Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
COCUGUN ILHAKI VE NESEB IDDIASI

5281 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cocuk yataga aittir. Zaniye de mahrumiyet vardir."
Buhari, Hudud 23, Feraiz 18; Muslim, Rada' 37, (1458); Tirmizi, Rada' 8, (1157); Nesai, Talak 48, (6,180).

5282 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Utbe Ibnu Ebi Vakkas, kardesi Sa'd'a: "Zema'a'nin cariyesinden dogan oglan bendendir, onu sahiplen"diye vasiyet etmisti. Fetih yilinda, onu Sa'd yakalayip: "Bu, kardesimin ogludur, kardesim onu bana vasiyet etmisti!" dedi. Abd Ibnu Zema'a da:
"O, benim kardesimdir ve babamin cariyesinin ogludur, onun yataginda dogmustur!" dedi. Problemin halli icin Resulullah aleyhissalatu vesselam'a kostular. Sa'd radiyallahu anh:
"Ey Allah'in Resulu! Bu kardesimin ogludur. Kardesim onun hakkinda bana vasiyette bulundu. Hele onun benzerligine de bakin!" dedi. Abd:
"O benim kardesimdir ve babamin cariyesinin ogludur. Babamin yataginda dogdu!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, ondaki benzerlige bakti. Utbe'ye acik bir benzerlik gordu. Sonra:
"Bu sana aittir ey Abd Ibnu Zema'a. Cocuk yataga aittir, zani icin de mahrumiyet vardir" buyurdu. Sonra da Sevde Bintu Zem'a'ya:
"Bun(u kardesin bilme, ihtiyat et, ona karsi) tesettur et!" emretti. Bu emri, onun Utbe'ye olan benzerligi sebebiyle vermisti.
O, kadini, Allah'a kavusuncaya kadar goremedi. Sevde, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcesi idi."
Buhari, Vesaya 4, Buyu' 3, 100, Husumat 6, Itk 8, Feraiz 18, 28, Hudud 23, Ahkam 29; Muslim, Rada' 36, (1457); Muvatta, Akdiye 20, (2, 739); Ebu Davud, Talak 34, (2273); Nesai, Talak 48, 49, (6, 180, 181).

5283 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Benim siyah bir cocugum dunyaya geldi" dedi. Adam, ta'riz yoluyla cocugu nefyetmeyi teklif ediyordu. Aleyhissalatu vesselam, onun nefyedilmesine ruhsat vermedi.
"Senin bir deven var mi?" dedi. Adam: "Evet" deyince:
"Bunlarin renkleri nasildir?" diye sordu. Adam: "Kirmizi!" dedi.Resulullah tekrar sordu:
"Bunlar arasinda boz renkli var mi"
"Evet!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Peki bu nereden (geldi)?" dedi. Adam:
"Belki de bir damar cekmistir" deyince, Aleyhissalatu vesselam da:
"Senin oglun da bir damara cekmistir!" buyurdular."
Buhari, Talak 26, Hudud 41; Muslim, Li'an 20, (1500); Ebu Davud, Talak 28, (2260, 2261, 2262); Tirmizi, Vela ve Hibe 4, (2129); Nesai, Talak 46, (6, 178, 179).

5284 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam kalkarak: "Ey Allah'in Resulu! Falan benim cocugumdur. Cahiliye devrinde ben annesiyle zina yapmistim!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam su cevapta bulundu:
"Islam'da (neseb) iddiasi yok. Cahiliye isi bitti artik. Cocuk yataga aittir, zaniye de mahrumiyet vardir!"
Ebu Davud, Talak 34, (2274).

KAFE

5285 - Hz. Aise radiyallahu anh anlatiyor: "Reslullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) yanima mesrur olarak girdi, yuzunun cizgileri parliyordu.
"Hani, Mucezziz el-Mudlici var ya, az once, Zeyd Ibnu Harise ve Usame Ibnu Zeyd'e bakti da: "Su ayaklar var ya (aralarinda oyle benziyorlar ki) sanki birbirlerinden hasillar" dedi" buyurdular."
Buhari, Fezailu'l-Ashab 17, Menakib 23, Feraiz 31; Muslim, Rada' 38, (1459); Ebu Davud, Talak 31, (2267, 2268); Tirmizi, Vela ve'l-Hibe 5, (2130); Nesai, Talak 51, (6, 184).

5286 - Suleyman Ibnu Yesar anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, Islam doneminde neseb iddiasinda bulunanlari cahiliye dogumlulara ilhak ediyordu. (Bir gun) iki kisi geldi. Her ikisi de, bir kadinin cocugunun kendisine ait oldugunu iddia ediyordu. Hz. Omer, bir kaif cagirdi. Kaif adamlara bakti. Sonra:
"Her ikisinin de cocukta istirakleri var!" dedi. Hz. Omer bu soz uzerine elindeki degnegi kaife indirdi ve:
"Nereden biliyorsun?" dedi. Sonra kadini cagirip:
"Bana haberini soyle!" emretti. Kadin, iki adamdan birini kastederek:
"Su var ya, dedi ben ailemin devesini guderken bana gelirdi ve benden ayrilmazdi. O da ben de hamilelik basladi zannettik. Sonra o benden ayrildi. Arkadan kan akti (adet gordum). Sonra da onun yerini digeri aldi (bana temasta bulundu). Cocugun hangisinden oldugunu bilmiyorum!" dedi. Kaif bu cevabi isitince tekbir getirdi. Hz: Omer cocuga donerek:
"Hangisini dilersen onu veli kil!" dedi."
Muvatta, Akdiye 22, (2, 740).

5287 - Ebu Osman en-Nehdi anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh'i dinledim. Demisti ki : " "Resulullah aleyhissalatu selam buyurdular ki:
"Islam'da bir kimse asil babasi varken bir baskasinin babasi oldugunu soylerse ve bu iddiasini da o kimsenin babasi olmadigini bilerek yaparsa, cennet ona haramdir."
Buhari, Feraiz 29, Megazi 56; Muslim Iman 114, (63); Ebu Davud, Edeb 119, (5113).

5288 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mula'ane (lanetleserek bosanma) ayeti indigi zaman soyle buyurdular:
"Hangi kadin, bir kavme, onlardan olmayani dahil edecek olursa, hic bir hususta Allah'la irtibati kalmamistir. Artik Allah onu asla cennete koymayacaktir. Hangi erkek de gore gore evladini inkar ederse, Allah Kiyamet gunu onunla kendi arasina perde koyar ve herifi oncekilerin ve sonrakilerin onunde rezil rusvay eder."
Ebu Davud, Talak 29, (2263); Nesai, Talak 47, (6,179).

5289 - Amr Ibnu, Suayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, varisler tarafindan babaya nisbeti talep edilip de, (hayatinda inkar etmedigi icin) babanin olumunden sonra nesebe dahil edilen bu cocugun o babanin cima yaptigi gun mulkunde bulunan cariyeden dogmus olmasi halinde, varislere ilhak edilmesine; ancak cocuga, bu ilhaktan once taksim edilen mirastan herhangi bir payin gecmeyecegine; fakat taksim edilmeyen mirastan pay alacagina; cocugun kendisine nisbet edildigi baba, sayet olmezden once cocugun kendisinden oldugunu inkar etmisse, bu cocugun o babaya ilhak edilemeyecegine; eger cocuk mulkunde olmayan bir cariyeden veya kendisiyle zina yaptigi bir hur kadindan ise, bu cocugun da o babaya ilhak edilmeyecegine ve o babaya varis olamayacagina, -hatta cocuk kendisine nisbet edilen sahsin bizzat kendisi, onun hur veya kole kadindan edindigi veled-i zinasi oldugunu itiraf etse bile- o cocugun varis olamayacagina hukmetti."
Ebu Davud, Talak 30, (2265, 2266).

5290 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Islam'da cariye ile zina yoktur. Kim cahiliyede cariye ile zina yapmis ise, (bundan hasil olan cocuk) asabesine (efendisine = cariyenin efendisine) dahil olur. Kim, mesru nikahdan olmayan bir cocugun kendine ait oldugunu iddia ederse, ona varis olamaz, kendisine de varis olunamaz."
Ebu Davud, Talak 30, (2264)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5291 - Zeyd Ibnu Erkam radiyallahu anh anlatiyor: "Yemen'den bir zat Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Uc kisi Hz. Ali'ye gelip, tek bir tuhur zamani icerisinde cimada bulunduklari bir kadindan dogan bir cocuk hakkindaki ihtilaflarini arzettiler. Hz. Ali ikisine:
"Cocuk su ucuncuye mubarek olsun!" dedi. Bunun uzerine diger ikisi feveran ettiler (olmaz boyle hukum diye cikistilar). Hz. Ali bunun uzerine:
"Siz, ihtilafli ortaklarsiniz. Ben aranizda kur'a cekecegim. Kime cikarsa cocuk onundur. Diger iki arkadasina da bir diyetin ucte ikisini odeyecektir!" dedi ve aralarinda kur'a cekti ve cocuk kime cikti ise ona verdi.
(Adamin bu anlattiklarina) Resulullah aleyhissalatu vesselam, azi disleri -veya kesici disleri- gorulunceye kadar guldu."
Ebu Davud, Talak 32, (2270); Nesai, Talak 50, (6, 182, 184).

5292 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimse kendini azad edenlerin izni olmadan bir kavmi veli ittihaz ederse, Allah'in, meleklerin ve butun insanlarin) laneti uzerine olsun. Allah ondan ne bir farz ne de bir nafile kabul eder."
Muslim, Itk 19, (1508); Ebu Davud, Edeb 119, (5114).

5293 - Abdulhamid Ibnu Cafer anlatiyor: "Babamin dedem Rafi' Ibnu Sinan radiyallahu anh'tan anlattigina gore dedem Rafi' musluman olmus, fakat hanimi musluman olmamakta direnmis ve (is ayrilma noktasina gelince) kadin, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek:) "Kizim benimdir, sutten de kesilmistir" demistir. Rafi'de: "Kizim benimdir" demistir. (Resulullah, Rafi'e: "Sen bir koseye otur!)" kadina da:"Sen de bir koseye otur!" der. Cocugu da ikisinin arasina oturtur. Sonra kadina ve erkege: "Cocugu kendinize cagirin!" buyurur. Cagirirlar. Cocuk annesine meyleder. Aleyhissalatu vesselam: "Allahim ona dogruyu goster!" diye dua eder. Bunun uzerine kiz babasina yonelir. Baba boylece cocugu alir."
Ebu Davud, Talak 26, (2244); Nesai, Talak 52, (6, 185).

LAKIT

5294 - Suneyn Ebu Cemile es-Sulemi'nin anlattigina gore, Hz. Omer radiyallahu anh zamaninda atilmis bir cocuk bulmustur. (Hadiseyi isiten) Omer yanina gelir ve onu gorunce:
"Bu iste bir bit yenigi olabilir. Bu yavruyu niye aldin?" der. Suneyn de: "Bunu helake maruz buldum, o yuzden (kurtarmak icin) aldim!" der ve Hz. Omer'in tavrindan kendisini itham ediyor anlar. Ancak Omer'in) arifi:
"Ey muminlerin emiri bu salih bir kimsedir" (diyerek lehinde tezkiyede bulunur. Bunun uzerine) Hz. Omer:
"Oyle mi?" der. Arif te'yiden: "Evet!" deyince Hz. Omer: "Gotur onu! O hurdur (velasi sanadir) nafakasi da bizim uzerimizedir!" der."
Muvatta, Akdiye 19, (2, 738).
Rezin su ilavede bulunmustur: "Onun velasi da muslumanlara aittir, ona varis olurlar, hin-i hacette onun diyetini oderler."
Buhari, bu ziyadeyi bir babta bab basligi olarak senedsiz sekilde kaydetmistir (Sehadat 16).

OYUN VE EGLENCE BOLUMU

5295 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir guvercinin pesine dusup onunla eglenen bir adam gormustu: "Bir seytan bir seytaneyi takip ediyor!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 65, (4940); Ibnu Mace, Edeb 44, (3765).

5296 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (dovusturmek icin) hayvanlarin arasini kizistirmayi yasakladi."
Ebu Davud, Cihad 56, (2562); Tirmizi, Cihad 30, (1708, 1709).

