suphe olmadan kiskanclik duymasidir.
Ayni sekilde birkisim gurur vardir ki Allah hoslanmaz, birkismi da var, Allah hoslanir. Allah Teala'nin sevdigi gurur, kisinin savas sirasinda ve sadaka verme esnasinda nefsine guvenerek duydugu gururdur. Allah'in bugzedip sevmedigi gurur ise, taskinlik ve ovunme sirasinda duydugu gururdur."
Ebu Davud, Cihad 114, (2659); Nesai, Zekat 66, (5, 78)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5191 - Cubeyr Ibnu Mut'im radiyallahu anh demistir ki: "Benim hakkimda "Sende kibr var" diyorsunuz. Ben esege binmis, (dikissiz) kumasi (elbise olarak) sarinmis, keciyi sagmis birisiyim. Ustelik Resulullah aleyhissalatu vesselam bana: "Bun(lar)i yapan kimsede hicbir kibir bulunmaz" buyurdular."
Tirmizi, Birr 61, (2002).

KEBAIR

5192 - Ebu Bekre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Size buyuk gunahlarin en buyugunu haber vereyim mi?" buyurmus ve bunu uc kere tekrar etmislerdi. Biz: "Evet!" deyince:
"Allah'a sirk kosmak, anne ve baba haklarina riayetsizlik, cana kiymak!" buyurdular. Bu sirada dayanmis durumda idi, yere oturup:
"Haberiniz olsun! Yalan soz, yalan sahidlik!" dedi ve bunu o kadar tekrar etti ki, "Keske kesse artik!" temennisinde bulunduk."
Buhari, Sehadat 10, Edeb 6, Isti'zan 35, Istitabe 1; Muslim, Iman 143, (87); Tirmizi, Sehadat 3, (2302).

5193 - Ubeyd Ibnu Umeyr babasi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir adam kebairden sormustu, soyle cevap verdiler:
"Onlar dokuzdur!" buyurdular ve saydilar: "Sirk, sihir, insan oldurmek, faiz yemek, yetim mali yemek, savastan kacmak, namuslu kadinlara iftirada bulunmak, anne ve babaya haksizlik, kibleniz olan Beytu'l-Haram (da masiyet islemey)i sagliginiz veya olumunuzde helal addetmek."
Ebu Davud, Vesaya 10, (2875); Nesai, Tahrim 3, (7, 89).

5194 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Dedim ki: "Ey Allah'in Resulu! Allah nezdinde en buyuk gunah hangisidir?"
"Seni yaratmis olan Allah'a es kosmandir!" buyurdular.
"Sonra hangisidir?" dedim.
"Seninle birlikte yiyecek diye, evladini oldurmendir!" buyurdular. Ben yine:
"Sonra hangisidir?" dedim.
"Komsunun helalligi ile zina etmendir!" buyurdular."
Buhari, Tefsir, Bakara 3, Furkan 3, Edeb 20, Muharibin 20, Diyat 1, Tevhid 40, 46; Muslim, Iman 141, (3181, 3182), Tefsir, Furkan; Nesai, Tahrim 4, (7, 89, 90); Ebu Davud, Talak 50, (2310).

5195 - Ibnu Amr Ibni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kisinin anne ve babasina sovmesi buyuk gunahlardandir!" buyurmuslardi. Orada bulunanlar:
"Hic kisi anne ve babasina sover mi?" dediler.
"Evet! Kisi, bir baskasinin babasina sover, o da babasina sover; annesine sover, o da bunun annesine sover!" buyurdular."
Buhari, Edeb 4; Muslim, Iman 146, (90); Tirmizi, Birr 4, (1903); Ebu Davud, Edeb 129, (5141).

SARIKLAR

5196 - Muhammed Ibnu Rukane, babasi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bizimle musrikler arasindaki fark, kalansuveler uzerindeki sariklardir."
Ebu Davud, Libas 24, (4078); Tirmizi, Libas 47, (1785).

5197 - Ebu'l-Muleyh babasi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Sarik sarin da hilminiz ziyadelessin!" buyurdular." Ravi devamla der ki: "Hz. Ali radiyallahu anh da: "Sariklar Araplarin taclaridir" buyurdular.
Hadis, Teysir'de Ebu Davud'a nisbet edilmis ise de, onda mevcut degildir. Camiu's-Sagir'de mevcuttur (1, 555).

5198 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam basina sarik sardigi zaman, ucunu iki omuzu arasindan sarkitirdi."
Tirmizi, Libas 12, (1736).

5199 - Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana bir sarik sardi, onu onumden ve arkamdan birkac parmak sarkitti."
Ebu Davud, Libas 24, (4079).

5200 - Amr Ibnu Hureys radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i gordum, uzerinde siyah bir sarik vardi. Iki ucunu omuzlari arasindan sarkitmisti."
Muslim, Hacc 453, (1359); Ebu Davud; Libas 24, (4077); Nesai, Zinet 109, (8, 211)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5201 - Ebu Kebse el-Enmari anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabinin kalansuveleri genis idi."
Tirmizi, Libas 40, (1783).

KAMIS VE IZAR

5202 - Esma Bintu Yezid Ibni's-Seken radiyallahu anha anIatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in gomleginin kolu bilege kadardi."
Tirmizi, Libas 28, (1765); Ebu Davud, Libas 3, (4027).

