Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
KABIR ZIYARETININ YASAKLANMASI

5441 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah kabirleri cok ziyaret eden kadinlara ve kabirlerin uzerine mescidler yapanlara, kandiller takanlara da lanet etsin."
Tirmizi, Cenaiz 61.

5442 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir olu defnettik. Defin isi bitince Aleyhissalatu vesselam'la birlikte olunun (ciktigi evin) kapisinin hizasina kadar geldik. Orada gelmekte olan bir kadinla karsilastik. Zannimca, Aleyhissalatu vesselam onu tanidi. Bu, Hz. Fatima radiyallahu anha idi.
"Evden niye ayrildin?" diye sordu.
"Su olunun sahibine geldim. Olulerine olan merhamet duygularimi onlara ifade ettim. (Allah rahmet etsin dedim) -veya oluleri sebebiyle onlara taziyede (bassagligi dileginde) bulundum-" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Belki sen onlarla birlikte kabirlere kadar vardin!?" dedi. Hz. Fatima:
"Allah korusun! O hususta sizin zikrettiginiz gunahi isittim, (hic kabre kadar, gider miyim!)" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Eger onlarla kabirlere kadar gitmis olsaydin..." diyerek ciddi bir tehditte bulundu.
Ravilerden biri, "Kud "dan maksadin kabirler oldugunu zannederim" dedi."
Ebu Davud, Cenaiz 26, (3123); Nesai, Cenaiz 27, (4, 27).

KABIR ZIYARETINE CEVAZ

5443 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben sizi kabirleri ziyaretten men etmistim. Artik onlari ziyaret edebilirsiniz. Cunku onlar size ahireti hatirlatir."
Muslim, Cenaiz 106, (977); Ebu Davud, Cenaiz 81, (3235); Tirmizi, Cenaiz 60, (1054); Nesai, Cenaiz 100, (4, 89).

5444 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Rabbimden anneme istigfar talep etmek icin izin istedim, fakat bana izin vermedi. Kabrini ziyaret etmem icin izin istedim, buna izin verdi."
Muslim, Cenaiz 105, (976); Ebu Davud, Cenaiz 81, (3234); Nesai, Cenaiz 108, (5, 90).

ZIYARETCI NE DEMELIDIR?

5445 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Medine ehlinin mezarlarina ugramisti. Mezarlara yuzunu cevirerek: "Esselamu aleykum (selam uzerinize olsun) ey kabir halki! Allah sizi de bizi de magfiret buyursun. Sizler bizim seleflerimizsiniz. Biz de arkadan gelecegiz" buyurdular."
Tirmizi, Cenaiz 59, (1053).

5446 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir mezarliga ugramisti: "Selam uzerinize olsun ey mu'minler cemaatinin mahalle halki! Insaallah biz de sizlere kavusacagiz!" buyurdular."
Ebu Davud, Cenaiz 83, (3237).
Muslim ve Nesai'de Bureyde'den gelen bir rivayette su ziyade var: "Allah'tan bizim icin de sizin icin de afiyet dilerim."

KABIRLER UZERINE OTURMA

5447 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Birinizin bir kor uzerine oturup elbisesini oradan da bedenini yakmasi, kendisi icin bir kabrin uzerine oturmaktan daha hayirlidir."
Muslim, Cenaiz 96, (971); Ebu Davud, Cenaiz 77, (3228); Nesai, Cenaiz 105, (4, 95).

5448 - Hz. Ali radiyallahu anh'tan anlatildigina gore kabirlere dayanir, uzerlerine yatardi.
Muvatta, Cenaiz 34, (1, 233).

5449 - Osman Ibnu Hakim anlatiyor: "Harice Ibnu Zeyd elimden tutup beni bir kabrin uzerine oturttu ve amcan Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh'tan haber verdi. Buna gore, Zeyd soyle demisti: "Kabir uzerine oturmanin mekruhlugu, onun uzerinde abdest bozanlaradir."
Buhari, Cenaiz 82, (bab basliginda muallak olarak gelmistir).

TA'ZIYE HAKKINDA

5450 - Ebu Berze el-Eslemi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim cocugunu kaybeden bir anneye ta'ziyede bulunursa cennette ona bir burde giydirilir."
Tirmizi, Cenaiz 74, (1076)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5451 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim (bir belaya) maruz olana taziyede bulunursa, ona oburunun sevabinin bir misli verilir."
Tirmizi, Cenaiz 71, ( 1073).

5452 - Abdullah Ibnu Ca'fer anlatiyor: "Ca'fer'in olum haberi geldigi zaman, Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Ca'fer ailesi icin yemek yapin! Cunku onlara, onlari mesgul eden (haber) geldi!" buyurdular."
Tirmizi, Cenaiz 21, (998); Ebu Davud, Cenaiz 30, (3132).

5453 - Hz. Aise radiyallahu anha soyle buyurdular: "Olunun kemigini kirmak, onu diri iken kirmak gibidir." (Hz. Aise bu sozuyle) gunah cihetiyle demek istemistir."
Muvatta, Cenaiz 45, (1, 238); Ebu Davud, Cenaiz 64, (3207).

5454 - Ebu Katade radiyallahu anh anlatiyor: "Bir cenaze gecirilmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Hem o istirahata kavustu, hem de ondan istirahata kavusuldu!" buyurdular. Bunun uzerine, yanindakiler:
"Ey Allah'in Resulu, "istirahata kavusan" ve "ondan istirahata kavusan" kimdir, bu ne demektir?" diye sordular. Su aciklamayi yapti:
"Mu'min kul (olunce), dunyanin yorgunluk ve agrilarindan kurtulur. Facir (olunce) ondan da kullar, memleket, agaclar ve hayvanlar kurtulur."
Buhari, Rikak 42; Muslim, Cenaiz 61, (950); Muvatta, Cenaiz 54, (1, 241, 242); Nesai, Cenaiz 48, 49 (4, 48).

5455 - Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Medine'de dogan bir adam Medine'de olmus idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam namazini kildirdi, sonra da: "Keske dogdugu yerden baska bir yerde olseydi!" buyurdu. Oradakiler "Nicin?" diye sorunca acikladi:
"Kul dogdugu yerin disinda olurse, cennette dogdugu yerle eserinin kesildigi (ecelinin geldigi) yerin arasi mukayese edilir!"
Nesai, Cenaiz 8, (4, 7).

KABIR AZABI

5456 - Hani Mevla Osman Ibnu Affan radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Osman radiyallahu anh, bir kabrin uzerinde durunca sakali islanincaya kadar aglardi. Kendisine: "Cenneti ve cehennemi hatirladigin vakit aglamiyorsun, fakat kabri hatirlayinca agliyorsun!" dediler. Bunun uzerine: "Cunku Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Kabir, ahiret menzillerinin birinci menzilidir. Kisi ondan kurtulabilirse, ondan sonrakiler daha kolaydir. Ondan kurtulamazsa ondan sonrakiler bundan daha zordur, daha sediddir."
Hz. Osman devamla Resulullah aleyhissalatu vesselam'in su sozunu de nakletti:
"(Ahiret aleminden gordugum) manzaralarin hicbiri kabir kadar korkutucu ve urkutucu degildi!"
Rezin su ziyadeyi kaydetti: "Hani der ki: "Hz. Osman radiyallahu anh'in su beyti irsad ettigini isittim:
"Eger ondan necat buldunsa, buyuk musibetten kurtuldun, Aksi halde senin kurtulacagini hayal etmem."
Tirmizi, Zuhd 5, (2309).

5457 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Su ayet ininceye kadar kabir azabindan suphelenmeye devam etmistik. (Mealen): "Sayinizin cokluguyla ovunmek sizi oyaladi. Oyle ki, kabirleri ziyaret ettiniz."
Tirmizi, Tefsir Tekasur, (3352).

5458 - Hz. Aise radiyallahu anha'nin anlattigina gore, bir yahudi kadin, yanina girdi. Kabir azabindan bahsederek:
"Seni kabir azabindan Allah korusun!" dedi. Aise de Resulullah aleyhissalatu vesselam'a kabir azabindan sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet, kabir azabi haktir. Onlar kabirde azap cekerler, onlarin azabini hayvanlar isitir!" buyurdu. Hz. Aise der ki:
"Bundan sonra Aleyhissalatu vesselam'i namaz kilip da, namazinda kabir azabindan istiaze etmedigini hic gormedim."
Buhari; Cenaiz 89; Muslim, Mesacid 123, (584); Nesai, Cenaiz 115, (4,104,105).

5459 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun) iki kabre ugradi ve:
"(Bunlarda yatanlar) azab cekiyorlar. Azablari da buyuk bir gunahtan degil" buyurdular. Sonra sozlerine soyle devam ettiler:
"Evet! Biri, nemimede (laf getirip goturmede) bulunurdu. Digeri de idrar sicrantisina karsi korunmazdi." Aleyhissalatu vesselam sonra yas bir hurma dali istedi, ikiye boldu. Birini birinin uzerine dikti, birini de oburunun uzerine dikti. Sonra da:
"Belki bunlar yas kaldikca azaplari hafifler!" buyurdular."
Buhari, Vudu 55, 56, Cenaiz 82, 89, Edeb 46, 49; Muslim, Taharet 111, (292); Tirmizi, Taharet 53, (70); Ebu Davud, Taharet 11, (20, 21); Nesai, Taharet 27, (1, 28-30).

5460 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden biri olunce, kendisine aksam ve sabah (cennet veya cehennemdeki) yeri arzedilir. Cennet ehlinden ise, (yeri) cennet ehlinin (yeridir), ates ehlinden ise (yeri) ates ehlinin (yeridir). Kendisine:
"Allah seni Kiyamet gunu diriltinceye kadar senin yerin iste budur!" denilir."
Buhari, Cenaiz 90, Bed'u'l-Halk 8, Rikak 42; Muslim, Cennet 65, (2866); Muvatta, Cenaiz 47, (1, 239); Tirmizi, Cenaiz 70, (1072); Nesai, Cenaiz 116, (4, 107)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5461 - Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bizimle birlikte, Beni Neccar'a ait bir bahcede bulundugu sirada bindigi katir, onu aniden saptirdi, nerdeyse (sirtindan yere) atacakti. Karsisinda bes veya alti kabir vardi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bu kabirlerin sahiplerini bilen var mi?" buyurdular. Bir adam:
"Ben biliyorum!" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Ne zaman olduler?" dedi. Adam:
"Sirk devrinde!" deyince Aleyhissalatu vesselam;
"Bu ummet kabirde fitneye maruz kilinacak. Eger birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydim sahsen isitmekte oldugum kabir azabini size de isittirmesi icin Allah'a dua ederdim" buyurdular ve sonra sunlari soylediler: "Kabir azabindan Allah'a siginin!" Oradakiler:
"Kabir azabindan Allah'a siginiriz!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Cehennem azabindan da Allah'a siginin!" dedi
"Cehennem azabindan Allah'a siginiriz" dediler.
"Fitnelerin acik ve kapali olanindan Allah'a siginin!" dedi.
"Acik ve kapali her cesit fitneden Allah'a siginiriz!" dediler.
"Deccal'in fitnesinden Allah'a siginin!" buyurdu.
"Deccal'in fitnesinden Allah'a siginiriz!" dediler."
Muslim, Cennet 67, (2867).

5462 - Ebu Eyyub el-Ensari radiyallahu anh anlatiyor: "Gunes battiktan sonra, Resulullah aleyhissalatu vesselam cikmisti, bir ses isitti: "Bu, kabirlerinde azab ceken yahudiler(in sesidir)!" buyurdular."
Buhari, Cenaiz 88; Muslim, Cennet 69, (2869); Nesai, Cenaiz 114, (4, 102).

5463 - Nesai. Hz. Enes radiyallahu anh'tan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir kabirden bir ses isitmisti: "Bu ne zaman oldu? (Bileniniz var mi?" buyurdular.
"Cahiliye devrinde!" dediler. Bu cevaba sevindi ve:
"Eger birbirinizi defnetmemenizden korkmasaydim kabir azabini size de isittirmesi icin dua ederdim" buyurdular."
Muslim, Cennet 68, (2868); Nesai, Cenaiz 114, (4, 102).

MUNKER VE NEKIRIN SUALLERI

5464 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kul kabrine konulup, yakinlari da ondan ayrilinca -ki o, geri donenlerin ayak seslerini isitir- kendisine iki melek gelir. Onu oturtup:
"Muhammed aleyhissalatu vesselam denen kimse hakkinda ne diyordun?" diye sorarlar. Mu'min kimse bu soruya:
"Sehadet ederim ki, O, Allah'in kulu ve elcisidir!" diye cevap verir. Ona:
"Cehennemdeki yerine bak! Allah orayi cennette bir mekana tebdil etti" denilir. (Adam bakar) her ikisini de gorur. Allah da ona, kabrinden cennete bakan bir pencere acar. Eger olen kafir ve munafik ise (meleklerin sorusuna):
"(Sordugunuz zati) bilmiyorum. Ben de herkesin soyledigini soyluyordum!" diye cevap verir. Kendisine:
"Anlamadin ve uymadin!" denilir. Sonra kulaklarinin arasina demirden bir sopa ile vurulur. (Sopanin acisiyla) oyle bir ciglik atar ki, onu (insan ve cinlerden ibaret olan) iki agirlik disinda ona yakin olan butun (kulak sahipleri) isitir."
Buhari, Cenaiz 68, 87; Muslim, Cennet 70, (2870); Ebu Davud, Cenaiz 78, (3231); Nesai, Cenaiz 110, (4, 97, 98); Tirmizi, Cenaiz 70, (1071) -Ebu Hureyre'den-,

5465 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Oluyu, (mezara kadar) uc sey takip eder: Ailesi, mali ve ameli. Bunlardan ikisi geri doner, biri baki kalir: Ailesi ve mali geri doner, ameli kendisiyle baki kalir."
Buhari, Rikak 42; Muslim, Zuhd 5, (2960); Tirmizi, Zuhd 46, (2380).

5466 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Olup de pisman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar: Iyi yolda olan hayrini daha cok artirmadigi icin pisman olur, nedamet duyar. Kotu yolda olan da nefsini kotulukten cekip almadigina pisman olur, nedamet duyar."
Tirmizi, Zuhd 59, (2405).

5467 - Yine Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir insan olunce uc kisi haric herkesin ameli kesilir: Sadaka-i cariye (birakan), veya istifade edilen bir ilim (birakan) veya kendine dua edecek salih evlat (birakan)."
Muslim, Vasiyyet 14, (1631); Ebu Davud, Vesaya 10, (2880); Tirmizi, Ahkam 36, (1376); Nesai, Vesaya 8, (6, 251).

MESCID INSA ETMENIN FAZILETI

5468 - Hz. Osman radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim: Allah'in rizasini talep ederek bir rnescid insa ederse, Allah ona cennette bir ev insa eder."
Bir diger rivayette: ".. Allah, onun icin, cennette bir mislini insa eder" buyrulmustur.
Buhari, Salat 65; Muslim, Mesacid 25, (533); Tirmizi, Salat 237, (318).

5469 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ummetimin ucreti bana arzedilip gosterildi. Oyle ki mescidden cikarilip atilan bir cer-copun sevabini bile gordum. Ummetimin gunahi da bana arzedi(lip gosteril)di. Kisiye Kur'an'dan kendine gelen sure veya ayeti unutmasindan daha buyuk bir gunah gormedim."
Ebu Davud, Salat 16, (461); Tirmizi, Fezailu'l-Kur'an 19, (2917).

MESCIDLERIN INSA EDILMESI

5470 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Medine'ye geldigi zaman, Medine'nin yuksek kisminda, kendilerine Beni Amr Ibni Avf denen bir kabileye indi. Onlarin yaninda ondort gece kaldi. Sonra Beni Neccar'a haber gonderdi. Onlar kilinclarini kusanmis olarak geldiler. Ben (su anda) Resulullah aleyhissalatu vesselam'i devesi uzerinde; Ebu Bekir de terkisinde, Beni Neccar'in ileri gelenleri etraflarini sarmis olarak gorur gibiyim. Aleyhissalatu vesselam, (yukunu) Ebu Eyyub el-Ensari'nin evinin avlusuna indirdi.
"Ey Beni Neccar! buyurdular, su bahcenin iyatinda pazarlik edelim!" buyurdu. Onlar:
"Hayir! dediler. Vallahi biz senden onun bedelini istemiyoruz, Allah'tan istiyoruz !"
Bu arsada hurma agaclari, musriklere ait kabirler ve bazi yikintilar vardi. Resulullah aleyhissalatu vesselam hurma agaclarinin kesilmesini, musrik kabirlerinin kaldirilmasini, harabelerin de duzlenip arazinin tesviyesini emretti. Hurma kutukleri mescidin kible tarafina (direkler halinde) dizildiler, kapinin iki yani tasla oruldu.
(Bu isaat devam ederken muslumanlar) su beyti terennum ediyorlardi, Resulullah da onlara katiliyordu:
"Ey Rabbimiz, ahiret hayrindan baska hayir yok!
Oyleyse muhacir ve ensara yardim et!"
Buhari, Salat 48, Fezailu'l-Medine 1, Buyu' 41, Vesaya 27, 30, 34, Menakibu'l-Ensar 46; Muslim, Mesacid 9, (524); Ebu Davud, Salat 12, (453, 454); Nesai, Mesacid 12, (2, 39)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5471 - Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Mescid, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda kerpicten yapilmisti. Tavani hurma dallariyla ortulmustu. Direklerini hurma kutukleri teskil ediyordu. Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh buna (gerek tezyin ve gerekse tevsi yonuyle) hic bir ilave getirmedi. Hz. Omer radiyallahu anh, (enini boyunu) artirarak mescidi, Resulullah devrindeki tarz uzere (kerpic ve hurma dallariyla) yeniden insa etti. Onu esasli sekilde Hz. Osman radiyallahu anh (hem tezyin hem tevsi yonleriyle) degistirdi ve pek cok ilavelerde bulundu. Duvarlarini nakisli taslarla ve kirecle insa etti. Direklerini de nakislanmis taslardan yapti. Tavanini da (pek kiymetli olan) sac agacindan yapti."
Buhari, Salat 62; Ebu Davud, Salat 12, (451).