5297 - Yine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kendisinde ruh olan hicbir canliyi (atislariniza) hedef ittihaz etmeyin."
Muslim, Sayd 58, (1957); TirmizI, Sayd 1, (1475); Nesai, Dahaya 41, (7, 238, 239).

5298 - Abdullah Ibnu Cafer Ibni Ebi Talib radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir keciyi hedef ittihaz ederek ok atmakta olan bir kalabaliga rastlamisti. Bu halden hic hoslanmadi ve: "Hayvanlara eziyet vermeyin!" buyurdu."
Nesai, Dahaya 42, (7, 239).

5299 - Serid Ibnu Suveyd radiyallahu anh anlatiyor: "Kim bir kusu bos yere sirf eglence olsun diye oldururse Kiyamet gunu, o kus, sesini yukselterek Allah'a soyle seslenir:
"Ey Rabbim! Falan beni bos yere oldurdu, bir menfaat icin oldurmedi."
Nesai, Dahaya 42, (7, 239).

5300 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, hayvanlardan herhangisi olursa olsun, "sabran" oldurulmesini yasakladi."
Muslim, Sayd 60, (1959)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5301 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim tavla oyunu oynarsa elini domuz kanina bulamis gibi olur"
Muslim, Si'r 10, (2260); Ebu Davud, Edeb 64, (4939).

5302 - Hz. Aise radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "(Mahallesinde oturan bir ailede tavla bulundugu haberi kendisine ulasir. Bunun uzerine onlara:)
"Eger tavlayi evinizden cikarmazsaniz ben sizi mahallemden cikaracagim!" diye haber gonderir. Boylece onlarin tavla bulundurmalarini hos karsilamadigini ifade eder."
Muvatta, Ru'ya 6, (2, 958).

MUBAH OYUNLAR

5303 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bebeklerle oynardim. Arkadaslarim (da oynamak icin) yanima gelirlerdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam (eve gelince, utanarak) saklanirlardi. Ama Aleyhissalatu vesselam onlari tekrar bana gonderirdi. Beraber oynamaya devam ederdik."
Buhari, Edeb 81; Muslim, Fedailu's-Sahabe 81, (2440); Ebu Davud, Edeb 62, (4931, 4932).

5304 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Habesliler, harbeleriyle, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda oynarlarken Omer Ibnu'I-Hattab radiyallahu anh iceri girdi. Hemen yere egilip cakil alarak onlara firlatti. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Omer! Birak onlari (oynasinlar)! Zira onlar Beni Erfide'dirler" buyurdu."
Buhari, Cihad 79; Muslim, lydeyn 22, (893); Nesai, lydeyn 35, (3,196).

5305 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben mescidde oynayan Habeslileri seyrederken Resulullah aleyhissalatu vesselam'in beni ridasi ile orttugunu hatirliyorum. Bu hal ben seyretmekten usanincaya kadar devam etti. Benim gibi, genc yasinda bir kizin eglenceye ne kadar duskun olacagini varin siz takdir edin."
Buhari, Salat 69, Iydeyn 2, 3, 25, Cihad 81, Menakib 15, Fezailu'l-Ashab 46, Nikah 82, 114; Muslim, lydeyn 18, (892); Nesai, Iydeyn 35, (3, 195).

5306 - Yine Hz. Aise radiyallahu anh , Nesai'de gelen bir baska rivayetinde soyle demistir: "Bir bayram gunu Sudanlilar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina oynayarak geldiler. Aleyhissalatu vesselam beni cagirdi. Resulullah'in omuzunun ustunden onlari seyrediyordum. Kendi arzumla ayrilincaya kadar bakmaya devam ettim. (Resulullah seyretmemi kesmedi)."
Nesai, lydeyn 34, (3, 195).

5307 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'ye (hicretle) geldigi zaman, onun gelisinden sevinc izhari olarak, Habesliler harbeleriyle oynadilar."
Ebu Davud, Edeb 59, (4923).

LANETLEME VE SOVME

5308 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mu'min ne ta'n edici, ne lanet edici, ne kaba ve cirkin sozlu, ne de hayasizdir."
Tirmizi, Birr 48, (1978).

5309 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Laneti cok yapanlar Kiyamet gunu sefaatci olamazlar, sehid de olamazlar."
Muslim, Birr 85, (2598); Ebu Davud, Edeb 53, (4907).

5310 - Semure Ibnu Cundub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Birbirinize, Allah'in laneti, Allah'in gadabi ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayin."
Ebu Davud, Edeb 53, (4906); Tirmizi, Birr 48, (1977)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5311 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Ey Allah'in Resulu! Musriklere beddua et, onlari lanetle!" denilmisti. Su cevabi verdi:
"Ben rahmet olarak gonderildim, lanetleyici olarak degil!"
Muslim, Birr 87, (2597).

5312 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir kimse diger bir kimseyi fiskla veya kufurle itham etmesin. Aksi taktirde, itham edilen arkadasinda bunlar yoksa, kelime kendine donderilir."
Buhari, Edeb 44.

5313 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sovusen iki kisinin soyledikleri(nin vebali), mazlum olan tecavuzde bulunmadikca baslayana aittir."
Muslim, Birr 68, (2587); Ebu Davud, Edeb 47, (4894); Tirmizi, Birr 51, (1982).

5314 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor; "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri soyle dedi: "Ademoglu, dehre soverek beni uzuyor. Halbuki ben dehrim. Emir benim elimde. Gece ve gunduzu ben ceviririm."
Buhari, Edeb 101, Tefsir, Casiye 1, Tevhid 5; Muslim, Elfaz 2, (2246); Muvatta, Kelam 3, (2, 984); Ebu Davud, Edeb 181, (5274).

5315 - Ibnu Abbas radiyallahu anhumanlatiyor: "Bir kisinin ridasini ruzgar savurmustu, tutup ruzgara lanet etti. Resulullah aleyhissalatu vesselam mudahale buyurdu:
"Sakin ruzgara lanette bulunmayin. O memurdur, (Allah'in emriyle) is gormektedir. Sunu bilin ki, kim bir seye haksizlikla lanet ederse, lanet kendisine doner."
Ebu Davud, Edeb 53, (4908); Tirmizi, Birr 48, (1979).

5316 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bu ruzgar, Allah'in rahmetindendir. Rahmeti de, azabi da getirir. Onu gorunce, sakin ona sovmeyin. Allah'tan ruzgarin hayr (getirmes)ini dileyin, serr (getirmes)inden Allah'a siginin."
Ebu Davud, Edeb 113, (5097).

5317 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Olulere sovmeyin. Cunku onlar (sagken hayirdan ve serden) gonderdiklerine kavustular."
Buhari, Cenaiz 97, Rikak 42; Ebu Davud, Edeb 50, (4899); Nesai, Cenaiz 51, 52, (4, 52, 53).

5318 - Mugire Ibnu S'u'be radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Oluler hakkinda kotu konusmayin, sonra dirileri uzersiniz."
Tirmizi, Birr 51, (1983).

5319 - Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Olulerinizin iyiliklerini zikredin, kotuluklerini zikretmeyin."
Ebu Davud, Edeb 50, (4900); Tirmizi, Cenaiz 34, (1019).

5320 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir seferdeydi. Ensardan bir kadin devesinin uzerinde giderken yuksek sesle devesine lanet okudu. Bunu isiten Aleyhissalatu vesselam: "Devenin uzerindeki esyalari alin ve deveyi saliverin, zira artik o lanetlenmistir" buyurdular."
Imran radiyallahu anh der ki: "Sanki ben deveyi insanlar arasinda yururken gorur gibiyim, kimse ona dokunmuyordu."
Muslim, Birr 80, (2595); Ebu Davud, Cihad 55, (2561)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5321 - Zeyd Ibnu Halid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Horoza sovmeyin! Zira o, namaz icin uyandiriyor."
Ebu Davud, Edeb 115, (5101).

RESULULLAH ALEYHISSALATU VESSELAM'IN LANETETTIKLERI

5322 - Ebu't-Tufeyl radiyallahu anh anlatiyor: "Ali Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh'a bir adam gelerek:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sana tevdi ettigi sir nedir?" diye sormustu. Hz. Ali buna ofkelendi ve:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam, halka gizledigi hicbir seyi bana sir olarak vermedi. Su kudar var ki, bana dort kelime soyledi!" dedi. Adam:
"Nedir onlar, soyler misin?" deyince, Hz. Ali:
"Allah'tan baskasinin adina kesene Allah lanet etsin. Ebeveynine lanet edene lanet etsin. Bid'atciyi himaye edene Allah lanet etsin. Tarlanin sinir taslarini degistirene Allah lanet etsin!"
Muslim, Edahi 43, (1978); Nesai, Dahaya 34, (7, 232).
Rezin, Ibnu Abbas'tan su ziyadede bulundu: "A'mayi yoldan men eden mel'undur. Bir hayvana temasta bulunan mel'undur. Lut kavminin pis isini yapan mel'undur."

5323 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ribayi yiyeni, yedireni, riba akdini yazani, sadakaya (zekata) mani olani, dovme yapani, dovme yaptirani -hastalik sebebiyle olan haric- hulle yapani, hulle yaptirani lanetledi."
Nesai, Zinet 25, (8, 147).

5324 - Muhammed Ibnu Abdirrahman, annesi Amra Bintu Abdirrahman'dan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam nebbas (mezar soyan) erkek ve kadinlara lanet etti."
Muvatta, Cenaiz 44, (1, 238).

5325 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allahim, ben senden hulf etmeyecegin bir ahd talep ediyorum. (Biliyorsun) ben bir beserim. Hangi mu'mine (hataen) eziyet verir, kirici soz sarfeder, lanette bulunur, degnek vurup (canini yakar)sam bu haksizligi onun hakkinda, Kiyamet gunu bir rahmet, (sevabinda) bir artis, sana bir yaklasma vesilesi kil."
Buhari, Da'avat 34; Muslim, Birr 90, (2601).

5326 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina iki kisi girdi. Resulullah'a bir seyler soylediler. Fakat ne soylediklerini bilmiyorum. Soyledikleriyle Aleyhissalatu vesselam'i kizdirmislardi. Onlara lanet etti, sebbetti (kirici konustu). Adamlar cikinca:
"Vallahi! Ey Allah'in Resulu! Bunlarin kazandigi hayri kim kazanabilir?" dedim.
"Bu da ne?" buyurdular.
"Onlara lanet ettin, sebbettin" dedim.
"Benim Rabbime ne sart kostugumu bilmiyor musun? Dedim ki: "Allahim, ben bir beserim. (Beserin razi oldugu gibi razi olur, beserin kizdigi gibi kizarim.) Oyleyse mu'minlerden hangisine (hak etmedigi halde) lanet edersem, sebbedersem bunu onun hakkinda (tahur (gunahlarindan temizlik vesilesi)), (sevabinda) bir artis ve ucret kil!" buyurdular."
Muslim, Birr 88, (2600).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
MEV'IZELER BOLUMU

5327 - Ebu Idris el-Havlani, Ebu Zerr radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, aziz ve celil alan Rabbinden naklen anlattigina gore, Rabb Teala soyle buyurmustur:
"Ey kullarim! Ben nefsime zulmu haram ettim, onu sizin aranizda da haram kildim: Oyleyse birbirinize zulmetmeyin.
Ey kullarim! Hidayet verdiklerim disinda hepiniz dall (dogru yoldan sapmislar)siniz. Oyleyse benden hidayet isteyin de sizi hidayet edeyim!
Ey kullarim! Benim yedirdiklerim haric, hepiniz aclarsiniz. Oyleyse benden yiyecek isteyin de size yiyecek vereyim!
Ey kullarim! Benim giydirdiklerim haric hepiniz ciplaklarsiniz! Oyleyse benden giyinme talep edin de sizleri giydireyim!
Ey kullarim! Sizler gece ve gunduz hata isliyorsunuz. Ben ise butun gunahlari affederim. Oyleyse benden magfiret talep edin de sizleri bagislayayim.
Ey kullarim! Bana zarar verme mevkiine ulasamazsiniz ki bana zarar veresiniz! Bana fayda saglama mertebesine de ulasamazsiniz ki bana menfaat saglayasiniz.
Ey kullarim! Sayet sizlerin oncekileri sonrakileri; insi olanlari, cinni olanlari hepsi de sizden en muttaki bir insanin kalbi uzere olsaydiniz, bu benim mulkumde hic bir seyi zerre miktar artirmazdi.
Ey kullarim! Eger sizin oncekileriniz ve sonrakileriniz, insi olanlariniz, cinni olanlariniz sizden en facir bir kimsenin kalbi uzere olsaydiniz, bu benim mulkumden zerre kadar bir eksiklik hasil etmezdi.
Ey kullarim! Eger sizlerin oncekileri ve sonrakileri, insi olanlari, cinni olanlari bir duzlukte toplanip bana talepte bulunsaydiniz, ben de her insana istedigini verseydim, bu, benim nezdimde olandan, ignenin denize batirildigi zaman hasil ettigi eksilme kadar bir noksanlik ancak meydana getirirdi.
Ey kullarim! Bunlar sizin amelleriniz, onlari sizin icin sayiyorum. Sonra bunlarin karsiligini size odeyecegim. Oyleyse sizden kim bir hayirla karsilasirsa Allah'a hamd etsin. Kim de hayir degil de baska bir sey bulursa, kendinden baska bir seyi levmetmesin (kinamasin, basina geleni kendinden bilsin)."
Muslim, Birr 55, (2577); Tirmizi, Kiyamet 49, (2497).