5203 - Ala Ibn Abdirrahman babasindan naklediyor: "Ebu Said radiyallahu anh'a izar hakkinda sordum. Dedi ki:
"Tam bilene dustun! Resulullah aleyhissalatu vesselam soyle demisti:
"Mu'minin izari bacagin yarisina kadar uzanmalidir. Burasi ile topuklar arasinda olmasinin da bir gunahi yok. Ama topuktan asagi inen kisim atestedir. Kim de, gururla izarini (yerde) sururse Kiyamet gunu Allah ona (rahmet) nazari ile bakmaz."
Muvatta, Libas 12, (2, 914, 915); Ebu Davud, Libas 30, (4093); Ibnu Mace, Libas 7, (3573).
Ebu Davud'un rivayetinde "Kiyamet gunu" ibaresi mevcut degildir.

5204 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam izar hakkinda ne soylemisse o, kamis hakkinda da muteberdir."
Ebu Davud, Libas 30, (4095).

IZARIN SARKITILMASI

5205 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Allah, elbisesini kibirle suruyene bakmaz" buyurmustur. Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Izarim salik durumda, dikkat etmezsem surunuyor" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Sen, bunu kibirle yapanlardan degilsin!" cevabini verdi."
Buhari, Libas 5, 1, 2, Fezailu Ashab 5, Edeb 55; Muslim, Libas 45, (2085); Ebu Davud, Libas 28, (4085); Nesai, Zinet 102, 105, (8, 206).

KADIN IZARLARI

5206 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kim elbisesini gururla yerde sururse, Kiyamet gunu Allah ona (rahmet nazariyla) bakmaz!" buyurmustu. Ummu Seleme atilarak:
"Oyleyse kadinlar zeyllerini ne yapacaklar?" diye sordu.
"Bir karis salarlar!" buyurdu. Ummu Seleme:
"Bu taktirde ayaklari acilir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Oyleyse bir zira salsinlar, bunu daha da artirmasinlar! buyurdular."
Tirmizi, Libas 9, (1731,); Nesai, Zinet 106, (8, 209); Ebu Davud, Libas 40, (4119).

IHTIBA VE ISTIMAL

5207 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i bir ortu ile ihtiba etmis gordum. Ortunun sacagi ayaklarinin uzerine dokulmustu."
Ebu Davud, Libas 23, (4075).

5208 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, samma sarinmasini ve tek bir giysi icerisinde ihtiba oturusunu yasakladi."
Ebu Davud, Libas 25, (4081); Tirmizi, Edeb 20, (2768); Nesai, Zinet 18, (8, 210).

5209 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, su iki cesit giyinmekten men etti: "Samma sarinmasi ki bu, uzerinde bir baska giysi olmadigi halde giysisini omuzuna koyup bir yarisini acik birakmasi ve namazda iki elini de sarmasidir. Diger giyinme de, fercini ortecek kadar olmayan tek giysisi icinde ihtiba tarzinda oturmasidir."
Buhari, Libas 20, 21, Buyu' 62, 63, Salat 10, Mevakit 30, 31, Savm 67; Muslim, Buyu' 2, (1511); Muvatta, Buyu 76, (2, 666); Ebu Davud, Libas 25, (4080); Tirmizi, Libas 24, (1758); Nesai, Buyu' 23, 25 (7, 259-260).

KADIN BURGULERI

5210 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Cenab-i Hakk'in su (mealdeki) kavl-i serifleri indigi zaman, "Ey peygamber! Hanimlarina, kizlarina ve mu'minlerin hanimlarina soyle. Evlerinden ciktiklarinda dis ortulerini uzerlerine alsinlar.. " (Ahzab 59) Ensar kadinlari baslarinda (siyah) ortuden kargalar tasiyor olduklari halde disari cikarlardi."
Ebu Davud, Libas 32, (4101)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5211 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Esma Bintu Ebi Bekr radiyallahu anhuma, uzerinde ince bir elbise oldugu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'in huzuruna girmisti. Aleyhissalatu vesselam, ondan yonunu ters istikamete cevirdi ve:
"Ey Esma! Kadin hayiz yasina girdi mi ondan sadece sunun ve sunun disinda hicbir yerinin gorunmesi caiz degildir!" dedi ve yuzu ile ellerine isaret etti."
Ebu Davud, Libas 34, (4104).

5212 - Dihye el-Kelbi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (Misir'dan), (beyaz renkli ve ince olan) kubati kumaslar getirilmisti. Bana ondan bir kupon verdi ve:
"Bunu ikiye bol, bir parcayi kendine kamis yap, digerini hanimina ver. Bununla kendine burgu yapsin!" buyurdular. (Ayrilmak uzere Dihye) geri donunce:
"Hanimina soyle, bunun altina bir astar koysun da bedenini vasfetmesin!" buyurdular."
Ebu Davud, Libas 39, (4116).

5213 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ummu Seleme radiyallahu anh , evinde iken de cilbabesini (basortusunu) fazilet umidiyle uzerinden hic cikarmazdi."
Rezin tahric etti.

5214 - Imam Malik rahimehullah'a ulastigina gore, Abdullah Ibnu Omer'in bir cariyesi vardi. Hz. Omer onu, hurlerin kiyafetine burunmus vaziyette gorunce bu davranisini normal karsilamayip mudahale etti. (Kizi Hafsa'nin yanina girip:
"Oglan kardesinin cariyesini halkin icine karismis gormedin mi, hurlerin kiyafetine burunmus degil mi?" dedi ve Hz. Omer bu hali hos karsilamadi)."
Muvatta, Isti'zan 44, (2, 981).

AYAKKABI GIYINME

5215 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz ayakkabi giyince sagdan baslasin, cikarirken de soldan baslasin ya ikisini birlikte giysin, ya ikisini birlikte cikarsin)"
Muslim, Libas 67, (2097).

5216 - Bir rivayette de: "Sakin kimse tek ayakkabi ile yurumesin, ya ikisini de cikarsin, yahut ikisini de giyinsin" buyrulmustur.
Buhari, Libas 39; Muslim, Libas 68, (2097); Muvatta, Libas 14, 15, (2, 916); Ebu Davud, Libas 44, (4139); Tirmizi, Libas 37, (1780).

