Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1401 - Imam Malik (rahimehullah)'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Arafat'in tamami vakfe yeridir. Urene vadisinden cikin (vakfe yeri degildir). Muzdelife'nin tamami vakfe yeridir, Muhassir vadisinden cikin (vakfe yeri degildir)."
Muvatta, Hacc 166 (1, 388); Muslim, Hacc 149.)

IFAZA HAKKINDADIR

1402 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'tan yola cikmisti, arkasindan birisinin (kosturmak icin) devesine siddetle bagirip, vurdugunu isitti. Bunun uzerine kamcisiyla (etrafindakilere kulak verin diye) isaret edip, soyle buyurdu:
"Sakin olun. (Allah'i razi edecek iyi davranis ve) birr acelede degildir."
Buhari, Hacc 94, Muslim, Hacc 268, (1282), 282, (1286); Ebu Davud, Menasik 64, (1920); NesaI, Hacc 204,(5, 257-258).

1403 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gunes battigi zaman Arafat'tan (ifaza yaparak) yola cikti. Dag gecidine geldigi zaman deveden inip bevletti. Sonra abdest aldi. Abdesti bol su kullanarak degil, hafifce aldi. Ben:
"Namaz mi kilacagiz ey Allah'in Resulu`?" diye sordum.
"Hayir, namaz onumuzde!" dedi ve devesine bindi. Muzdelife'ye gelince hayvandan indi ve yeniden abdest aldi. Bu sefer bol su kullandi.Sonra namaz basladi. Aksam namazini kildi. Sonra herkes devesini ihdi.Yine namaza baslandi. Bu sefer de yatsiyi kildi. Ikisi arasinda baska bir namaz kilmadi."
Buhari, Vudu 6, 35, Hacc 93, 95; Muslim, Hacc 266, (1280). Muvatta, Hacc 19?, (1, 400-401); Ebu Davud, Menasik 64, (1925); Nesai, Mevakit 56 (1, 292), Hacc 206, (5, 259).

1404 - Urve'den yapilan bir rivayet soyledir: "Hz. Usame (radiyallahu anh)'ye :"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccindan, ifazadan (Arafat'tan ayrildiktan) sonra yolculugu nasil yapti?" diye sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Hizli yururdu. Ancak yolda bir duzluge rastlarsa daha hizli yururdu."
Buhari, Hacc 92, Cihad 136, Megazi 77; Muslim, hacc 282, (1286); Muvatta, Hacc 176, (1, 392); Ebu Davud, Menasik 64, (1923); Nesai, Hacc 205, (5,259).

1405 -Fatima Bintu'l-Munzir anlatiyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma) kendisi ve beraberindekilere Muzdelife'de sabah namazi kildiriverecek olan kimseye, safak soktugu zaman kildirmasini emredip, binegine atlar ve Mina'ya hareket eder (yolda da) durmazdi."
Muvatta, Hacc 175, (1, 392).

1406 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Muzdelife gecesinde, ailesinden, erkenden taslamaya gonderdigi zayiflar grubu arasinda idim" demistir.
Buhari, Hacc 98;Muslim, Hacc 300, (1293); Tirmizi, Hacc 58, (892, 893); Ebu Davud, Menasik 66, (1939,1940); Nesai, Hacc 208, (5, 261, 271, 272); Ibnu Mace, Menasik 62, (3025).

1407 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Sevde (radiyallahu anha), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan Muzdelife'den geceleyin ifaza yapmak icin izin istedi. Sevde iri, agir yuruyen bir kadindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona izin verdi."
Hz. Aise (radiyallahu anha): "Keske ben de onun gibi izin istemis olsaydim" diye hayiflanirdi. (Vaktiyle izin almamis oldugu icin) O, hep imamla birlikte ifazada bulunurdu."
Buhari, Hacc 98; Muslim, Hacc 293-296,(1290); Nesai Hacc 209, (5, 262), 214 (5, 266).

1408 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam) Ummu Seleme'yi kurban gecesi (Mina'ya) gonderdi. Ummu Seleme, daha safak sokmeden seytan taslamasini yapti. Sonra gidip ifaza (tavafini) yapti."
Elbu Davud, Menasik 66, (1942); Nesai, Hacc 223, (5, 272).

1409 - Fatima Bintu'l-Munzir anlatiyor: "Esma Bintu Ebi Bekr (radiyallahu anhuma) kendisi ve beraberindekilere Muzdelife'de sabah namazi kildiriverecek olan kimseye, safak soktugu zaman kildirmasini emredip, binegine atlar ve Mina'ya hareket eder (yolda da) durmazdi."
Muvatta, Hacc 175, (1, 392).

ARAFAT VE MUZDELIFE'DE TELBIYE

1410 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Usame (radiyallahu anh) Arafat'tan Muzdelife'ye kadar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in terkisinde idi. Sonra Muzdelife'den Mina'ya kadar da Fadl Ibnu Abbas'i terkisine aldi. Her ikisi de: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyuk seytani (Cemretu'1-Akabe) taslayincaya kadar telbiyeyi birakmadi" demistir."
Buhari, Hacc 86, Cihad 126; Muslim, Hacc 266, (1281); Tirmizi, Hacc 78, (918); Ebu Davud, Menasik 28, (1815); Nesai, Hacc 216, (5, 268), 229, (Buhari'de gosterilen bablarda rivayet mana yonuyle mevcuttur, lafzan degil).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1411 - Said Ibnu Cubeyr anlatiyor: "Ben, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) ile Arafat'ta beraberdim. Bir ara bana:"Niye halkin telbiyesini isitmiyorum?" diye sordu, ben kendisine:
"Muaviye (radiyallahu anh)'den korkuyorlar!" dedim. Bunun uzerine:
"Lebbeyk Allahumme lebbeyk, bu insanlar Ali'ye buguzlari sebebiyle sunneti terketmisler!" diyerek cadirindan cikti."
Nesai, Hacc 197 (5, 253).

1412 - Muhammed Ibnu Ebi Bekr es-Sakafi anlatiyor. Arafat'tan Mina'ya gelirken, beraberindeki Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh)'e telbiyeden sorarak:"Siz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile nasil yapiyordunuz?" dedim. Bana:
"Dileyen telbiye getirirdi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mudahale etmezdi. Dileyen tekbir getirirdi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)ona da mudahale etmezdi! Dileyen de tehlil getirirdi, ona da mudahale etmezdi. Bizden kimse, (farkli zikirler de bulundugu icin) arkadasini ayiplamazdi. "
Buhari, Hacc 86, Iydeyn 12; Muslim, Hacc 274, (1285); Nesai, Hacc 192, (5, 250).

1413 - Ca'fer Ibnu Muhammed babasindan naklen anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), haccda, arefe gunu gunesin zeval noktasina gelmesine kadar telbiyeye devam eder, ondan sonra keserdi."
Muvatta,Hacc 44, (1, 338).

1414 - Hz. Usame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Arafat'da ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in devesinin terkisinde idim. Bir ara dua icin ellerini kaldirmisti. (O esnada) deve, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i egdi.Derken yulari dustu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) yulari elinin biriyle tutup, diger elini kaldirarak duasina devam etti."
Nesai, Hacc 202, (5, 254).

REMYIN KEYFIYETI (TASLAMANIN NASIL YAPILDIGI)

1415 - Abdurrahman Ibnu Zeyd anlatiyor: "Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh), vadinin dibinden yedi cakil atarak buyuk seytani tasladi. Her tasi attikca tekbir getriyordu. Bu sirada Beytullah sol tarafinda, Mina da saginda olacak sekilde durmustu. Kendisine:
"Insanlar, taslari yukarisindan atiyorlar!" denince su cevabi verdi:
"Burasi, kendinden baska ilah olmayan Zat'akasem olsun, Bakara suresinin uzerine indigi makamdir.
Buhari, Hacc 135, 136, 137,138; Muslim, Hacc 305, (1296); Tirmizi, Hacc 64, (901); Ebu Davud, Menasik 78, (1974); Nesai. Hacc 226,(5,273).