5328 - Ubeyy Ibnu Ka'b radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam gecenin ucte ikisi gecince kalkar ve: "Ey insanlar! Allah'i zikredin! Allah'i zikredin! "Sarsici" kesinlikle gelecektir; "takipci" de onun arkasindan gelecektir. Olum, icindeki (siddet ve sikinti)larla gelecek, (oyleyse ahirete hazirlanin!)" derdi." Ubey devamla dedi ki:
"Ey Allah'in Resulu dedim, ben sana cok salat oku(mak isti)yorum. (Duamda) ne miktarini sana salat u selam yapayim?"
"Diledigin kadar!" buyurdular.
"Dortte bir (yeter mi)?" dedim.
"Diledigin kadar!" buyurdular, "Eger artirirsan, bu senin icin daha hayirli!" dediler.
"Yari(ya ne dersiniz)?" dedim.
"Diledigin kadar!" buyurdular, "Eger artirirsan, bu senin icin daha hayirli!" dediler.
"Ucte iki(ye ne dersiniz?)" dedim.
"Diledigin kadar!" buyurdular, "Eger artirirsan, bu senin icin daha iyi!" dediler.
"(Kendim icin dua ettigim vaktin) tamamini size salat u selam okumaya ayirayim mi?" dedim.
"Bu takdirde, (dunyevi ve uhrevi) dilegin kabul edilir, gunahin affedilir!" buyurdular."
Tirmizi, Kiyamet 24, (2459).

5329 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun cikip, Uhud sehidlerine cenazelere kildigi namazla namaz kildi. Sonra minbere gecti:
"Ben dedi, sizden once (havuzun basina) varacagim ve ben size sahidlik yapacagim. Simdi, su anda ben, vallahi havzimi goruyorum. Bana arzin hazinelerinin anahtarlari verildi. Vallahi ben artik sizin benden sonra sirke dusmenizden korkmuyorum. Fakat sizin dunya hususunda birbirinizle rekabete, cekememizlige dusmenizden korkuyorum."
Buhari, Rikak 53, 7, Cenaiz 73, Menakib 25, Megazi 17, 27; Muslim, Fezail 30, (2296).

5330 - Ebu Kebse el-Enmari radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Uc sey vardir, (bunlarin dogrulugu hususunda size) yemin ederim. Ayrica bir de hadis soyleyecegim, bunlari iyi belleyin: Kisinin mali sadaka sebebiyle eksilmez. Bir kula haksiz zulum yapilir o da sabrederse, Allah onun izzetini (dunya ve ahirette) mutlaka artirir. Bir kul dilenme kapisini acti mi, onunla birlikte Allah da o zavalliya fakirlik kapisini acar."
Tirmizi, Zuhd 17, (2326)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5331 - Bir rivayette su ziyade mevcuttur: "Bir kul, Allah rizasi icin mutevazi olur, alcalirsa Allah onu mutlaka yuceltir. Size bir hadis soyleyecegim, onu iyi belleyin: "Dunya dort kisi icindir:
"Bir kul vardir, Allah kendisine mal ve ilim vermistir de kul, mali hususunda Allah'tan korkmakta, (mal ve ilmi kullanarak) sila-i rahm yapmakta, (mal ve ilimde) Allah'in hakki oldugunu bilmektedir; iste bu kimse en faziletli bir makamdadir.
"Bir kul vardir. Allah ona ilim vermistir, mal vermemistir, ama iyi niyetlidir ve "Malim olsaydi onu falan kisi gibi (hayirda) harcardim" der. Iste bu kimse niyetindekini yapmis gibi sevaba nail olur, ikisi de esit sekilde ucrete konar.
"Bir kul vardir Allah ona mal vermistir, fakat ilim vermemistir. Malini cahilane harcar. Mali hususunda Rabbinden korkmaz. (Cimriligi, cahilligi sebebiyle) maliyla sila-i rahim yapmaz; malinda Allah'in da hakki oldugunu hic dusunmez. Iste bu kimse, mertebelerin en dusugundedir.
"Bir kul vardir, Allah ona ne ilim ne de mal vermistir ama: "Eger malim olsaydi onunla falan kimsenin yaptiklarini ben de yapardim" der. Bu da niyetiyle muamele gorur. Niyet ettigi kimsenin vebalini aynen elde eder."
Tirmizi, Zuhd 17, (2326); Ibnu Mace, Zuhd 21, (4228).

5332 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kimin azusu ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginliginden koyar ve islerini derli toplu kilar, artik dunya ona hakir gelmeye baslar. Kimin hedefi de dunya olursa, Allah iki gozunun arasina (dunyanin) fakirligini koyar, islerini de darmadaginik eder. Netice olarak, dunyadan da eline, kendisine takdir edilmis olandan fazlasi gecmez."
Tirmizi, Kiyamet 31, (2467).

5333 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam dediler ki:
"Allah Teala hazretleri soyle buyurdular:
"Ey ademoglu! Kendini ibadetime ver, gonlunu zenginlikle doldurayim, fakrini kapayayim. Boyle yapmazsan ellerini mesguliyetle doldururum, fakrini da kapamam."
Tirmizi, Kiyamet 31, (2467); Ibnu Mace, Zuhd 2, (4107).

5334 - Yine Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Aleyhissalatu vesselam'a: "Ey Allah'in Resulu dedik, senin yaninda iken kalplarimiz maneviyatta rikkate gelip inceliyor, dunyaya karsi alakamiz kesiliyor ve ahireti sanki gormus gibi oluyoruz. Yaninizdan ayrilinca ailemizle unsiyet edip cocuklarimizi kokladik mi, onceki halimizi inkar ediyoruz, bunun sebebi nedir?"
Aleyhissalatu vesselam su cevabi verdi:
"Eger siz, ayrildiktan sonra da yanimdaki halinizi devam ettirseydiniz, melekler, sizi evlerinizde ziyaret eder, yollarda sizinle musafahada bulunurdu. Eger siz hic gunah islemeseydiniz, Allah sizi toptan yok eder, gunah isleyip istigfar edecek yeni bir mahluk yaratir ve onlari magfiret ederdi."
Tirmizi, Cennet 2, (2528); Ibnu Mace, Siyam 48, (1752).

5335 - Seddad Ibnu Evs radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Akilli kimse, nefsini muhasebe eden ve olumden sonrasi icin calisandir. Aciz de, nefsini hevasinin pesine takan ve Allah'tan temennide bulunan kimsedir."
Tirmizi, Kiyamet 26, (2461).

5336 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yedi seyden once amelde acele edin:
- Unutturucu fakirligi mi bekliyorsunuz?
- Tugyan ettirip azdirici zenginligi mi bekliyorsunuz?
- Ifsad edici hastaligi mi bekliyorsunuz?
- Aklinizi goturecek ihtiyarligi mi bekliyorsunuz?
- Ani olum mu bekliyorsunuz?
- Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gaib bir serdir.
- Yoksa Kiyameti mi bekliyorsunuz? Kiyamet ise hepsinden kotu, hepsinden daha acidir."
Tirmizi, Zuhd 4, (2308); Nesai, Cenaiz 123, (4, 4).

5337 - Hz. Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hamr (sarhos edici icki), gunahin her cesidinin kaynagidir. Kadin, seytanin oltasidir, dunya sevgisi her cesit hatanin basidir."
Rezin tahric etmistir.

5338 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir bayram namazinda kadinlar tarafina gecerek):
"Ey kadinlar cemaati! (Allah yolunda) sadakada bulunun, istigfari cok yapin. Zira ben siz kadinlarin cehennemde cogunlugu teskil ettigini gordum" buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadin:
"Niye cehennemliklerin cogunu kadinlar teskil ediyor, neyimiz var?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Agzinizdan kotu soz cok cikiyor ve kocalariniza karsi nankorluk ediyorsunuz. Akli ve dini eksik olanlar arasinda akil sahibi erkeklere galebe calan sizden baskasini gormedim!" dedi. O kadin tekrar:
"Ey Allah'in resulu! Akli ve dini eksik ne demek?" diye sorunca Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Akli noksan tabiri, iki kadinin sahitliginin bir erkegin sahitligine denk olmasini ifade eder. Dinlerinin eksik olmasi tabiri de onlarin (hayiz donemlerinde) gunlerce namaz kilmamalarini, Ramazan ayinda oruc tutmamalarini ifade eder."
Buhari, Hayz 6, Zekat 44, Iman 21, Kusuf 9, Nikah 88; Muslim, Kusuf 17, (907), Iman 132, (79); Nesai, Kusuf 17, (3, 147); Muvatta, Kusuf 2, (1, 187).

5339 - Hz. Ali radiyallahu anh demistir ki: "Tefekkur edilmeden yapilan kiraatte, (beklenen) hayir yoktur. Fikih olmayan ibadette (cok) hayir yoktur. Fakihlerin fakihi, halki Allah'in rahmetinden umitsizlige dusurmeyen ve Allah'in mekrinden de emniyete salmayan ve insanlari Kur'an'dan baska seye ragbete sevketmeyen kimsedir."
Rezin tahric etmistir.

5340 - Imam Malik'e ulastigina gore, Hz. Isa Ibnu Meryem aleyhisselam soyle buyurmustur: "Allah'in zikri disinda cok kelam etmeyin, kalpleriniz katilasir. Cunku kati kalp Allah'tan uzaktir, fakat bunu bilemezsiniz. Kendiniz efendiler imiscesine insanlarin gunahlarina bakmayin, bilakis, kullar olarak kendi gunahlariniza bakiniz. Cunku insanlar(in birkismi) belaya maruzdur, (birkismi afiyete mazhardir, bela (imtihan) sahiplerine merhamet edin. Mazhar oldugunuz afiyete de hamd edin."
Muvatta, Kelam 8, (2, 986)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5341 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun bize namaz kildirdi, sonra minbere cikti, eliyle kible cihetine isaret etti ve: "Size namaz kildirdigim andan beri, bana cennet ve cehennem gosterildi. Onlar su duvarin onunde temessul etmis vaziyette idiler. Hayirda ve serde bugunku kadarini hic gormedim" buyurdu."
Buhari, Ezan 91, Salat 40, Rikak 18.

5342 - Abdullah Ibnu Ebi Bekr anlatiyor: "Ebu Talha el-Ensari radiyallahu anh bahcesinde namaz kiliyordu. Derken (dubsi denen kumruya benzeyen) bir kus uctu. Gidip gelmeye, ciktigi yeri aramaya basladi, fakat bulamadi. Bu hal Ebu Talha'nin garibine gitti ve bir muddet gozleriyle kusu takip etti. Sonra namazina dondu. Ne kadar kildigini bilemiyordu. Kendi kendine: "Bu malimdan bana fitne ariz oldu!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek namazda basina gelen fitneyi anlatti ve "Ey Allah'in Resulu! Bu (bagim Allah icin) sadakadir, onu diledigine ver!" dedi."
Muvatta, Salat 67, (1, 98).