5217 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ayakkabi giymede, basini taramada, temizlikte ve butun islerinde sagdan baslamayi severdi."
Buhari, Salat 47, Vudu 31, Et'ime 5, Libas 38, 77; Muslim, Taharet 67, (268); Ebu Davud, Libas 44, (4140); Tirmizi, Salat 428, (608); Nesai, Taharet 90, (1, 78).

5218 - Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Enes radiyallahu anhuma anlatiyorlar: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kisinin ayakta giyinmesini yasakladi."
Tirmizi, Libas 35, (1776, 1777). Bu hadisi Ebu Davud Hz. Cabir radiyallahu anh'tan rivayet etti : Libas 44, (4135).

5219 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma diyor ki: "Kisi oturdugu zaman, ayakkabilarini cikarip (sol) yanina koymasi sunnettir."
Ebu Davud, Libas 44, (4138), Salat 89, (648).

5220 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, katildigimiz bir gazvede buyurdular ki:
"Ayakkabilari cogaltin. Cunku kisi ayakkabi giydigi muddetce binmeye devam eder."
Muslim, Libas 66, (2096); Ebu Davud, Libas 44, (4133)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5221 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i sebtiyye ayakkabisini giyerken gordum. Sebtiyye ayakkabisi, uzerinde hic tuy bulunmayan ayakkabidir. Aleyhissalatu vesselam bu ayakkabi icinde abdest aliyordu. Ben bu ayakkabiyi giymeyi severim."
Nesai, Taharet 95, (1, 80), Zinet 67, (7,186).

5222 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ayakkabisinda parmak arasina gecen atkisi vardi."
Buhari, Libas 41, Ebu Davud, Libas 44, (4134); Tirmizi, Libas 33, (1773, 1774); Nesai, Zinet 117, (8, 217).

5223 - Ibnu Ebi Muleyke anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha'ya: "Kadin (erkege mahsus) ayakkabi giyer mi?" diye sorulmustu:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam kadinlardan erkeklesenlere lanet etti!" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Libas 31, (4099).

5224 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadin elbisesini giyen erkege ve erkek elbisesini giyen kadina lanet etti."
Ebu Davud, Libas 31, (4098).

ZINETIN TERKI

5225 - Muaz Ibnu Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim muktedir oldugu halde tevazu maksadiyla (Allah icin) (kiymetli) elbise giymeyi terkederse, Allah Kiyamet gunu, onu mahlukatin baslari ustune cagirir ve diledigi iman elbisesini giymekte onu muhayyer birakir."
Tirmizi, Kiyamet 40, (2483).

5226 - Hz. Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim sohret elbisesi giyerse, Allah ona zillet elbisesi giydirir."
Bir rivayette de soyle denmistir: "...Kiyamet gunu Allah ona onun aynisini giydirir, sonra icinde atesi tutusturur."
Ebu Davud, Libas 5, (4029, 4030).

SUSLENME

5227 - Ebu'l-Ahvas babasindan naklen diyor ki: "Uzerimde adi bir elbise oldugu halde Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gelmistim. Bana:
"Senin malin yok mu?" diye sordu.
"Evet var!" cevabima:
"Hangi cesit maldan?" sorusunu yoneltti.
"Her cesit maldan Allah bana vermistir (deve, sigir, davar, at, kole, hepsinden var)" demem uzerine:
"Oyleyse Allah Teala hazretleri sana bir mal verdigi vakit Allah'in verdigi bu nimetin eseri ve fazileti senin uzerinde gorulmelidir!" buyurdular."
Nesai, Zinet 83, (8,196).

5228 - Muhammed Ibnu Yahya Ibnu Hibban anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri bolluga erince is elbisesinden baska bir de cuma elbisesi edinirse uzerine (bir vebal) yoktur."
Ebu Davud, Salat 219, (1078); Ibnu Mace, Ikametu's-Salat 82, (1095).

5229 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bize binek hayvanlarimizi guden bir adamimizi gordu. Uzerinde eskimis (cizgili) iki parcali giysi vardi.
"Onun bu eskilerden baska giyecegi yok mu?" buyurdular. Evet var dedim. Camasir torbasinda iki giysisi daha var, ben onlari giydirmistim."
"Oyleyse cagir onu da, bunlari giysin!" emrettiler. (Cagirdim,emr-i Nebeviyi soyledim), o da onlari giyindi. Geri gitmek uzere donunce, Aleyhissalatu vesselam:
"Nesi var (da bu yenileri giymiyor?) Allah boynunu vurasica! Bu daha hos degil mi?" buyurdular. Adam bu sozu isitti ve: "Allah yolunda mi (boynum vurulsun) ey Allah'in Resulu?" dedi.
"Evet buyurdular, Allah yolunda!" Adam Allah yolunda olduruldu."
Muvatta, Libas 1, (2, 910).

5230 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam su iki kiyafeti yasakladi: Cok yuksek kiyafet, cok dusuk kiyafet."
Rezin tahric etmistir
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
ELBISE CESITLERI

5231 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in en ziyade sevdigi elbise kamis idi."
Ebu Davud; Libas 3, (4025); Tirmizi, Libas 28, (1762, 1763).

5232 - Suveyd Ibnu Kays anlatiyor: "Ben ve Mahre fetu'I-Abdi, Hecer'den bez alip, Mekke'ye getirdik. Resulullah aleyhissalatu vesselam (yanimiza) gelip bizimle bir salvar pazarlik etti ve satin aldi. Fiyatini bize tartip odedi. Tartan kimseye de: "Tart (ve ibreyi lehine) kaydir!" emretti."
Ebu Davud, Buyu' 7, (3336); Tirmizi, Buyu' 66, (1305); Nesai, Buyu' 54, (7, 284).