1416 - Tirmizi ve Nesai'de soyle denmistir: "(Ibnu Mes'ud) Akabe cemresine geldi. Vadinin dibinde durdu, kibleye karsi yonelip, sag kasinin ust hizasindan yigina (taslari) atmaya basladi..."
Tirmizi, Hacc 64, (901).

1417 - Hz. Sad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Veda haccindan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber donduk. (Yolda konusurken) bazilarimiz "Yedi tas attim" bazilarimiz da: "Alti tas attim" diyordu, kimse kimseyi bu sebeple kinamiyordu."
Nesai, Hacc 227, (5, 275).

1418 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Akabe (taslamasi) sabahi, bineginin uzerindeyken:
"Bana (tas) toplayiver!"dedi. Ben de (sehadet ve basparmaklarla atilabilecek buyuklukte) ufak taslardan onun icin topladim. Avucuna koydugum sirada:
"Iste bunlar gibi. Dinde asiriliktan sakinin. Sizden oncekileri, dinde asiriliklari helak etmistir!" dedi."
Nesai, Hacc 217, (5, 268).

TASLAMANIN (REMY) VAKTI

1419 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i yevm-i nahrde kusluk vakti tas atarken gordum. Ama bundan sonraki gunlerde, gunesin zevalinden (ogle vaktinden) sonra tas atti."
Muslim, Hacc 313, (1299); Tirmizi, Hacc 59, (894); Ebu Davud, Menasik 78, (1971j; Nesai, Hacc 221, (5, 270j. Bu hadisi Buhari, muallak olarak zikretmistir, Hacc 134.)

1420 - Nafi' anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in zevcesi Safiyye Bintu Ebi Ubeyd'in oglan kardesinin kizi Muzdelife'de nifas oldu (dogum yapti). Bu yuzden o da, Safiyye de geri kaldilar ve Mina' ya yevm-i nahrde guries battiktan sonra geldiler. Hz. Abdulllah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) onlara geldikleri anda tas atmalarini emretti ve bu gecikmeden dolayi onlarin herhangi bir kefaret odemesine hukmetmedi."
Muvatta, Hacc 220, (1, 409).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1421 - Ebu'l-Beddah Asim Ibnu Adiyy, babasi Adiyy (radiyallahu anh)'den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerin cobanina, yevm-i nahrde tas atmislarsa, ertesi gun tas atmayip develerle kalmaya, sonra da iki gunluk tas atmaya ve yevm-i nefrde atmaya ruhsat tanidi. "
Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle derdi: "Eyyam-i tesrikin ortasi gunu, gunes batmazdan once Mina'dan ayrilmayan kimse ertesi gunu taslari atmadan ayrilmasin."
Muvatta, Hacc 214, (1, 407).

BINEREK VE YURUYEREK TASLAMA

1422 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) taslari atacagi zaman yaya gider, yaya donerdi."
Ebu Davud, Menasik 78, (1969); Tirmizi, Hacc 63, (900).

1423 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Insanlar (yani sahabeler) taslamaya yayan gider, yayan donerdi. (Bu safhada) ilk binen Hz.Muaviye (radiyallahu anh) oldu."
Muvatta, Hacc 215, (1, 40?).

1424 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yevm-i nahrde (kurban gununde) Resulullah (aleyhissalàtu vesselam)'i, taslamayi binerek yaparken gordum. Taslarini devesinin uzerinde iken atmis ve soyle demisti:
"Menasikinizi benden alin. Bilemiyorum, belki de bu haccdan sonra hatcc yapamam:"
Muslim; Hacc 310, (2197); Ebu Davud; 78 (1970); Neaai,Hacc 2220, (5, 270).

MUTEFERRIK HADISLER

1425 - Hz. Cabir anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "(Taharet maksadiyla) tas kullanmak tektir. Seytana atilan tas tektir. Safa ile Merve arasinda sa'y tektir, tavaf da tektir. Oyle ise sizden biri (taharet icin) tas kullanacaksa bunu da tek kilsin."
Muslim, Hacc 315, (1300).

1426 - Ibnu Abbs (radiyallahu anhuma)'in (anlattigina gore)Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle demistir: "Atilan taslardan kabul edilenler kaldirilmasaydi, Sebir dagindan daha buyuk bir yigin ortaya cikardi."
Rezin'in ilavesidir. Hadis Munziri'nin et-Tergib ve't-Terhib'inde kaydedilmistir (2,131).

HALK VE TAKSIR HAKKINDA

1427 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cemretu'1-Akabe'ye geldi, taslarini atti, sonra Mina'daki menziline (konakladigi yere) geldi ve kurbanini kesti. Sonra berbere: "Al!" dedi ve sag yanini isaret etti. Sonra sol tarafini isaret etti, sonra (kesilen saclari) halka vermeye basladi."Bir rivayette soyle denir: "Sag yandan kesileni sagindakilere, solyandan kesileni de Ummu Suleym'e verdi."
Buhari, Vudu 33; Muislim, Hacc 323, (1305); Tircnizi, Hacc 73, (912); Ebu Davud, Menasik 79, (1981).

1428 - Bir rivayette soyle denmistir: "Sol taraftan kesilenleri Ebu Talha'ya verdi ve ona: "Bunu halka dagit" diye emretti."

1429 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinin sacini tras etmesini yasakladi."
Tirmizi, Hacc 75,(914).
Rezin'in ilavesinde: "...Haccda da, umrede de" ziyadesi vardir. Buziyadeden sonra (Rezin ilaveten sunu) der: "Onlara sadece teksir (kisaltma) gereklidir."

1430 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim, tras olanlara rahmet et" diye dua etmisti. Yanindakiler:
"Kisaltanlara da ey Allahin Resulu!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz: "Ey Allahim tras olanlara rahmet et!"diye duasini tekrar etti. Yanindakiler tekrar:
"Kisaltanlara da Ey Allah'in Resulu!" dediler, bu sefer:
"Kisaltanlara dal"buyurdu."
Buhari, Hacc 127; Muslim, Hacc 316, (1301);Muvatta, Hacc 184, (1, 395); Tirmizi, Hacc 74, (913); Ebu Davud, Menasik 79, (1979).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1431 - Sahiheyn'in Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den kaydettign bir rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim,tras olanlara magfiret et!" demisti, yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlar icin de (dua ediver!)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yine: "Ey Allahim, tras olanlara magfiret et!" buyurdu. Yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlar icin de (dua ediver!)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ey Allahim, tras olanlara magfiret et!" dedi.Yanindakiler: "Ey Allah'in Resulu! Kisaltanlara da (dua ediver)" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (bu ucuncu talebte): "Kisaltanlara da!" dedi."
Buhari, Hacc 127; Muslim, 320, (1302).

1432 - Muslim'de Ummu'1 Husayn (radiyallahu anha)'in bir rivayeti soyledir: "Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in, tras olanlara uc kere, kisaltanlara bir kere dua ettigini isittim."

IHRAMDAN CIKMA ( TAHALLUL)

1433 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccinda Mina'da, halkin meselelerini kendisine sormasi icin durmustu. Bir adam gelip:
"(Ben kurbanin trastan once olacagini) bilemedim ve kurbandan once tras oldum?" dedi. Resulullah (aleyhissalàtu vesselam):
"(Simdi de kurbanini) kes, burada bir beis yok" cevabini verdi. Bir baskasi daha gelip:
"(Tasi kurbandan once atmak gerektigini) bilemedim ve taslamayi yapmadan kurban kestim" dedi. Buna da:
"Simdi tasini at, bunda bir mahzur yok!" diye cevap verdi. O gun Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'a "Sunu once, yaptik"; "Bunu sonra yaptik" seklinde takdim te'hirle ilgili her ne soruldu ise hepsine: "Yap bunda bir mahzur yoktur!" diye cevap verdi."
Buhari, Hacc 131, Ilm. 23, 46,Eyman 15; Muslim, Hacc 327, (1306); Muvatta, Hacc 242, (1, 421); Tirmizi, Hacc 76,(916); Ebu Davud, Menasik 80, (2014); Ibnu Mace, Menasik 74, (3051).