MUZARA'ANIN CEVAZI

5343 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, meyve ve ekinden cikacak olan butun mahsulun yarisi karsiliginda Hayber'i (yahudilere) verdi. Her sene zevcelerine, yuz vask veriyordu. Seksen vask kuru hurma, yirmi vask arpa. Hz. Omer radiyallahu anh basa gecince, Hayber'i taksim etti ve Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcelerini kendilerine arazi ve suyu ikta etmek veya her yil almakta olduklari vasklari tazmin etme arasinda muhayyer birakti. Onlar bu teklifi benimsemede farkli kararlara vardilar. Birkismi arazi ve suyu tercih etti, birkismi da vasklari tercih etti. Hz. Aise ve Hz. Hafsa radiyallahu anhuma arazi ve suyu tercih edenlerdendi."
Buhari, Muzara'a 8, 9, 11, Icare 22, Sirket 11, Surut 5, Megazi 40; Muslim, Musakat 2, (1551); Ebu Davud, Buyu' 35; Tirmizi, Ahkam 41, (1383); Nesai, Muzara'a 46, (7, 53).

5344 - Muslim'in bir rivayetinde soyle denmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber hurmalarini ve arazisini kendi emvalleri gibi isleyip meyvesinin yarisini Resulullah'a vermeleri sartiyla Hayberlilere geri verdi."
Muslim, Musakat 5, (1551).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5345 - Yine Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber'i fethettigi zaman, yahudiler, Resulullah'a muracaat ederek, calisip elde edecekleri ekin ve meyve hasilatinin yarisini vermek sartiyla, kendilerini arazilerinde birakmasini talep ettiler. Aleyhissalatu vesselam onlara: "Biz sizi, diledigimiz zamana kadar orada birakabiliriz" dedi ve kalmalarina musaade etti. Hayber'in meyve hasilatinin yarisi iki hisseye taksim ediliyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam bu gelirin humusunu (beste birini) aliyordu."
Muslim, Musakat 4, (1551).

5346 - Ibnu Omer radiyallahu anhumanlatiyor: "Ekim arazileri,Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda, -tarlaya su alinan dere kenarin- daki ekin, tarla sahibinin olmasi ve ne kadar oldugunu bilmedigim bir miktar da saman verilmesi karsiliginda kiralanirdi."
Nesai, Muzara'a 46, (7, 53).

5347 - Imam Malik anlatiyor: "Bana ulastigina gore, Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh bir tarlayi kiraladi. Olunceye kadar da bu arazi elinde kaldi. Oglu dedi ki: "Ben, bu araziyi uzun muddet babamin elinde kaldigi icin bizim malimiz saniyordum. Babam olecegi sirada tarlanin bize ait olmadigini soyledi ve tarlanin kirasindan odenmesi gereken bir miktar borcun altin veya gumus olarak odenmesini emretti."
Muvatta, Kirau'l-Arz 4, (2, 712).

5348 - Kays Ibnu Muslim, Ebu Cafer'den naklen diyor ki: "Medine'de muhacir aileden hicbiri yoktu ki, ucte veya dortte bir pay ile ziraatcilik yapmasin. Hz. Ali, Sa'd Ibnu Malik, Ibnu Mes'ud radiyallahu anhum de bu cesitten muzara'a akdi yapmislardi. el-Kasim (Ibnu Muhammed) ve Urve'den de benzer rivayet mevcuttur. Rivayette su ziyade de var: "Ebu Bekr ailesi, Hz. Omer ailesi, Hz. Osman'in ailesi, Ali ailesi ve Ibnu Sirin ailesi de."
Buhari, Muzara'a 8 (bab basligi olarak kaydedilmistir.)

MUZARA'ANIN YASAKLIGI HAKKINDA

5349 - Rafi' Ibnu Hadic radiyallahu anh anlatiyor: "Yanima Zuheyr geldi ve bana: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize faydali olan bir seyi yasakladi" dedi. Ben:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam her ne soyledi ise, mutlaka haktir!" dedim.
"Muhakala'yi (tarla kiralamasini) nasil yaptigimizi sordu. Ben de:
"Biz onu, dortte bir ve kuru hurma ve arpadan vasklarla ucretlendiriyoruz" dedim, bunun uzerine (Aleyhissalatu vesselam):
"Oyle yapmayin! Araziyi ya kendiniz ekin veya ektirin veya (kimseye vermeyip) sahip olun!" buyurdular."
Rafi der ki: "Ben de: "(Basustune!) dinlemek ve itaat etmek (borcumuzdur!)" dedim."
Buhari, Muzara'a 18, 19; Muslim, Buyu' 114, (1548); Ebu Davud, Buyu' 32, (3394); Nesai, Muzara'a 45, (7, 44, 49).

5350 - Yine Rafi radiyallahu anh anlatiyor: "Biz ensardan tarlasi en cok olan kimseydik ve biz, su tarla bize, su tarla onlara (ekenlere) olmak uzere kiraya verirdik. Bazan su tarla mahsul verirdi, su tarla vermezdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi bundan yasakladi. Fakat gumus (mukabili kiralamay)a gelince onu yasaklamadi."
Buhari, Muzara'a 6, 12, 18, Surut 7; Muslim, Buyu' 106, (1547); Muvatta, Kirau'l-Arz 1, (2, 713); Tirmizi, Ahkam 42, (1384); Ebu Davud, Buyu' 31, 32, (3392, 3393, 3395, 3397, 3398, 3399, 4000, 3401, 3402); Nesai, Muzara'a 45, 7, (33-50)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5351 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Bizden bazi kimselerin ihtiyaclarindan fazla arazileri vardi. Onlar: "Biz aramizi ucte bire veya dortte bire veya yariya kiraya verelim" dediler. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Kimin arazisi varsa bizzat eksin veya bir kardesine bagislasin; ne ucret mukabili versin ne de kiraya versin!" buyurdular."
Buhari, Muzara'a 18, Hibe 35; Muslim, Buyu' 92, (1536); Nesai, Muzara'a 45, (7, 36-38).

5352 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) bir tarlaya ugramisti, tarlada ekin ugrunuyordu.
"Burasi kime ait?" buyurdular. Yanindakiler:
"Falan kimse kiraya verdi" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Eger burayi bagislasaydi, kendisi icin bunun uzerinden muayyen bir ucret almasindan daha hayirli olurdu" buyurdular."
Buhari, Muzara'a 9, 18, Hibe 35; Muslim, Buyu' 120, (1550); Nesai, Muzara'a 45, (7, 36).

5353 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam muhabereyi yasakladi. Muhabere, tarlayi yari, ucte bir veya dortte bir karsiliginda almaktir."
Ebu Davud, Buyu' 34, (3407).

5354 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhabereyi terketmeyen, Allah ve Resulu ile savas ilan etsin."
Ebu Davud, Buyu' 34, (3406).

MEDH

5355 - Mutrif Ibnu Abdillah, babasi radiyallahu anh'tan naklediyor:
"Beni Amir heyetiyle Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina gitmistik.
"Sen bizim efendimizsin!" diye hitap ettik.
"Efendi, Allah'tir!" buyurdular. Biz:
"Fazilette en ileride olanimiz, mertlikte en basta gelenimizsin!" dedik. Bize: "Soylediginizin hepsi bu veya buna yakin bir soz olsun. Seytan sizi (mubalagali medihlerde) kosturmasin!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 10, (4806).

5356 - Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh'in soyle soyledigini isittim:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'i dinledim diyordu ki: "Hakkimda, hiristiyanlarin Meryem oglu Ìsa'ya yaptiklari asiri ovgulerde bulunmayin. Surasi muhakkak ki ben bir kulum. Benim icin "Allah'in kulu ve elcisi deyin."
Buhari, Enbiya 44, (Teysir, bu hadisi Muslim'in de rivayet ettigine isaret eder. Ancak rivayet Muslim'de mevcut degildir.)

5357 - Hz. Ebu Bekre radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir baskasini medh u sena etmisti.
"Yazik sana! Arkadasinin boynunu kestin" buyurdular ve bunu uc kere tekrar ettiler. Sonra da su aciklamayi yaptilar:
"Bir kimse kardesini illa da ovecekse bari: "Falancayi zannederim, ona Allah kafidir. Ben Allah'a karsi kimseyi tezkiye etmem (cunku AIlah herkesi benden iyi bilir). -Ondan (boyle bir fazilet) biliyorsa- falanca soyle soyledir" desin."
Buhari, Sehadat 16, Edeb 54, 95; Muslim, Zuhd 65, (3000); Ebu Davud, Edeb 10, (4805).

5358 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, meddahlarin agzina toprak sacmamizi emretti."
Tirmizi, Zuhd 55, (2396).

MIZAH VE SAKALASMA

5359 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "(Ashabtan bir kismi): "Ey Allah'in Resulu! Sen bize saka yapiyorsun!" demislerdi.
"Surasi muhakkak ki (saka da bile olsa) ben sadece hakki soylerim!" buyurdular."
Tirmizi, Birr 57, (1991).

5360 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Beni bir deveye bindir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Ben seni devenin yavrusuna bindirecegim!" dedi. Adam:
"Ey Allah'in Resulu, ben deve yavrusunu ne yapayim (ona binilmez ki!)" deyince Aleyhissalatu vesselam:
"Acaba deveyi deveden baska bir mahluk mu dogurur?" buyurdular."
Tirmizi, Birr 57, (1992); Ebu Davud, Edeb 92, (4998)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5361 - Yine Enes radiyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in, kendisine: "Ey Zu'l-uzuneyn (iki kulakli)!" diye hitab ettigini, bu sozuyle saka yapmayi kasdettigini rivayet etmistir."
Tirmizi, Birr 57, (1993); Ebu Davud, Edeb 92, (2005).

5362 - Useyd Ibnu Hudayr radiyallahu anh anlatiyor: "Ensardan mizahci bir zat vardi. (Bir gun yine) konusup yanindakileri guldururken Resulullah aleyhissalatu vesselam elindeki cubugu (saka yollu) adamin bogrune durttu. Bunun uzerine adam:
"Ey Allah'in Resulu (canimi yaktiniz). Musaade edin kisas yapayim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Haydi yap!" buyurdu. Adam:
"Ama uzerinizde gomlek var, benim uzerimde yoktu (kisas tam olmasi icin cikarimalisiniz)!"
Adamin talebi uzerine, Aleyhissalatu vesselam gomlegini kaldi(rip bogrunu ac)ti. Adam, Resulullah'i kucaklayip bogrunu opmeye basladi ve:
"Ben bunu arzu etmistim ey Allah'in Resulu!" dedi."
Ebu Davud, Edeb 160, (5224).

5363 - Abdullah Ibnu's-Saib Ibni Yezid Ibni's-Saib babasi tarikiyle ceddi (Yezid Ibnu's-Saib) radiyallahu anh'tan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kimse, ne saka ne de ciddi olarak kardesinin degnegini almasin. Kim kardesinin degnegini almissa hemen ona geri versin."
Ebu Davud, Edeb 93, (5003); Tirmizi, Fiten 3, (2161).

5364 - Ibnu Ebi Leyla anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabi radiyallahu anhum ecmainin bize anlattiklarina gore, onlar bir sefer yuruyusunde idiler. (Bir konaklama sirasinda) iclerinden biri uyurken, arkadasi gidip ipini alir. Uyaninca ipini bulamayan zat (kaybettim diye) korkar. (Duruma muttali olan) Aleyhissalatu vesselam: "Bir muslumana, bir baska muslumani korkutmak helal olmaz!" buyurdular."
Ebu Davud, Edeb 93, (5004).

ALEYHISSALATU VESSELAM'IN HASTALANMASI ve OLMESI

5365 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kendisini olume goturen hastaliga yakalandigi zaman derdi ki:
"Ey Aise! Ben Hayber'de yedigim (zehirli) yemegin elemini hep hissediyordum. Iste simdi kalp damarimin kesildigini hissettigim anlar geldi."
Buhari, Megazi 83.

5366 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hastaligi agirlasip, agrilari artinca, benim odamda tedavi edilmesi icin diger zevcelerinden musaade istedi. Onlar kendisine izin verdiler. Iki kisinin arasinda cikti. Bunlardan biri amcasi Abbas Ibnu Abdilmuttalib idi, bir baskasi daha vardi. Ayaklari yerde surunuyordu. Odama girince izdirabi daha da artti.
"Agizlarindaki baglari acilmamis yedi kirbadan uzerime su dokun, belki (iyilesir), insanlara bir vasiyette bulunurum!" buyurdular. Hz. Hafsa'ya ait bir legene oturttuk. Sonra bu kirbalardan uzerine su dokmeye basladik. (Bir muddet sonra) "yeterince doktunuz" diye isaret edinceye kadar dokmeye devam ettik. Sonra (iyileserek) halka cikip namaz kildirdi ve bir hitabede bulundu."