5472 - Amr Ibnu Abese radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim icerisinde Allah(in adi) zikredilsin diye bir mescid bina ederse, Allah da cennette bir ev bina eder."
Nesai, Mesacid 1, (2, 31).

5473 - Ebu'l-Velid anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma'ya Mescid(-i Nebevi)deki cakildan sordum. Dedi ki:
"Bir gece yagmura yakalanmistik. Yerler hep islandi. Kisi giysisinin icinde cakil tasi tasidi ve onu altina yaydi. Resulullah aleyhissalatu vesselam namazi tamamlayinca: "Bu (yaptiginiz) ne iyi!" buyurdular."
Ebu Davud, Salat 15, (458).

5474 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"(Mesciddeki) cakillar, kendilerini disari cikaran kimsenin tekrar mescide koymasi icin Allah'a talebde bulunur."
Ebu Davud, Salat 15, (459).

5475 - Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh anlatiyor: "Minberle duvar arasinda bir koyun gececek kadar aralik vardi."
Buhari, Salat 91, 95; Muslim, Salat 263, (509); Ebu Davud, Salat 222, (1082).

MESCIDLERE MUTEALLIK AHKAM

5476 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidin kible (duvarinda) balgam gordu. Bu onun agrina gitti, kalkip eliyle kazidi ve: "Sizden biri namaza kalkinca, Rabbine hususi hitapta bulunur veya Rabbi(nin kiblesi) kendisi ile kiblesinin arasindadir. Oyleyse hic biriniz kible cihetine tukurmesin. (Illa tukurecekse bari) soluna veya ayaginin altina tukursun!" buyurdular. Sonra, (gostermek icin) ridasinin bir kenarini alip icine tukurerek elbisesinin kenarini ust uste katladi, sonra da: "Veya soyle yapsin!" buyurdu (ve tukrugu katlar arasinda ovdu)."
Buhari, Salat 33, 35, 36, 39, Mevakitu's-Salat 8, el-Amel fi's-Salat 12; Muslim, Mesacid 54, (551); Nesai, Taharet 193, (1, 163), Mesacid 35, (2, 52, 53).

5477 - Yine Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mescidde tukruk hatadir, onun kefareti, defnedilmesidir."
Buhari, Salat 37; Muslim, Mesacid 55, (552); Ebu Davud, Salat 22, (474, 475, 476); Tirmizi, Salat 401, (572); Nesai, Mesacid 30, (2, 50, 51).

5478 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Birinizin hanimi mescide gitmek icin izin talep ederse ona mani olmasin (izin versin)" dedigini haber vermisti. Bilal Ibnu Abdillah:
"Allah'a yemin olsun, biz onlara mani olacagiz!" dedi. Bunun uzerine Abdullah radiyallahu anh, ona yaklasip oyle hakaretamiz soz sarfetti ki, boylesini hic isitmedim. Sonra sunu ekledi:
"Ben sana Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan haber veriyorum; sen ise durmus, "Vallahi mani olacagiz" diyorsun!"
Buhari, Cum'a 12, Ezan 162, 166, Nikah 116; Muslim, Salat 134, (442); Muvatta, Kible 12, (1, 197); Ebu Davud, Salat 53, (566, 567, 568); Tirmizi, Salat 400, (570).

5479 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadinin odasindaki namazi holundeki namazindan ustundur. Mahda'indaki namazi ise odasindaki namazindan ustundur."
Ebu Davud, Salat 54, (570).

5480 - Nafi, Ibnu Omer radiyallahu anhuma'dan anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Bu kapiyi kadinlara ayirsak" buyurmustu. Nafi der ki: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma, olunceye kadar o kapidan hic girmedi."
Ebu Davud, Salat 54, (571)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5481 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam mescidde yitigini ilan etti ve: "Kim kizil deveyi gordu?" dedi. Bunu isiten Aleyhissalatu vesselam: "Bulamaz ol! Mescidler neye yarayacaksa onun icin insa edilmistir, (gayesinden baska maksadla kullanilamaz)!" buyurdular."
Muslim, Mesacid 80, (569).

5482 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescidde alis-veris yapmayi, yitik ilan edilmesini, siir okunmasini yasakladi. Keza cuma gunu namazdan once (ilim, vaaz) halkasi teskil edilmesini de yasakladi."
Ebu Davud, Salat 220, (1079); Tirmizi, Salat 240, (322); Nesai, Mesacid 22, 23, (2, 47, 48).

5483 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bu evlerin yonunu mescidden cevirin. Zira ben, mescidi ne hayizli kadina ne de cunub kimseye helal kilmiyorum."
Ebu Davud, Taharet 93, (232).

5484 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz mescidde iken uyuklayacak olursa, bulundugu yerden bir baska yere gidip orayi degistirsin."
Ebu Davud, Salat 239, (1119); Tirmizi, Salat 379, (526).

5485 - Ka'b Ibnu Ucre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz mescide gidince orada ellerini kenetlemesin, cunku o namazdadir."
Ebu Davud, salat 57, (562); Tirmizi, Salat 284, (386).

5486 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Ben mescidlerin yukseltilmesiyle emrolunmadim!"
Ibnu Abbas radiyallahu anh der ki: "Yemin olsun! Sizler mescidlerinizi yahudi ve hiristiyanlar gibi susleyeceksiniz!"
Ebu Davud, Salat 12, (448); Buhari, Salat 62 (muallak olarak).

5487 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mescidler hakkinda ovunme olmadan Kiyamet kopmaz."
Ebu Davud, Salat 12, (449); Nesai, Mesacid 2, (2, 32).

5488 - Talk Ibnu Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a heyet olarak yola ciktik. Gelip ona biat ettik, Onunla namaz kildik. Kendisine, memleketimizde Ehl-i Kitaba ait bir mabedin oldugunu haber verdik. Abdest suyunun fazlasindan bize hibede bulunmasini talep ettik. Su getirtip abdast aldi, mazmaza yapti, sonra bunu bir kaba bizim icin doktu. Dedi ki:
"(Haydi gidin! Memleketinize varinca (o eski) mabedinizi yikin. Bu suyu onun yerine cileyin, orasini mescid yapin!"
"Biz: "Ama yerimiz uzak,hararet siddetlidir. Bu su (buharlasip) kurur" dedik. Bize:
"Ona bir mudd su ilave edin. O (abdest artigi) oburunun (ilave edilen suyun) guzelligini de arttirir" buyurdular. Oradan ayrilip memleketimize geldik. Mabedimizi yiktik. Sonra yerine o suyu ciledik, orayi kendimize mescid yaptik. Icerisinde ezan okuduk. Rahibi, Tayyli bir adamdi, ezani isitince:
"Bu hak bir davettir!" dedi. Sonra dagin sirtindaki sel yataklarindan birine yoneldi. Bir daha onu goremedik."
Nesai, Mesacid 11, (2, 38-39).

ALEYHISSALATU VESSELAM'IN ISMI VE NESEBI

5489 - Buhari merhum "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bi'setine (peygamber olarak gonderilisine) tahsis ettigi babta der ki: "O, Allah'in elcisi Muhammed Ibnu Abdillah Ibni Abdilmuttalib Ibni Hasim Ibni Abdi Menaf Ibni Kusayy Ibni Kilab Ibni Murre Ibni Ka'b Ibni Lueyy Ibni Galib Ibni Fihr Ibni Malik Ibni'n-Nadr Ibni Kinane Ibni Huzeyme Ibni Mudrike Ibni Ilyas Ibni Mudar Ibni Nizar Ibni Ma'add Ibni Adnan'dir."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 28.

5490 - Vaile Ibnu'l-Eska' radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri, Ismail'in evlatlari arasindan Kinane'yi secti, Kinane'den Kureys'i secti, Kureys'ten Beni Hasim'i secti. Beni Hasim'den de beni secti."
Muslim, Fezail 1, (2276)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5491 - Cubeyr Ibnu Mut'im radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Benim bes ismim var: Ben Muhammed'im, ben Ahmed'im, ben Allah'in benimle kufru mahvedecegi el-Mahi (mahvedici)yim. Ben Hasir (toplayici)yim, insanlar benim arkamda hasredilecektir. Ben Akib (sondan gelen)im, benden sonra peygamber gelmeyecektir."
Buhari, Menakib 17, Tefsir, Saff 1; Muslim, Fezail 125, (2354); Muvatta, Esmau'n-Nebi 1, (2, 1004); Tirmizi, Edeb 67, (2842).

5492 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri, Kureyslilerin setmlerini (hakaretamiz sozlerini) ve lanetlerini benden nasil cevirdigine hayret etmiyor musunuz? Onlar zemmedilen birine setmediyorlar, zemmedilen birine lanet okuyorlar, ben ise (Muhammed'im) ovulmusum."
Buhari, Menakib 17; Nesai, Talak 25, (6, 159).

HZ. PEYGAMBER'IN DOGUMU VE YASI

5493 - Muttalib Ibnu Abdillah Ibni Kays Ibnu Mahreme babasi vasitasiyla ceddinden anlattigina gore ceddi soyle demistir:
"Ben ve Resulullah aleyhissalatu vesselam Fil yilinda dogduk."
Tirmizi, Menakib 4, (3623).

5494 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam altmisuc yasinda vefat etmistir."
Buhari, Menakib 10; Muslim, Fezail 115, (2349); Tirmizi, Menakib 28, (3655).

5495 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Mekke'de, kendisine vahiy geldigi durumda onuc yil ikamet etti. Altmisuc yasinda da vefat etti."

5496 - Bir baska rivayette de soyle demistir: "Mekke'de ses isitir ve isik gorur oldugu halde onbes yil ikamet etti. Bunun yedi yilinda isiktan baska bir sey gormedi, sekiz senesinde vahiy aldi. Medine'de on yil ikamet etti. Altmis bes yasinda oldugu halde vefat etti."

5497 - Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette soyle demistir: "Vahiy Aleyhissalatu vesselam'a o kirk yasinda iken indirildi. Bundan sonra onuc yil kaldi. Sonra hicretle emr olundu. O da Medine'ye hicret etti. Orada on yil kaldi. Sonra vefat etti. Aleyhissalatu vesselam."
Buhari, Megazi 85, Fezailu'l-Kur'an 1; Muslim, Fezail 117, 121, (2351, 2353); Tirmizi, Menakib 28, (3652, 3653).

5498 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: ""Resulullah aleyhissalatu vesselam altmisuc yasinda vefat etti. Hz. Ebu Bekir de altmisuc yasinda vefat etti. Hz. Omer de altmisuc yasinda vefat etti. (Radiyallahu anhuma)."
Muslim, Fezail 114, (2348).

HZ. PEYGAMBER'IN COCUKLARI

5499 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Kureysliler, birbirlerine kufrun ve sapikligin devamini tavsiye ettiler ve aralarinda:
"Bizim uzerinde oldugumuz sey var ya, bu, o koksuz surgun (mesabesinde olan Muhammed)in uzerinde oldugu seyden daha dogrudur!" dediler. Bunun uzerine, Allah Teala hazretleri Kevser suresini inzal buyurdu:
"Suphesiz ki biz sana kevseri verdik. Oyleyse Rabbin icin namaz kil ve kurban kes. Asil arkasi kesik (nesilsiz) olan, sana dusmanlik edenin ta kendisidir" (Kevser 1-3).
Bundan sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bes erkek cocugu oldu. Dordu Hz. Hatice radiyallahu anha'dan: Abdullah; bu in buyukleri idi; Tahir; -bunun Abdullah oldugu ve bunlarin uc tane olduklari da soylenmistir-; Tayyib, Kasim ve Mariye'den olan Ibrahim.
Resulullah aleyhissalatu vesselam'in dort tane de kizi vardi: Bunlardan Zeyneb, Ebu'l-As Ibnu'r-Rebi'in nikahi altinda idi. Rukiyye ve Ummu Kulsum: Bu ikisi, Ebu Leheb'in ogullari olan Utbe ve Uteybe'nin nikahi altinda idiler. "Ebu Leheb'in iki eli kurusun ve kurudu da..." (Tebbet 1-5) vahy-i serifi nazil oldugu zaman, Ebu Leheb ogullarina onlari bosamalarini emretti. Bunun uzerine Hz. Osman once Rukiyye ile evlendi. Rukiyye onunla birlikte Habesistan'a hicret etti. Orada Hz. Osman'in Abdullah adinda bir oglu dunyaya geldi. Hz. Osman ona izafeten (Ebu Abdillah diye) kunye almisti. Sonra Rukiyye radiyallahu anha vefat etti. Ondan sonra Hz. Osman Ummu Kulsum radiyallahu anhuma ile evlendi.
Hz. Fatima radiyallahu anha: Bu Hz. Ali radiyallahu anh'in nikahi altinda idi. Hz. Ali'nin Fatma'dan Hasan, Huseyin ve Muhsin adlarinda uc erkek cocugu ile Zeyneb ve Ummu Kulsum adlarinda iki kiz cocugu dunyaya geldi. Bunlardan Zeyneb, Abdullah Ibnu Ca'fer radiyallahu anhuma'nin nikahi altinda idi. Hz. Ali, Ummu Kulsum'u da Hz. Omer'e nikahlamisti, radiyallahu anhum ecmain."
Rezin tahric etmistir.

5500 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, oglu Ibrahim oldugu zaman buyurdular ki:
"O daha memede iken oldu. Onun cennette iki sutannesi var. Bunlar onun sutunu (iki yila) tamamlayacaklar. Cunku o benim oglumdur."
Muslim, Fezail 63, (2316)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
ALEYHISSALATU VESSELAM'IN SIFATLARI VE AHLAKLARI

5501 - Hz. Ali'nin evladlarindan Muhammed'in oglu Ibrahim anlatiyor: "Hz. Ali radiyallahu anh Resulullah aleyhissalatu vesselam'i vasfettigi zaman soyle derdi: "Resulu-i Ekrem aleyhissalatu vesselam efendimiz cok uzun boylu olmadigi gibi, (azalari) birbirine girmis kisa boylu da degildi, orta boylu bir insandi.
Saclari kivircik degildi, duz de degildi, dalgaliydi. Sisman degildi, yuvarlak yuzlu de degildi, yanaklari uzuncaydi.
Rengi kirmiziya calan, beyazdi. Gozleri siyah ve kirpikleri uzundu, gogsunde gobegine kadar inen kildan bir hat vardi. El ve ayaklarinin parmaklari kalincaydi. Eklem yerleri ve iki kureginin birlesme yeri olan omurga iri idi.
Bir tarafa donunce (sadece basini cevirmez) butun vucudunu cevirirdi. Yuruyunce, yamactan iniyormuscasina one meylederek yururdu.
Iki omuzu arasinda peygamberlik muhru vardi. O, peygamberlerin muhru (sonuncusu) idi. Insanlarin en iyi kalplisi, en secaatlisi ve en dogru sozlusu idi. O ahlakca herkesten yuce, muasere yonuyle de en gecimlisi idi. Onu aniden goren ondan heybet duyardi; bilerek beraber olan, kalpten severdi. Onu vasfeden soyle derdi: "Ben ne O'ndan once, ne de ondan sonra O'nun gibisini gormedim."
Resul-u Ekrem cabuk konusmazdi; her isitenin anlayacagi sekilde teker teker konusurdu."
Tirmizi, Menakib 19, (3642).

5502 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ehl-i Kitap saclarini duz salinmaya birakirlar, musrikler de ayirirlardi. Resulullah aleyhissalatu vesselam ise, (vahiy yoluyla) emredilmedigi hususlarda Ehl-i Kitaba uygun hareket etmekten hoslanirdi. Bu sebeple sacini alnindan serbest birakti. Bilahare (butun musrikler musluman olduktan sonra) saclarini (alnindan) ayirdi."
Buhari, Libas 70, Menakib 23, Fezailu'l-Ashab 52; Muslim, Fezail 90, (2336); Ebu Davud, Tereccul 10, (4188); Ibnu Mace, Libas 36, (3632).

5503 - Hz. Enes radiyallahu anh'in anlattigina gore, "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sacindaki aklardan sorulunca (Enes) soyle cevap vermistir:
"Allah O'nu, beyazla cirkinlestirmemistir." "
Bir rivayette de soyle demistir: "O, kisinin basinda ve sakalinda bulunan beyazlari yolmasini mekruh addederdi. Ve (Enes radiyallahu anh): "Resulullah aleyhissalatu vesselam saclarini boyamadi. Beyaz kil (onda nadirdi ve sadece) alt dudaginda, sakaklarinda ve basinda bir nebzecik vardi" derdi."
Muslim, Fezail 104, 105 (2341).

5504 - Ebu Cuhayfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i gordum, sadece alt dudaginda yani anfetesinde beyaz gordum."
Buhari, Menakib 23; Muslim, Fezail 106, (2342).

5505 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i, berber onu tiras ederken gordum. Ashabi etrafini cevirmisti. Aleyhissalatu vesselam'in tek kilinin yere dusmesini istemiyorlar, birinin eline dussun istiyorlardi..."
Muslim, Fezail 75, (2325).

PEYGAMBERLIK MUHRU VE MUTEFERRIK SEYLER

5506 - Abdullah Ibnu Sercis radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte ekmek ve et yedim ve: "Ey Allah'in Resulu! Allah seni magfiret buyursun!" dedim. Bana: "Seni de!" diye karsilikta bulundu.
Ravi der ki: "(Ibnu Sercis'e): "Resulullah sana istigfarda mi bulundu?" diye soruldu. O: "Evet, "Seni de!" dedi" diye cevap verdi ve sonrasu ayeti okudu. (Mealen): "Kendi gunahin icin de, mu'min erkek ve mu'min kadinlar icin de Allah'an af dile..." (Muhammed 19). Ibnu Sercis devamla dedi ki:
"Sonra etrafinda dondum, iki omuzu arasinda peygamberlik muhrunu gordum. Sol kurek kemiginin genis tarafinda idi, yumruk gibi ve uzerinde sigiller emsali benler vardi."
Muslim, Fezail 112, (2346).