1434 - Usame Ibnu Serik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte ben de hacca ciktim. Halk kendisine muracaat ediyordu. Gelenlerden bazisi:
"Ey Allah'in Resulu, tavaftan once sa'y yaptim, bazi seyleri vaktinden sonraya biraktim veya vaktinden once aldim (ne buyurursunuz, hukmu nedir?)" seklinde soruyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
"Bunda bir gunah yok. Ancak bir kimse bir Muslumanin irzini makaslarsa (giybetini ederse) o zalimdir. Iste gunah isleyen ve kendini helake atan odur. " buyurdu.
Ebu Davud, Menasik 88, (2015).

1435 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), ifaza tavafini yapmis, fakat cehaletle henuz tras olmamis, kisaltma da yaptirmamis bir adama rastladi. Adama, donup tras olmasini veya sacini kisaltmasini, sonra da Beytullah'a yeniden ifaza tavafinda bulunmasini emretti."
Muvatta, Hacc 189, (1, 397).

IHRAMDAN CIKMA VAKTI

1436 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Babam) Hz. Omer (radiyallahu anh) buyurdu ki:
"Kim cemretu'1-Akabe'ye tasini atar, sonra tras olur veya kisaltir ve de -yaninda oldugu takdirde- kurbanini keserse, kendisine ihramli iken haram olanlardan -kadina temas ve koku haric- hepsi helal olur. Bunlarin haramligi Beytullah'a yapacagi ifaza tavafina kadar devam eder. Ifaza yapinca onlar da helal olur."
Muvatta, Hacc 221, (1, 410).

1437 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Bir kimse cemretu'1-Akabe'ye tasini atti mi kendisine -kadin disinda- haram olan her sey helal olur." Onun bu sozu uzerine:
"Ya koku? (o da mi helal olur?)" diye soruldu. Dedi ki:
"Gercekten ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i misk surunurken gordum. Yoksa o koku degil miydi?"
Nesai, Hacc,231, (5, 277); Ibnu Mace, Menasik 70, (3041).

1438 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "(Veda haccinda) yevm-i nahrin gecesinde Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in beraber olma nobeti bende idi. O aksam, Vehb Ibnu Zem'ave beraberinde Ebu Umeyye ailesinden bir adam oldugu halde, kamislerini giymis o1arak yanimiza geldiler.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Vehb (radiyallahu anh)'e:
"Sen ifaza tavafini yaptin mi Ey Ebu Abdillah ?" diye sordu. Vehb:
"Hayir! Vallahi ey Allah'in Resulu, yapmadim!" deyince, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Oyleyse su kamisi cikar!" dedi. Vehb, onu basindan cikardi. Arkadasi da kamisini basindan cikardi. Sonra Vehb sordu:
"Nicin (cikariyoruz) Ey Allah'in Resulu`?"
"Cunku bugun, cemreye tas attiginiz takdirde ihramdan cikmaniza, yani size haram edilen her Seyin -kadin haric- helal olmasina ruhsat tanindi. Eger siz, Beytullah'i tavafetmeden aksama girerseniz, cemretu'l-Akabeye tas atmazdan onceki gibi haram olursunuz, bu hal Beytullah'i tavafedinceye kadar devam eder" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Menasik 83,(1999).

1439 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) soyle demistir: "Beytullah'i hacc maksadiyla olsun, baska maksadla olsun, her kim tavaf ederse tahallul etmis (ihram yasaklarindan cikmis) olur."(Ibnu Abbas'in bu sozunu nakleden) Ata'ya:
"Bunu neye dayanarak soyluyor?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Cenab-i Hakk'in su sozune dayanarak:"Sonra varacaklari yer Beyt-i Atik'a muntehidir" (Hacc 33). Kendisine su cevap verildi:
"Ama bu, Arafat'ta vakfeye durulduktan sonra olacaktir."
Ata bu cevap uzerine acikladi: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) bunun Arafat vakfesinden once ve sonra olacagini soylerdi. Bu hukmu, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselain)'in Veda hacci sirasinda Ashab'a verdigi ihramdan cikma emrinden istinbat ediyordu."
Buhari, Megazi 77; Muslim, Hacc 206-208, (1244,1245).

1440 - Hz. Hafsa (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zevcelerine, Veda hacci senesinde ihramdan cikmalarini emretti. Ben:
"Siz niye ihramdan cikmiyorsunuz?" diye sordum.
"Ben basimi telbid ettim, kurbanligimi hazirladim, kurbanligimi kesmeden ihramdan cikamam"diye cevap verdi."
Buhari, Hacc 34, 107, 126,Megazi 77, Libas 89; Muslim,Hacc 186, (1229); Muvatta, Hacc 180 (1, 394); Ebu Davud,Menasik 24, (1806); Nesai, Hacc 40, (5,136) 67, (5,172); Ibnu Mace, Menasik 72, (3046).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1441 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam) (Veda haccinda) umre icin ihrama girdi. Ashabi ise (radiyallahu anhum ecmain) hacc icin ihrama girdi. (Mekke'ye varinca) ne Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne de beraberinde kurbanliklari olanlar ihramdan cikmadilar. Geri kalanlar ihramdan ciktilar."
Muslim, Hacc 196, (1239).

1442 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor:
"Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Ihramli kadin, ihramdan cikinca, sac orgulerinin ucundan bir miktar kesmedikce taranmaz. Sayet kurbanligi varsa, kurbani kesilinceye kadar sacindan hicbir sey kesemez."
Muvatta, Hacc 163, (1, 387).

KURBANIN VACIB OLUSU VE SEBEPLERI

1443 - Mihnef Ibnu Suleym (radiyallahu anh) arlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle buyurmustu: "Ey insanlar, her aile sahibine her sene bir kurbanlik, bir de atire borc olmustur. Atire'nin ne oldugunu biliyor musunuz ? O, recebiye dediginiz seydir. "
Tirmizi, Edahi 18, (1518); Ebu Davud, Dahaya 1, (2788); Nesai, Akika 6, (7,167-168); Ibnu Mace, Menasik 2, (3125).

1444 - Abdullah Ibnu Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kurban gununu bayram olarak kutlamakla emrolundum. Onu bu ummet icin Allah bayram kilmistir" buyurmustu. Bir adam kendisine:
"Ey Allah'in Resulu! Ben iareten verilmis bir hayvandan baska bir seye sahip degilsem, onu kesebilir miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir, dedi, ancak sacini, tirnaklarini kisaltir, biyiklarindan alir, etek trasini olursun. Bu da sana Allah indinde bir kurban yerine gecer."
Ebu Davud, Edahi,1 (2789); Nesai, Dahaya 2, (7, 213).

1445 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "(Ailenin her ferdi icin kurban kesmek gerektigi gorusunde olan) Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), anne karnindaki cocuk adina kurban kesmezdi."
Muvatta Dehaya 13, (2, 487).

KURBANIN KEMIYETI VE MIKTARI

1446 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte (Hudeybiye senesi) umrede temettu yaptik. O zaman yedi kisi adina bir sigir keserek istirak ettik. Keza deve de yedi kisi adina kesilmisti."
Muslim, Hacc 355, (1318); Muvatta, Dahaya 9, (2, 486); Timizi, Hacc 66, (904); Ebu Davud, Dahaya 7, (2807); Nesai, Dahaya 16, (7, 222).

1447 - Ibnu Abbass (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte bir seferde iken Kurban Bayrami geldi. Kurban icin, sigirda yedi kisi, devede on kisi ortak olduk."
Tirmizi, Hacc 66, (905); Nesai, Dahaya (7, 222).

1448 - Huceyye Ibnu Adiyy anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh): "Sigir yedi kisi adina kesilir" demisti. Kendisine:
"Ya dogurmussa?" diye soruldu.
"Oyleyse yavrusunu da beraber kes!" buyurdu. Kendisine:
"Ya topalsa?" diye soruldu.
"Kesim yerine ulasabildiyse tamam" dedi.
"Ya boynuzu kiriksa?" dendi.
"Zarar etmez. Biz goz ve kulaklarinin saglamligini kontrol etmekle emrolunduk!" diye cevap verdi."
Tirmizi, Edahi 9, (1503).