5367 - Yine Sahiheyn'de Ubeydullah Ibnu Abdillah'tan gelen bir rivayette Ubeydullah der ki: "Hz. Aise radiyallahu anha'nin yanina girdim. Ona: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hastaligindan bana anlatmaz misin?" dedim. Anlatmaya basladi: "Elbette! Resulullah aleyhissalatu vesselam agirlasti ve: "Halk namazini kildi mi?" diye sordu. Biz: "Hayir! Ey Allah'in Resulu, onlar sizi bekliyorlar!" dedik.
"Legene benim icin su koyun!" emrettiler. Hz. Aise der ki: "Hemen dedigini yaptik, o da yikandi. Sonra kalkmaya calisti, fakat uzerine bayginlik coktu. Sonra kendine geldi ve tekrar:
"Cemaat namaz kildi mi?" diye sordu. "Hayir!" dedik, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'in Resulu!" Tekrar:
"Benim icin legene su koyun!" emretti. Hz. Aise der ki:
"Dedigini yaptik, yikandi. Sonra tekrar kalkmak istedi. Yine uzerine bayginlik coktu. Sonra ayilinca:
"Insanlar namaz kildi mi?" diye sordu.
"Hayir! dedik, onlar sizi bekliyorlar, ey Allah'in Resulu!" Aleyhissalatu vesselam: "Benim icin legene su koyun!" dedi ve yikandi. Sonra kalkmaya yeltendi, yine uzerine bayginlik coktu, sonra ayildi.
"Halk namazi kildi mi?" diye sordu.
"Hayir, onlar sizi bekliyorlar ey Allah'in Resulu!" dedik. Hz. Aise der ki:
"Halk mescide cekilmis, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i yatsi namazi icin bekliyorlardi."
Hz. Aise der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ebu Bekr'e adam gondererek halka namaz kildirmasini soyledi. Elci gelerek ona:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam halka namaz kildirmani emrediyor!" dedi. Ince duygulu bir kimse olan Ebu Bekr radiyallahu anh:
"Ey Omer halka namazi sen kildir!" dedi. Hz. Aise'nin anlattigina gore, Hz. Omer:
"Buna sen daha ziyade hak sahibisin (ehaksin)!" cevabinda bulundu. Aise der ki: "O gunlerde namazi Ebu Bekr radiyallahu anh kildirdi. Bilahare Resulullah aleyhissalatu vesselam, kendinde bir hafiflik hissetti. Biri Abbas olmak uzere iki kisinin arasinda, ogle namazi icin cikti. O sirada namazi halka Ebu Bekr kildiriyordu. Ebu Bekr, Resulullah'in geldigini gorunce, geri cekilmek istedi. Aleyhissalatu vesselam geri cekilme diye isaret buyurdu. Kendisini getirenlere: "Beni yanina oturtun" dedi. Onlar da Hz. Ebu Bekr'in yanina oturttular. Hz. Ebu Bekr, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in namazina uyarak namaz kiliyordu. Halk da Hz. Ebu Bekr'in namazina uyarak namazini kiliyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam oturmus vaziyette idi."
Ubeydullah der ki: "Abdullah Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'nin yanina girdim ve:
"Hz. Aise radiyallahu anha'nin Aleyhissalatu vesselam'in hastaligi ile ilgili olarak anlattigini size anlatayim mi?" dedim. Bana: "Haydi anlat!" dedi. Ben de bu hususta anlattigini naklettim. Soylediklerimden hicbir noktayi reddetmedi. Sadece:
"(Resulullah'i mescide) Abbas'la birlikte tasiyan ikinci sahsin ismini verdi mi?" diye sordu. Ben: "Hayir soylemedi" deyince: "O, Ali radiyallahu anh idi" dedi."

5368 - Bir rivayette Buhari su ziyadede bulundu: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hastaligi sirasinda: "Ben, yarin neredeyim? Ben, yarin neredeyim?" diye sorarak Hz. Aise'nin yaninda kalacagi gunu ogrenmek isterdi. Zevceleri, diledigi yerde kalma izni verdiler."
Hz. Aise der ki: "Aleyhissalatu vesselam, benim hucremde ve normal olarak bana ugramakta oldugu gunde vefat ettiler. Ayrica Aziz ve Celil olan Allah onun ruh-u serifelerini kabzettigi vakit, mubarek baslari cigerimle bogazim arasinda (gogsumde) (yaslanmis vaziyette) idi. Tukrugu de tukrugume karismisti.
(Aleyhissalatu vesselam'in hastaligi sirasinda birara, kardesim) Abdurrahman Ibnu Ebi Bekr radiyallahu anhuma iceri girdi, elinde bir misvak vardi, dislerini misvakliyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam o misvaga bakti.
"Ver o misvagi bana!" dedim. O da verdi. Dislerimle kemirip yonttum ve ucunu geverek (yumusatip) Aleyhissalatu vesselam'a uzattim. Resulullah, basi gogsume yasli vaziyette onunla dislerini misvakladi."
Buhari, Megazi 83, Vudu 45, Ezan 39, 46, 47, 51, 67, 68, 70, Hibe 14, Humus 4, Enbiya 19, Tibb 21, I'tisam 5; Muslim, Salat. 90, (418); Tirmizi, Cenaiz 8, (978, 979); Nesai, Cenaiz 6, (4, 6, 7).

5369 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, sihhati yerinde iken soyle diyordu:
"Hicbir peygamber, cennetteki makamini gormeden kabzedilmez. Bundan sonra hayati devam ettirilir veya obur dunyaya gitme hususunda muhayyer birakilir."
Aleyhissalatu vesselam hastalandigi zaman O'nu, (basi) dizimin ustunde baygin vaziyette gordum. Bir ara kendine geldi. Gozlerini evin tavanina dikti ve sonra: "Ey Allah'im! Refik-i A'la'da (bulunmayi tercih ederim)" dedi. Bu sozu isitince ben (kendi kendime): "Demek ki (makami gosterildi) ve bizimle olmayi tercih etmiyor" dedim. Bunun, sihhatli iken bize soyledigi su hadis oldugunu anladim: "Hicbir peygamber cennetteki makamini gormeden kabzedilmez, sonra yasamaya devam veya obur dunyaya gitme hususunda muhayyer birakilir."
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in telaffuz ettigi son soz: "Allahim, Refik-i A'la'da" cumlesi oldu." (Refik-i A'la: Cennetin en yuksek makaminda bulunan peygamberler cemaatidir).
Buhari, Megazi 83, 84, Tefsir, Nisa 13, Marda 19, Da'avat 29, Rikak 41; Muslim, Fezail 87, (2444); Muvatta, Cenaiz 46, (1, 238, 239); Tirmizi, Da'avat 77, (3490).

5370 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam muhtazar (olmeye yakin) iken evde birkisim erkekler vardi. Bunlardan biri de Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Gelin, size bir sey (vasiyet) yazayim da bundan sonra dalalete dusmeyin!" buyurdular. Hz. Omer:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'a izdirap galebe calmis olmali. Yaninizda Kur'an var, Allah'in kitabi sizlere yeterlidir" dedi. Oradakiler aralarinda ihtilafa dustu. Kimisi: "Yaklasin, Resulullah aleyhissalatu vesselam size vasiyet yazsin!" diyor, kimi de, Hz. Omer radiyallahu anh'in sozunu tekrar ediyordu.
Gurultu ve ihtilaf artinca, Aleyhissalatu vesselam:
"Yanimdan kalkin, yanimda munakasa caiz degildir!" buyurdu. Bunun uzerine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma: "En buyuk musibet, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la onun vasiyeti arasina girip engel olmaktir!" diyerek cikti."
Buhari, Megazi 83, Ilm 39, Cihad 176, Cizye 6, I'tisam 26; Muslim, Vasiyye 22, (1637)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5371 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam muhtazar oldugu (olum anlarina geldigi) zaman, sik sik izdiraplar burumeye basladi. Kerimeleri Hz. Fatima radiyallahu anha: "Vay babacigim, ne izdirab cekiyor!" diye yakinmaya basladi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bugunden sonra baban izdirab cekmeyecek!" buyur(arak onu teselli etmek iste)di. Aleyhissalatu vesselam olunce, Hz. Fatima:
"Vay babacigim! Rabbi, duasina icabet etti! Vay babacigim, gidecegi yer Firdevs cennetidir! Vay babacigim, olumunu Cibril'e haber verdik" diye yas etti. Aleyhissalatu vesselam gomulunce de:
"Ey Enes! Resulullah aleyhissalatu vesselam uzerine toprak atmaya gonlunuz nasil razi oldu?" diyerek izdirabinin azametini dile getirdi."
Buhari, Megazi 83; Nesai, Cenaiz 13, (4,13); Ibnu Mace, Cenaiz 65, (1629).

5372 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "(Resulullah aleyhissalatu vesselam'in amcasi) Hz. Abbas radiyallahu anh, bir cemaate ugradi. Aralarinda Ensardan bir grup vardi. Resulullah'in izdirabi arttigi icin agliyorlardi. Onlara: "Niye agliyorsunuz?" diye sordu.
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraberliklerimizi hatirladik" dediler. Bunun uzerine Abbas radiyallahu anh Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina girdi (ve ensarin aglamakta oldugunu) ona haber verdi. Aleyhissalatu, vesselam hemen basina boz renkli bir sargi sardi -veya "bir burdenin kenarini" demisti- ve hucreden cikip minbere gecti. Halka hitap etti. Ensari hayirla yadetti ve onlara iyi muamele edilmesini vasiyet etti. Ilaveten dedi ki:
"Allah bir kulunu dunya ile yanindaki arasinda muhayyer birakti, o daAllah'in yanindakini secti: "Bu soz uzerine Hz. Ebu Bekr aglamaya basladi ve: "Ey Allah'in Resulu! Annelerimiz, babalarimiz sana feda olsunlar!" dedi. Biz de "Bu ihtiyar adama da ne oluyor ki, Resulullah'in: "Allah bir kulunu dunya ile yanindaki arasinda muhayyer birakti, kul da Allah'in yanindakini tercih etti" sozu uzerine agliyor" dedik. Meger burada muhayyer birakilan Resulullah'mis. Bunu en iyi bilenimiz de Ebu Bekr radiyallahu anh imis."
Buhari, Salat 80, Fezail 3.

RESULULLAH ALEYHISSALATU VESSELAM'IN YIKANMASI KEFENLENMESI

5373 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i yikamak istedikleri zaman: "Allah'a kasem olsun bilmiyoruz! Olulerimizi soydugumuz gibi, Resulullah'i da elbiselerinden soyacak miyiz, yoksa elbisesi uzerinde oldugu halde mi yikayacagiz?" dediler. Bu sekilde ihtilaf edince, Allah uzerlerine uyku atti. Oyle ki, onlardan herbirinin cenesi goguslerindeydi. Beyt cihetinden, kim oldugu bilinemeyen bir konusmaci:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'i elbisesi uzerinde oldugu halde yikayin!" diye konustu. Bunun uzerine kalkip, kamisi uzerinde oldugu halde yikadilar. Su, kamisin uzerinden dokuluyordu.. Aleyhissalatu vesselam'in bedenini elleriyle degil, kamisiyle ovuyorlardi."
Hz. Aise sozlerine devamla dedi ki: "Eger, daha once yaptigim isi simdi yapacak olsaydim, Resulullah aleyhissalatu vesselam'i kadinlarindan baskasi yikamazdi."
Ebu Davud, Cenaiz 32, (3141)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5374 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam uc Necrani kumas icerisine kefenlendi: "Iki parcali bir hulle, bir de oldugu sirada uzerinde bulunan kamis."
Amiru's-Sabi'den kaydedilen bir rivayette Ibnu Abbas su ziyadede bulunur: "Aleyhissalatu vesselam'i Hz. Ali, Fazl ve Usame radiyallahu anhum yikadi ve bunlar kabrine indirdiler."
Ebu Davud, Cenaiz 34, (3153).