5507 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in peygamberlik muhru, iki omuzu arasinda idi. Tipki bir guvercin yumurtasi buyuklugunde kirmizi bir yumru (gudde=bez) idi."
Tirmizi, 42, (3647).

5508 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan daha guzelini hic gormedim. Sanki gunes mubarek yuzlerinde yuruyor gibiydi. Yururken Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan daha hizli yuruyen kimse de gormedim. Sanki yer O'nun ayagi altinda duruluyor gibiydi. Biz O'nunla beraber yururken kendimizi zorlardik. O ise, aldirmazdi."
Tirmizi, Menakib 26, (3650).

5509 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam konusurken (agir agir konusurdu. Oyle ki) eger biri cikip, kelimeleri saymak istese sayardi. O, sozu sizin gibi pes pese getirmezdi."
Buhari, Menakib 23; Muslim, Fezailu's-Sahabe 19, (2493), Zuhd 71; Tirmizi, Menakib 20, (3643); Ebu Davud, Ilm 7, (3654, 3655).

5510 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, soyledigi bellensin diye kelamini uc kere tekrar ederdi."
Tirmizi, Menakib 21, (3644)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5511 - Abdullah Ibnu Selam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, oturup konustugu zaman, (vahiy bekleyerek veya mele-i A'la'ya istiyak duyarak) cok sik nazarini semaya cevirirdi."
Ebu Davud, Edeb 21, (4837).

5512 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "(Annem) Ummu Suleym, Resulullah aleyhissalatu vesselam icin yere bir post serer, O da uzerinde kaylule (ogle uykusu) kestirirdi. Aleyhissalatu vesselam uyaninca annem O'nun terini ve killarini toplardi. Bunlari bir sisede toplar, sonra onu surunme maddesine katardi."
(Ravi devamla der ki): "Hz. Enes radiyallahu anh muhtazar (can cekisme halinde) olunca, kefenine surulecek hanuta bundan katilmasini vasiyet etti."
Buhari, Isti'zan 41; Muslim, Fezail 84, (2331); Nesai, Zinet 119, (8, 218).

5513 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Medine'de bir panik olmustu. Resulullah aleyhissalatu vesselam, Ebu Talha radiyallahu anh'tan el-Mendub denen (agir yuruyuslu) atini istiareten aldi ve bindi. Donusunde: "Bir sey gormedik. Ancak ati cok hizli bulduk" buyurdu."

5514 - Bir baska rivayette soyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam insanlarin en iyisi, en comerdi ve en secaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halki umumi bir korku yasamisti. Halk (korkunun kaynagi olan) sesin geldigi tarafa yoneldi. Resulullah aleyhissalatu vesselam ise, herkesten once o cihete gitmis, haberi tahkik etmis ve geri donmustu, onlari yari yolda karsiladi. Ebu Talha radiyallahu anh'in ciplak ati uzerinde idi. Boynunda kilinci asiliydi. Soyle diyordu:
"Korkulacak bir sey yok, korkulacak bir sey yok."
Sonra, "Bu ati pek hizli bulduk" dedi. Halbuki at, agir yururdu."
Buhari, Cihad 46, 82; Muslim, Fezail 48, (2307); Ebu Davud, Edeb 87, (4988); Tirmizi, Cihad 14, (1685).

5515 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam iki is arasinda muhayyer birakilirsa, mutlaka en kolayini tercih ederdi. Yeter ki bu, gunah olmasin. Eger bir is gunah idiyse, gunaha karsi insanin en uzak durani idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi icin hic intikam aramadi. Ama Allah'in bir harami ihlal edilince o zaman Allah icin intikam alirdi."
Buhari, Menakib 23, Edeb 80, Hudud 10, 42; Muslim, Fezail 77, (2327); Muvatta, Husnu'l-Hulk 2, (2, 903); Ebu Davud, Edeb 5, (4785).

5516 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte ilk namazi kildim. Sonra Aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de ciktim. Onu birkisim cocuklar karsiladi. Derken onlarin yanaklarini bir bir oksamaya basladi. Benim yanagimi da oksadi. Elinde bir serinlik ve hos bir koku hissettim. Elini sanki attar havanindan cikarmis gibiydi."
Muslim, Fezail 80, (2329).

5517 - Ibnu Ebi Evfa radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, zikri cok yapar, lagvi (hos sozu) de az yapardi, namazi uzatirdi, hutbeyi de kisa yapardi. Dul ve miskinlerle beraber yurumekten ar duymazdi, onlarin ihtiyaclarini mutlaka yerine getirirdi."
Nesai, Cuma 31, (3, 109).

5518 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte yurudum. Uzerinde kenari sert, Necrani bir hirka vardi. Ona bir bedevi arkadan yetiserek hirkadan tutup siddetle cekti. Boynunun derisine baktigimda, siddetle cekilen hirkanin kenarinin zedeleyip iz biraktigini gordum. Bedevi:
"Ey Muhammed! Yanindaki Allah'in malindan bana da verilmesini emret" dedi. Aleyhissalatu vesselam ona yonelik bakti ve guldu. Sonra da bir ihsanda bulunulmasini emretti."
Buhari, Libas 18, Humus 19, Edeb 68.

5519 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam sabah namazini kilinca, Medine'nin hizmetcileri ellerinde su bulunan kaplar oldugu halde kendisine gelirlerdi. Aleyhissalatu vesselam da hicbirini ihmal etmeden kaplara elini batirirdi. Bazan sabahlari hava soguk olurdu, Aleyhissalatu vesselam yine de elini suya batirirdi."
Muslim, Fezail 74, (2324).

5520 - Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bir taksimde bulundugu bir sirada, bir adam gelerek uzerine egildi. Aleyhissalatu vesselam da elindeki hurma dalini adama durtup yuzunden yaraladi. Sonra da: "Gel! Kisas yap!" buyurdu. Adam:
"Affettim ey Allah'in Resulu!" dedi."
Ebu Davud, Diyat 15, (4536); Nesai, Kasame 20, (8, 32)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
ALEYHISSALATU VESSELAM'IN ALAMETLERI

5521 - Hz. Ali Ibnu Ebi eTalib radiyallahu anh anlatiyor: "Babam anlatmis ve demisti ki: "Kureys buyuklerinden bir grubla Sam'a gitmistik; beraberimde Muhammed aleyhissalatu vesselam da vardi. Yolda bir rahib(in manastirin)a yaklastik ve yakinina konakladik. Develerimizi cozmustuk ki rahib yanimiza geldi. Daha onceki gelislerimizde yanimiza hic ugramamisti. Aramizda dolasmaya basladi ve Muhammed'i (bulup) elinden tuttu ve:
"Bu alemlerin efendisidir!" dedi. Kureys buyukleri ona:
"Bu soyledigini nereden biliyorsun?" diye sordular. Adam:
"Ben onun sifat ve evsafini bize indirilen kitapta bulmusum! Nitekim siz yaklastiginiz zaman, O'na secde etmedik ne tas, ne agac kaldi, hepsi de secde ettiler. Bu cansiz seyler ancak bir peygambere secde ederler. Ben O'nu ayrica peygamberlik muhruyle de biliyorum, bu muhur omuz basindaki duz kemige bas kisminin asagisinda bulunur, elma buyuklugundedir" dedi. Sonra bizden ayrildi, yemek hazirlayip getirdi. Muhammed o sirada, develeri gozetliyordu. Yanimiza geldiginde uzerinde ona golge yapan bir bulut vardi. Yaklasinca, halkin kendinden once agacin golgesini kaptiklarini gordu. O da guneste oturdu. Agacin golgesi, uzerine meyletti, onlar guneste kaldilar. Rahib:
"Bakin, agacin golgesi O'nun uzerine meyletti" dedi. Rahib onlarin yaninda iken, bu cocugu Allah askina Rum (diyarin)a goturmeyin diye ricada bulundu ve: "Eger O'nu gotururseniz, tasidigi sifatlariyla O'nu tanirlar ve oldururler" dedi. O, bu hususta Allah'in adini vererek onlara ricada bulunurken, yan tarafina bir goz atti. Manastirina dogru gelen yedi Rum gordu. Onlari karsiladi ve:
"Niye geldiniz?" dedi.
"Rahiplerimiz bize Araplar arasinda cikacak bir peygamberin bu ayda memleketimize dogru gelmekte oldugunu soylediler. (Buralara giris saglayan) her yola bir grup insan cikarildi. Biz de senin su yoluna gonderildik" dediler. Rahip: "Sizden daha hayirli birini geride biraktiniz mi?" dedi. Onlar:
"O sahsin senin yolunun uzerinde oldugu bize haber verildi!" dediler. Rahib: "Allah'in icra etmek istedigi bir is hakkinda ne dersiniz, insanlardan bunu geri cevirebilecek biri var mi?" diye sordu. Onlar: "Hayir!" dediler. Rahip:
"Oyleyse su kimseye biat edin. Zira bu, gercek peygamberdir" dedi. Onlar da ona biat ettiler, Rahiple birlikte orada kaldilar. Sonra rahip bize dondu, ve:
"Allah icin soyleyin, bunun velisi kim?" dedi. Beni kastederek: "Su" dediler. Rahib bana hususi sekilde, geri donmemiz icin ricada bulundu. Ben de O'nu iclerinde, Hz. Ebu Bekr'in gonderdigi, Bilal'in de bulundugu bir grup kimse ile geri cevirdim. Rahip O'na kek ve zeytinyagindan azik koydu."
Bu rivayeti Tirmizi, (Menakib 5, (3624) Ebu Musa el-Es'ari radiyallahu anh'tan tahric etmistir.
Rivayete: "Ebu Talib Sam icin yola cikti...." diye baslar ve yukarida kaydedildigi sekilde zikreder. Yukaridaki metni Rezin, Hz. Ali radiyallahu anh'in babasindan rivayeti olarak, kaydedilen elfazla tahric etmistir.

5522 - Ata Ibnu Yesar rahimehullah anlatiyor: "Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma'ya rastladim ve: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Tevrat'ta zikredilen vasiflarini bana soyle" dedim. Bunun uzerine hemen:
"Pekala dedi ve devam etti: Allah'a yemin olsun! O, Kur'an'da gecen bazi sifatlariyla Tevrat'ta da mevsuftur (ve soyle denmistir:) "Ey peygamber, biz seni insanlara sahid, mujdeleyici ve korkutucu (Ahzab 45) ve ummiler icin de koruyucu olarak gonderdik. Sen benim kulum ve elcimsin. Ben seni mutevekkil diye tesmiye ettim. O, ne kati kalpli, ne de kaba biri degildir. Carsi pazarda rastgele bagirip cagirmaz. Kotulugu kotulukle kaldirmaz, bilakis affeder, bagislar. Allah, bozulmus dini onunla tam olarak ikame etmeden onunla kor gozleri, sagir kulaklari, paslanmis kalpleri acmadan onun ruhunu kabzetmez."
Buhari, Buyu' 50, Tefsir, Feth 3.

5523 - Abdullah Ibnu Selam radiyallahu anh anlatiyor: "Tevrat'ta Hz. Muhammed aleyhisselam'in sifati ve Isa Ibnu Meryem'in de O'nunla birlikte defnedilecegi yazilidir.
Ebu Mevdud el-Medeni der ki: "(Resulullah'in kabrinin bulundugu) hucrede bir kabir yeri var."
Tirmizi, Menakib 3, (3621).

5524 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Habesistan'in sahibi (krali) Necasi merhum'u isittim, demisti ki:
"Ben sehadet ederim ki Muhammed Allah'in Resuludur. O, Hz. Isa aleyhisselam'in gelecegini mujdeledigi zattir. Eger ben, su saltanatin basinda olmasaydim ve uzerimdeki insanlarla ilgili yuk bulunmasaydi onun ayakkabilirini tasimak uzere yanina giderdim."
Ebu Davud, Cenaiz 62, (3205).

5525 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bana Ebu Sufyan Ibnu Harb anlatti ve dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile aramizda sulh(-u Hudeybiye) oldugu bir sirada Sam'a gitmistim. Ben orada iken, Herakliyus'a, Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan bir mektup getirildi. Mektubu Dihyetu'l-Kelbi getirmisti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum Krali Herakliyus'a ulastirdi. Herakliyus:
"Peygamber oldugunu zanneden su adamin kavminden buralarda birileri var mi?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup Kureysliyle birlikte cagirildim. Yanina girdik. Bizi onune oturttu.
"Ona nesebce en yakin olan kimdir?" dedi. Ben atildim:
"Benim!" dedim. Bunun uzerine beni, arkadaslarim arkamda kalacak sekilde onune oturttu. Sonra tercumanini getirtti.
"Sunlara soyle, ben suna, o peygamber oldugunu zanneden kimse hakkinda soracagim. Eger cevaplarinda bana yalan soylemeye kalkarsa, onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Sufyan der ki:
"Allah'a yemin olsun. Eger yalanim, aleyhime tesir hasil eder korkusu olmasaydi, cevaplarim sirasinda yalan soylerdim. Sonra Herakliyus, tercumanina:
"Sor suna! O zatin aranizdaki nesebi nasildir?" dedi. Ben:
"O, aramizda asil bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrak sordu:
"O'nun ecdadi arasinda kral var mi?
"Yok!" dedim.
"Siz onu bu iddiasindan once hic yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben:
"Hayir!" dedim.
"Ona insanlarin esraf takimi mi tabi oluyor, zayiflar takimi mi? dedi.
"Zayiflar takimi!" dedim.
"Artiyorlar mi azaliyorlar mi?" dedi. Ben:
"Eksilmiyorlar, bilakis artiyorlar" dedim. O tekrar sordu:
"Dine girdikten sonra hosnutsuzlukla dininden vazgecen, irtidad eden oldu mu?"
"Hayir!" dedim.
"Onunla hic savastiniz mi?" dedi. Ben:
"Evet!" dedim.
"Onunla savasiniz nasil oldu?" dedi.
"Harb onunla bizim aramizda munavebeli oldu. O bize karsi kazandi, biz de ona karsi kazandik!" dedim.
"Verdigi sozden caydigi oldu mu?" dedi.
"Hayir! Ancak, aramizda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!" dedim.
Ebu Sufyan der ki: "Allah'a yemin olsun o konusmamizesnasinda, (aleyhte) bundan baska bir sey soyleme imkani bulamadim." Herakliyus sormaya devam etti:
"Muhammed'den once bu sozu soyleyen bir baskasi var miydi?" dedi.
"Hayir!" dedim. Bunun uzerine tercumanina:
"Soyle ona! Ben sana "aranizdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli biri oldugunu soyledin. Iste peygamberler de boyledir, hep kavimleri arasinda neseb sahiplerinden gonderilirler. Ben sana "ecdadi icinde kral var mi?" diye sordum "yok!" dedin. Ben de "eger ecdadi arasinda bir kral olsaydi bu ecdadinin kraliyetini arayan bir adam" diyecektim. Ben, "ona tabi olanlar" dan sordum: "Cemiyetin zayif takimi mi yoksa esraf kesimi mi?" diye. Sen "zayiflar!" dedin. Peygamberlere tabi olanlar iste bunlardir. Ben sana "bu iddiasindan once onu hic yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayir!" dedin. Boylece anladim ki o, ne insanlara ne de Allah'a yalan soyleyecek biri degildir. Ben sana "dine girdikten sonra, hosnut olmayarak dininden donen oldu mu?" diye sordum, sen "Hayir!" dedin. Iman boyledir, onun nesesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz. Ben senden "onlar artiyorlar mi, eksiliyorlar mi?" diye sordum, sen arttiklarini soyledin. Iman isi boyledir, tamamlanincaya kadar artarlar. Ben sana "onlarla savastiniz mi?" diye sordum, sen savastiginizi, savasin aranizda munavereli cereyan ettigini, onlarin size, sizin de onlara galebe caldigini soyledin. Peygamberler de boyledir, imtihandan gecirilirler, sonunda akibet onlarin olur. Ben, sana "verdigi sozden dondugu olur mu?" dedim, sen olmadigini soyledin. Peygamberler de boyledir, sozlerinden donmezler. Ben, "Bu iddiayi ondan once soyleyen oldumu?" diye sordum. sen "Hayir!" dedin. Ben "Eger bu sozu ondan once biri soylemis olsaydi, "Bu adam, kendinden once soylenmis bir sozu tamamlamaya calisan birisi" diyecektim.
Herakliyus sonra: "Size ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz:
"Namaz, zekat, sila-i rahim ve iffet" dedik. Bunun uzerine herakliyus dedi ki:
"Eger, senin soylediklerin gercekse, O peygamberdir! Ben onun cikacagini biliyordum. Ancak sizin aranizdan cikacagini zannetmiyordum. Eger, O'na kavusabilecegimden emin olsam karsilasmayi cok isterdim. Yaninda olsaydim, ayaklarina su dokerdim. O'nun hakimiyeti, ayaklarimin altinda olan su diyarlara kadar uzanacaktir.
Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam'in mektubunu getirtti ve okuttu. Soyle diyordu: "Bismillahirrahmanirrahim.
Allah'in elcisi Muhammed'den Rum'un buyugu Herakliyus'a,
Selam hidayete tabi olanlara olsun.
Emma ba'd! Seni Islam'a cagiriyorum. Islam'a gir, selameti bul! Allah da ecrini iki kat versin. Yuz cevirirsen, butun tebeanin gunahi uzerine olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramizda musterek olan bir soze gelin: Allah'tan baskasina ibadet etmeyelim. Ona hicbir seyi ortak kosmayalim, Allah'i birakip da birbirimizi Rabb edinmeyelim.! Eger onlar yuz cevirirse siz deyin ki: "Sahit olun, biz muslumanlariz" (Al-i Imran 64).
Herakliyus, mektubun okunusunu tamamlayinca, yaninda sesler yukseldi ve gurultuler artti. Bize emretti, cikarildik. Ben arkadaslarima:
"Ibnu Ebi Kebse'nin isi ciddidir. Su Beni Asfer'in (Rumlarin) krali ondan korkuyor!" dedim. Allah Islam'i bana nasib edinceye kadar onun galip gelecegi inancini tasidim.
Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait saraylarin birinde toplandilar. Onlara:
"Ey Rum cemaati! Ebedi bir kurtulusunuz ve su saltanatinizin bekasina ne dersiniz?" dedi. Bunun uzerine, hep birden vahsi esekler gibi urkup kapilara kostular. Ancak hepsini kapatilmis buldular. Herakliyus onlari geri cagirdi.
"Ben sizin dindeki salabetinizi imtihan ettim. Sizde gordugum durum hosuma gitti!" dedi. Bunun uzerine, ona secde ettiler ve ondan razi oldular."
Buhari, Bed'u'l-Vahy 1, Iman 37, Sehadat 28, Cihad 11, 99, 102, 122, Cizye 13, Tefsir, Al-i Imran 4, Edeb 8, Isti'zan 24, Ahkam 40; Muslim, Cihad 73, (1773); Tirmizi, Isti'zan 24, (2718).