1449 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) kurbanliklarin: "Tirnaklilar (yani sigirlar) hakkindaucuncu senesine girmis, veya gecmis, etli ayaklilar (develer) hakkinda da altinci yasina girmis veya gecmis olmasini" sart kosardi."
Muvatta,Hacc 147, (1, 380).

1450 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bizden biri, kendisi ve ailesi halki icin tek bir koyun kurban eder, (etinden hem yerler hem de baskalarina yedirirlerdi). Sonra insanlar, ovunmeye basladilar ve (kurbanlar) bir ovunme vasitasi oldu."
Muvatta, Dahaya 10, (2, 486); Tirmizi, Dahaya 10, (1505); Ibnu Mace, Dahaya 10, (3147).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1451 - Ibnu Sihab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Veda hacci sirasinda) kendisi ve aile halki icin sadece bir deve veya bir sigir kesmistir."
Muvatta, Dahaya 11, (2, 486).

1452 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Sigir, sadece (bir kimse icin kesilir, koyun da bir kimse icin kesilir, deve de bir kimse adina kesilir."
(Keza Ibnu Omer) derdi ki: "Ibadet icin kesilen hayvana cemaat istirak edemez. Istirak olsa olsa ayni aile halki arasinda olur."
Rezin ilave etmistir.

1453 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ayakta oldugu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti. Medine'de ise, boynuzlu ve alacali iki koyun kurban etti. Resulullah (aleyhissalàtu vesselam) keserken tekbir getiriyor, besmele cekiyor ve ayagini hayvanlarin boyunlarinin uzerine koyuyordu."
Buhari, Hacc 117, 119, Cihad 104,126; Muslim, Edahi 17, (1966); Tirmizi, Edahi 2, (1494); Ebu Davud, Edahi 4, (2793, 2794); Nesai, Dahaya 28-31, (7, 219-230); Ibnu Mace, Edahi 1, (3120).

1454 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boynuzlu erkek bir kocu kurban etti. Koc siyahin icinde bakar, siyahin icinde yurur, siyahin icinde yerdi."
Tirmizi, Edahi 4, (1496);Ebu Davud, Dahaya 4, (2796); Nesai,Dahaya 14, (7, 221); Muslim, Edahi 19, (1967).

1455 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kurbanligin en hayirlisi (boynuzlu) koctur. Kefenin en hayirlisi da takimdir."
Tirmizi, Edahi 18, (1517).

1456 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccinda, Muhammed ailesi icin tek bir sigir kesti"
Ebu Davud, Menasik 14, (1750).

1457 - Hanes (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi gordum, iki koc kesmisti. Dedi ki:
"Biri kendim icin, digeri Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin"
Hz. Ali (radiyallahu anh) ilave etti:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)) boyle emretti -veya soyle demisti: Boyle vasiyet etti- Ben (hayatta oldugum muddetce ebediyyen terketmeyecegim."
Tirmizi, Edahi 1, (1495); Ebu Davud, Dahaya 2, (2790).

1458 - Urve (rahimehullah)'den anlattigina gore, evladlarina soyle demistir: "Evlatlarim., sakin biriniz, bir buyuge hediye edince utanacagi bir seyi Allah icin kurban sunmasin. Zira Allah, buyuklerinin buyugudur ve O, en seckine herkesten ziyade layiktir."
Muvatta, Hacc 147, (1, 380).

KURBAN OLABILECEK HAYVANLAR

1459 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Yillanmis (yasini basini almis) hayvanlardan kurban kesin. Boylesini bulmakta zorluk cekerseniz o baska. Bu taktirde koyundari bir kuzu kesiverin"buyurdular."
Muslim, Hacc 13, (1963); Ebu Davud,Dahaya 5, (2797); Nesai, Dahaya 13, (7, 218).

1460 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabi arasinda taksim edilmek uzere bir miktar davar vermisti. Dagitim yapilinca geriye bir oglak artti. Ukbe durumu Resulullah (aleyhissa1atu vesselam)'a haber verince:
"Onu da sen kurban et!" buyurdu."
Bir rivayette (artik Ukbe'ye kalan) bir ceze'dir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(Sen de) onu kurban et!" demistir.
Buhari,Edahi 7, 2;Vekalet 1, Sirket 12; Muslim, Edahi 15, (1965); Tirmizi, EdahI 7, (1500); Nesai, Dahaya 13, (7, 218); Ibnu Mace, Edahi 7, (3138).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1461 - Asim Ibnu Kuleyb babasindan, o da Mucasi' es-Sulemi (radiyallahu anh)'den haber veriyor. Onun rivayeti uzere: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Koyunun kuzusu, keciden ikinci yasina basanin gordugu vazifeyi gorur" buyurmustur.
Ebu Davud, Dahaya 5, (2799); Nesai, Dahaya 13, (7,219); Ibnu Mace, Edahi 7, (3140).

KURBAN OLAMAYACAK HAYVANLAR

1462 - Hz.Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (kurbanlik olarak kesecegimiz hayvanin) goz ve kulaklarina dikkat etmemizi, "Kulagi onden delinmisi veya arkadan delinmisi veya ortadan yarilmisi, veya yuvarlak delirimisi kurban yapmayin"diye emretti."
Tirmizi, Edahi 6, (1498); Ebu Davud, Dahaya 6, (2804, 2805, 2806), Nesai,Edahi 10, (7, 217); 11,12, Ibnu Mace, Edahi 8, (3142).

1463 - Ubeyd Ibnu Firuz, Bera (radiyallahu anh)'dan naklen, Reslullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini rivayet etmistir:
"Kurbanliklarda korlugu belli olan kor, hastaligi acikca belli olan hasta, (yurumeye mani olacak derecede) topalligi acik ola topal, iligi kurumus zayif hayvanin kurban edilmesi caiz degildir. "
Muvatta, Dahaya 1, (2,482); Tirmizi, Edahi, 5, (1497); Ebu Davud, Dahaya 6, (2802); Nesai, Dahaya 5,6, 7, (7,214, 215).

1464 - Yezid Zi-Misr anlatiyor: "Utbe Ibnu Abd essulemi'ye gelip:"Ey Ebu'l-Velid! Kurbanlik almak icin cikmistim, hosuma giden bir sey bulamadirn. Azilari dokulmus bir sey vardi, ona da gonlum razi olmadi. Siz ne dersiniz?" diye sordum.
"Onu bana getirmedin mi?" demesin mi.?
"Subhanallah, dedim, yani o, senin icin caiz de benim icin mi caiz degil?"
"Evet, oyledir, dedi..Sen suphe ediyorsun, ben etmiyorum. Bilesin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselàm) sunlari yasakladi: "Kulagi dibinden kesik, boynuzu dibinden cikmis, gozunun biri oyulmus, (zayifligi, dermansizlign sebebiyle suruden kalip) yatir olmus, ayagi kirilmis."
Ebu Davud, Dahaya 6, (2803).

KURBANLIGIN ISARETLENMESI

1465 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Zulhuleyfe'de ogle namazini kildi, sonra kurbanlik devesini getirip horgucunun sag yanina nisani vurdu, kan akitti (boynuna) iki tane nalin takti. Sonra binek devesine atladi. Beyda duzlugune ulasinca, hacca niyet ederek telbiye getirdi."
Muslim, Hacc 205 (1243); Tirmizi, Hacc 67, (906); Ebu Davud, Menasik 15, (1752); Nesai, Hacc 63, (5,170172); Ibnu Mace, Menasik 96, (3097).

1466 - Hz. Ayse (radiyallahu anha)'nin bir rivayetine gore, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurban olarak davar sevketti ve koyunlara isaret takti."
Buhari Hacc 110, Edahi 15; Muslim, Hacc 359, (1321); Tirmizi, Hacc 70, (909); Ebu Davud, Menasik 15, (1755); Nesai, Hacc 69, (5,173,174); Ibnu Mace; Menasik 95, (3096).