5233 - Misver Ibnu Mahreme radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, (ashabina) birkisim kaftanlar taksim etti, fakat (babam) Mahreme'ye hicbir sey vermedi. Bunun uzerine babam:
"Haydi Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gidelim!" dedi ve beraber gittik. Bana: "Gir de Aleyhissalatu vesselam'i bana cagir!" dedi. Ben de cagirdim. Resulullah, uzerinde dagittigi kaftanlardan biri oldugu halde disari cikti ve "Bunu senin icin sakladik!" buyurdu. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam babama bakti ve: "Mahreme razi oldu!" buyurdu."
Buhari, Farzu'l-Humus 11, Libas 12; Muslim, Zekat 129, (1058); Ebu Davud, Libas 4, (4028); Tirmizi, Edeb 53, (2819); Nesai, Zinet 100, (7, 205).

5234 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam en cok, hibere (denen Yemen'de mamul, cubuklu) kumastan giyinmemizi severdi."
Buhari, Libas 18; Muslim, Libas 32, (2079); Ebu Davud, Libas 15, (4060); Tirmizi, Libas 45, (1788); NesaI, Zinet 95 (8, 203).

5235 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Haruriyye (denen Hariciler) ciktigi zaman Hz. Ali radiyallahu anh'in yanina geldim. Bana:
"Su adamlara bir ugra!" dedi. Ben de mevcut Yemen hullelerinin en guzelini giydim."
Ebu Zumeyl der ki: "Ibnu Abbas radiyallahu anhuma yakisikli ve gur sesli biriydi." Ibnu Abbas der ki:
"Harurilerin yanina vardim. Bana:
"Hos geldin ey Ibnu Abbas! Bu takimin da ne?" dediler. Ben:
"Beni ayipliyor musunuz? Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam uzerinde mumkun olan en guzel elbiseyi gordum!" dedim."
Ebu Davud, Libas 8, (4037).

5236 - Abdulvahid Ibnu Eymen babasindan anlatiyor: "Hz. Aise'nin yanina girdim. Uzerinde kalin Yemen bezinden yapilmis fiyati bes dirhem olan bir elbise bulunuyordu. Hz. Aise:
"Gozunu cariyeme kaldir da ona bir bak! Zira o, simdi benim giydigim, su elbiseyi evin icinde giymekten arlanir. Halbuki,Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda benim o (kaba kumas)tan bir elbisem vardi. Medine'de zifaf icin suslenen her kadin gelip o elbiseyi benden iareten alirdi."
Buhari, Hibe 34.

5237 - Mugire Ibnu Su'be radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a uzerinde yunden sami bir cubbe oldugu halde abdest suyunu doktum. Cubbenin yenleri dar idi. Elini cikar(ip cubbenin yenlerini cemre)mek istedi. Fakat kol dar gelince, (cubbeyi omuzuna atarak) ellerini bedeninin altindan cikardi ve yikadi."
Tirmizi, Libas 30, (1768, 1769).

5238 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in en ziyade sevdigi elbise kamis idi."
Ebu Davud; Libas 3, (4025); Tirmizi, Libas 28, (1762, 1763).

BEYAZ

5239 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Elbiselerden beyaz olanlari giyin. Cunku onlar en hayirli giyeceklerinizdir. Olulerinizi de beyazla kefenleyin."
Tirmizi, Cenaiz 18, (994); Ebu Davud, Tibb 14, (3878).

KIRMIZI

5240 - Hilal Ibnu Amir babasindan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i Mina'da halka hitap ederken gordum. Sirtinda kirmizi bir burde vardi ve katirinin uzerinde idi. Hz. Ali radiyallahu anh da onune durmus, Aleyhissalatu vesselam'in soylediklerini tekrarliyordu."
Ebu Davud, Libas 21, (4073
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5241 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam orta boylu idi. Ben onu kizil bir hulle icerisinde gordum. Ben Aleyhissalatu vesselam'dan daha guzel bir seyi hic gormedim."
Buhari, Libas 35, Menakib 23; Muslim, Fezail 91, (2337); Ebu Davud, Libas 21, (4072); Tirmizi, Libas 4, (1724); Nesai, Zinet 94, (8, 203).

5242 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhumanlatiyor: "Uzerinde kirmizi renkli iki giyecek bulunan bir adam geldi ve Resulullah aleyhissalatu vesselam'a selam verdi. Ama Aleyhissalatu vesselam adamin selamini almadi."
Ebu Davud, Libas 20, (4069); Tirmizi, Edeb 45, (2808).

5243 - Beni Esedden bir kadin anlatiyor: "Bir gun, Resulullah aleyhissatatu vesselam'in zevcelerinden Zeyneb'in yaninda idim ve kizil toprakla onun elbiselerini boyuyorduk. Biz bu isle mesgulken Resulullah aleyhissalatu vesselam cikageldi. Ancak kizil topragi gorunce geri dondu. Zeynep bu hali gorunce, Aleyhissalatu vesselam'in bunu mekruh addettigini anladi ve derhal elbiselerini yikadi ve butun kirmiziligi orttu. Aleyhissalatu vesselam geri dondu ve aniden geldi. (Boyadan) hicbir sey gormeyince iceri girdi."
Ebu Davud, Libas 20, (4071).