5526 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Cinler semaya yukselip, orada vahyi dinliyorlardi. Bir tek kelime isitince, ona doksandokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardi. O tek kelime hak, ilave edilenler batildi. Resulullah aleyhissalatu vesselam gonderilince, semadaki yerlerine yukselmeleri sihablarla (goktaslari) onlendi. Bundan once gokte sihablar (bu kadar cok) atilmazdi. Iblis onlara:
"Nedir bu? Herhalde muhim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gonderdi. Onlar Resulullah aleyhissalatu vesselam'i Mekke'de iki dagin arasinda namaz kiliyor buldular. Iblise tekrar donup gorduklerini haber verdiler. O da:
"Arzda meydana gelen hadise iste bu! (Sizin semadan haber almaniz bu sebeple engelleniyor) dedi."
Tirmizi, Tefsir, Cin, (3321)

VAHYIN BASLANGICI

5527 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a vahiy olarak ilk baslayan sey uykuda gordugu salih ruyalar idi. Ruyada her ne gorurse, sabah aydinligi gibi aynen vukua geliyordu. (Bu esnada) ona yalnizlik sevdirilmisti. Hira magarasina cekilip orada, ailesine donmeksizin birkac gece tek basina kalip, tahannus'de bulunuyordu. -Tahannus ibadette bulunma demektir.- Bu maksadla yanina azik aliyor, azigi tukenince Hz. Hatice radiyallahu anha'ya donuyor, yine ayni sekilde azik alip tekrar gidiyordu. Bu hal, kendisine Hira magarasinda Hak gelinceye kadar devam etti. Bir gun ona melek gelip:
"Oku!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Ben okuma bilmiyorum!" cevabini verdi. (Aleyhissalatu vesselam hadisenin gerisini soyle anlatir: "Ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni tutup kucakladi, takatim kesilinceye kadar sikti. Sonra birakti. Tekrar:
"Oku!" dedi. Ben tekrar:
"Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa kucaklayip takatim kesilinceye kadar sikti. Sonra tekrar birakti ve: "Oku!" dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alip, ucuncu sefer takatim kesilinceye kadar sikti. Sonra birakti ve:
"Yaratan Rabbinin adiyla oku! O, insani bir kan pihtisindan yaratti. Oku! Rabbin kerimdir, o kalemle ogretti. Insana bilmedigini ogretti" (Alak 1-5) dedi."
Resulullah aleyhissalatu vesselam bu vahiyleri ogrenmis olarak dondu. Kalbinde bir titreme (bir korku) vardi. Hatice'nin yanina geldi ve:
"Beni ortun, beni ortun!" buyurdu. Onu orttuler. Korku gidinceye kadar oyle kaldi. (Sukunete erince) Hz. Hatice radiyallahu anha'ya, basindan gecenleri anlatti ve:
"Nefsim hususunda korktum!" dedi. Hz. Hatice de:
"Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rusvay etmeyecektir. Zira sen, sila-i rahimde bulunursun, dogru konusursun, isini goremeyenlerin yukunu tasirsin. Fakire kazandirirsin. Misafire ikram edersin. Hak yolunda zuhur eden hadiseler karsisinda (halka) yardim edersin!" dedi. Sonra Hz. Hatice, Aleyhissalatu vesselam'i alip Varaka Ibnu Nevfel Ibni esed Ibni Abdi'l-Uzza Ibni Kusay'a goturdu. Bu zat, Hz. Hatice'nin amcasinin oglu idi. Cahiliye devrinde hiristiyan olmus bir kimseydi. Ibranice (okuma) yazma bilirdi. Incil'den, Allah'in diledigi kadarini Ibranice olarak yazmisti. Gozleri ama olmus yasli bir ihtiyardi. Hz. Hatice kendisine:
"Ey amcamoglu! Kardesinin oglunnu bir dinle, ne soyluyor!" dedi. Varaka Aleyhissalatu vesselam'a:
"Ey kardesimin oglu! Neler de goruyorsun?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam gorduklerini anlatti. Varaka da O'na:
"Bu gordugun melektir. O Hz. Musa'ya da inmistir. Keske ben genc olsaydim (da sana yardim etseydim); keske, kavmin seni surup cikardiklari vakit hayatta olsaydim!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Onlar beni buradan surup cikaracaklar mi?" diye sordu. Varaka:
"Senin getirdigin gibi bir din getiren hic kimse yok ki, O'na husumet edilmemis olsun! O gununu gorursem, sana muessir yardimda bulunurum!" dedi. Ancak cok gecmeden Varaka vefat etti ve vahiy de fetrete girdi (Kesildi)."
Buhari, Bed'u'l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, Alak Ta'bir 1; Muslim, Iman 252, (160); Tirmizi, Menakib 13, (3636).

5528 - Yahya Ibnu Ebi Kesir anlatiyor: "Ebu Seleme Ibnu Abdirrahman'a Kur'an'dan ilk inenin ne oldugunu sordum.
"Ya eyyuhe'l-Muddessir (ey ortusune burunmus)! (suresi)dir!" dedi. Ben:
"Iyi ama, baskalari ilk inenin Ikra'bismi Rabbikellezi halak (suresi) dir diyorlar" dedim. Bunun uzerine Ebu Seleme:
"Ben bu hususta Hz. Cabir radiyallahu anh'a sormustum. O bana:
"Sana, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soylediginden baska bir sey soylemeyecegim. Aleyhissalatu vesselam:
"Bir ay kadar Hira magarasina mucavir oldum (itikafa girdim). Mucaveretimi (itikafimi) tamamlayinca, dagdan indim. Derken bana bir seslenen oldu. Sagima baktim, hicbir sey gormedim. Soluma baktim, yine bir sey gormedim. Arkama baktim bir sey gormedim. Derken basimi kaldirdim, bir sey gordum, ama (bakmaya) dayanamadim. Hemen Hatice'nin yanina geldim:
"Beni ortun!" dedim. Derken su ayetler nazil oldu. (Mealen): "Ey ortusune burunen! Kalk! (Insanlari ahiretle) korkut! Rabbini buyukle, elbiseni temizle. Pislikten kacin.." (Muddessir suresi). Bu vahiy namaz farz kilinmazdan onceydi."
Buhari, Bed'u'l-Vahy, Bed'ul-Halk 6, Tefsir, Muddessir, Tefsir, Alak, Edeb 118; Muslim, iman 257, (161).

5529 - Hz. Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a vahiy indigi zaman, yuzunun yakinlarinda ari ugultusu gibi bir ses isitilirdi. Bir gun, O'na vahiy indirildi. Bir muddet oyle kaldi. Sonra o hal acildi. O da Mu'minun suresinden ilk on ayeti okudu:
"Mu'minler kurtulusa ermis, umduklarina kavusmuslardir. Onlar namazlarini Allah'tan korkarak, hurmet ve tevazu icinde ve tadil-i erkan ile kilarlar. Onlar dunya ve ahiretlerine faydasi dokunmayan her turlu seyden yuz cevirirler. Onlar nail olduklari her turlu nimetin zekatini aksatmadan verirler. Onlar namuslarini korurlar. Ancak hanimlarina ve cariyelerine karsi mustesna; bunlarla olan yakinliklarindan dolayi kinanmazlar. Kim helal sinirini asarak bunlarin otesine gecmek isterse, iste oyleleri haddini asmis olanlardir. O mu'minler ki, Allah'a ve kullara karsi olan emanet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sozlerinde dururlar. Onlar namazlarini devamli olarak, vaktinde ve sartlarina riayet ederek kilarlar. Iste onlar varislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine varis olurlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardir" (Mu'minun, 1-11).
Arkadan dedi ki: "Kim bu on ayeti yerine getirirse cennete girer."
Sonra kibleye yoneldi ve ellerini kaldirip:
"Allahim (hayrimizi) artir, bizi (iyilik yonuyle) noksanlastirma. Bize ikram et, zillete dusurme. Bize ihsanda bulun, mahrum etme. Bizi tercih et, (dusmanlarimizi) bize tercih etme. Allahim, bizi razi kil, bizden de razi ol!" buyurdular."
Tirmizi, Tefsir, Mu'minun, (3172).

5530 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a inen en son ayet Riba ayetidir."
Buhari, Bakara 53)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5531 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, hacc mevsiminde vakfe mahallinde kendini hacilara arzediyor: "Beni kavmine goturecek bir kimse yok mu? Kureys, Rabbimin kelamini teblig etmeme mani oldu" diyordu."
Ebu Davud, Sunnet 22, (4734); Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 24, (2926).

ISRA

5532 - Hz. Enes radiyallahu anh Malik Ibnu Sa'sa'a radiyallahu anh'tan naklen anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, onlara, Mirac'a goturuldugu geceden anlatarak demistir ki:
"Ben Ka'be'nin avlusunda Hatim kisminda -belki de Hicr'da demisti- yatiyordum. -Bir rivayette su ziyade var: Uyku ile uyaniklik arasinda idim.- Derken bana biri geldi, suradan suraya kadar (gogsumu) yardi. -Bu sozuyle bogaz cukurundan kil biten yere kadar olan kismi kasdetti.- Kalbimi cikardi. Sonra bana, icerisi imanla (ve hikmetle) dolu, altindan bir kab getirildi. Kalbim (cikarilip su ve zemzem ile) yikandi. Sonra icerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten buyuk katirdan kucuk beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak'ti. On ayagini gozunun gittigi en son noktaya koyarak yol aliyordu. Ben onun uzerine bindirilmistim. Boylece Cibril aleyhisselam beni goturdu. Dunya semasina kadar geldik. Kapinin acilmasini istedi.
"Gelen kim?" denildi.
"Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed aleyhissalatu vesselam!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelistir!" denildi.
Derken kapi acildi. Kapidan gecince, orada Hz. Adem aleyhisselam'i gordum.
"Bu babaniz Adem'dir! Selam ver O'na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamima mukabele etti. Sonra bana:
"Salih evlad hos gelmis, salih peygamber hos gelmis!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yukseltti ve ikinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti gonderildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dediler. Derken bize kapi acildi. Iceri girince, Hz. Yahya ve Hz. Isa aleyhimasselam ile karsilastim. Onlar teyze ogullariydi. Hz. Cebrail:
"Bunlar Hz. Yahya ve Hz. Isa'dirlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamima mukabelede bulundular. Sonra:
"Hos geldin salih kardes, hos geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail beni ucuncu semaya cikardi. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Yanindaki kim?" denildi.
"Muhammed'dir!" dedi.
"Ona Mirac daveti gitti mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Kapi bize acildi. Iceri girince Hz. Yusuf aleyhisselam'la karsilastik. Cebrail:
"Bu Yusuf'tur! Ona selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamima mukabele etti. Sonra:
"Salih kardes hos gelmis, salih peygamber hos gelmis!" dedi. Sonra Cebrail beni dorduncu semaya cikardi. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac davetiyesi indi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dediler. Kapi acildi. Iceri girdigimizde, Hz. Idris aleyhisselam ile karsilastik. Hz. Cebrail:
"Bu Idris'tir, ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamima mukabele etti. Sonra bana:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yukseltti. Besinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Kim bu gelen?" denildi.
"Ben Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Kapi acildi. Iceri girince, Harun aleyhisselam ile karsilastik. Cebrail aleyhisselam:
"Bu Harun aleyhisselam'dir. Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamima mukabelede bulundu ve:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Sonra Cebrail beni yukseltti ve altinci semaya geldik. Kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Ben Cibril!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" dendi. Kapi acildi. Iceri girince, Hz. Musa aleyhisselam ile karsilastik. Hz. Cebrail:
"Bu Hz. Musa'dir! Ona selam ver!" dedi. Ben selam verdim, o da selamima mukabelede bulundu. Sonra:
"Salih kardes hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi. Ben onu gecince agladi. Kendine: "Niye agliyorsun?" denildi.
"Cunku dedi, benden sonra bir delikanli peygamber oldu. Onun ummetinden cennete gidecekler benim ummetimden cennete gideceklerden daha cok!" dedi. Sonra beni yedinci semaya cikardi ve kapiyi caldi.
"Bu gelen kim?" denildi.
"Cibril'im!" dedi.
"Beraberindeki kim?" denildi.
"Muhammed!" dedi.
"Ona Mirac daveti indirildi mi?" denildi.
"Evet!" dedi.
"Hos gelmisler! Bu gelis ne iyi gelis!" denildi. Iceri girince, Hz. Ibrahim aleyhisselam ile karsilastik. Cebrail:
"Bu baban Ibrahim'dir, ona selam ver!" dedi. ben selam verdim. O da selamima mukabele etti. Sonra:
"Salih oglum hos geldin, salih peygamber hos geldin!" dedi.
Sonra Sidretu'l-Munteha'ya cikarildim. Bunun meyveleri (Yemen'in) Hecer testileri gibi iri idi, yapraklari da fil kulaklari gibiydi. Cebrail aleyhisselam bana:
"Iste bu Sidretu'l-Munteha'dir!" dedi.
Burada dort nehir vardi: Ikisi batini nehir, ikisi zahiri nehir.
"Bunlar nedir, ey Cibril?" diye sordum. Hz. Cebrail:
"Su iki batini nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanlarin biri Nil, digeri Firat'tir!" dedi. Sonra bana el-Beytu'l-Ma'mur yukseltildi. Sonra bana bir kabta sarap, bir kapta sut, bir kapta da bal getirildi. Ben sutu aldim. Cebrail aleyhisselam:
"Bu (aldigin), fitrat(a uygun olan)dir, sen ve ummetin bu fitrat (yaratilis) uzerindesiniz!" dedi.
Resulullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her gunde elli vakit olmak uzere namaz farz kilindi. Oradan geri dondum. Hz. Musa aleyhisselam'a ugradim. Bana:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Gece ve gunduzde elli vakit namazla!" dedim.
"Ummetin, her gun elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden once insanlari tecrube ettim. Beni Israil'e muamelelerin en siddetlisini uyguladim (muvaffak olamadim). Sen cabuk Rabbine don, bunda ummetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen dondum (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselam'a tekrar ugradim. Yine:
"Ne ile emrolundun?" dedi.
"Benden on vakit namazi kaldirdi!" dedim.
"Rabbine don! Ummetin icin daha da azaltmasini iste!" dedi. Ben dondum. Rabbim benden on vakit daha kaldirdi. Donuste yine Musa aleyhisselam'a ugradim. Ayni seyi soyledi. Ben, bes vakitle emrolunmama kadar bu sekilde Hz. Musa ile Rabbim arasinda gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa'ya ugradim. Yine:
"Ne ile emredildin?" dedi.
"Her gun bes vakit namazla!" dedim.
"senin ummetin her gun bes vakit namaza da takat getiremez. Rabbine don, hafifletme talep et!" dedi.
"Rabbimden cok istedim. Artik utaniyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben bes vakte raziyim. Allah'in emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselam'i gecer gecmez bir munadi (Allah adina) nida etti:
"Farzimi kesinlestirdim, kullarimdan hafiflettim de!"
Bir rivayette su ziyade geldi: "Namazlar (gunde) bestir. Ve onlar ellidir de. Indimde hukum degismez artik!"
Buhari, bed'u'l-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakibu'l-Ensar 42; Muslim, Iman 264 (164); Tirmizi, Tefsir, Insirah, (3343); Nesai, Salat 1, (1, 217-218).

5533 - Nesai'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bes vakit namazla gonderilince, Hz. Musa aleyhisselam kandisine:
"Rabbine don! Daha da azaltmasini talep et. Cunku, Beni Israil'e iki namaz farz etmisti, onlari kilmadilar!" dedi. Bunun uzerine aziz ve celil olan Rabbime tekrar donup daha da hafifletmesini istedim. Rabb Teala su cevabi verdi:
"Semavat ve arzi yarattigim zaman ben sana ve ummetine elli vakit namaz yazmistim. Oyleyse elli olan bestir. Sen ve ummetin bunlari kilin!" Boylece anladim ki, bu bes vakit namaz Rabbim Teala'dan kesin bir emirdir. Hemen Hz. Musa'ya dondum. O yine "Don!" dedi. Fakat ben, artik geri donmedim."
Nesai, Salet 1, (1, 223,-224).

5534 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kureys beni tekzib ettigi vakit, Hicr'da dogruldum. Allah Teala hazretleri Beytu'l-Makdis'i bana tecelli ettirdi. Ben onlara onun alametlerini birer birer haber vermeye basladim. Hem Beytu'l-Makdis'e bakiyor hem de haber veriyordum."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 41, Tefsir, Isra 3; Muslim, Iman 276, (170); Tirmizi, Tefsir, Beni Israil, (3132).

5535 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Isra gecesinde Hz. Musa'ya ugradim. Kirmizi kum tepesinin yanindaki kabrinde namaz kiliyordu."
Muslim, Fezail 164, (2375); Nesai, Kiyamu'l-Leyl 15, (3, 215).