5375 - Imam Malik anlatiyor: "Bana ulastigina gore, Resulullah aleyhissalatu vesselam pazartesi gunu vefat etti ve sali gunu de defnedildi. Halk namazini (cemaat halinde degil) ferd ferd kildi, hic kimse imamlik yapmadi.
Bir kismi: "Minberin yanina defnedilsin" dedi. Bazilari da: "Baki' mezarligina defnedilsin" dedi. Bu (munakasaya) Hz. Ebu Bekir geldi ve: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in "Her peygamber oldugu yere defnedilir" buyurdugunu isitmistim" dedi. Bunun uzerine, hemen orada mezar kazildi.
Aleyhissalatu vesselam'i yikamak istedikleri vakit, gomlegini cikarmak istediler. Derken: "Gomlegi cikarmayin!" diye bir ses isittiler. Bunun uzerine gomlegi uzerinde oldugu halde yikadilar."
Muvatta, Cenaiz 27, (2, 231).

5376 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Kabrinde Resulullah aleyhissalatu vesselam'in altina kirmizi bir kadife kondu."
Tirmizi, Cenaiz 55, (1048); Nesai, Cenaiz 88, (4, 81); Muslim, Cenaiz 91, (967).

5377 - Muhammed Ibnu Ali Ibni'l-Huseyin anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kabrine lahid yapan Ebu Talha'dir. Aleyhissalatu vesselam'in altina kadifeyi koyan, (Aleyhissalatu vesselam'in) azadlisi sukran radiyallahu anh'dir."
Tirmizi, Cenaiz 55, (1047).

5378 - Kasim Ibnu Muhammed rahimullah anlatiyor: "(Halam) Hz. Aise radiyallahu anha'nin evine gidip yanina girdim ve: "Ey annecigim! Bana Resulullah aleyhissalatu vesselam ve iki arkadasinin kabirlerini(n ortusunu) ac da bir goreyim!" dedim. Uc kabri de benim icin aciverdi. Bunlar (yer seviyesinden ne) yukarida ne de asagida idiler. Kirmizi arsanin kumlariyla kumlanmis idi."
Ebu Davud,Cenaiz 72, (3220).

5379 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kabrini yerden yukseltilmis olarak gormustur.
Buhari, Cenaiz 96.

OLUMUN BASLANGICI VE GELISI

5380 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Olulerinize (olmek uzere olanlara) Lailahe illallah demeyi telkin edin."
Muslim, Cenaiz 1, 2, (916, 917); Tirmizi, Cenaiz 7, (976); Ebu Davud, Cenaiz 20, (3117); Nesai, Cenaiz 4, (4, 5
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5381 - Ma'kil Ibnu Yesar radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Olulerinize (olmek uzere olanlara) Ya-sin suresini okuyun."
Ebu Davud, Cenaiz 24, (3121); Ibnu Mace, Cenaiz 4, (1448).

5382 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Insan oldugu zaman gozleri nasil belerip kaliyor, gormez misiniz?" buyurmustu. Cemaat:
"Evet, goruyoruz!" dediler. Bunun uzerine:
"Iste bu, gozunun, nefsini (cikan ruhunu) takip etmesindendir!" buyurdular."
Muslim, Cenaiz 9, (921).

5383 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Ebu Seleme radiyallahu anh'in yanina girdi. Ebu Seleme'nin gozleri acik kalmisti; onlari kapatti. Sonra:
"Ruh kabzedildi mi goz onu takip eder" buyurdu. Ehlinden bazilari feryad u figan koparmisti. Aleyhissalatu vesselam:
"Kendinize kotu temennide bulunmayin, hayir dua edin! Cunku melekler, soylediklerinize amin derler!" buyurdu. Sonra ilave etti:
"Allahim, Ebu Seleme'ye magfiret buyur! Derecesini hidayete erenler arasinda yukselt. Arkasinda kalanlar arasinda ona sen halef ol! Ey alemlerin Rabbi! Ona da bize de magfiret buyur! Ona kabrini genis kil, orada ona nur ver!"
Muslim, Cenaiz 7, (920); Tirmizi, Cenaiz 7, (977); Ebu Davud, Cenaiz 19, 21, (3115, 3118); Nesai, Cenaiz 3, (4, 5).

5384 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir musluman muhtazar oldugu (can cekisme anina girdigi) zaman rahmet melekleri, beyaz bir ipekle gelirler ve soyle derler:
"Sen razi ve senden de (Rabbin) razi olarak (su bedenden) cik. Allah'in rahmet ve reyhanina ve sana gadabi olmayan Rabbine kavus."
Bunun uzerine ruh, misk kokusunun en guzeli gibi cikar. Oyle ki melekler onu birbirlerine verirler, ta semanin kapisina kadar onu getirirler ve: "Size arzdan gelen bu koku ne kadar guzel!" derler. Sonra onu mu'minlerin ruhlarina getirirler. Onlar, onun gelmesi sebebiyle sizden birinin kaybettigi seyinin kendisine geldigi zamanki sevincinden daha cok sevinirler. Ona:
"Falanca ne yapti? Falanca ne yapti?" diye (dunyadakilerden haber) sorarlar. Melekler:
"Birakin onu, onda hala dunyanin tasasi var!" derler. Bu gelen (kendisine dunyadan soran ruhlara):
"Falan olmustu, yaniniza gelmedi mi?" der. Onlar:
"0, annesine, Haviye cehennemine goturuldu!" derler. Aleyhissalatu vesselam devamla der ki:
"Kafir muhtazar oldugu vakit, azab melekleri mish (denen kildan kaba bir elbise) ile gelirler ve soyle derler:
"Bu cesedden kendin ofkeli, Allah'in da ofkesini kazanmis olarak cik ve Allah'in azabina kos!"
Bunun uzerine, cesedden, en kotu bir cife kokusuyla cikar. Melekler onu arzin kapisina getirirler. Orada:
"Bu koku ne de pis!" derler. Sonunda onu kafir ruhlarin yanina getirirler."
Nesai, Cenaiz 9, (3, 8-9).

5385 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Mu'min alninin teriyle olur."
Tirmizi, Cenaiz 10, (982); Nesai, Cenaiz 5, (4, 6).

5386 - Ubeyd Ibnu Halid es-Sulemi Resulullah aleyhissalatu vesselam'in ashabindan birinden naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ani olum, kafir icin gadab-i ilahi'nin bir yakalamasidir, mu'min icin de bir rahmettir."
Ebu Davud, Cenaiz 14, (3110).

CEVAZ

5387 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte demirci Ebu Seyf radiyallahu anh'in yanina girdik. O, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in oglu Ibrahim'in sut babasi idi. Aleyhissalatu vesselam oglunu aldi, optu ve kokladi. Daha sonra yanina tekrar girdik. Ibrahim can cekisiyordu. Bu manzara karsisinda Aleyhissalatu vesselam'in gozlerinden yas bosandi. Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh:
"Sen de mi (agliyorsun) ey Allah'in Resulu?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Ibnu Avf! Bu merhamettir!" buyurdu ve aglamasina devam etti. Sonra soyle soyledi: "Gozumuz yas doker, kalbimiz huzun ceker, fakat Rabbimizi razi etmeyecek soz sarfetmeyiz. Ey Ibrahim! Senin ayrilmandan bizler uzgunuz!"
Buhari, Cenaiz 44; Muslim, Fezail 62, (2315); Ebu Davud, Cenaiz 28, (3126).

5388 - Abdullah Ibnu Ubeydillah Ibni Ebi Muleyke anlatiyor: "Hz. Osman Ibnu Affan radiyallahu anh'in Mekke'de bir kizi vefat etti. Cenazesinde bulunmak uzere geldik. Ibnu Omer ve Ibnu Abbas radiyallahu anhum de cenazede hazir oldular. Ben ikisinin arasinda oturuyordum. Abdullah Ibnu Omer, tam karsisinda bulunan Amr Ibnu Osman'a:
"Aglamayi niye yasaklamiyorsun? Zira Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Olu, ehlinin, kendisi uzerine aglamasi sebebiyle azab gorur" buyurmustur!" dedi. Bunun uzerine Ibnu Abbas radiyallahu anhuma: "Hz. Omer radiyallahu anh bunun bir kismini soylemisti" dedi ve sonra Ibnu Abbas konusmasina devam ederek anlatti:
"Hz. Omer'le Mekke'den ciktim. el-Beyda nam mevkie geldigimizde, semure agacinin golgesinde bir yolcu gordu. Bana:
"Git bak bakalim! Bu yolcu neyin nesi?" dedi. Gittim baktim, meger Suheyb imis, gelip haber verdim. "Onu bana cagir!" dedi. Tekrar Suheyb'e donup:
"Haydi yuru, Emir'ul-Mu'minine ugra!" dedim.
Hz. Omer radiyallahu anh hancerlendigi zaman Hz. Suheyb radiyallahu anh, aglayarak girdi. Hem agliyor, hem de: "Vay kardesim, vay arkadasim!" diyordu. Hz. Omer: "Ey Suheyb bana mi agliyorsun? Aleyhissalatu vesselam: "Olu, ehlinin kendi uzerine aglamasi sebebiyle azab gorur" buyurdu!" dedi.
Ibnu Abbas radiyallahu ahnuma der ki: "Hz. Omer radiyallahu anh oldugu zaman bunu Hz. Aise radiyallahu anha'ya hatirlatmistim. Soyle dedi:
"Allah Omer'e rahmet buyursun! Vallahi Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Allah, mu'mine, ehlinin uzerine aglamasi sebebiyle azab verir" demedi. Lakin Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Allah, kafirin azabini, ehlinin uzerine aglamasiyla artirir" buyurdular."
Hz. Aise sozlerine soyle devam etti: "(Bu meselede) size Kur'an yeter. Orada "Hicbir gunahkar baskasinin gunahini yuklenmez" (Fatir 18) buyrulmustur."
Bu soz uzerine Ibnu Abbas radiyallahu anhum: "Gercek su ki, gulduren de, aglatan da Allah'tir, (gulmek ve aglamak fitri bir se'niyettir, kisinin bundadahli yoktur)" dedi.
Ibnu Muleyke der ki: "Ibnu Omer bu konusmalar karsisinda hicbir sey soylemedi (serdedilen delilleri ikna edici buldu)."
Buhari, Cenaiz 33; Muslim, Cenaiz 22, (928); Nesai, Genaiz 15, (4,18,19).

5389 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Kendisine, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'nin: "Sag kimsenin uzerine aglamasiyla oluye azab edilecegini soylemekte oldugu" haber verilmisti. Su cevabi verdi:
"Allah, Ebu Abbirrahman'i (Ibnu Omer'i) magfiret buyursun. Aslinda o, yalan soylemiyor, ancak unutmus veya yanilmis olmali. Zira Resulullah aleyhissalatu vesselam, (olmus) bir yahudi kadin cenazesine ugramisti, yakinlari onun uzerine agliyorlardi.
"Bunlar onun uzerine agliyorlar. Ona da bu yuzden kabrinde azab ediliyor!" buyurdu."
Buhari, Cenaiz 33; Muslim, Cenaiz 25, (931); Muvatta, Cenaiz 37, (1, 234); Tirmizi, Cenaiz 25, (1004); Nesai, Cenaiz 15, (4,17).

5390 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in alinden birisi vefat etmisti. Kadinlar, arkasindan aglamak uzere toplandilar. Hz. Omer radiyallahu anh onlari bundan men etmek ve geri cevirmek uzere kalkti. Aleyhissalatu vesselam mudahale edip:
"Ey Omer! Birak onlari, cunku goz aglayicidir, kalp izdiraba maruzdur, (izdirabin yasandigi) zaman yakindir!" buyurdular."
Nesai, Cenaiz 16, (4,19)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5391 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, olmus bulunan Osman Ibnu Maz'un'u, gozlerinden yaslar dokerek optu."
Tirmizi, Cenaiz 14, (989); Ebu Davud, Cenaiz 40, (3163); Ibnu Mace, Cenaiz 7, (1456).

5392 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Kurralar olduruldugu zaman, bir ay boyu kunut okudu. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir baska sey icin bu kadar uzuldugunu hic gormedim."
Buhari, Cenaiz 41, Vitr 7, Cizye 8, Megazi 38, Da'avat 59; Muslim, Mesacid 29, (677).