1467 - Veki' (rahimehullah): "Kurban olacak deveye nisan vurup, boynuna alamet takmak sunnettir" demisti. Ehl-i reyden birisi kendisine:
"Nehai'den, bunun musle (eziyet) oldugu rivayet edilmistir" dedi.Veki 'kizarak:
"Ben sana "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devesine isaret vurdu, bu sunnettir" diyorum, sen bana: "Falandan rivayet edildi" diyorsun. Sen hapse tikilip su sozunden vazgecinceye kadar salinmamaya ne kadar layiksin!" der.
Tirmizi, Hacc 67, (906).

KURBAN KESMENIN YERI VE ZAMANI

1468 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Namazdan once kurban kesmis olan (bilsin ki, kestigi kurban degildir, ailesine et takdim etmistir), yeniden kessin!"buyurdu."
Buhari, Edahi 1, 4, 12, Iydeyn 5, 23; Muslim, Edahi 16, (1962); Nesai, Iydeyn 30, (3,193).

1469 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Burde Ibnu Niyar (radiyallahu anh) namazdan once kurbanini kesmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona:
"Kurbanini yenile!" dedi. Ebu Burde:
"Ey Allah'in Resulu, benim sadece bir oglagim var. Ancak nazarimda yillanmis olandan daha kiymetlidir!" deyince: "Oburunun yerine bunu kurban et. Ancak oglak senden sonra, kimseye kurban icin yeterli olmayacak!" dedi."
Buhari, Edahi 1, 8,11,12, Iydeyn 3, 5, 8,10,17, 23; Muslim, Edahi 4, (1961); Tirmizi, Edahi 12, (1508); Ebu Davud, Dahaya 5, (2800); Nesai, Dahaya 17, (7, 222, 223).

1470 - Imam Malik'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mina'da soyle demistir: "Iste kurban kesilen yer. Mina'nin her tarafi kesim yeridir."
Umre sirasinda da soyle buyurmustur: "Burasi kurban kesme yeridir." "Burasi" sozu ile Merve'yi kastedmistir. Mekke'nin butun gecit ve yollari kurban kesme yeridir."
Muvatta, Hacc 178, (1, 393); Ebu Davud, Menasik 65, (1937); Ibnu Mae, Menasik 73, (3048).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1471 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Kim bir bedene kesmeye nezrederse, artik devesine alamet olarak iki nalin takar, (horgucunu kanatarak) nisan vurur, sonra da onu Beytullah'in yaninda veya Mina'da yevm-i nahrde (bayramin birinci gunu) keser. Kurban icin bir baska kesim yeri yoktur. Kim de deve veya sigirdan cezur adamis ise onu diledigi yerde keser."
Muvatta, Hacc 182, (1, 394).

1472 - Yine Nafi'nin anlattigina gore Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) su aciklamayi yapmistir: "Kurban gunleri, yevm-i nahr'den sonra iki gundur."
Imam Malik der ki: "Bana, bunun aynisi Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh)'den de ulasti."
Muvatta, Dah�ya 12, (2, 487).

KESMENIN ADABI

1473 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yevm-i nahr'de alacali, boynuzlu ve igdis edilmis iki koc kesti. Koclari kesmek uzere (yatirip kibleye) yoneltince: "Suphesiz ki ben, bir muvahhid (Allah'i bir taniyici) olarak yuzumu o gokleri ve yeri yaratmis olan Allah'a yonelttim. Ben musriklerden degilim" ve "Suphesiz benim namazim da, menasikim de, hayatim da, olumum de hicbir ortagi olmayan, alemlerin Rabbi Allah'indir. Ben boylece emrolundum. Ben (bu ummette) Musluman olanlarin ilkiyim" (En'am 162) (ayetlerini okudu ve
smile.gif

"Ey Rabbim (bu kurban bize) sendendir, senin rizan icin (kesiyoruz) ve sana (ulasacak)tir. Ey Rabbim, Muhammed ve ummetinden bunu kabul buyur. Bismillahi vallahu ekber!" deyip, sonra kocu kesti."
Ebu Davud, Dahaya 4, (2795); Tirmizi, Edahi 21, (1520); Ibnu Mace, Edahi 1, (3121).

1474 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'le musallada hazir bulundum. Hutbesini tamamlayinca minberinden indi. Kurbanlik kocuna gelip kendi eliyle kesti. Keserken: "Bismillahi vallahu ekber. Bu benim adima ve ummetimden kurban kesmeyenlerin adinadir!" dedi."
Tirmizi, Edahi 22, (1522).

1475 - Garafe Ibnu'l-Haris el-Kindi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sahid oldum. Kendisine (kesmesi icin) bir deve getirilmisti.
"Bana Ebu'l-Hasan'i cagirin !" dedi. Hz. Ali (radiyallahu anh) cagirildi.
"Harbenin asagisindan tut!" dedi. Hz. Ali tuttu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da yukarisindan yakaladi. Ikisi birden deveye durttuler. Deve sol on ayagindan bagliydi. Diger ayaklarinin ustunde ayakta duruyordu. Deveyi kesip yere yikinca:
"Isteyen parca alsin!" dedi. Bu musahedem Mina'da yevm-i nahrde idi. Kesim isinden bosalinca, katirina bindi. Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi de terkisine aldi."
Ebu Davud, Menasik 19,1766.)

1476 - Yine Tirmizi'nin Abdullah Ibnu Gurt'tan kaydettigi rivayette soyle denir: ". . . Hayvan yere yikilinca:
"Dileyen parca alsin!" buyurdu."
Ebu Davud, Menasik 19, (1765).

1477 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) elleriyle otuz deve kesti. Geri kalani da bana soyledi, ben kestim. Bunlar yetmis taneydi."
Muvatta, Hacc 181, (1, 394); Ebu Davud Menasik 19, (1764).

1478 - Hz. Ebu Musa (radiyallahu anh)'dan rivayet edildig ne gore: Kizlarina, kurbanlarini kendi elleriyle kesmelerini, ayagini kurbanin boynuna basmayi, keserken tekbir getirip besmele cekmeyi tenbih etmistir. "
Rezin, ilavesidir. Buhari, senetsiz olarak bab basliginda kaydetmistir. (Edahi 10).

KURBANDAN YEMEYE DAIR

1479 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz kurbanlarimizin etinden uc gunden fazla yemezdik. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ruhsat tanidi ve:
"Yiyin ve aziklanin da!" buyrdu."
Buhari, Hacc 124, Cihad 123, Et'ime 27 Edahi 16; Muslim, Edahi 29, (1972); Nesai, Edahi 36, (7, 233).

1480 - Abis Ibnu Rebia anlatiyor: "Hz.Aise'ye: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanlarin etlerinden uc gunden fazla yenilmesini yasakladi mi?" diye sordum.
"Evet, fakat bunu insanlarin (kitlik cekip) aciktigi yilda yapti. Boylece zenginlerin fakirleri doyurmasini arzu etmisti. Biz koyunun pacasini kaldirip, on bes gece sonra yiyorduk" dedi. Ben:
"Sizi buna mecbur eden sey ne idi!" deyince guldu ve:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a kavusuncaya kadar, Muhammed ailesi uc gun ust uste doyuncaya kadar katikla ekmek yememistir" dedi."
Buhari, Et'ime 27, Edahi 16; Muslim,Edahi 28, (1971); Muvatta, Edahi 5; Tirmizi, Edahi 14, (1511); Ebu Davud, Edahi 10, (2812); Nesai, Edahi 37, (7, 235, 236).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1481 - Nubeyse (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biz sizleri, kurbanlarin etinden uc gunden fazla yemenizi, bircogunuza kurban eti ulassin diye yasaklamistik. Simdi, Allah Teala bolluk verdi. Artik yiyin, biriktirin ve ucret isteyin. Haberiniz olsun, bu bayram gunleri yemek, icmek ve zikir gunleridir."
Ebu Davud, Edahi 10, (2813); Ibnu Mace, Edahi 16 (3160).