HZ. PEYGAMBER'IN GAYBTAN HABER VERMESI

5536 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kisra olunce, ondan sonra baska kisra yoktur. Kayser de oldu mu ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksiniz."
Buhari, Menakib 25, Humuz 8, Eyman 3; Muslim, Fiten 77, (2919).

5537 - Adiyy Ibnu Hatim radiyallahu anh anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iken bir adam geldi ve fakirlikten sikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol kesilmesinden sikayet etti. (Aleyhissalatu vesselam bana donerek:)
"Ey Adiyy dedi, sen Hire sehrini gordun mu?"
"Hayir gormedim, ancak isittim!" dedim. Bunun uzerine:
"Eger omrun biraz uzarsa, devesine binen bir kadinin Hire'den (tek basina) kalkip Ka'be'yi tavaf edecegini mutlaka goreceksin. O bu seyahatini yaparken Allah'tan baska hicbir seyden korkmayacak!"
Adiyy der ki: "Icimden, kendi kendime: "Memlekete dehset sacan Tayy eskiyalari nereye gidecek?" dedim. Resulullah sozlerine devam etti:
"Eger omrun olursa Kisra'nin hazinelerinin de fethedildigini goreceksin!"
"Kisra Ibnu Hurmuz mu?" diye araya girdim.
"Evet Ibnu Hurmuz olan kisra!" buyurdu ve devam etti:
"Eger hayatin uzarsa mutlaka goreceksin: "Kisi eli altin ve gumus parayla dolu oldugu halde bunu tasadduk etmek uzere fakir arayacak fakat kendinden onu kabul edecek bir tek adam bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gun gelecek aranizda herhangi bir perde, bir tercuman olmaksizin Allah'la karsilasacaksiniz. O zaman Allah Teala hazretleri:
"Sana teblig getiren bir peygamber gondermedim mi?" diye soracak. Muhatabi: "Evet gonderdin!" diyecek. Rabb Teala:
"Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul:
"Evet! Ey Rabbim, verdin!" deyip sagina bakacak, cehennemden baska bir sey gormeyecek, soluna bakacak cehennemden baska bir sey gormeyecek."
Adiyy der ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Bir hurmanin yarisi da olsa onu sadaka olarak vererek atesten korunun! Kim yarim hurma bulamazsa guzel bir sozle korunsun!"
Yine Adiyy radiyallahu anh dedi ki:
"Ben Hire'den kalkip, Beytullah'i tavaf eden ve Allah'tan baska kimseden korkmayan yasli kadini gordum. Kisra Ibnu Hurmuz'un hazinelerini fethedenler arasinda ben bizzat bulundum. Eger sizlerin omru uzun olursa mutlaka, Ebu'l-Kasim aleyhissalatu vesselam'in su soyledigini de goreceksiniz: "Kisi, eli altin veya gumusle dolu olarak cikacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek adam bulamayacak."
Buhari, Menakib 25).

5538 - Hz. Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizler Misir'i fethedeceksiniz. Orasi (paraya) "kirat" denilen yerdir. Oranin halkina hayir tavsiye edin. Onlarin bir zimmet, bir de rahim (hakki) vardir."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 226, (2543).

5539 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri yeryuzunu benim icin durup topladi, ben de dogusunu da batisini da gordum. Ummetimin mulku, bana gosterilen yerlere kadar uzanacaktir. bana iki hazine verildi: Kirmizi ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ummetimi umumi bir kitlikla helak etmemesini, ummetime kendi nefislerinden baska bir dusman musallat edip cogunlugu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim.
Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime soyle cevap verdiler:
"Ey Muhammed! Bir hukum verdim mi artik o geri alinmaz. ben senin ummetine "Onlari umumi bir kitlikla helak etmeyecegim, kendileri disinda, cogunu helak edecek bir dusman da musallat etmeyecegim, hatta yeryuzunun her tarafinda bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarinda birbirlerini helak edecekler."
Muslim, Fiten 19, (2889); Tirmizi, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252).

5540 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun: "Haliniz var mi?" diye sordular.
"Bizde hali da nasil olsun?" dedim.
"Surasi muhakkak ki o da olacak!" buyurdular. Nitekim dedigi gibi oldu. Gun geldi ben hanimima (israf ve mekruh addettigim icin):
"Su halini benden bari uzak tut!" diye cikistigim vakit:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Sizlerin de halilari olacak!" dememis miydi?" diye karsilik verdi."
Buhari, Menakib 25, Nikah 62; Muslim, Libas 39; Ebu Davud, Libas 45, (4145); Tirmizi, Edeb 26, (2775); Nesai, Nikah 83, (6, 136)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5541 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muhakkak ki, Allah bu ummet icin, her yuz senenin basinda, kendisine dini tecdid edecek kimse(ler) gonderecektir."
Ebu Davud, Melahim 1, (4391).

5542 - Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam aramizda dogrulup, o gunden Kiyamet'e kadar olacak her seyden bahsetti. Onu belleyen belledi ve unutan da unuttu. Su arkadaslarim da bunu bilirler. (Resulullah'in haber verdigi ve fakat) unutmus oldugum o seylerden biri vukua gelip gorunce, oylesine canli hatirliyorum ki, tipki, kisinin gordugu bir sahsin yuzunu, o sahis kaybolunca hatirlamadigi halde bilahare karsilasinca hemen taniyivermesi gibi."
Buhari, Kader 4; Muslim, Fiten 23, (2891); Ebu Davud, Fiten 1, (4240).

5543 - Yine Huzeyfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Kiyamet'e kadar gelecek her seyi bana haber verdi. Onlardan her ne varsa Aleyhissalatu vesselam'a sordum. sadece "Medine halkini Medine'den kim cikaracak?" bunu sormadim."
Muslim, Fiten 24,. (2891).

5544 - Amr Ibnu Ahtab el-Ensari radiyallahu anh anlatiyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam bir gun bize sabah namazini kildirip minbere cikti. Ogle vakti girinceye kadar hitap etti. Sonra minberden inip namaz kildi. Tekrar minbere cikip ikindi vakti girinceye kadar bize hitap etti. Inip ikindiyi kildi, sonra tekrar minbere cikti, gunes batincaya kadar bize konustu. Bu konusmalarda Kiyamet gunune kadar olacak (hadisati) bize haber verdi. Bunlari en iyi bilenimiz, en belleyisli olanimizdir."
Muslim, Fiten 25, (2892).

5545 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Hayber fethedildigi zaman, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a zehir katilmis bir koyun (kizartmasi) hediye edildi. Aleyhissalatu vesselam:
"Yahudilerden burada olanlari bana toplayin!" emrettiler ve derhal toplanip getirildiler.
"Size bir sey sorsam dogru soyleyecek misiniz?" buyurdu. Onlar:
"Evet!" deyince: "Babaniz kimdir?" buyurdu.
"Falancadir!" dediler.
"Yalan soylediniz, bilakis babaniz falandir!" buyurdu.
"Dogru soyledin!" dediler.
"Onceki gibi bana dogru soyleyecek misiniz?" diye tekrar sordu.
"Evet! Zaten biz sana yalan soylesek sen onu anlayacaksin, tipki babamiz hakkindakini anladigin gibi" dediler.
"Cehennem ehli kimdir?" dedi.
"Biz orada az kalacagiz. Orada bize siz halef olacaksiniz!" dediler.
"Defolun! Vallahi biz ebediyyen size cehennemde halef olmayacagiz!" buyurdu. Sonra da:
"Size bir sey sorsam bana dogru soyleyecek misiniz?" buyurdu.
"Evet!" dediler.
"Bu koyuna zehir koydunuz mu, koymadiniz mi?" dedi.
"Evet, koyduk!" dediler.
"Pekiyi bunu niye yaptiniz?" buyurdu.
"Yalanci (bir peygamber) isen, senden kurtulmayi arzu ettik. Hakiki bir peygamber isen, bu zehir sana asla zarar vermez!" dediler."
Buhari, Cizye 7.

5546 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hanimlarindan bazilari: "Ey Allah'in Resulu! Hangimiz sana daha cabuk kavusacak?" diye sordular. O da:
"Kolu en uzun olaniniz!" diye cevap verdi. Onlar da bir karis alip kollarini olctuler. En uzun kollusu Sevde idi. Bilahare anladik ki, kolunun uzunlu (ndan murad) sadaka imis. Zaten o sadaka vermeyi severdi. Ilk once o, Aleyhissalatu vesselam'a kavusmustu."
Buhari, Zekat 11; Nesai, Zekat 59, (5, 66, 67).

5547 - Muslim'in diger bir rivayeti soyledir: "Bana kavusmada en cabugunuz kolu en uzun olaninizdir!"
Hz. Aise devamla der ki: "Kol yonuyle kim daha uzun diye uzunluk olcusmesi yaptilar. En uzunumuz Zeyneb (Bintu Cahs) idi. Cunku o, eliyle calisir ve kazandigini sadaka olarak fukaraya verirdi."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 101, (2452).

5548 - Hilal Ibnu Amr anlatiyor: "Hz. Ali radiyallahu anh'i dinledim. Demisti ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Maveraunnehr'den bi adam cikacak, ona el-Haris Harras (ciftci) (el-Haris Ibnu Harras) denecek. (Ordusunun) onunde Mansur denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed icin (maliyla, hazineleriyle, silahiyla zemin) hazirlayacak, hilafeti mumkun kilacaktir. Tipki Kureys'in Resulullah aleyhissalatu vesselam'a mumkun kildigi gibi. Ona yardimci olmak her muslumana vacib olmustur -veya ona icabet etmesi vacip olmustur" dedi-"
Ebu Davud, Mehdi 1, (2452).

5549 - Ibnu Ebi Kesir anlatiyor: Ebu Sehm radiyallahu anh dedi ki:
"Bana (Medine'de) bir kadin ugramisti. Bogrunden tuttum, sonra saldim. Sabahleyin Aleyhissalatu vesselam halktan biat almaya basladi. Yanina ben de gittim.
"Dun kidini tutan degil misin sen?" diye sordular.
"Evet! Ama bir daha yapmayacagim ey Allah'in Resulu!" dedim. Benim biatimi da aldi." (Rezin tahric etmistir. Hadis, Ahmed Ibnu Hanbel'in Musned'inde mevcuttur (5, 293).

CANSIZLARIN RESULULLAH'A KONUSMALARI, BOYUN EGMELERI

5550 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'la Mekke'de idim. Beraberce bir tarafina gitmistik. Onun karsisina cikan her agac, her dag ona selam veriyor ve: "Allah'in selami uzerine olsun ey Allah'in Resulu!" diyordu."
Tirmizi, Menakib 8, (3630)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5551 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Mekke'de bir tas var, peygamberlik geldigi zaman gunler boyu bana velam verdi, su anda o tasi biliyorum."
Muslim, Fezail 2, (2277); Tirmizi, Menakib 7, (3628).

5552 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir bedevi gelerek Aleyhissalatu vesselam'a:
"Senin Allah elcisi oldugunu ne ile bileyim?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Hurma agacindan su salkimi cagirmamla. O benim Allah'in elcisi olduguma sehadet eder!" dedi ve onu cagirdi. Salkim, agactan inmeye basladi. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina dustu ve: "Selam senin uzerine olsun ey Allah'in Resulu!" dedi. Sonra Aleyhissalatu vesselam ona:
"Haydi yerine don!" emrettiler. Salkim yerine dondu ve eski yerine kaynadi. Bedevi (bu manzara karsisinda) musluman oldu."
Tirmizi, Menakib 9, (3632).

5553 - Ma'n Ibnu Abdirrahman anlatiyor: "Babam merhumu dinledim. Diyordu ki:
"Mesruk'a sordum: "Kur'an'i dinledikleri gece, cinleri(n geldigini) Resulullah aleyhissalatu vesselam'a haber verdi?" Bana su cevabi verdi: "Baban, yani Ibnu Mes'ud bana bildirdi ki: "Onlarin yani cinlerin geldigini bir agac haber verdi."
Buhari, Menakibu'l-Ensar 32; Muslim, Salet 153, (450).

5554 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir hurma kutugune dayanarak hitapta bulun(ur)du. (Duyulan ihtiyac uzerine) ona bir minber yaptilar, onun uzerinde hutbe vermeye basladi. Hurma kutugu (Aleyhissalatu vesselam'in kendisini terketmesi uzerine) bir deve inleyisi gibi inleyip aglamaya basladi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam minberden inip kutugu meshedip oksadi. Kutuk inlemeyi birakip sukunet buldu."
Tirmizi, Menakib 9, (3631).

YIYECEK VE ICECEKLERIN ARTIP BEREKETLENMESI

5555 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i ikindi namazinin vakti girince gordum. Halk abdest alacak su ariyordu, bulamadilar. Resulullah aleyhissalatu vesselam'a abdest suyu getirildi. Hemen elini icine koydu ve halka ondan abdest almalarini emretti. Enes der ki: "Ben suyun parmaklarinin altindan kaynadigini gordum. Halk en sonuncuya varincaya kadar abdestini aldi."
Buhari, Vudu 32, Menakib 25; Muslim, Fezail 5, (2279); Muvatta, Taharet 32, (1, 32); Nesai, Taharet 61, (1, 60); Tirmizi, Menakib 12, (3635).

5556 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Hudeybiye gunu, halk susadi. Aleyhissalatu vesselam'a geldiler. Resulullah'in onunde deriden mamul bir su kabi vardi, abdest aldi. Halk ona dogru sokuldu. Bunun uzerine:
"Neyiniz var?" diye sordu.
"Yanimizda abdest almaya ve icmeye onunuzdekinden baska suyumuz kalmadi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam, derhal ellerini kaba koydu. Derken, parmaklarinin arasindan su kaynamaya basladi, tipki gozelerin kaynamasi gibiydi. Hepimiz ondan ictik."
Hz. Cabir'e: "O gun kac kisiydiniz?" denildi.
"Eger, dedi biz yuzbin de olsak su yetecekti, ama biz binbesyuz kisi idik" cevabini verdi."
Buhari, Menakib 25, Megazi 35, Tefsir, Feth 5, Esribe 31; Muslim, Imaret 67, (1856).

5557 - Hz. Bera radiyallahu anh'tan rivayete gore demistir ki:
"Siz Fetih deyince Mekke'nin fethini anliyorsunuz. Evet Mekke'nin fethi bir fetihtir. Ancak biz sahabiler, fetih deyince, Hudeybiye gunundeki Bey'atu'r-Ridvan'i anlardik. Biz o zaman, Aleyhissalatu vesselam'in yaninda bindortyuz kisi idik. Hudeybiye bir kuyu(nun adi)dir. Biz o kuyunun suyunu tamamen aldik, tek damla birakmadik. Bu durum aleyhissalatu vesselam'a ulasmisti. Derhal kuyunun yanina geldi, kenarina oturup bir kap su istedi. Elini yikadi, agzina su alip (kuyuya puskurttu) ve dua etti. Sonra suyu kuyuya doktu. ("Onu bir muddet terkedin" dedi.) Biz kuyuyu terkedip biraz uzaklastik. Az sonra kuyu bize ve bineklerimize yetecek kadar su saldi."
Buhari, Enbiya 25, Megazi, 35.

5558 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'in mucizelerini bereket addederdik, siz ise onlari bir korkutma vesilesi sayiyorsunuz. Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte bir seferde bulunuyorduk. Suyumuz azaldi.
"Bana (bir parca) artik su arayin!" buyurdular. Icerisinde azicik su bulunan bir kap getirdiler. Aleyhissalatu vesselam elini icine soktu ve:
"Haydi temiz, mubarek suya gelin. Bereket Allah Teala hazretlerindendir!" buyurdular. Yemin olsun, suyun, parmaklarinin arasindan kaynadigini gordum. Vallahi biz, yenmekte olan taamin tesbihini isitirdik."
Buhari, Menakib 25; Tirmizi, Menakib 14, (3637); Nesai, Taharet 61, (1, 60).

5559 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'la beraber bir seferde idik. Derken bir ara halkin azigi tukendi. Bineklerinden bazisini kesmek istediler. Hz. Omer, (Aleyhissalatu vesselam'a muracaat ederek):
"Ey Allah'in Resulu! Ben cemaatin geri kalan yiyeceklerini toplasam da sen onlar uzerine -bereketlenmeleri icin- dua ediversen daha iyi olur, bineklerimizi kesmeyiz)!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da oyle hareket etti. Bugdayi olan bugdayini, hurmasi olan hurmasini, (hurma) cekirdegi olan da cekirdegini getirdi."
"Cekirdekle ne yapiyorlardi?" diye sorulunca acikladi:
"Halk onu emiyor, uzerine de su iciyorlardi. Resulullah dua buyurdu. (Taam oylesine bereketlendi ki) herkes azik kaplarini yiyecekle doldurdu. (Aleyhissalatu vesselam bu ilahi ikram karsisinda:) "Sehadet ederim ki Allah'tan baska ilah yoktur ve ben O'nun resuluyum. Bu iki kaziyede supheye dusmeden Allah'a kavusan cennete gidecektir" buyurdu."
Muslim, Iman 44, (27).