5244 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben erguvan (koyu kizil) renkli seyin uzerine binmem. Ne sariya boyanmisi, ne de (etesinin ucuna, yakasina, yenine) ipekli gecirilmis gomlegi giymem. Bilesiniz erkegin surunme maddesi kokuludur, renksizdir. Bilesiniz kadinin surunme maddesi renklidir kokusuzdur."
Ebu Davud, Libas, 11, (4048); Tirmizi, Edeb 30, (2789).

SARI

5245 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam uzerimde sariya boyanmis iki giysi gormustu. Derhal:
"Bunu giymeni annen mi sana emretti?" diye sordu. Ben: "Bunlari yikayayim mi, ey Allah'in Resulu" dedim.
"Hatta yak onlari!" buyurdular."
Bir rivayette: "Bu, kafirlerin kiyafetidir, sakin bunlari giyme!" buyurdular" denmistir.
Muslim, Libas 27, (2077); Ebu Davud, Libas 20, (4066, 4067, 4068); Nesai, Zinet 96, (8, 203, 204).

5246 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kasiy (yol yol ipek bulunan keten) kumasla sariya boyanmis kumasi yasakladi."
Ebu Davud, Libas 11, (4044); Tirmizi, Libas 5, (1725); Muslim Libas 29, (2078).

YESIL

5247 - Ebu Remse radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in uzerinde iki yesil giysi gordum."
Ebu Davud, Libas 19, (4065); Tirmizi, Edeb 48, (2813); Nesai, Zinet 97, (8, 204), Iydeyn 16, (3,185).

SIYAH

5248 - Ummu Halid Bintu Halid Ibni Sa'idIbni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a benekli siyah bir giysi getiriImisti.
"Bunu kime giydirmemi uysun bulursunuz?" buyurdular. Herkes susmustu.
"Bana Ummu Halid'i getirin!" emrettiler. Beni yanina goturduler. Giysiyi elleriyle bana giydirdi ve sonra da:
"Ustunde eskit, ustunde eskit!" diye iki sefer tekrarladilar. Siyah kumasin benegine bakiyor, eliyle de bana isaret ediyor ve:
"Ey Ummu Halid! Bu senna (guzel), ey Ummu Halid bu senna!" diyordu. Senna, Habesistan dilinde guzel demekti."
Buhari, Libas 22, 32,188; Menakibu'l-Ensar 37, Edeb 17; Ebu savud, Libas 1.

IPEGIN TAHRIMI

5249 - Ebu Osman en-Nehdi anlatiyor: "Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh, biz Utbe Ibnu Ferkad ile Azerbaycan'da iken bize soyle yazmisti:
"Ey Utbe, (bu mal) ne senin emegin, ne babanin emegi ne de annenin emegidir. Oyleyse mu'minleri, evlerinde, kendi evinde doydugun seyden doyur. Zevk icin yemekten ve sirk ehlinin zinetinden, ipekli giymekten kacin. Zira Resulullah aleyhissalatu vesselam su kadari haric ipekli giymekten yasakladi ve Resulullah bize orta ve isaret parmagini kaldirarak birbirine bitistirdi."
Buhari, Libas 25; Muslim, Libas 12, (2069); Ebu Davud, Libas 10, (4042); Nesai, Zinet 93, (8, 202); Ibnu Mace, Libas 18, (3593).

5250 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir miktar ipek alip sag avucuna koydu, bir miktar da altin alip sol eline koydu, sonra da:
"Su iki sey ummetimin erkek kismina haramdir!" buyurdu."
Ebu Davud, Libas 14 (4057); Nesai, Zinet 40, (8, 160).
Tirmizi ve Nesai de Ebu Musa'dan gelen diger bir rivayette: "Ummetimin erkeklerine, ipek elbise ve altin haram kilindi, kadinlarina helal kilinndi" buyrulmustur
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5251 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dunyada ipegi, ahirette nasibi olmayanlar giyer."
Buhari, Libas 25, Muslim, Libas 6, (2063), Nesai, Zinet 91, 201).

5252 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ipegi dunyada giyen, ahirette giyemez."
Buhari, Libas 25; Muslim, Libas 23, (2075); Nesai, Zinet 91, (8, 200).

5253 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Babam) Omer radiyallahu anh satilmakta olan atlas bir elbise gordu. Onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a getirip:
"Ey Allah'in Resulu! Bunu satin al da bayramlarda ve tasradan gelen heyetlerin karsilanmasi sirasinda tecemmulen giyin!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bu, (ahirette) nasibi olmayanlarin giysisidir" buyurdular. Sonra Hz. Omer, Allah'in diledigi kadar kaldi. Aleyhissalatu vesselam ona atlastan mamul bir cubbe gonderdi. Omer gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Siz(ipek hakkinda): "Bu, (ahirette) nasibi olmayanlarin giyecegidir" demistiniz. Sonra bana bunu gonderdiniz, (hikmeti nedir?)" dedi. Aleyhissalatu vesselam, buna karsilik:
"Bunu, sana bizzat giyesin diye gondermedim. Bilakis, satasin ve parasiyla ihtiyaclarini goresin diye gondermistim" buyurdular."
Buhari, Libas 30, Cum'a 7, lydeyn 1, Buyu' 40, Hibe 27, 29, Cihad 177, Edeb 9, 66; Muslim, Libas 6, (2068); Muvatta, Libas 18, (2, 917, 918); Ebu Davud 10, (4040, 4041); Nesai, Zinet 84, 86, 87, (8, 196-198).

5254 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana siyera (denen yol yol sari kalemli dokunmus ipek) kumastan bir takim elbise giydirdi. Sonra ben onu giyip ciktim. (Resulullah bunu uzerimde gorunce bana kizmisti), ofkesini yuzunde goruyordum. Hemen donup, onu hanimlarim arasinda basortusu yapmalari icin taksim ettim."
Buhari, Libas 30, Hibe 27, Nafakat 11; Muslim, Libas 19, (2071); Ebu Davud, Libas 10, (4043); Nesai, Zinet 85, (8,197).