MATEMDEN NEHIY

5393 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Ebu Seleme oldugu zaman, soyle dedim: "Garip adam, diyar-i gurbette oldu. Ben de: "Onun icin oyle bir aglayacagim ki, herkes ondan bahsetsin."
Tam aglamak icin hazirlanmistim ki, Said'den, bana yardim etmek isteyen bir kadin geldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam onunla karsilasmis ve kadina: "Sen, Allah Teala'nin tard ettigi seytani tekrar eve sokmak mi istiyorsun?" dediler. Bunun uzerine ben de aglamaktan vazgectim ve aglamadim."
Muslim, Cenaiz 10, (922).

5394 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a Zeyd Ibnu Harise, Cafer Ibnu Ebi Ta'lib ve Abdullah Ibnu Ravaha radiyallahu anhum'un olum haberi gelince oturdu. (Halinden) uzuntulu oldugu belliydi. Ben kapi araligindan bakiyordum. Yanina bir adam geldi ve: "Cafer'in kadinlari!" dedi ve onlarin agladiklarini haber verdi. Aleyhissalatu vesselam derhal onlari men etmesini emretti. Adam gitti ve sonra geri gelip: "Ben onlari yasakladim, fakat onlar sozume kulak asmadilar" dedi. Aleyhissalatu vesselam ikinci sefer emrederek kadinlari bundan nehyetmesini soyledi. Ama o, kadinlarin yine kulak asmadiklarini haber verdi. Aleyhissalatu vesselam yine: "Yasakla onlari!" buyurdu. Adam ucuncu sefer geri geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu! Allah'a yemin olsun kadinlar bana -veya bize- galebe caldilar" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Agizlarina toprak sac!" emretti."
Buhari, Cenaiz 41, 46, Megazi 44, Muslim, Cenaiz 30, (935); Ebu Davud, Cenaiz 25, (3122); Nesai, Cenaiz 14, (4,15).

5395 - Cabir Ibnu Atik radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Abdullah Ibnu Sabit'e gecmis olsun ziyaretine gelmisti. Onu, (Allah'in emri) galebe calmis buldu. Ona seslendi. Fakat cevap alamadi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam istirca'da bulundu "Inna lillahi ve inna ileyhi raci'un" dedi ve:
"Biz (yasamani isteriz ama, Allah'in emri) bize galebe caldi ey Ebu'r-Rebi!" dedi. Bunun uzerine kadinlar feryad edip aglamaya basladilar. Ibnu Atik radiyallahu anh kadinlari susturmaya basladi. Ancak Aleyhissalatu vesselam: "Birak onlari aglasinlar! Vacip oldugu zaman tek aglayan aglamayacak" buyurdu.
"Vacip olan da ne?" dediler.
"Oldugu zaman (demektir)" dedi. Bunun uzerine kizi:
"Allah'a yemin olsun, elimden gelse sehid olmani isterim. Cunku sen (cihad icin gerekli techizati) hazirladin" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Allah onun ecrini niyetine gore verdi. Siz aranizda sehid olmayi ne zannedersiniz?" buyurdular.
"Allah yolunda olmek!" dediler. Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Oyleyse ummetimin sehidleri cidden azdir. Bilesiniz: Taunda olen sehittir, bogularak olen sehittir, yeter ki seferi taatte olsun. Zatulcenb'ten olen sehittir. Ishalden olen sehittir, yanarak olen sehittir, yikik altinda olen sehittir, cacuk karninda olen kadin sehittir."
Muvatta, Cenaiz 36, (1, 233, 234); Ebu Davud, Cenaiz 15, (3111); Nesai, Cenaiz 14, (4,13,14).

5396 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Sa'd Ibnu Ubade'ye gecmis olsun ziyaretinde bulundu. (Yanina gelince) onu baygin buldu ve: "Olmus olmali!" dedi. Yanindakiler: "Hayir" deyince, Aleyhissalatu vesselam agladilar. Resulullah'in agladigini goren halk da agladi.
"Isitmiyor musunuz, buyurdular, Allah Teala Hazretleri ne gozyasi sebebiyle ne de kalbin huznuyle azab vermez. Ancak sunun sebebiyle azab verir! -ve dilini isaret ettiler- yahut da merhamet eder."
Buhari, Cenaiz 45; Muslim, Cenaiz 12, (924).

5397 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Izdirab ve matemi sebebiyle) yanaklarini yolan, ust basini yirt(ip dovun)en, cahileye duasiyla dua eden bizden degildir."
Buhari, Cenaiz 36, 39, 40, Menakib 8; Muslim, Iman 165, (103); Tirmizi, Cenaiz 22, (999); Nesai, Cenaiz 19, (4, 20).

5398 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
Bir kimse olunce, arkada aglayanlari kalkip: "Vay benim dagim, vay efendim..."gibi sozler sarfederse, ona iki melek vekil kilinir, melekler olen kimsenin gogsune vura vura: "Sen oyle misin?" diye sorarlar."
Tirmizi, Cenaiz 24, (1003).

5399 - Nu'man Ibnu Besir radiyallahu anhuma anlatiyor: "Abdullah Ibnu Ravaha radiyallahu anh bayilmisti. Kizkardesi Amra aglamaya basladi: "Vay benim dagim vay suyum, vay buyum" diye sayip dokerek yakiniyordu. Abdullah ayildigi zaman:
"Allah'a yemin olsun, o soylediklerini soylerken her defasinda bana: "Sen boyle misin?" diye soruldu" dedi."
Soylendigine gore, Abdullah vefat ettigi zaman Amra arkasindan aglamadi."
Buhari, Megazi, 44.

5400 - Hz. Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh'in elinden tuttu, oglu Ibrahim'e gittiler. Aleyhissalatu vesselam oglunu can cekisir vaziyette buldu. Kucagina aldi ve agladi. Abdurrahman:
"Agliyor musun? Aglamaktan bizi sen men etmedin mi? " dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir (aglamaktan degil), iki ahmak, facir sesten yasakladim: Musibet sirasindaki ses; yuzleri tirmalamak, cepleri yirtmak ve seytan matemi."
Tirmizi, Cenaiz 25, (1005)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5401 - Esma Bintu Yezid Ibni's-Seken radiyallahu anha anlatiyor: "Kadinlardan biri dedi ki: "Ey Allah'in Resulu! Bizim sana asi olmamamiz gereken su ma'ruf (iyi amel) nedir?" Aleyhissalatu vesselam:
"Matem yapmayin!" buyurdu. Kadin:
"Ey Allah'in Resulu! Falan sulale (nin kadinlari) amcamin (vefatinda matemime istirak edip) yardimcim olmuslardi. Benim de mukabeleten borcumu odemem gerek" dedi. Aleyhissalatu vesselam kadina (matem icin) izin vermedi. Kadin tekrar tekrar izin istedi."
Kadin der ki: "Resulullah, sonunda onlara borcumu odemem icin izin verdi. Onlara olan borcumu odedikten sonra hic matem tutmadim, su ana kadar bir baska mateme de katilmadim. Benim disinda matem tutmayan kadin da kalmadi."
Tirmizi, Tefsir, Mumtehine, (3304).

5402 - Hz.Huzeyfe radiyallahu anh muhtazar (olume yakin) olunca: "Ben olunce, kimse uzerime ezan okumasin, ben bunun, olum haberinin duyurulmasi olmasindan korkarim. Zira ben, Aleyhissalatu vesselam'in olum haberinden yasakladigini isittim. Oyleyse ben oldum mu, uzerime namaz kilsinlar. Beni Rabbime (sessizce) tasisinlar" dedi."
Tirmizi, Cenaiz 12, (986); Ibnu Mace, Cenaiz 14, (1476).

5403 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam matemci kadina da, onu dinleyene de lanet etti."
Ebu Davud, Cenaiz 20, (3128).

5404 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore, "Abdurrahman (Ibnu Ebi Bekr es-Siddik) radiyallahu anh'in kabri uzerinde bir cadir gormustu, seslendi:
"Ey oglum! Cadiri mezarin ustunden kaldir. Cunku onu, (sagken isledigi) ameli golgelemektedir."
Buhari, Cenaiz 82, (muallak olarak kaydetmistir.)

OLUYU YIKAMA VE KEFENLEME

5405 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam, Arafat'ta Resulullah ile beraber dururken devesi onu (yere atip) boynunu kirdi ve adam oldu. Aleyhissalatu vesselam: "Adami su ve sidr ile gasledin, iki parca bezle kefenleyin, kefene tahnit yapmayin (koku surmeyin).. Basini da ortmeyin. Allah onu Kiyamet gunu telbiye ederek diriltecektir!" buyurdu."
Buhari, Cenaiz 20, 21, 22, Cezau's-Sayd 13, 20, 21; Muslim, Hacc 94, (1206); Ebu Davud, Cenaiz 84, (3238, 3239, 3240, 3241); Tirmizi, Hacc 105, (951); Nesai, Hacc 98, 99,100,101 (5,195-197).

5406 - Leyla Bintu Kaif es-Sakafiyye anlatiyor: "Ben Ummu Kulsum Binti Resulullah aleyhissalatu vesselam'i yikayan kadinlar arasinda idim. Resulullah aleyhissalatu vesselam da kapinin yaninda idi. Yaninda Ummu Kulsum'un kefeni vardi, bize parca parca veriyordu. Ilk verdigi parca izar idi. Sonra gomlegi(dir'), sonra basortusunu (himar) sonra gogus ortusunu (milhafe) verdi. Ummu Kulsum sonra bir baska giysinin icine konuldu."
Ebu Davud, Cenaiz 36, (3157).

5407 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Olu, (Kiyamet gunu), icinde oldugu elbise ile diriltilecek" dedigini isittim."
Ebu Davud, Cenaiz 18, (3114).

5408 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kefen(e fazla odeme)de ileri gitmeyin. Cunku cabuk curutulur."
Ebu Davud, Cenaiz 35, (3154).

5409 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hamza Ibnu Abdilmuttalib'i tek parcadan mutesekkil cizgili bir kumasla kefenledi."
Tirmizi, Cenaiz 20, (997).

5410 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Olu uc parca ile kefenlenir: Gomlek giydirilir, izar baglanir, ucuncu giysi olan lifafeye sarilir. Eger sadece bir kat giysi varsa onunla kefenlenir."
Muvatta, Cenaiz 7, (1, 224)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
CENAZENIN TESYII VE TASINMASI

5411 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim cenazeyi takip eder ve once uc kere tasirsa (olen kardesine karsi olan) borcunu odemis olur."
Tirmizi, Cenaiz 50,(1041).

5412 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah alehissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cenazeyi ne ses (matem), ne de atesle takip etmeyin."
Bir rivayette su ziyade var: "Cenazenin onunde yurumeyin."
Muvatta, Cenaiz 13, (1, 226); Ebu Davud, Cenaiz 46, (3171).

5413 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i, Hz. Omer ve Hz. Ebu Bekir'i cenazenin onunde yururlerken gordum."
Ebu Davud, Cenaiz 49, (3179); Tirmizi, Cenaiz 26, (1007,1008); Nesai, Cenaiz 56, (4, 56).

5414 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam cenazenin onunde yururdu. Hz. Ebu Bekr, Hz. Omer, Hz. Osman da (onde yururdu).
Tirmizi, Cenaiz 26, (1007).
Rezin su ziyadede bulundu: "Siz tesyi ederken cenazenin onunde, arkasinda, saginda, solunda ve yakininda yuruyun!"
Rezin'in ziyadesini Buhari muallak olarak zikretmistir.

5415 - Ummu Atiyye radiyallahu anhuma anlatiyor: "Cenazeyi takipten (biz kadinlar) men edildik ama bunda cok siddet gosterilmedi."
Buhari, Cenaiz 30; Muslim, Cenaiz 235, (938); Ebu Davud, Cenaiz 44, (3167).

5416 - Mugire radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Binekli, cenazenin ardindan yurur, yaya ise diledigi yerden. Cocuga da namaz kilinir. Anne-babasi icin magfiret ve rahmetle dua edilir."
Tirmizi, Cenaiz 42, (1031); Nesai, Cenaiz 55, 56, (4, 55, 56); Ebu Davud, Cenaiz 49, (4180).