5560 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Hendek'in kazilmasi sirasindaydi. Aleyhissalatu vesselam'in cok aciktigini gordum. Hanimima gelerek:
"Yaninda yiyecek bir sey var mi, Aleyhissalatu vesselam'i cok acikmis gordum" dedim. Icerisinde bir sa' kadar arpa bulunan bir dagarcik cikardi. Bizim, evcillesmis bir koyuncugumuz vardi. Zevcem koyunu kesti, arpayi da oguttu. Ben isimi bitirinceye kadar o da bitirdi. Koyunu onun comlegine parcaladim. Sonra Aleyhissalatu vesselam'in yanina dondum. Hanimim:
"Sakin beni Resulullah aleyhissalatu vesselam'a karsi mahcup etmeyesin!" dedi. Ben, Aleyhissalatu vesselam ve beraberindekilerin yanina geldim ve gizlice:
"Ey Allah'in resulu! Bir hayvancagizimiz vardi kestik, evde bulunan bir sa' kadar arpayi da oguttuk. Haydi siz ve beraberinizdekiler bize buyurun!" dedim. Ama Resulullah yuksek sesle:
"Ey Hendek halki! Cabir size ziyafet hazirlamis! Haydi buyurun!" diye bagirdi. (Bana da):
"Ben gelinceye kadar tencereyi ocaktan indirmeyin, hamurunuzu da ekmek yapmayin!" buyurdular. Ben (eve) geldim. Halktan once Resulullah aleyhissalatu vesselam geldi. Ben hanimima ugramistim. Bana:
"Yaptigini gordun mu, (beni mahcup edeceksin), alacagin olsun" dedi. Ben de: "Senin soyledigini yaptim" dedim. Hemen hamuru cikardim. Aleyhissalatu vesselamicine tukrugunden koydu ve bereketle dua etti, sonra tencereye yoneldi, ona da tukruk koyup bereketle dua etti. Sonra zevceme:
"Ekmek yapacak bir kadin cagir, seninle ekmek yapsin! Tencereden de kepceyle al, onu ocaktan indirme!" diye talimat verdi. Gelenler bin kadardi. Allah'a yemin olsun hepsi de (doyuncaya kadar) yedi ve sofradan ayrildi. Tenceremiz, oldugu gibi kayniyordu. Hamurumuz ise, ekmek yapiliyor oldugu halde aynen (eksiksiz) duruyordu."
Buhari, Megazi 29, Cihad 188; Muslim, Esribe 141, (2039)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5561 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Bir gun, elimde birkac hurma oldugu halde Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam'in yanina geldim ve: "Ey Allah'in Resulu, sunlara bereketle bir dua ediverin!" dedim. Hemen onlari bir araya getirip, sonra onlarin bereketi icin bana dua etti. Sonra:
"Bunlari al, su erzak kabina koy. Her ne zaman bundan bir sey almak isteyince, elini icine daldir ve al. Sakin, icindekileri dokup dagitma!" buyurdular. Ben de oyle yaptim. Ben bundan su su kadar vask miktarinda Allah yolunda tasaddukta bulundum. Ayrica biz ondan hem kendimiz yedek hem de baskalarina yedirdik. Onu belimden hic ayirmadim. Bu hal, Hz. Osman'in sehid edildigi gune kadar devam etti. O zaman koptu. (Rezin su ilavede bulundu: "ve dustu, buna cok uzuldum."
Tirmizi, Menakib, (3838).

RESULULLAH'IN DUASININ MAKBUL OLMASI

5562 - Hz. Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Ka'be'nin yaninda namaz kilarken, Ebu Cehl ve arkadaslari da orada oturuyorlardi. Bir gun oncesi bir deve kesilmisti. Ebu Cehl arkadaslarina: "Falan ailenin kestigi devenin iskembesini kim getirip, secdeye gidince Muhammed'in omuzlari arasina birakacak?" dedi. Oradakilerin en bedbahti firlayip, iskembeyi kaptigi gibi, Aleyhissalatu vesselam secdeye kapaninca iki omuzu arasina birakti. Buna hepsi gulduler, (keyflerinden) birbirlerinin uzerine egilmeye basladilar. Ben (biraz uzaklarinda) ayakta durmus onlara bakiyordum. Eger bir destekcim olsaydi onu sirtindan atardim. Resulullah secdede idi, basini kaldirmiyordu. Derken biri kalkip Hz. Fatima radiyallahu anha'ya haber verdi. O, henuz kucuk bir kizcagizdi geldi, iskembeyi sirtindan yere atti. Sonra onlara yonelip, hakaretler savurdu. Aleyhissalatu vesselam namazini tamamlayinca, sesini yukseltti ve hepsine bedduada bulundu. Resulullah dua etti mi uc kere tekrar ederdi, bir sey isteyince de uc kere isterdi. Namazi bitince:
"Allah'im, Kureys (in helakini) sana havale ediyorum!" dedi ve uc kere tekrar etti. Resulullah'in sesi kulaklarina gelince, onlardan gulme gitti. Duasindan korkuya dustuler. (Beddua edince bu onlara cok agir geldi. Zira onlar, bu beldede yapilan dualarin kabul edildigini biliyorlardi.) Sonra Resulullah:
"Ey Allah'im, Ebu Cehl Ibnu Hisam'i, Utbe Ibnu Rebi'a'yi, Seybe Ibnu Rebi'a'yi, Velid Ibnu Utbe'yi, Umeyye Ibnu Halef'i, Utbe Ibnu Ebi Muayt'in helaklerini sana havale ediyorum" dedi. bir yedinciyi de zikretmisti, aklimda tutamadim. Muhammed'i hak ile gonderen Zat-i Zulcelal'e yemin olsun, Resulullah'in ismen zikrettigi bu adamlari, Bedir gunu hep yerlere serilmis gordum. Bunlar, sonra da kuyuya, Bedir kuyusuna suruklenip atildilar."
Buhari, Vudu' 69, Salat 109, Cihad 98, Cizye 21, Menakibu'l-Ensar 29, Megazi, 7; Muslim, Cihad 107, (1794); Nesai, Taharet 192, (1, 161).

5563 - Hz. Cabir Ibnu Abdillah radiyallahu anh'in anlattigina gore, "Babasi oldugu zaman bir yahudiye otuz vask borc birakti. Hz. Cabir radiyallahu anh yahudiden, bu borcun odenmesi icin biraz muddet talep etti. Ancak yahudi, tehir kabul edmedi. Hz. Cabir, Aleyhissalatu vesselam'a gelerek, yahudi nezdinde sefaatci olmasini talep etti. Resulullah yahudiye, (bu otuz vasklik) borca bedel bir hurmaligin meyvesini almasi icin konustu. Yahudi kabul etmedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam hurmaliga girdi, icerisinde yurudu. Sonra Cabir'e:
"Hurmayi kes, ona borcunu (tamamiyla) ode!" buyurdu. Cabir hurmayi kesti, yahudiye otuz vask borcunu odedi. Geriye onyedi vask hurma da artti.
Cabir, durumu haber vermek uzere Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gitti. Aleyhissalatu vesselam ikindiyi kiliyordu. Namazi bitince fazlaligi haber verdi.
"Bunun Omer Ibnu'l-Hattab'a haber ver!" buyurdular. Ben de gidip ona soyledim. Omer: "Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam icinde yuruyunce hurmada bereket hasil olacagini anlamistim" dedi."
Buhari, Buyu 51, Istikraz 8, 9, 18, Sulh 13, Vesaya 36, Menakib 25, Megazi 18; Nesai, Vesaya 4, (6, 245, 246); Ebu Davud, Vesaya 17, (2884).

5564 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ben musrike annemi Islam'a davet ediyordum, fakat hep imtina ediyordu. Bir gun yine davette bulunmustum, bana Resulullah aleyhissalatu vesselam hakkinda hosuma gitmeyen sozler isittirdi. Aglayarak Aleyhissalatu vesselam'a gittim.
"Niye agliyorsun?" diye sordu.
"Ey Allah'in Resulu dedim, annemi Islam'a davet ediyordum, hep bana imtina etti. Bugun de ayni davette bulundum, bu sefer sizin hakkinizda hosuma gitmeyen sozler sarfetti. Ebu Hureyre'nin annesine hidayet vermesi icin Allah'a dua ediverin!" dedim.
Bu talebim uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Allahim! Ebu Hureyre'nin annesine hidayet et" buyurdular. Ben, Aleyhissalatu vesselam'in duasina sevinerek huzurlarindan ayrildim. Anneme geldigim zaman, kapiya yoneldim. Kapi kapaliydi. Annem ayak seslerimi isitti.
"Ebu Hureyre! Yerinde dur (iceri girme)!" diye seslendi. Ben su siriltilarini isittim, yikaniyordu. Yikandi, entarisini giydi, alelacele basortusunu koydu ve kapiyi acti.
"Sehadet ederim ki Allah'tan baska ilah yoktur, Sehadet ederim ki Muhammed Allah'in elcisidir!" diyordu. Ben hemen Resulullah aleyhissalatu vesselam'a dondum. Sevincten agliyordum.
"Ey Allah'in Resulu! Mujde dedim. Allah senin duani kabul buyurdu. Ebu Hureyre'nin annesine hidayet nasib etti!"
Aleyhissalatu vesselam Allah'a hamdetti ve hayirli sozler soyledi."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 158, (2491).

5565 - Ebu Zeyd Ibnu Ahtab anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam eliyle yuzumu oksadi ve bana dua etti."
Urve der ki: "Ben onu yuzyirmi sene kadar yasadiktan sonra gordum, yuzunde sayilabilecek kadar sayida beyaz kil vardi."
Tirmizi, Menakib 10, (3633).

5566 - Yezid Ibnu Ebi Ubeyd anlatiyor: "Ben, Seleme Ibnu'l-Ekva' radiyallahu anh'in bacaginda bir darbe izi gordum.
"Bu da ne?" diye sordum. Su aciklamayi yapti.
"Bana Hayber gunu isabet etmisti. Halk: "Seleme isabet aldi" diye bagirdi. Sonra Resulullah'a goturuldum. O yara uzerine uc kere nefes etti. Su ana kadar hic aci duymadim!"
Ebu Davud, Tibb 19, (3894).

RESULULLAH'IN EZA'DAN KORUNMASI

5567 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "(Bir gun) Ebu Cehl: "Muhammed, aranizda, hala yuzunu topraga surtuyor mu?" dedi.
"Evet" cevabini alinca:
"Lat ve Uzza'ya yemin olsun! Onu boyle yaparken gorursem boynuna ayaklarimla basacagim -veya: Ben de O'nun yuzunu yere batiracagim" dedi. Sonra bir gun, Resulullah namaz kilarken boynuna basmak uzere yaklasti. Fakat birdenbire O'nu birakip geri dondugunu ve elleriyle korundugunu gorduler.
"Sana ne oldu?" dediler.
"Benimle onun arasinda atesten bir hendek, korkunc bir sey ve birtakim kanatlar var!" cevabini verdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da:
"Eger bana yaklassaydi melekler onu uzuv uzuv kapip parcalayacakti!" buyurdu. Bunun uzerine Allah Teala hazretleri su ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Fakat insan, kendisini ihtiyactan uzak gorunce azginlasir. Donus ancak Rabbinedir. Allah'in kulunu namaz kilmaktan alikoyani gordun mu? Gordun mu o kafiri? Eger o dogru yol uzerinde olsa yahut kotulukten sakinmayi tavsiye etse daha hayirli olmaz miydi? Gordun mu o kafiri? Eger o yalanlayip haktan yuz cevirirse, Allah'in kendisini gordugunu bilmez mi? Andolsun ki, eger o inkar ve isyanina son vermezse, biz onu alnindan yakalayip cehenneme surukleriz. Zira o, pek yalancive gunahkar bir alindir. O kavmini yardima cagirsin. Biz de zebanileri cagiracagiz. Hayir sen ona aldirma, secde et ve Rabbine yaklas" (Alak-6-19).

5568 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte Necid istikametine gazveye ciktik. Resulullah'a ogle vakti, sik agacli bir vadide yetistik. Derken Aleyhissalatu vesselam bir agacin altina indi. Kilincini da dallardan birine asti. Askerler vadi icerisinde dagilip agaclarin golgelerine sigindilar.
Resulullah aleyhissalatu vesselam (bizi cagirdi. Yanina gelince, anlatti):
"Ben uyurken yanima bir adam geldi, kilincimi aldi. Derken derhal uyandim. Herif tepemde dikilmisti, elinde de kinindan siyrilmis kilinc vardi.
"Seni benden kim kurtarabilir?" dedi.
"Allah!" cevabini verdim. Derhal kilinci kinina soktu. Iste o, su oturan adamdir!" buyurdular. Aleyhissalatu vesselam (intikam maksadiyla) adama dokunmadi. O, kavminin lideri idi. Resulullah aleyhissalatu vesselam affedince, adamlarinin yanina dondu. Ayrilirken:
"Allah'a yemin olsun size karsi harb eden bir kavimle beraber olmayacagim!" dedi."
Buhari, Cihad 87, 84, Megazi 31, 32; Muslim, Musafirin 311, (843).

RESULULLAH'A SORULANLAR

5569 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a yahudilerden bir alim geldi.
"Ey Muhammed, Allah'in selami uzerine olsun!" dedi. Bunu der demez adami oyle bir ittim ki, nerdeyse yere yikilacakti.
"Beni niye ittin?" dedi.
"Niye ey Allah'in Resulu demiyorsun?" dedim.
"Ben O'nu, ailesinin kendine koydugu isimle cagiriyorum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Ailemin bana koydugu isim hakikaten Muhammed'dir!" buyurdu. Adam: "Size bir sey sormaya geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Sana soyledigim takdirde isine yarayacak mi?" dedi. Adam:
"Kulaklarimla dinlerim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Sor!" buyurdular. Adam:
"Kiyamet gunu, yer ve gokler baska bir yer ve gok olup kilik degistirdigi zaman, insanlar nerede olacaklar?" dedi. Resulullah:
"Koprunun (Sirat'in) onunde, karanlikta" buyurdular. Adam:
"Kopruyu ilk gecen kim olacak?" dedi.
"Muhacirlerin fakirleridir" buyurdu.
"Cennete girince onlara ne armagan edilecek?" dedi.
"Balik cigerinin ziyadesi!" buyurdular.
"Bunun arkasindan ne yiyecekler?" dedi.
"Onlara cennetin etrafinda otlayan cennet okuzu kesilecek!" buyurdular.
"Bunun ustune ne icecekler?" dedi.
"Selsebil denen cennetteki bir gozenin suyundan" buyurdular. Adam: "Dogru soyledin!" dedi ve ilave etti:
"Ben sana bir peygamber veya bir veya iki kisiden baska hic kimsenin bilemeyecegi bir sey sormak icin geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Soyledigim takdirde sana faydasi olacak mi?" buyurdular.
"Kulaklarimla dinlerim" dedi.
"Sor!" buyurdular.
"Sana cocuktan sorucagim" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Erkegin suyu beyazdir. Kadinin suyu ise saridir. Ikisi birlesir ve erkegin menisi kadinin menisine ustun gelirse Allah'in izniyle cocuk erkek olur. Kadinin menisi erkegin menisine ustun gelirse cocuk Allah'in izniyle kiz olur" buyurdular. Yahudi:
"Vallahi dogru soyledin! Sen gercekten hak peygambersin" dedi ve ayrildi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Bu adam bana soracagini sordu. Ben bunlardan birsey bilmiyordum. Ta ki Allah onlari bana bildirdi" buyurdular."
Muslim, Hayz 34, (315).

MUTEFERRIK MUCIZELER

5570 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Ay, Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda iki parcaya bolundu. Aleyhissalatu vesselam bunun uzerine: "Sahid olun!" buyurdu."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5571 - Bir diger rivayette "...Biz Mina'da Resulullah aleyhissalatu vesselam ile beraberken, ay iki parcaya ayrildi. Bir parcasi dagin arkasinda, bir parcasi dagin onunde idi. Bize: "Sahid olun!" buyurdu."
Buhari, Menakib 27, Menakibu'l-Ensar 36, Tefsir, Ihterebetu's-Sa-a 36; Muslim, Munafikun 44, (2800); Tirmizi, Tefsir, Kamer, (3281, 3283).

5572 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu!" dedim. Uhud'dan daha kotu bir gun yasadin mi?"
"Senin kavminden neler cektim neler. Onlardan en kotu hal Akabe gunu basima geldi. O zaman kendimi Ibnu Abdiyalil Ibni Abdi Kulal'e arzetmistim. Teklif ettigim seye musbet cevap vermedi. Ben de uzgun vaziyette yuzumun dogrultusunda yurudum. Karnu's-Se'alib nam mevkide kendime gelebildim ve basimi kaldirdim. Baktim ki, bir bulut bana golge yapiyor. Bir de ne goreyim, bulutun icerisinde Cibril aleyhisselam! Bana bagirdi ve:
"Allah Teala Hazretleri, kavminin sana neler soyledigini, seni nasil reddettigini isitti. Sana daglar melegini gonderdi, ta ki kavmin hakkinda diledigini emredesin!" dedi. Bunun uzerine daglar(a muekkel) melek bana seslenip, selam verdikten sonra:
"Ey Muhammed! Allah Teala Hazretleri, kavminin sana soyledigi sozu isitti. Ben daglar melegiyim. Allah beni sana diledigini emretmen icin gonderdi. Oyleyse haydi ne dilersen dile! Eger uzerlerine iki Ahseb'i kapamami dilersen kapayayim!" dedi."
Aleyhissalatu vesselam: "Hayir! Bilakis, Allah'in onlarin sulbunden Allah'a ihlasla ibadet edip hicbir seyi ortak kosmayacak kimseler cikarmasini dilerim" dedi."
Buhari, Bed'u'l-Halk 6, Tevhid 9; Muslim, Cihad 111, (1795).

5573 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Cinlerden bir ifrit, dun aksam, namazimi bozdurmak icin uzerime atildi. Allah ona galebe calmama imkan verdi. Ben de onu bogazindan yakaladim. Hatta onu, mescidin direklerinden birine baglamayi arzu ettim, ta ki sabah olunca hepiniz onu goresiniz. Ancak, kardesim Suleyman aleyhisselam'in su sozunu hatirladim: "...Ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mulku bana ihsan et" (Sad 35). Allah da onu hor ve hakir olarak geri cevirdi."
Buhari, Salat 75, Amel fi's-Salat 10, Bed'ul-Halk 11, Enbiya 40, Tefsir, Sad; Muslim, Mesacid 39, (541).