5255 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Dumetu'l-Cendel sefi Ukeydir, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a ipek bir elbise hediye etti. Aleyhissalatu vesselam da onu Hz. Ali radiyallahu anh'a verdi ve:
"Bunu Fatimalar arasinda taksim et!" buyurdu."
Muslim, Libas 18, (2071).

IPEKTEN MUBAH OLAN MIKTAR

5256 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam saf ipekten yapilmis elbiseyi yasakladi. Ama alem olarak konan ve kumasin direzisinde kullanilan ipege yasak yoktur."
Ebu Davud, Libas 12, (4055).

5257 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Zubeyr Ibnu'l-Avvam ve Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anhuma icin kendilerindeki uyuz sebebiyle ipekli giymelerine izin verdi."

5258 - Bir rivayette de soyle denmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (hacc sirasinda) bitten sikayet ettiler. Aleyhissalatu vesselam onlara katildiklari gazveleri sirasinda ipek gomlekler giymeye ruhsat tanidi."
Buhari, Libas 29, Cihad 91; Muslim Libas 25, (2076); Tirmizi, Libas 2, (1722); Ebu Davud, Libas 13, (4056); Nesai, Zinet 93, (8, 202).

5259 - Suveyd Ibnu safele anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh el-Cabiye'de halka hitap ederek: "Resulullah aleyhissalatu vesselam iki, uc veya dort parmak yeri haric, ipek giymeyi yasaklamisti!" dedi."
Muslim, Libas 12, (2069).

YUN HAKKINDA

5260 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam siyah bir burde (hirka) yaptim, bunu giydi. Icinde terledigi zaman ondan yun kokusu hissetti. Bunun uzerine o hirkayi cikarip atti. Aleyhissalatu vesselam guzel kokudan hoslanirdi."
Ebu Davud, Libas 22, (4074)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5261 - Ebu Burde Ibnu Ebi Musa el-Es'ari anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha'nin yanina girdim. Bana yamali bir giysi ve kaba bir izar cikardi ve "Resulullah aleyhissalatu vesselam su iki (parca)nin icinde vefat etti!" dedi."
Buhari, Humus 5, Libas 19; Muslim, Libas 35, (2080); Ebu Davud, Libas 8, (4036); Tirmizi, Libas 10, (1733).

5262 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir sabah uzerinde, siyah kildan yapilmis desenli bir giysi oldugu halde cikti."
Muslim, Libas 36, (2081); Ebu Davud, Libas 6, (4032); Tirmizi, Edeb 49, (2814).

5263 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hz. Musa aleyhisselam'in Rabbi Teala hazretleriyle konustugu gun, uzerinde yunden bir salvar, yunden bir cubbe, yunden bir kisa, yunden kucuk bir serpus (takke) vardi. Ayaginda da olu esek derisinden mamul bir ayakkabi vardi."
Tirmizi, Libas 10, (1734).

MINDER VE YASTIKLAR

5264 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in minderi deridendi ve ici hurma lifiyle dolu idi."
Buhari, Rikak 17; Muslim, Libas 38, (2082); Ebu Davud, Libas 45, (4146, 4147); Tirmizi, Libas 27, (1762).

5265 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (evde bulunmasi gereken) yataklar zikredilmisti. Soyle buyurdular:
"Kisinin kendisi icin bir yatak, kadin icin bir yatak, misafir icin bir yatak lazimdir. Dorduncu yatak seytanadir."
Ebu Davud, Libas 45, (4142); Nesai, Nikah 82, (6, 135); Muslim, Libas 41, (2084).

5266 - Hz. Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir yastiga solu uzerine yaslandigini gordum."
Ebu Davud, Libas 45, (4143); Tirmizi, Edeb 23, (2771).

5267 - Ebu'I-Melih, babasi radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam vahsi hayvanlarin derilerinden yaygi yapilmasini nehyetti."
Ebu Davud, Libas 43, (4132); Tirmizi, Libas 32, (1771); Nesai, Fere' 12, (7,176).

5268 - Utbe Ibnu Abdi's-Sulemi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan beni giydirmesini talep ettim. Bunun uzerine bana iki parca hayse (adi keten) bezi giydirdi. Kendimi, bununla arkadaslarim arasinda en iyi giyinmis gordum."
Ebu Davud, Libas 6, (4032).

LUKATA (BULUNTULAR) BOLUMU

5269 - Yezid Mevla'l-Munbais anlatiyor: "Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh'i isittim. Diyordu ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a altin veya gumus buluntu hakkinda sorulmustu.
"Kesesini ve bagini belle, sonra onu bir yil ilan et. (Sahibini) bilemezsen, onu harca. O yaninda bir emanet olsun. Gunun birinde arayani gelecek olursa, ona odersin" buyurdu. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam'a kaybolmus develerden soruldu.
"Kaybolan develerden sana ne? Onlari (kendi haline) birak. Zira sahibi onu buluncaya kadar, ayaginda carigi, sirtinda su tulumu vardir. Suya gider, ottan yer" buyurdular. Bu sefer (kaybolmus) davardan soruldu:
"Onlari alin. Zira onlar ya senindir, ya (kaybeden) kardesinindir, ya da kurdundur" buyurdular.
Buhari, Ilm 28, Surb 12, Lukata 2, 3, 4,11, Talak 22, Edeb 75; Muslim, Lukata 1, (1722); Muvatta, Akdiye 46, (2, 757); Ebu Davud, Lukata 1, (1704, 1705, 1706, 1707,1708); Tirmizi, Ahkam 35, (1372, 1373).