HELAK OLAN KURBANLIK HAKKINDA

1482 - Naciye el-Huzai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hedy'ini Medine'den benimle gonderdi. Ben:
"Bunlardan yolda helak olan cikarsa ben ne yapacagim?" diye sordum.
"Hemen kesersin, nalinini kanina batirirsin, sonra onunla insanlar arasindan cekilirsin, yerler" dedi."
Muvatta, Hacc 148, (1, 380); Tirmizi, Hacc 72, (910); Ebu Davud, Menasik 19, (1762); Ibnu Mace, Menasik 101, (3105).

1483 - Ibnu'l-Museyyeb der ki: "Nafile olarak sevkedilen bir deve yolda helak olsa ve hemen kesilerek halka terkedilse, halk da bunu yese, bu nafile kurbanin sahibine bir sey gerekmez. Kendisi yese veya ondan yiyene emretse borclanir."
Muvatta, Hacc 149, (1, 381).

1484 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki. "Kim Kabe'ye bir deve ihda eder, sonra (daha mahalline ulasip; kesilmeden) kaybederse veya hayvan olerse, sayet bu bir nezir idiyse, yerine yenisini alir. Nezir degil de tetavvu idiyse, dilerse yeniler, dilerse terkeder."
Muvatta, Hacc 150, (1,138).

KURBANLIK DEVEYE BINMEK

1485 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir deve sevkeden birisini gormustu ki:
"Binsene ona!" dedi. Adam: "O kurbanliktir!" dediyse de Resulullah (aleyhissalatu vesselam) emrini tekrarladi:
"Bin ona!" Adam tekrar: "O kurbanliktir" diye haykirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bin ona" diye tekrarladi ve ikinci veya ucuncu seferde:
"Yaziklar olsun sana!" diye ilavede bulundu.
Buhari, Hacc 103, 112, Vesaya 12, Edeb 95, Muslim, Hacc 371, (1322); Muvatta, Hacc 139, (1, 337); Ebu Davud, Menasik 18, (1760); Nesai, Hacc 74, (5,176); Ibnu Mace, Menasik 100, (3103).
Buhari'nin bir rivayetinde, Ebu Hureyre'den naklen su ziyade vardi: "(Ravi) der ki: "Ben o adami, deveye binmis Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la beraber yururken gordum, devenin boynunda nalin takili idi."

1486 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'e; kurbanliga binme hususunda sorulmustu, su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle demisti: "Kurbanliga, mecbur kaldiysan ma'ruf uzere bin. Bir baska sirt (binek) bulunca da in."
Muslim, Hacc 375, (1324); Ebu Davud, Menasik 18, (1761); Nesai, Hacc 76, (5,177).

KABE'YE KURBAN HEDIYE EDEN MUKIM IHRAM GIYER MI?

1487 - Hz. Ais (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'de iken Kabe'ye kurban sunar, ben de kurbaninin boynuna takilacak nisanlarini hazirlardim. Bu sirada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ihramlilarin sakindigi yasaklardan sakinmazdi."
Buhari, Hacc 110, Edahi 15; Muslim 359, (1321); Muvatta, Hacc 51, (1, 340); Tirmizi, Hacc 69 (908); Ebu Davud, Menasik 17, (1757, 1758, 1759); Nesai, Hacc 65, 66, 67, 68, 69, 72, (5,171,178); Ibnu Mace, Menasik 94, (3094).

1488 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore: "Ashab'tan Medine'de Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ile kalanlardan bir kismi Kabe'ye kurbanliklar gondermis, bunlardan dileyen ihrama girmis, dileyen de girmemistir."
Nesai, Hacc 71, (5,174).

1489 - Rebia Ibnu Abdillah Ibni'l-Hudeyrin anlattigina gore: "Irak'ta elbiseden soyunmus bir adam gorur ve sebebini sorar. Kendisine, bu adamin Kabe'ye kurbanlik gonderdigi, bu sebeple elbiseleri attigi belirtilir.
Rebia der ki: "Sonra ben Abdullah Ibnu Zubeyr'le karsilastim ve bu durumu ona anlattim. Bana:
"Kabe'nin Rabbine kasem olsun bu bid'attir" dedi."
Muvatta, Hacc 53, (1, 341).

MUTEFERRIK HADISLER

1490 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bedene (yolda) doguracak olursa, yavrusu da goturulup annesiyle birlikte kesilir. Yavruyu tasiyacak bir mahmel (tasiyici) bulunmazsa annesine yukletilir."
Muvatta, Hacc 143, (1, 378).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1491 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore: "Babasi Hz.Omer, necib (denen cok muteber cinsten bir deveyi) Kabe'ye kurban olarak bagislamisti. (O ara necibe) uc yuz dinar verdiler.Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gidip sordu:
"Ben necibi Kabe'ye bagislamistim. Bu ara bazilari gelip uc yuz dinar verip satin almak istediler. Bunu satip yerine bir baska deve alayim mi?" "Hayir, dedi. Baskasini degil, onu keseceksin!"
Ebu Davud, Menasik 16, (1756).

1492 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hudeybiye senesinde, Kabe'de kesilmek uzere bir cok deveyi kurban kildi. Bunlar arasinda (vaktiyle) Ebu Cehl'e ait olan, basinda gumusten -bazi raviler altindan der- mamul bir bure bulunan deve de vardi. Bununla, musrikleri ofkelendiriyordu."
Ebu Davud,Menasik 13, (1749).

1493 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhua), kurbanlik devesine kabati ketenden, yunden mamul renkli kilimlerden, iki parcali takimlardan cul sarar, sonra bunu Kabe'ye yollardi. Bunlarla orada Kabe'ye orgu yapilirdi."
Muvatta, Hacc 146, (1, 379, 380).

1494 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (beni gondererek), kurbanlik develeriyle ilgilenmemi, onlarin etlerini, derilerini, cullarini tasadduk etmemi, bunlardan kasaba bir (ucret) vermememi tenbih etti."
Hz. Ali (radiyallahu anh) der ki: "Kasaba ucretini kendimizden oderdik."
Buhari, Hacc 122,112,120,122, Vekalet 1; Muslim, Hacc 348, (1317); Ebu Davud, Menasik 20, (1769); Ibnu Mace, Menasik 97, (3099).

1495 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanligini (Mekke ile Medine arasinda bir mevki olan) Kudeyd'de satin almisti. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de aynen oyle yapti."
Tirmizi, Hacc 68, (907).

HASTALIK VE EZA SEBEBIYLE MAHSUR KALANLAR

1496 - Ka'b Ibnu Ucre (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Biz Hudeybiye'de iken), Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanima geldi. O sirada ben tenceremin altini yakiyordum. Yuzumde de bitler kaynasiyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana:
"Basindaki su bocekler seni rahàtsiz etmiyor mu ?" diye sordu. Ben:
"Evet! ediyor!" dedim.. Bana: "Oyleyse tras o1 ve uc gun oruc tut veya alti fakiri, her birine yarimsa' vermek suretiyle doyur veya bir kurban kes. (Bunlardan hangisini yaparsan olur)" dedi. Ancak bu saydiklarinin once hangisini zikretmisti bilmiyorum" diye cevap verdi. Tam o sirada su ayet nazil oldu:
"Artik icinizden kim hasta olur, yahud basindan bir eziyeti bulunursa ona oructan, ya sadakadan, yahud da kurbandan biriyle fidye vacib olur..." (Bakara 196).
Buhari, Muhsar 5, 6, 7, 8, Me-gazi 35, Tefsir, Bakara 32, Merda 16, Tibb 16; Muslim, Hac 80, (1201); Muvatta, Hacc 337,. (1,417); Ebu Davud, Menasik 43, (1856-1861); Tirmizi, Hacc 107 (953); Nesai, Hacc 96, (5, 194,195); Ibnu Mace, Menasik 91, (3079).