5417 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir cenazeye katilmisti. Birkisim binekliler gordu.
"(Binerek cenaze tesyi etmekten) utanmiyor musunuz? Allah'in melekleri yaya olsunlar da siz hayvanlarin sirtinda olun (olacak sey degil)!" buyurdular."
Tirmizi, Cenaiz 28, (1012); Ebu Davud, Cenaiz 48, (3177).

5418 - Hz. Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Ebu'd-Dahdah'in cenazesini yayan takip etti. At sirtinda geri dondu."
Muslim, Cenaiz 89, (965); Tirmizi, Cenaiz 29, (1014); Ebu Davud, Cenaiz 48, (3178); Nesai, Cenaiz 95, (4, 85, 86).

CENAZEYI DEFINDE SUR'AT

5419 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cenazede cabuk olun. Eger salih biri ise, kendisine iyilik yapmis olursunuz. Boyle biri degilse, belayi bir an once sirtinizdan atmis olursunuz."
Buhari, Cenaiz 52; Muslim, Cenaiz 51, (944); Muvatta, Cenaiz 56, (1, 243); Ebu Davud, Cenaiz 50, (3181); Tirmizi, Cenaiz 30, (1015); Nesai, Cenaiz 44, (4, 42).

5420 - Ubadetu'bnu's-Samid radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam cenazeyi takip ettigi vakit, cenaze mezara konuncaya kadar oturmazdi. Bir yahudi alimi (bir gun) karsisina cikip:
"Ey Muhammed biz de boyle yapariz!" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam: "Onlara muhalefet edin! Oturun!" emrettiler!"
Ebu Davud, Cenaiz, 47, (3176); Tirmizi, Cenaiz, 35, (1020)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5421 - Amir Ibnu Rebi'a radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri bir cenazenin gectigini gorurse, cenaze ile birlikte yurumese bile, cenazeyi geride birakincaya veya cenaze kendisini geride birakincaya veya cenaze onu geride birakmadan, yere konuncaya kadar oturmasin."
Buhari, Cenaiz 47, 48; Muslim, Cenaiz 74; (958); Ebu Davud, Cenaiz 47, (3172); Tirmizi, Cenaiz 51, (1042); Nesai, Cenaiz 45, (4, 44).

5422 - Muhammed Ibnu Sirin rahimehullah anlatiyor: "Hasan Ibnu Ali ve Ibnu Abbas radiyallahu anhum (otururlar iken) bir cenaze gecmisti. Hz. Hasan derhal ayaga kalkti, Ibnu Abbas ayaga kalkmadi. Hasan radiyallahu anh:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bir yahudinin cenazesine ayaga kalkmadi mi?" dedi: Bunun uzerine Ibnu Abbas da ayaga kalkti. Cenaze icin kalkti sonra tekrar oturdu.
Bir rivayette: "Ben melekler icin, yani cenaze ile birlikte olan melekler icin ayaga kalktim" denmistir.
Nesai, Cenaiz 47, (4, 46).

5423 - Hasan Ibnu Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam otururken bir yahudi cenazesi geciyordu. Yahudi cenazesinin basindan yukarida olmasini iyi karsilamadi ve ayaga kalkti."
Nesai, Cenaiz 47, (4, 47).

SEHIDIN DEFNI

5424 - Hisam Ibnu Amir anlatiyor: "Uhud gunu Ensar, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip: "Bize yara ve mesakkat isabet etti, ne emredersiniz (ey Allah'in Resulu)?" dediler. Aleyhissalatu vesselam da:
"Kabirleri genisletin ve derinlestirin. Bir kabre iki-uc kisiyi birden koyun!" buyurdular."
"Oyleyse hangisi one konsun?" denildi.
"Kur'an'i daha cok bilen!" buyurdular."

5425 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Uhud sehidlerini (defin sirasinda), her iki kisinin (cesedini) bir giysiye koyuyor, sonra da: "Kur'an'i hangisi daha cok almisti?" diye sorup, onlardan birine isaret edildigi takdirde, onu lahidde one koyuyordu. Sonra da: "Ben bunlara sahidim!" diyordu. Onlari kanlariyla defnetmelerini emretti. Onlara cenaze namazi kilmadi, onlari yikamadi da."
Buhari, Cenaiz 73, 74, 75, 76, 79, Megazi 26; Ebu Davud, Cenaiz 31, (3138); Tirmizi, Cenaiz 46, (1036); Nesai, Cenaiz 61, (4, 62).
(Ibnu Deybe hadisin bir meselesi ile ilgili olarak su aciklamayi yapar): "Derim ki: "Iki kisinin, bir giysi icinde, derileri birbirlerine degecek sekilde birlestirilmeleri caiz degildir. Oyleyse bu "birlestirme" hadisesi, ikisinin arasina bir perde konduktan sonra gerceklestirilmis olacagina yahut o giysinin ikisi arasinda bolunmus olacagina hamledilir. Zahir mana da bunu gerektiriyor cunku hadiste gecen "onlardan birine isaret edildigi takdirde, onu lahidde one koyuyordu" ibaresi bunu ifade eder. Her birinin mustakil veya aralarinda bir perde olmadan birini one almak mumkun degildir."

5426 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Uhud gunu, halam, kabristanimiza gommek icin babami (Uhud'dan Medineye) getirmisti. O sirada Resulullah aleyhissalatu vesselam'in tellali soyle nida etti: "Oluleri yerlerine geri goturun!"
Ebu Davud, Cenaiz 42, (3165); Tirmizi, Cihad 37, (1717); Nesai, Cenaiz 83, (4, 79).

5427 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Uhud sehidlerinin uzerinden demir(den mamul silah, zirh gibi seyler)in ve deri(den mamul kan bulasmamis giyecek)lerin cikarilmasini ve onlarin elbiseleri ve kanlariyla gomulmelerini emretti."
Ebu Davud, Cenaiz 31, (3134).

DEFINDE TA'CIL

5428 - Husayn Ibnu Vahvah radiyallahu anh anlatiyor: "Talha Ibnu'I-Bera hastalandigi zaman, Resulullah aleyhissalatu vesselam ona gecmis olsun ziyaretine geldi. (Yakinlarina:) "Ben onda olum alametinin zuhurunu gordum. (Olumunu) -bana hemen haber verin ve acele davranin. Cunku, musluman bir kimsenin cesedinin ailesi icerisinde hapsedilmesi uygun degildir" buyurdular."
Ebu Davud, Cenaiz 38, (3159).

5429 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Bir gun Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hutbe irad etti. Hutbesinde, ashabindan, olmus, yetersiz bir kefene sarilip, geceleyin defnedilmis bir zati zikretti. Sonra kisinin, mecbur kalmadikca geceleyin gomulmesini yasakladi, ta ki uzerine namaz kilinsin. Ve dedi ki:
"Biriniz kardesini kefenledi mi, kefenini guzel yapsin!"
Muslim, Cenaiz 49, (943); Ebu Davud, Cenaiz 34, (3148); Nesai, Cenaiz 37, (4, 33).

5430 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, geceleyin bir kabre girdi. Kendisine bir kandil yakilmisti. Uzanmis vaziyetteki cenazeyi kible cihetinden aldi. (Oluye): "Muhakkak ki sen cok dua eden, cok Kur'an okuyan (yufka yurekli) bir kimseydin. Allah sana rahmetini bol kilsin!" diye dua etti ve dort kere tekbir getirdi."
Tirmizi, Cenaiz 62, (1057)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5431 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir kizinin defnine sahid olduk. Bu definde Resulullah kabrin uzerine oturmustu. Aleyhissalatu vesselam'in gozlerinden yas aktigini gordum.
"Aranizda bu gece gunah islemeyen (cima yapmayan) var mi?" buyurdular. Ebu Talha radiyallahu anh: "Ey Allah'in Resulu! Ben varim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Oyleyse kabrine in!" buyurdular."
Ravi der ki: "Ebu Talha kabre inip onu defnetti."
Buhari, Cenaiz 72.

5432 - Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Lahid bize, sakk bizden baskasina aittir."
Ebu Davud, Cenaiz 65, (3208); Tirmizi, Cenaiz 53, (1045); Nesai, Cenaiz 85, (4, 80).

5433 - Ebu'I-Heyyac el-Esedi anlatiyor: "Bana, Hz. Ali radiyallahu anh: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in beni gondermis oldugu seye ben de seni gondereyim mi?" diye sordu ve Resulullah'in kendisine:
"Haydi git, kirip dokmedik put, duzlemedik yuksek kabir birakma!" dedigini anlatti."
Muslim, Cenaiz 93, (969); Ebu Davud, Cenaiz 72, (3218); Nesai, Cenaiz 99, (4, 88, 89).

5434 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kabrin kireclenmesini, uzerine bina yapilmasini, uzerine oturulmasini, uzerine yazi yazilmasini ve ayakla basilmasini yasakladi."
Muslim, Cenaiz 94, (970); Ebu Davud, Cenaiz 76, (3225, 3226); Tirmizi, Cenaiz 58, (1052); Nesai, Cenaiz 96, (4, 86, 88).

5435 - Muttalib Ibnu Ebi Veda'a anlatiyor: "Osman Ibnu Maz'un oldugu zaman, cenazesi Medine'den disari cikarildi ve gomuldu. Osman radiyallahu anh, muhacirlerden olen kimse idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir adama Osman icin bir kaya (getirerek mezar yerini belli etmesini) emretti. Adam (bir tas aldi, fakat) tasimaya guc yetiremedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bizzat gidip kollarini sivadi. -Ravi der ki: "Sanki ben sivadigi sirada Resulullah'in kollarinin beyazligini gorur gibiyim."- Sonra kayayi getirip Osman'in bas tarafina koydu ve: "Bununla, kardesimin kabrini isaretliyorum, ailemden olenleri bunun yanina gomecegim" buyurdu."
Ebu Davud, Cenaiz 63, (3206).

OLUNUN NAKLI

5436 - Abdullah Ibnu Ebi Muleyke anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Ebi Bekr radiyallahu anhuma Mekke yakinlarinda bir yer olan Hubsiyy'de vefat ettigi zaman Mekke'ye tasindi ve orada defnedildi. Hz. Aise radiyallahu anha Mekke'ye gelince Abdurrahman'in kabrine ugradi ve su beyitleri okudu:
"Biz (Irak Krali) Cezime'ye uzun zaman (kirk yil hizmet eden) iki nedimesi (Malik ve Akil) gibiydik.
Oyle ki (hakkimizda): "Bunlar ebediyen ayrilmayacaklar" denmisti.
Vakta ki, ben ve (kardesim) Malik uzun beraberlikten sonra ayrilinca, sanki tek gece beraber kalmadik gibi oldu."
Hz. Aise sonra sunlari soyledi: "Vallahi ben burada olsaydim, oldugun yerde defnedilirdin. Eger olumune hazir olsaydim ziyaretine de gelmezdim."
Tirmizi, Cenaiz 60, (1055).

5437 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, olunun defnini tamamlayinca, kabri uzerinde durur ve:
"Kardesiniz icin (Allah'tan) magfiret talep edin, onun icin (karsilasacagi sorgulamada) metanet dileyin. Zira simdi ona hesap sorulacak!" buyururdu."
Ebu Davud, Cenaiz 73, (3221).

5438 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, bir olunun defin isini tamamlayinca soyle derdi: "Allahim, bu kulundur, sana gelmistir. Sen ise yanina inilenin en hayirlisisin. Ona magfiret et, onun girdigi yeri (kabri) genis kil."
Rezin tahric etmistir.

5439 - Hz. Bureyde radiyallahu anh'tan anlatildigina gore, "Olunce, kabrinin uzerine iki yas cubuk konmasini tavsiye etmistir."
Buhari, Cenaiz 82, (Bab basliginda muallak olarak kaydetmistir).

5440 - Urvetu'bnu'z-Zubeyr, Hz. Aise radiyallahu anha'dan naklen anlattigina gore, "Urve'nin kardesi Abdullah Ibnu'z-Zubeyr'e Aise dedi ki:
"Beni arkadaslarimla birlikte defnedin. Resulullah'la birlikte odaya defnetmeyin. Zira ben, O'nunla birlikte tezkiye olunmamdan hoslanmam."
Buhari, Cenaiz 96, I'tisam 16
 
Üst