5270 - Amr Ibnu suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a (dalinda) asili meyve hakkinda sorulmustu:
"Ihtiyac sahibi, sepetine almaksizin agziyla ulasirsa, kendine bir vebal gelmez. Ancak kim de, eteginde (birseyler) alarak oradan cikarsa, aldiginin iki kat degeriyle borclanir. Ayrica (tazir nevinden) ceza da yer. Kim de yigin yapildiktan sonra meyveden calarsa ve bunun degeri migfer fiyatini bulursa, eli kesilir" buyurdu. Sonra kendisine lukata (buluntu)dan sorulmustu:
"Islek yolda bulunmus olanla, insanlarin cokca yasadigi meskun karyede bulunmus olani bir yil boyu ilan et. Eger sahibi gelirse hemen ver. Eger gelmezse artik o senin olmustur. Harabede bulunmus ise, bununla, maden icin humus (beste bir) vergisi vardir" buyurdular."
Ebu Davud, Lukata 1, (1710, 1711, 1712, 1713); Nesai, Kat'u's-Sarik 11, (8, 84-85)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5271 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Ali Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh, (bir gun), Hz. Fatima radiyallahu anha'nin yanina girmis idi. O sirada Hz. Hasan ve Huseyin aglamakta idiler. "Niye agliyorsunuz?" diye sordu. Hz. Fatima: "Aciktilar!" dedi.
Hz. Ali (bir yiyecek temin etmek uzere) cikti. Derken yolda bir dinar para buldu. Donup Hz. Fatima'ya gelerek haber verdi. O da:
"Falan yahudiye git, bununla un satin al!" dedi. Ali radiyallahu anh ona vardi ve un aldi. Yahudi ona:
"Sen, kendini Allah elcisi zanneden su zatin damadi misin?" dedi. Hz. Ali'nin "evet"i uzerine:
"Dinarini al, un da senin olsun!" dedi. Ali oradan ayrilip, Fatima radiyallahu anha'ya unu ve dinari getirdi, durumu da anlatti. Hz. Fatima:
"Simdi de su falan kasaba git, bize bir dirhemlik et al!" dedi. Hz. Ali gidip, dinari bir dirhemlik et mukabilinde rehin birakti. Eti Hz. Fatima'ya getirdi. O hamur yapti, (tencereye) koydu, ekmek pisirdi. Babasina haber gonderdi. Resulullah yanlarina gelince, Hz. Fatima:
"Ey Allah'in Resulu! (su yemegin) hikayesini size anlatayim da eger helalse yiyelim, bizimle siz de yiyin. Bunun mahiyeti soyle soyledir..." diye antatti. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah'in adiyla yiyin!" buyurdular ve hep beraber ekmekten yediler. Onlar daha yerlerinde iken, bir kole gelip, Allah ve Islam adina dinar bulan var mi?" diye sormaya basladi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onu cagirip (dinari hakkinda) sordu. Kole:
"Carsida benden dustu!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Ali! Haydi kasaba git. Ona: "Resulullah aleyhissalatu vesselam sana "Dinari bana gondersin, dirhemini ben odeyecegim!" diyor de!" emretti. Kasap dinari gonderdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onu koleye verdi."
Ebu Davud, Lukata 1, (1714).

5272 - Iyaz Ibnu Himar radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim bir buluntu ele gecirirse, buna adalet sahibi birini sahid kilsin, ne filani terkederek buluntuyu gizlesin, ne de (bir baska yere yollayarak) nazardan kacirsin. Sahibini buldumu hemen ona versin. Sahibini bulamazsa (bilsin ki) bu mal Allah'in malidir, Allah onu diledigine verir."
Ebu Davud, Lukata 1, ( 1709).

5273 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam degnek, kamci, ip ve benzeri seylerde ruhsat tanidi. Bunlari bulan kimse (ilan etmeksizin) onlardan faydalanabilir."
Ebu Davud, Lukata 1, (1717).

5274 - Amiru's-Sa'bi rahimehullah der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, sahibinin beslemekten aciz kalarak birakiverdigi bir hayvan bulur da, onu alip ihya edecek olursa o onun olur."
Ebu Davud, Buyu' 77, (3524, 3525).

5275 - Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Enes radiyallahu anhuma anlatiyorlar: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yolda giderken bir hurma tanesine rastlamisti. "Eger sadakadan (dusmus) olacagindan korkmasaydim bunu yerdim!" buyurdular."
Buhari, Buyu' 4, Lukata 6; Muslim, Zekat 165, (1071); Ebu Davud, Zekat 29, (1651).

5276 - Abdurrahman Ibnu Osman et-Teymi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hacinin lukatasini nehyetti."
Muslim, Lukata 11, (1724); Ebu Davud, Lukata 1, (1719).

5277 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'in anlattigina gore: "(Yediyuz dirheme) bir cariye satin almis ve (borcunu odemeden) sahibini kaybetmistir. Bir yil sahibini arayan Ibnu Mes'ud onu bulamaz ve bu parayi, bir dirhem, iki dirhem seklinde parca parca vermeye baslar ve: "Ey Allahim, bunu falanca adina sadaka kabul et! Eger adam gelirse sadaka benim adima olacak, borc da uhdemde kalacak!" der. Ibnu Mes'ud derdi ki:
"Sahibini bulamadiginiz buluntu hakkinda boyle hareket edin!"
Buhari, Talak 22, (Tercumede (bab basliginda) muallak olarak kaydedilmistir).