HZ. AISE RADIYALLAHU ANHA

5574 - Urve merhum, Hz. Aise radiyallahu anha'dan sunu nakletmistir: "Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam bana dedi ki:
"Ruyamda sen bana uc gece gosterildin: Melek seni bana bir ipek parcasi icerisinde getirdi ve "Bu senin zevcendir, ac onu!" dedi. Ben de actim, icindeki sendin. Ben: "Bu ruya Allah katindan ise, onu gerceklestirecektir" dedim."
Buhari, Nikah 9, 35, Ta'bir 20, 21; Muslim, Fezailu's-Sahabe 79; Tirmizi, Menakib (3875).

5575 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, ben alti yasinda iken benimle evlendi. Medine'ye geldik. Beni'l-Haris Ibnu'l-Hazrec kabilesine indik. Ben hummaya yakalandim. Saclarim dokuldu. (Iyilesince) sacim yine uzadi. Annem Ummu Ruman, ben arkadaslarimla salincakta oynarken, bana geldi, benden ne istedigini bilmeksizin yanina gittim. Elimden tuttu. Evin kapisinda beni durdurdu. Evimizde, Ensardan bir grup kadin vardi. "Hayirli, bereketli olsun!", "Ugurlu mubarek olsun!" diye dualar, tebrikler ettiler. Annem beni onlara teslim etti. Onlar kilik-kiyafetime ceki duzen verdiler. Beni, (kusluk vakti aniden) Resulullah aleyhissalatu vesselam(in gelisinden) baska bir sey sasirtmadi. Annem beni O'na teslim etti. O gun ben dokuz yasinda idim."
Buhari, Nikah 38, 39, 57, 59, 61; Muslim, Nikah 69, (1422); Ebu Davud, Nikah 34, (2121); Edeb 63, (4933, 4934, 4935, 4936, 4937); Nesai, Nikah 29, (6, 82).

HZ. HAFSA RADIYALLAHU ANHA

5576 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Kiz kardesim) Hafsa radiyallahu anha, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Bedir Gazvesi'ne katilan ashabindan olup, Medine'de vefat etmis bulunan Huneys Ibnu Huzafe es-Sehmi radiyallahu anh'tan dul kalinca (babam) Hz. Omer radiyallahu anh, (kiz kardesimi evlendirmek icin harekete gecerek bazi tesebbuslerde bulunmustur. Bu tesebbuslerini bana soyle) anlatti:
"Once Hz. Osman Ibnu Affan radiyallahu anh'a rastladim, Hafsa'yi ona teklif ettim ve: "Dilersen sana Hafsa Bintu Omer'i nikahlayayim" dedim.
"Hele bir dusuneyim!" dedi. Birkac gece bekledim. Sonra ona rastladim. Teklifi tekrar arzettim.
"Simdilik evlenmemeyi uygun gordum!" dedi. (Ben bu menfi cevaba kizdim.) Sonra Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh'a rastladim. O na da: "Dilersen sana Hafsa Bintu Omer'i nikahlayayim!" dedim. Hz. Ebu Bekr sustu ve bana hicbir cevap vermedi. Osman'a kizdigimdan daha cok Ebu Bekr'e kizdim. Birkac gun aradan gecti. Sonra Hafsa'yi Resulullah aleyhissalatu vesselam istedi ve O'na nikahlayip verdim. Sonra bana Hz. Ebu Bekr rastladi ve: "Hafsa'yi bana teklif ettigin zaman sana hicbir cevapta bulunmayisimdan dolayi belki de bana kizdin" dedi. Ben de: "Evet kizmistim!" deyince su aciklamayi yapti:
"Sen o teklifi yaptigin zaman beni cevap vermemeye sevkeden sey, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Hafsa'yi zikretmis oldugunu bilmemdi. Aleyhissalatu vesselam'in sirrini ifsa etmek istemedim. Eger Hafsa'yi o terketseydi teklifinizi ben kabul edecektim."
Buhari, Nikah 33, 36, 46, Megazi 11; Nesai, Nikah 30, (6, 83).

5577 - Hz. Omer Ibnu'l-Hattab radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hafsa radiyallahu anha'yi bosamisti, sonra geri dondu."
Ebu Davud, Talak 38, (2283); Nesai, Talak 75, (6, 213).

HZ. UMMU SELEME RADIYALLAHU ANHA

5578 - Hz. Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Iddetim sona erince, Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh bana (bir elci gondererek) istetti ve evlenme teklif etti. Ben kabul etmedim. Derken Resulullah aleyhissalatu vesselam, Hz. Omer radiyallahu anh'i gondererek kendisi icin Ummu Seleme'yi istetti. Ummu Seleme, Omer'e: "Resulullah'a haber ver: Ben cok kiskanc bir kadinim, ayrica benim cok cocugum var, bir de velilerimden hicbiri burada hazir degil!" dedi. O da gidip, Resulullah'a aktardi. Aleyhissalatu vesselam, Omer'e:
"Ona don ve kendisine soyle ki: "Kiskancligina gelince, senden onu gidermesi icin Allah'a dua edecegim. Cocuklarina gelince, onlarin himayesi de gorulecektir. Velilerin meselesine gelince, onlardan hazir veya gaib hic biri bu evliligi yadirgamayacak" buyurdular. Bunun uzerine Ummu Seleme ogluna: "Ey Omer! Kalk! Resulullah'la beni nikahla" dedi. O da nikahladi."
Nesai, Nikah 28, (6, 81).

ZEYNEB RADIYALLAHU ANHA

5579 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Zeyneb'in iddeti tamamlaninca, Resulullah aleyhissalatu vesselam, Zeyd radiyallahu anh'a: "Git onu bana (kendinden) iste!" dedi. Zeyd gitti. Zeyneb'e geldigi zaman hamurunu yoguruyordu. Zeyd der ki: "Onu gordugum zaman icimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. Sirtimi ona cevirerek, geri geri yaklastim ve: "Ey Zeyneb! beni Resulullah aleyhissalatu vesselam gonderdi. Seni istiyor" dedim. Zeyneb: "Ben (istihare yoluyla) Rabbimle istisare etmeden bir sey yapacak durumda degilim!" dedi ve kalkip mescidine gitti. Derken Resulullah'a vahiy geldi. Aleyhissalatu vesselam kalkip izin almadan Zeyneb'in evine girdi. Zeyd der ki: Gunduzun ilerlemesiyle Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bize ekmek ve et yedirdigini gorduk.
Yemekten sonra hak cikmis, bazi kimseler evde kalmis sohbet ediyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam da cikti, pesinden ben de ciktim. Hanimlarinin hucrelerine birer birer ugrayip selam vermeye basladi. Onlar: "Ey Allah'in Resulu (yeni) hanimini nasil buldun?" diyorlardi.
Hz. Enes radiyallahu anh der ki: "Bilemiyorum, "Halk cikti!" diye ben mi haber verdim, baskasi mi haber verdi. Aleyhissalatu vesselam gelip evine girdi. Ben de beraber girmek istedim. Benimle kendi arasina perde cekti. Ortunme ayeti nazil oldu. Halk, kendilerine verilen ogutten derslerini aldi: "Ey iman edenler! Yemek icin davet olunmadan Peygamber'in evine girip de orada yemek vaktini beklemeyin. Davet edildiginizde ise girin, fakat yemeginizi yedikten sonra sohbete dalmadan dagilin. Bu hareketiniz Peygamber'e eziyet verir. O da size bunu aciklamaktan sikilir. Allah ise hakki aciklamaktan cekinmez" (Ahzab 53).
Muslim, Nikah 87, (1428); Nesai, Nikah 26, (6, 79).

UMMU HABIBE RADIYALLAHU ANHA

5580 - Ummu Habibe radiyallahu anha anlatiyor: "Kendisi, Ubeydillah Ibnu Cahs'in nikahi altinda idi. Habesistan'da kocasi olunce, Necasi merhum, onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a nikahlayip dortbin dirhem mehir verdi. Onu Surahbil Ibnu Hasene ile birlikte Aleyhissalatu vesselam'a gonderdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam kabul etti."
Ebu Davud, Nikah 29, (2107, 2108); Nesai, Nikah 66, (6, 119)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
SAFIYYE RADIYALLAHU ANHA

5581 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi muyesser kilinca, kendisine Safiyye Bintu Huyey Ibnu Ahtab'in guzelliginden bahsedildi. Safiyye'nin kocasi savas sirasinda oldurulmustu. Kadin daha yeni evlenmisti. Aleyhissalatu vesselam, ganimetten pay olarak kendisine onu secti. Oradan Safiyye ile birlikte ciktilar. Revha nem mevkiye geldiler. Aleyhissalatu vesselam orada gerdek yapti. Sonra kucuk bir yaygi icerisinde hays (denen hurma, yag ve kes'ten mamul bir yemek) hazirladi. Sonra bana: "Etrafindakileri cagir!" buyurdu. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Safiyye icin verdigi dugun yemegi idi. Sonra oradan Medine'ye hareket ettik. Resulullah aleyhissalatu vesselam Safiyye icin, bineginin terkisine bir ortu seriyordu. Sonra devesinin yaninda comelip dizini dayadi. Safiyye radiyallahu anha, dizine basarak deveye bindi."
Buhari, salat 12, Esan 6, Salatu'l-Havf 6, Cihad 102, 130, Menakib 27, Megazi 38; Muslim, Nikah 464, (1367); Ebu Davud, Harac ve'l-Imaret 21, (2996, 2997, 2298); Nesai, Nikah 79, (6, 131-134).

HZ. CUVEYRIYE RADIYALLAHU ANHA

5582 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Beni'l-Mustalik'ten Cuveyriye Bintu'l-Haris, Sabit Ibnu Kays Ibni Semmas radiyallahu anh'in hissesine dusmustu (esaretten kurtulmak icin mukatebe anlasmasi yapti). O, cok guzel bir kadindi, gozde onun icin bir hisse vardi (goren goz haz duyardi). Mukatebe bedelini odemede yardim talep etmek uzere Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldi.
Hz. Aise devamla der ki: "Cuveyriye kapida durdugu vakit onu gorunce durumu hosuma gitmedi (Resulullah'in onu begenip evlenmeye kalkacagindan korktum). Resulullah aleyhissalatu vesselam'in da benim onda gordugum (guzelligi) gorecegini derhal anladim.
"Ey Allah'in Resulu dedi. Ben Haris'in kizi Cuveyriye'yim. Durumum size mechul degil. Ben Sabit Ibnu Kays'in hissesine dustum. Fakat hurriyetime kavusmak icin onunla mukatebe yaptim. Size, mukatebe (bedelini odemem)de yardim istemek uzere geldim. Resulullah:
"Sana ondan daha hayirlisini soylesem ne dersin?" buyurdular. Cuveyriye: "O nedir?" dedi.
"Senin yerine mukatebe ucretini odeyeyim ve seni zevce olarak alayim?" buyurdular. Cuveyriye de: "Kabul ediyorum!" dedi. (Bunun uzerine, Sabit Ibnu Kays'a adam gondererek Cuveyriye'yi ondan talep etti. Sabit: "O senindir, Ey Allah'in Resulu! Annem babam sana feda olsun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam mukatebe ucretini hemen odedi. Cuveyriye ile evlendigini isitince ellerindeki esirleri salip azad ettiler ve: "Bunlar Resulullah aleyhissalatu vesselam'in artik akrabalaridir (esir olarak tutulamazlar)!" dediler. Hz. Aise devamla der ki: "Kavmine ondan daha hayirli bir kadin gormedik; onun sebebiyle Beni Mustalik'ten yuz aile halki azad olundu."
Ebu Davud, Itk 2, (3931).

IBNETU'L-CEVN

5583 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ibnetu'l-Cevn Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yanina girince: "Senden Allah'a siginirim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da:
"Gercekten buyuge sigindin. Ailene don!" buyurdular."
Buhari, Talak 3; Nesai, Talak 14, (6, 150).

UMMU SERIK

5584 - Hz. Aise radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Ummu Serik, Aleyhissalatu vesselam'a nefsini hibe edenlerdendir."
(Teysir, hadisin kaynagini Nesai olarak gosterir ise de, Nesai'nin el-Mucteba olarak meshur olan Sunen'inde mevcut degildir, es-Sunenu'l-Kuba'sinda olabilir.)

5585 - Sabit rahimehullah anlatiyor: "Ben Hz. Enes radiyallahu anh'in yaninda idim. Onun yaninda bir kizi vardi. Enes dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadin gelerek nefsini ona arzetti ve: "Ey Allah'in Resulu! Senin bana ihtiyacin var mi?" dedi. Bunun uzerine Enes'in kizi: "Bu kadinin hayasi ne kadar az! Ne ayip, ne ayip!" dedi. Enes:
"Hayir, o senden daha hayirli! Resulullah'a ragbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti" buyurdu."
Buhari, Nikah 32, Edeb 79; Nesai, Nikah 25, (6, 78-79).

5586 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh gelip (Hz. Peygamber'in huzuruna girmek icin) izin istedi. kapida oturmus bekleyen insanlar vardi. Onlara izin verilmemisti. Hz. Ebu Bekr'e izin verildi, o da girdi. Girince, Aleyhissalatu vesselam'i etrafinda zevceleri toplanmis oldugu halde sessiz oturuyor buldu. Derken Hz. Omer de izin istedi, ona da ayni halde iken izin verdi. Hz. Ebu Bekr: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'i guldurecek bir sey soyleyecegim!" dedi ve sordu:
"Ey Allah'in Resulu! Harice'nin kizi benden nafaka istese ben de kalkip bogazini kessem ne dersiniz?" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam guldu ve: "Su etrafinda gorduklerinin hepsi benden nafaka istiyorlar!" dedi. Omer, hemen kalkip bogazini kesmek uzere Hafsa'ya yoneldi. Hz. Ebu Bekr de kalkip bogazini kesmek uzere Aise'ye yoneldi. Her ikisi de:
"Demek siz Resulullah'tan onda olmayan seyi istiyorsunuz ha!" diyordu. Onlar: "Allah'a yemin olsun! Biz ondan asla olmayan seyi istemiyoruz!" dediler. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam onlardan bir ay ayri durdu. Arkadan su ayet nazil oldu. (Mealen): "Ey Peygamber! Hanimlarina de ki: "Eger dunya hayatini ve zevkini istiyorsaniz, gelin bosanma bedelini verip sizi guzellikle serbest birakayim. Eger Allah'i, Resulunu ve ahiret yurdunu istiyorsaniz, suphesiz ki, sizden iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlar icin Allah pek buyuk bir mukafaat hazirlamistir" (Ahzab 28-29)
Hz. Cabir devamla der ki: "Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Aise radiyallahu anha'dan baslayarak soyle dedi:
"Ben sana bir husus arzedecegim. Cevap vermede acele etmemeni dilerim, ebeveyninle de istisare ettikten sonra cevap ver."
"O husus nedir ey Allah'in Resulu?" diye Aise sorunca, Aleyhissalatu vesselam ayeti tilavet buyurdu. Bunun uzerine Hz. Aise hemen: "Yani sizi tercih meselesinde mi ailemle istisare edecegim? Asla! Ben Allah'i ve Resulunu ve ahiret yurdunu tercih ediyorum. Senden ricam, kadinlarindan hicbirine benim su soyledigimi haber vermemendir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onlardan biri sormaya gorsun, ben hemen cevap veririm. Zira Allah beni zorlastirici ve sasirtici olarak degil, ogretici ve kolaylastirici olarak gonderdi!" buyurdular."
Muslim, Talak 29, (1428).

EVLENMEYE TESVIK VE TERGIB

5587 - Ma'kil Ibnu Yesar radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam gelerek: "Ben (evlenmek uzere) asaletli ve guzel bir kadin buldum. Ancak kisirdir, cocuk dogurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir evlenme!" buyurdular. Sonra adam ikinci sefer geldi, yine ayni cevabi aldi. Adam ucuncu sefer de gelince: "(Ey insanlar!) vedud (cok seven) ve velud (cok doguran) olanla evlenin. Zira ben (Kiyamet gunu) diger ummetlere karsi coklugunuzla ovunecegim" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 4, (2050); Nesai, Nikah 11, (6, 65-66).

5588 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dunya bir meta'dir. Dunya metainin en hayirlisi saliha kadindir."
Muslim, Rada' 64, (1467); Nesai, Nikah 15, (6, 69).

5589 - Ibnu Ebi Necih rahimehullah anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kadini olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurmuslardir. Yanindakiler:
"Cokca mali olsa da mi?" dediler.
"Evet cokca mali olsa da!" buyurdular. Sozlerine devamla: "Kocasi olmayan kadin da miskinedir miskinedir!" buyurdular. Yanindakiler:
"Cokca mali olsa da mi?" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet kadinin cok mali olsa da!" buyurdular.
Rezin tahric etti.

5590 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kadin dort hasleti icin nikahlanir: Mali icin, haseb ve nesebi icin, guzelligi icin, dini icin. Sen dindari sec de huzur bul."
Buhari, Nikah 15; Muslim, Rada' 53, (1466); Ebu Davud, Nikah 2, (2047); Nesai, Nikah 13, (6, 68)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5591 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Evlendigim zaman Resulullah aleyhissalatu vesselam bana:
"Nasil biriyle evlendin (dulla mi bakire ile mi?) diye sordular.
"Bir dul aldim!" dedim.
"Niye bakire degil? O seninle sen de onunla mulatefe ederdiniz!" buyurdular."
Buhari, Nikah 10; Muslim, Rada' 54, (715); Ebu Davud, Nikah 3, (2048); Tirmizi, Nikah 4, 13 (1086, 1100); Nesai, Nikah 6, 10 (6, 61-65).

5592 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Surasi muhakkak ki kadin, seytan suretinde gelir, seytan suretinde gider. Biriniz bir kadinda hosuna giden bir husus gorurse, hemen hanimina gelsin; zira bu, nefsinde uyanani giderir."
Muslim, Nikah 9, (1403); Ebu Davud, Nikah 44, (2151); Tirmizi, Nikah 9, (1158).