1497 - el-Haccac Ibriu Amr el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Kimin (bir bacagi) kirilir veya sakatlanirsa ihramdan cikar (ve memleketine doner ve muteakip sene yeniden hacc yapar. "
Tirmizi, Hacc 96, (940); Ebu Davud, Menasik 44 (1862); Nesai, Hacc 102, (5,198,199).

1498 - Ebu Esma Mevla Abdillah Ibni Ca'fer (rahimehullah)'in anlatigina gore: "Efendisi Abdullah Ibnu Ca'fer'le beraber Medine'den ciktilar. Sukya'da hasta olan Huseyin Ibnu Ali (radiyallahu anhuma)'ye ugradilar, Abdullah Ibnu Ga'fer, Hz. Huseyin'le ilgilenmek icin yaninda kaldi. Haccin fevte ugramasindan (o sene kacirmaktan) korkarak Medine'de mukim Hz. Ali ve (zevcesi) Esma Bintu Umeys (radiyallahu anhuma)'e haber gonderdi, bunlar derhal yanina geldiler. Hz. Huseyin (radiyallahu anh) (agridan sikayet ederek) basina isaret etti. Hz. Ali (radiyallahu anh) basinin tras edilmesini emretti. Sonra onun adina Sukya'da kurban kesilmesini emretti ve bir deve kesildi."
Yahya Ibnu Said der ki: "Bu seferinde Hz. Huseyin (hacc maksadiyla) Mekke'ye muteveccihen Hz. Osman (radiyallahu anh)'la birlikte yola cikmisti."
Muvatta, Hacc 165, (1, 388).

1499 - Amr Ibnu Said en-Nehai (rahimehullah)'nin anlattigina gore: "(Umre yapmak uzere ihrama girdikten sonra) Zatu's-Sukuk denen yere varinca orada kendisini yilan sokar. Arkadaslari, bu meseleyi sorabilecekleri bir kimseyle karsilasmak uzere, (herkesin gelip gectigi ana) yola cikarlar. Derken Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) karsilarina cikar. Onlara su fetvayi verir:
"Hemen bir hedy (kurbanlik) veya onun degeri miktarinca nakit parayi (Mekke'ye) gonderin. Onunla kendi araniza bir gunluk alamet koyun, hedy kesildi mi ihramdan ciksin. Ayrica, bu umreyi de bilahere kaza etmen gerekir."
Rezin tahric etmistir.

DUSMAN TARAFINDAN MANI OLUNAN KIMSE

1500 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (Hudeybiye'de) engellenmisti. Basini tras etti, kurbanini kesti, hanimlarina temasta bulundu, muteakip sene umresini yapti."
Buhari, Muhsar 1.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1501 - Naciye Ibnu Cundub (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Hudeybiye'de) kurbanliklarin onu kesildigi zaman Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam,)'e gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Kurbanligi benimle gonder, onu Harem'de keseyim!" dedim. Bana:
"Bunu nasil yapacaksin ?" dedi. Ben:
"Onlarin goremeyecekleri yerlerden ve vadilerden gotururum" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) musaade etti. Ben de onu goturup Harem'de kestim.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Harem'de kesilmesi icin benimle gondermisti. Cunku (Mekkeli musrikler) kendisine mani olmuslardi."
Rezin'in ilavesidir (Ibnu Hacer, bu rivayeti Nesai'den naklen Fethu'l-Bari'de kaydeder (4, 382).

1502 - Imam Malik (rahimehullah) demistir ki: "Kisi (haccda) dusman sebebiyle engellenirse, her nerede engele maruz kaldi ise, orada tras olup ihramdan cikar. Kendisine yeniden bunu kaza etmesi gerekmez. Zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashab'i (radiyallahu anhum), kurbanligi Hudeybiye'de kestiler. Beytullah'ta kesilmek uzere gonderilen kurbanliklar mahalline varmazdan ve tavaf yapmazdan once tras olup, her cesit ihram yasaklarindan ciktilar. Ve dahi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in birisine umre menasikinden) bir sey yapmasi veya (o anda yapmadigini) sonradan yapmasini emrettigi de sahih degilir."
Muvatta, Hacc 98, (1, 360); Buhari, Muhsar 4 (Bab basliginda).

MUDDETTE YANILANLAR VEYA YOLU KAYBEDENLER

1503 - Suleyman Ibnu Yesar anlatiyor: "Ebu Eyyub el-Ensari (radiyallahu anh) hacc yapmak uzere yola cikti. Mekke yolu uzerindeki Badiye'ye gelince develerini kaybetti. Yevm-i nahrde Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek, durumu ona anlatti. Hz. Omer (radiyallahu anh) kendisine:
"Once umre yapiyorsun gibi hareket et. Sonra ihramdan cik. Sonra muteakip senenin haccina yetisirsen hacc yap, kolayina giden bir de kurban kes"
Muvatta, Hacc, 153(1, 383).

1504 - Yine Suleyman Ibnu Yesar'dan rivayet edildigine gore: "Hebbar Ibnu'l-Esved, yevm-i nahrde kurban kesmekte olan Hz. Omer (radiyallahu anh)'e gelerek: "Ey mu'minlerin emiri, hesapta yanildik. Biz bugunu arefe gunu diye hesapliyorduk" dedi. Hz. Omer:
"Oyleyse Mekke'ye git, sen ve beraberindekiler tavaf edin, beraberinizde kurban getirdiyseniz bir kurban kesin. Sonra tras olun veya sacinizi kisa kesin ve (artik memleketinize) donun. Gelecek yil yeniden hacc yapin, kurban kesin. Kurbanlik bulamayan, uc gun hacc sirasinda, yedi gun de donuste olmak uzere (on gun) oruc tutsun."
Muvatta, Hacc 154, (1, 383).

MUTEFERRIK HADISLER

1505 - Hz. Ali ve Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) demislerdir ki: "Ihsarliya ayet-i kerimede"...kolayiniza gelen kurbani..." ifadesiyle emredilmis bulunan kurbandan (Bakara 196) maksad bir koyundur."
Muvatta, Hacc 158).

1506 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den rivayet edilmistir ki: "(Ihsarliya kolayina gelen bir hed terettup eder) ayetinden sorulmus, o da su cevabi vermistir: "Bundan maksad ya bir deve veya bir sigir veya yedi koyundur. Bir koyun kesmem, bana oruc tutmamdan veya bir deveye ortak olmamdan daha hos gelir."
Muvatta, Hacc 160. (Muvatta'da hadisin, "sigir" kelimesine kadar olan kismi mezkurdur. Geri kalan kismini Rezin zikretmistir).

1507 - Sadaka Ibnu Yesar el-Mekki anlatiyor: "Saclari ortulu Yemenli bir kimse Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e gelip: "Ey Ebu Abdirrahman, ben mustakil bir umre yapmak uzere geldim" dedi. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"Ben seninle olsaydim da bana sormus bulunsaydin, sana hacc-i kiran yapmani emrederdim" dedi. Adam:
"Bu zaten oyleydi (ancak kacirdim)" dedi. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma):
"Basindaki saclardan su ucusanlari al (kes) ve kurban kes!" dedi.
(Orada bulunan) Irakli bir kadin soze karisti:
"Kurbani da neymis ey Ebu Abdirrahman?"
"Kurbanidir!" Kadin tekrar sordu.
"Kurbani nedir?" Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) su cevabi verdi:
"Sadece bir koyun bulabilsem, onu kurban etmem bana oruc tutmadan daha hos gelir."
Muvatta, Hacc 162, (1, 386-387).

MEKKE'YE GIRIS, KONAKLAMA VE ORADAN CIKIS ADABI

1508 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mekke'ye Keda'dan Batha'nin yanindaki yukari yoldan girdi ve asagi yoldan da cikti."
Buhari, Hacc 41,15; Muslim, Hacc 223 (1257); Ebu Davud, Menasik 45, (1866,1867); Nesaz,105, (5, 200); Ibnu Mace, Menasik 26, (2940).