LIAN'IN AHKAMI

5278 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Allah Teala hazretlerinin (Tebuk seferinden geri kalmalari sebebiyle) tevbelerini kabul edip affettigi uc kisiden biri olan Hilal Ibnu Umeyye radiyallahu anh geldi. (Anlattigina gore) tarlasindan evine yatsi vaktinde donmustu. Haniminin yaninda bir adam buldu. Manzarayi gozleriyle gormus, kulaklariyla isitmisti. Sabah oluncaya kadar adami urkutup telaslandirmadi. Sabah olunca dogru Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gitti.
"Ey Allah'in Resulu dedi, ben aileme geceleyin donmustum, yanlarinda bir adam buldum. Ustelik gozlerimle gordum, kulaklarimla isittim."
Resulullah aleyhissalatu vesselam getirdigi bu haberden hoslanmadi, adama karsi sert davrandi. Bunun uzerine:
"Kendi hanimlarina zina isnad eden, ancak, kendisinden baska sahidi bulunmayan kimse ise, dogru soyledigine dair Allah adina yemin ederek dort defa sahitlik eder. Besinci sahitliginde ise, eger yalan soyluyorsa Allah'in lanetinin kendi uzerine olmasini ister. Kadinin Allah adina yemin ederek kocasinin yalan soyledigine dair dort def'a sahidlik etmesi ve besinci sahitliginde, eger kocasi dogru soyluyorsa Allah'in lanetinin kendi uzerine olmasini istemesi, onun hakkindaki cezayi kaldirir" (Nur 6-9) mealindekiayet nazil oldu. Vahiy hali Resulullah aleyhissalatu vesselam'in uzerinden kalkinca:
"Ey Hilal, mujde! Allah senin icin bir kurtulus ve kurtulus yolu gosterdi" buyurdular. Hilal:
"Ben Rabbim Tealahazretlerinden bunu umid ediyordum!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Kadina adam gonderin gelsin!" emretti. Kadin geldi. Ayet-i kerimeyi Resulullah ona okudu. Ikisine de meselenin ciddiyetini hatirlatti ve ahiret azabinin dunyadaki azabtan daha siddetli olacagini haber verdi. Bunun uzerine Hilal:
"Vallahi kadin hakkinda dogruyu soyledim!" dedi. Kadin da:
"Hayir yalan soyledin!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Aranizda lanetlesin" emretti. Hilal'e: "Sehadet getir!" dendi. O da dogru soyledigine dair dort kere Allah'a sehadet etti. Besinci sefer olunca kendisine:
"Ey Hilal, Allah'tan kork, zira dunya azabi ahiret azabindan pek hafiftir, senin bu yaptigin, uzerine azabi vacib kilmaktadir!" dendi. O yine:
"Allah'a yemin olsun, ona iftira ediyorum diye bana celde yapilmadigi gibi, Allah da onun sebebiyle bana azab vermeyecektir!" dedi ve "Eger yalanci ise, Allah'in laneti uzerine olsun!" diye besinci kere sehadette bulundu.
Sonra kadina: "Sehadet getir!" dendi. Kadin da: "Hilal yalancidir diye dort kere Allah'a sehadette bulundu. Besinci sehadete sira gelince, kadina:
"Allah'tan kork, zira dunyadaki azab ahiret azabindan hafiftir. Bu yaptigin, uzerine azabi vacib kilmaktir!" dendi. Kadincagiz bir muddet durakladi. Sonra:
"Kavmimi, geri kalan zamanlarda rezil rusvay edemem!" dedi ve besinci defa: "Hilal dogru soyledi ise Allah'in gadabi uzerime olsun!" diye sehadette bulundu.
Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam aralarini ayirdi. Kadinin cocuguna babasinin adiyla cagrilmamasina, kadina zina isnad edilmemesine, cocuga da veled-i zina denmemesine, kim kadina veya cocuga boyle bir isnadda bulunacak olursa, hadd-i kazfe maruz kalacagina hukmetti. Keza bunlar ne bosanma ne de olum sebebiyle ayrilmadiklari icin Hilal uzerinde, ne kadin icin mesken ne de cocuk icin nafaka mesuliyeti olmadigina hukmetti. Aleyhissalatu vesselam:
"Eger kadin kizilimsi, kabalari etsiz, sivri omuzlu, iki kabasi sivri, bacaklari ince bir cocuk dunyaya getirirse, bu cocuk Hilal'dendir. Eger esmer, kisa sacli, iri yapili, iri bacakli, iri kabali bir cocuk dunyaya getirirse bu cocuk, zina nisbet edilen sahsa aittir" buyurdular. Gercekten kadin esmer renkli, kisa sacli, iri yapili, iri bacakli, iri kabali bir cocuk dogurdu. Aleyhissalatu vesselam:
"Eger (sehadetlerle yapilan) yeminler olmasaydi benimle o kadin arasinda mesele olacakti" buyurdular. Ikrime der ki: "Kadinin cocugu bundan sonra Mudar uzerine emir oldu, Tesmiye'de babasina nisbet edilmezdi."
Hadisi Ebu Davud bu metnin aynisiyla rivayet etti. Kutub-i Sitte, Ibnu Omer'den bu manada rivayette bulundular.
Buhari, Talak 28, Sehadat 21, Tefsir, Nur 3; Ebu Davud, Talak 27, (2254, 2255, 2256); Tirmizi, Tefsir, Nur, (3178).

5279 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Uveymir el-Aclani ile hanimi arasinda lian uyguladi. Hanimi bu sirada hamile idi."
Nesai, Talak 36, (6,171).

5280 - Yine ona ait bir rivayette: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, birbirine lianda bulunan iki ese lianlasmayi teklif ettigi zaman, besinci yeminde, erkege elini agzinin uzerine koymasini emretti ve: "Bu (Allah'in azabini) gerektiricidir!" buyurdu.
Nesai, Talak 40, (6, 175)
 
Üst