KIZ ISTEME, NIKAH DUASI VE NAZAR

5593 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, kisiyi, kardesi bir kizi isteme sirasinda o kiza talip olmaktan nehyetti. "Ne zaman isteyen vazgecer veya kendine izin verirse o takdirde talib olabilir" buyurdu."
Buhari, Nikah 45; Muslim, Nikah 49-56, (1412-1414); Muvatta, Nikah 1, (2, 523); Ebu Davud, Nikah 18, (2081); Nesai, Nikah 19, (6, 71); Tirmizi, Nikah 38, (1134).

5594 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bize hacet duasini ogretti. Soyleydi: "Hamd Allah'a mahsustur. O'ndan yardim dileriz, O'ndan af talep ederiz, nefsimizin serlerinden, amellerimizin kotulerinden O'na siginiriz. Allah kime hidayet verirse onu saptiracak yoktur. Allah kimi de saptirmissa, onu da hidayete erdirecek yoktur. Allah'tan baska ilah olmadigina sehadet ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve resulu olduguna da sehadet ederim. Ey iman edenler, adini zikrederek birbirinize talepte bulundugunuz Allah'tan ve aranizdaki akrabalik bagin(i koparmak)tan korkun! Surasi muhakkak ki Allah uzerinizde murakibtir" (Nisa 1). "Ey iman edenler! Allah'tan hakkiyla korkun. Sakin ha muslumanlar olmaktan baska sekilde olmeyin" (Al-i Imran 102). "Ey iman edenler Allah'tan korkun ve saglam bor soz soyleyin. Ta ki Allah sizin islerinizi salaha cikarsin ve gunahlarinizi da affetsin. kim Allah ve Resulune itaat ederse buyuk bir kurtulusa ermis olur." (Ahzab 70-71).
Ebu Davud, Nikah 33, (2118); Tirmizi, Nikah 16, (1105); Nesai, Cum'a 24, (3, 105).

5595 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Icerisinde tesehhud bulunmayan bir dua, kesilmis el gibidir."
Tirmizi, Nikah 16, (1106); Ebu Davud, Edeb 22, (4841).

5596 - Beni Suleym'den bir adam anlatmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan Umame Bintu Abdilmuttalib radiyallahu anha'yi istedim, onu bana tesehhud okumadan nikahladi."
Ebu Davud, Nikah 30, (2120).

5597 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz bir kadinin talibi olunca, onun kendini evlenmeye davet eden yerini gormeye muktedirse, onu hemen yapsin."
Ebu Davud, Nikah 19, (2082).

5598 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Adamin biri Ensardan bir kadinla evlenmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kadina baktin mi?" diye sordu. Adam: "Hayir" deyince:
"Git, kadina bak. Cunku ensarin gozlerinde bir sey vardir!" buyurdular."
Muslim, Nikah 74, (1424); Nesai, Nikah 23, (6, 77).

5599 - Hz. Mugire radiyallahu anh'in anlattigina gore, o bir kadin istemistir. Resulullah aleyhissalatu vesselam kendisine: "Ona bak! Zira bakman, aranizdaki uyum icin daha muvafiktir!" buyurdular."
Tirmizi, Nikah 5, (1087); Nesai, Nikah 17, (6, 69).

NIKAH ADABI

5600 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Nikahi ilan edin, onu mescidlerde yapin. Uzerine de def vurun."
Tirmizi, Nikah 6, (1089)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5601 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir kadini, ensardan bir erkekle evlendirmistik. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Ey Aise! Eglenceniz yok mu? Zira ensar eglenceyi sever!" buyurdular."
Buhari, Nikah 63.

5602 - Muhammed Ibnu Hatib el-Cumahi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "(Nikah'da) haramla helali ayiran fark, def ve sestir."
Tirmizi, Nikah 6, (1088); Nesai, Nikah 72, (6, 127, 128).

5603 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz bir kadinla evlenir veya bir kole satin alirsa soyle dua etsin: "Allahim, ben bunun hayirli olmasini ve hayirli bir yaratilis uzere olmasini diliyorum. Onun serrinden ve serli bir tabiat uzere olmasindan sana siginiyorum.
Eger bir deve satin alirsa, eliyle horgucunun ustenden tutup ayni seyi soylesin."
Ebu Davud, Nikah 46, (2160).

5604 - Zeyd Ibnu Eslem radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz bir kadinla evlenir veya bir hizmetci (kole) satin alirsa, perceminden tutup ona bereketle dua etsin. Bir deve satin alinca horgucunun tepesinden tutup, seytan-i racim'e karsi Allah'a istiazede bulunsun."
Muvatta, Nikah 52, (2, 547).

5605 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, evlenen bir kimseyi soyle tebrik ederdi: "Allah sana (evliligi) mubarek kilsin, uzerine bereket indirsin, ikinizin arasini hayirda birlestirsin."
Ebu Davud, Nikah 37, (2130); Tirmizi, Nikah 7, (1091).

5606 - Hasan(-i Basri) anlatiyor: "Akil Ibnu Ebi Talib radiyallahu anh, Beni Cusem'den bir kadinla evlenmisti. Onu: "Kaynasma ve ogullar" dileyerek tebrik ettiler. Fakat o: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kullandigi tabirlerle dua edin: "Allah size (evliligi) mubarek etsin ve size bereket versin" deyin!" dedi."
Nesai, Nikah 73, (6, 128).

5607 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam benimle Sevval'de nikah yapmisti. Sevval'de gerdek yapti. Yaninda hangi kadini benden daha bahtli idi?"
(Urve der ki: "Hz. Aise radiyallahu anha) yakinlarindan olan kadinlari sevval ayinda gerdege sokmayi mustehab addederdi."
Muslim, Nikah 73, (1423); Tirmizi, Nikah 9, (1093); Nesai, Nikah 77, (6, 130).

5608 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kim hanimina temas etmek isteyince: "Allah'in adiyla! Allahim, bizi seytandan uzak tut ve seytani da bize verecegin nasipten uzak tut!" dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir evlad nasip etse, seytan ona ebediyen zarar vermez."
Buhari, Bed'u'l-Halk 11; Muslim, Nikah 116, (1434); Ebu Davud, Nikah 46, (2161); Tirmizi, Nikah 8, (1092).

NIKAH AKDI

5609 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte gazveye cikmistik. Beraberimizde kadin yoktu. "Husyelerimizi aldirmayalim mi?" diye sorduk. Bizi bundan yasakladi, sonra da muvakkat istifade hususunda bize ruhsat tanidi. Herhangi birimiz, bir elbise mukabilinde kadinla, bir muddet icin nikah yapiyorduk."
Buhari, Tefsir, Maide 9, Nikah 6, 8; Muslim, Nikah 38, (1404).

5610 - Seleme Ibnu'l-Ekva radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Evtas gazvesi yilinda mut'aya ruhsat verdi, sonra da onu yasakladi."
Buhari, Nikah 31 (ta'lik olarak); Muslim, Nikah 18, (1405)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5611 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Islam'in evvelinde mut'a vardi. Kisi, hakkinda bilgisi olmayan (tanimadigi) bir beldeye gelince, oradan yerli bir kadinla, orada kalacagini tahmin ettigi muddet miktarinca nikah yapardi. Kadin, boylece onun esyasini muhafaza eder, gerekli islerini gorurdu. Bu hal: "Onlar namuslarini korurlar. Ancak "hanimlarina" ve "cariyelerine" karsi mustesna, bunlarla olan yakinliklarindan dolayi kinanmazlar" (Mu'minun 6) mealindeki ayet nazil oluncaya kadar devam etti. (Bu ayet gelince mut'a haram ilan edildi.)
Ibnu Abbas radiyallahu anhuma der ki: "Bu ikisi disindaki butun fercler (cinsi tatmin yollari) haramdir."
Tirmizi, Nikah 28, (1122).

5612 - Muhammed Ibnu'l-Hanefiyye anlatiyor: "Hz. Ali, Ibnu Abbas radiyallahu anhum'e dedi ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam Hayber gazvesi gunu, kadinlarla mut'ayi, ehli esek etlerinin yenmesini haram kildi."
Buhari, Megazi 38, Nikah 31, Zebaih 28, Hiyel 3; Muslim, Nikah 29, (1407); Muvatta, Nikah 41, (2, 542); Tirmizi, Nikah 28, (1121); Nesai, Nikah 71, (6, 125, 126).

5613 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ve Hz. Ebu Bekr radiyallahu anh zamaninda bir avuc hurma ve un mukabilinde birkac gun boyu devam eden mut'a nikahi yapardik. Bu hal, Hz. Omer radiyallahu anh'in Amr Ibnu Hureys hadisesi vesilesiyle mut'ayi yasaklamasina kadar devam etti."
Muslim, Nikah 16, (1405).

5614 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam sigar nikahini yasakladi. Bu, kisinin kizini veya kizkardesini, karsiliginda kizini veya kiz kardesini almak uzere bir erkege vermesi, aralarinda mehir odemeyi kaldirmalaridir."
Buhari, Nikah 28, Hiyel 3; Muslim, Nikah 57, (1415); Muvatta, Nikah 24, (2, 535); Ebu Davud, Nikah 15, (2074); Tirmizi, Nikah 29, (1124); Nesai, Nikah 60, 61, (6, 111, 112).

5615 - Urve rahimehullah anlatiyor: "Hz. Aise radiyallahu anha bana anlatti ki: Cahiliye devrinde dort cesit nikah mevcuttu: Bunlardan biri, bugun (dinimizin mesru kildigi ve) herkesce tatbik edilen nikahtir: Kisi, kisiden kizini veya velisi bulundugu kizi ister, mehrini verir, sonra onunla evlenir.
Diger bir nikah cesidi soyleydi: Kisi, hanimi hayizdan temizlenince: "Falancaya git, ondan hamilelik talep et" der ve hanimini ona gonderirdi. -Kadinin o yabanci erkekten hamile kaldigi anlasilincaya kadar, kocasi ondan uzak durur, temasta bulunmazdi. O adamdan hamileligi aciklik kazaninca, zevcesi dilerse onunla zevciyat muamelelerine baslardi. Bu nikah cesidine asaletli bir evlat elde etmek icin basvurulurdu. Iste bu nikaha nikahu'l-istibza denirdi.
Diger bir nikah cesidi soyleydi: On kisiden az bir grup toplanir, bir kadinin yanina girerler ve hepsi de ona temasta bulunurdu. Kadin hamile kalip dogum yaparsa, dogumdan birkac gun sonra, kadin onlara haber salar, hepsini cagirirdi. Hicbiri bu davete icabet etmekten kacinamaz, kadinin yanina gelirdi. Kadin onlara: "Hadisenizi hatirlamis olmalisiniz. Iste simdi dogum yaptim. Ey falan, cocuk senindir" der, cocugu bunlardan diledigine nisbet ederdi. Adamin buna itiraz etmeye hakki yoktu.
Diger dorduncu nikah cesidi soyleydi: Cok sayida insan toplanip bir kadinin yanina girerlerdi. Kadin gelenlerden hicbirine itiraz edemezdi. Bu kadinlar fahise idi. Kapilarinin uzerine bayraklar dikerlerdi. Bu kadinlarla temas arzu eden herkes bunlarin yanina girebilirdi. Bunlardan biri hamile kaldigi takdirde, cocugunu dogurdugu zaman, o adamlar kadinin yaninda toplanirlar ve kaifler cagirirlardi. Kaifler bu cocugun, onlardan hangisine ait oldugunu soylerse nesebini ona dahil ederlerdi. Cocuk da ona nisbet edilir, onun cocugu diye cagrilirdi. O kimse bunu reddedemezdi.
Muhammed aleyhissalatu vesselam hak ile gonderilince, butun cahiliye nikahlarini yasakladi, sadece insanlarin bugun tatbik etmekte oldugu nikahi birakti."
Buhari, Nikah 36; Ebu Davud, Talak 33, (3272).

VELILER VE SAHIDLER

5616 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: Hangi kadin velisinin izni olmaksizin nikahlanirsa onun nikahi batildir!" buyurdular ve bunu uc kere tekrar ettiler. Devamla: "Eger kocasi zifaf yaptiysa, kadinin fercinden helal addetmis olmasi sebebiyle mehir kadinindir. Eger (veliler) ihtilafa duserlerse, sultan, velisi olmayanlarin velisidir"
Ebu Davud, Nikah 20, (2083); Tirmizi, Nikah 14, (1102).

5617 - Yine Ebu Davud ve Tirmizi'de Ebu Musa radiyallahu anh'tan gelen bir rivayette: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Velisiz nikah yoktur!" demistir."
Tirmizi, Nikah 14, (1101); Ebu Davud, Nikah 20, (2085).

5618 - Hz. Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hangi kadini, (seviyesi esit) iki veli (iki ayri sahsa) nikahlamissa, kadin o iki veliden once davranana aittir. Kim iki kisiye bir sey satmissa, o satilan sey birinci kimseye aittir."
Ebu Davud, Nikah 22, (2088); Tirmizi, Nikah 19, (1110); Nesai , Buyu' 96, (7, 314).

5619 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hangi kole, efendilerinin izni olmadan evlenirse zanidir."
Ebu Davud, Nikah 17, (2078); Tirmizi, Nikah 20, (1111, 1112).

5620 - Hz. Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dul nefsine velisinden ehaktir. Bakireden nefsi hususunda izin alinir, onun izni sukutudur."
Muslim, Nikah 66, (1421); Muvatta, Nikah 4, (2, 524); Tirmizi, Nikah 12, (1108); Ebu Davud, Nikah 26, (2098); Nesai, Nikah 31, 32, (6, 84)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
5621 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Dul kadin kendisiyle istisare edilmeden nikahlanamaz, bakire de izni sorulmadan nikahlanamaz" buyurmuslardir. Ashabi sordu:
"Ey Allah'in Resulu! Onun izni nasil olur?"
"Sukut etmesiyle!" buyurdular."
Buhari, Nikah 41, Hiyel 3; Muslim, Nikah 64, (1419); Tirmizi, Nikah 17, 18, (1107, 1109); Ebu Davud, Nikah 24, (2092, 2093); Nesai, Nikah 33, (6, 85).

5622 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bakire bir kiz, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek, kendisi istemedigi halde, babasinin evlendirdigini soyledi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, (bu nikahi) kabul edip etmemede kizi muhayyer birakti."
Ebu Davud, Nikah 25, (2096).

5623 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Bir genc kiz Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Babam beni kendisinin ogluna nikahladi, ta ki benimle onun alcakligini gidersin. Ama ben istemiyorum" dedi. Aleyhissalatu vesselam, babasina adam gondererek getirtti ve evlenme isini kiza birakti. Bunun uzerine kiz: "Ey Allah'in Resulu! Ben simdi, babamin yaptigina izin verdim. Esasen, ben kadinlara bu meselede babalara (icbar) yetkisi olmadigini gostermek istedim!" dedi."
Nesai, Nikah 36, (6, 87); Ibnu Mace, Nikah 12, (1874).

5624 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kizlari hakkinda kadinlarla istisare edin!"
Ebu Davud, Nikah 24, (2095).

KUFUVLUK (DENKLIK)

5625 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dini ve ahlaki sizi memnun eden birisi kiz talep ederse onu evlendirin. Boyle yapmazsaniz, yerzuzunde fitne ve genis bir fesad cikar."
Tirmizi, Nikah 3, ( 1084.

5626 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Ebu Hind, Resulullah'i bingildak kismindan hacamat etmisti. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Beni Beyaza, Ebu Hind'i evlendirin, onunla evlenin!" buyurdu ve sunu ilave etti: "Eger tedavi icin basvurdugunuz seylerin birinde hayir varsa bu hacamattir:
Ebu Davud, Nikah 27, (2102).

5627 - Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Dunya ehlinin deger verdigi, pesinden kostugu sey maldir."
Nesai,Nikah 9, (6, 64).

5628 - Hz. Aise radiyallahu anhanlatiyor: "Ebu Huzeyfe Ibnu Utbe Ibni Rebi'a Ibni Abdi Sems radiyallahu anh -ki bu zat Bedir gazvesine katilmisti- Salim'i evlat edinmis ve kardesinin kizi Hind Bintu'I-Velid Ibni Utbe Ibni Rebi'a ile evlendirmisti. Salim ise, ensardan bir kadinin azadlisi idi: Nitekim, Resulullah aleyhissalatu vesselam da Zeyd radiyallahu anh'i evlat edinmisti. Cahiliye devrinde kim bir adami evlat edinirse, halk bu adami evlat edinen kimseye nisbet ederek cagirirdi. O, ayrica yeni babasina varis de olurdu. Bu tatbikat Rab Teala'nin su kavl-i serifleri nazil oluncaya kadar devam etti. (Mealen): "Onlari kendi babalarina nisbet edin. Allah katinda dogru olani budur. Eger babalarinin kim oI dugunu biliyorsaniz, zaten onlar sizin din kardesleriniz ve dostlarinizdir. (Ahzab 5)
Buhari, Nikah 15, Megazi 11; Nesai, Nikah 8, (6, 63-64); Ebu Davud, Nikah 10, (2061).

5629 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Celde ile cezalandirilmis zani kimse ancak kendisi gibi biriyle evlen(ebil)ir."
Ebu Davud, Nikah 5, (2052).

MUEBBED HARAMLIK

5630 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'dan nakledildigine gore: "Nesebten yedi, sihriyetten de yedi kisi haram edilmistir" demis ve su ayeti okumustur. (Mealen): "Size su kadinlari nikahlamak haram kilindi: Anneleriniz, kizlariniz, kizkardesleriniz, halalariniz, teyzeleriniz, erkek kardeslerinizin kizlari, kizkardeslerinizin kizlari, sizi emzirmis olan sut anneleriniz, sut kardesleriniz, hanimlarinizin anneleri, aranizdan zifaf gecmis olan kadinlarinizdan dogan uvey kizlariniz. Eger zifaf gecmemisse onlarin kizlarini nikahlamakta size gunah yoktur. Oz ogullarinizin hanimlarini nikahlamaniz ve iki kizkardesi birden nikahiniz altina almaniz da size haram kilindi..." (Nisa 23).
Buhari, Nikah 24.
 
Üst