1509 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore: "O, iki dag yolu arasindaki Zu-Tuvnam mevkide geceyi gecirir, sonra Mekke'nin yukari yolundan sehre girerdi. Hacc veya umre yapmak niyetiyle Mekke'ye geldigi vakit, devesini dogruca Beytullah'in kapisinin yaninda ihdirirdi. Sonra (hayvandan iner) Mescid-i Haram'a girer, Haceru'1-Esved ruknune gelir, oradan baslayarak yedi kere Beyt'i tavaf eder ilk ucunde kosar, dordunde de yururdu. Sonra tavaftan cikar, evine donmezden once iki rek'at namaz kilar, Safa ile Merve arasinda da tavaf ta (sa'y) bulunurdu.
Hacc ve umreden ciktigi zaman, Zulhuleyfe'deki Batha'da devesini ihtirirdi. Orada Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da devesini ihtirirdi"
Buhari, Hacc 38, 29,148,149; Muslim, Hacc 226 (1259); Muvatta, Hacc 6, (1, 324); Ebu Davud, Menasik 45, (1865); Nesai, Hacc 103, (5,199).

1510 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Muhassab'da ogle, ikindi, aksam, yatsi namazlarini kilar, bir miktar uyurdu. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in boyle yaptigini soylerdi."
Buhari, Hacc 149; Muslim, Hacc 337, (1310); Muvatta, Hacc 207; Tirmizi, Hacc 81, (921); Ebu Davud, Menasik 87, (2012, 20I3).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1511 - Muslim'in bir rivayetinde: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) tahsib'i (Muhassab'da konaklamayi) sunnet bilirdi" denir.

1512 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Tahsib (menasike dahil olan) bir sey degildir, o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in konakladigi bir konaklama yeridir" derdi.
Buhari, Hacc 147; Muslim, Hacc 341, (1312); Tirmizi, Hacc 81, (921).

1513 - Yine ayni kaynaklar Hz. Aise'nin su sozunu kaydederler: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), oraya inmistir, cunku orasi, yola cikmaya daha uygundur."
Buhari, Hacc 147; Muslim, 339, (1311); Tirmizi, Hacc 82, (923); Ebu Davud, Menasik 87, (2008).

1514 - Ebu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mina'dan ayrildigi zaman Ebtah'a inmemi emretmedi. Fakat ben onceden gelip oraya bir cadir kurdum. Sonra O (aleyhissalatu vesselam) da gelip oraya indi."
Muslim, Hacc 342, (1313); Ebu Davud, Menasik 87, (2009).

1515 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke' ye girmek icin guslederdi."
Tirmizi, Hacc 29, (852).

1516 - Bir rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke' ye girmek icin gusletti" denmistir.
Tirmizi, Hacc 29 (852).

1517 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma): "Mina gecelerinde, hicbir haci, Mina Akabesi'nin gerisinde geceyi gecirmemelidir."derdi.
Muvatta, Hacc 209, (1, 406).

1518 - Bir diger rivayet soyle: "Hz. Omer (radiyallahu anh), (eyyam-i Mina'da hususi) adamlar gondererek, halkin Akabe'nin gerisine (Mina cihetine) girmelerini saglardi."
Muvatta, Hacc 208, (1/406).

1519 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Hz. Abbas (radiyallahu anh) Kabe ile ilgili sikaye vazifesi, kendi sorumlulugunda oldugu icin, eyyam-i Mina'yi Mekke'de gecirmek icin izin istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da ona izin verdi."
Buhari, Hacc 133, 75; Muslim, Hacc 346, (1315); Ebu Davud, Menasik 75, (1959).

1520 - Ala Ibnu'l-Hadrami (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muhacir olanlar, menasiklerini tamamladiktan sonra Mekke'de uc gun kalirlar."
Buhari, Menakibu'1-Ensar 47; Muslim, Hacc 441,(1352); Tirmizi, Hacc 103, (949); Ebu Davd, Menasik 96, (2022); Nesai, Taksiru's-Salat 4, (3,122).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1521 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den anlatildigina gore, kendisine: "Kisi Beytullah'i gorunce ellerini kaldirir mi." diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Resulullah (aleyhissa1atu vesselam)'la haccettik. O zaman biz bunu yapardik."
Tirmizi, Hacc 32, (955). Bu metin Tirmizi'ye aittir. Mevzu uzerine, Ebu Davud ve Nesai'den gelen metin muteakip rivayettedir.

1522 - Ebu Davud ve Nesai'de bu rivayet su sekildedir: "Bu hususta soruldu, su cevabi verdi:
"Yahudilerden baska birisinin yaptigini gormedim. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte haccettik, bunu yapmadik."
Ebu Davud, Menasik 46, (1870); Nesai, Hacc 122 (5, 212).

1523 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhisslatu vesselam) ilerledi, Mekke'ye girdi. (Dogru Beytullah'agiderek) Haceru'1-Esved'e geldi, (ilk is) onu istilam buyurdu. Sonra Beytullah'i (yedi savtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlaninca) Safa tepesine geldi, oradan beytullah'a bakti. Ellerini kaldirip Allah'i (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye basladi ve Allah'in zikretmesini diledigince zikretti, dua etti. Bu sirada Ensar (radiyallahu anhum) da onun asagisinda (ayni sekilde zikir ve duada bulunuyordu)."
Ebu Davud, Menasik 46 (1872).

1524 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke'den (ayrilip Medine'ye) yonelmisti. Kudeyd'e gelmisti ki, kendisine Medine'den bir haber ulasti. Bunun uzerine, ihramsiz olarak Mekke'ye dondu."
Muvatta, Hacc 248 (1, 423).

HACCDA NIYABET

1525 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Fadl Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in terkisinde idi. Has'ame'den bir kadin birseyler sormak istiyordu. Fadl, kadina, kadin da Fadl'a bakmaya basladi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) eliyle Fadl'in basini obur istikamete cevirdi. Kadin:
"Ey Allah'in Resulu, Allah'in kullarina yazdigi hacc farizasi yasli ve ihtiyar babama ulasti. Ancak o, binegin uzerinde durabilecek halde bile degil. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet!" dedi. Bu hadise, Veda haccinda cereyan etti."
Buhari, Hacc i, Cezau's-Sayd 23, 24, isti'zazi 2; Muslim, Hacc, 407, 408, (1334,1335); Muvatta, Hacc 97, (1, 359); Tirmizi, Hacc 85, (928); Ebu Davud, Menasik 26, (1809); Nesai, Hacc 9,11,12, (5,117,118).

1526 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Bir adam Resulullah (aleyhissalatu. vesselam)'a gelerek:
"Kizkardesim haccetmeye nezretti. Ancak bunu ifa etmeden oldu, (ne yapmak gerekmektedir?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Uzerinde baska borcu var miydi, sen bunu odeyiverdin mi?" buyurdu. Adam:
"Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'a olan borcunu da odeyiver. O, (celle sanuhu) borc odenmeye daha layiktir" dedi."
Buhari, Eyman 30, Cezau's-Sayd 22, Itisam 12; Nesai, Hacc 7, 8, (5,116); Muslim, Nezr 1, (1638).

1527 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet edildigine gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir adamin:
"Subrume adina lebbeyk!" dedigini isitir.
"Subrume de kim?" diye sorar. Adam:
"Bir kardesim veya bir yakinim!" diye cevap verir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Sen kendi hesabina hacc yapmis misin?" diye sorar. "Hayir!" cevabini alinca:
"Oyleyse once kendi adina hacc yap, sonra Subrume adina yaparsin!" der."
Ebu Davud, Menasik 26, (1811); Ibnu Mace, Menasik 9, (2903).

TESRIK GUNLERINDE TEKBIR

1528 - Yahya Ibnu Said anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) yevm-i nahrin sabahinda gunduz biraz yukselince cikip tekbir getirdi. Onun tekbiriyle birlikte halk da tekbir getirdi. Ayni gun, gunduzun tamamen yukselmesinden sonra ikinci defa cikip tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. Sonra gunesin zeval vaktinde cikip tekrar tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. (Getirilen) bu tekbir Mescid-i Haram'a kadar ulasti ve halk: "Hz. Omer tekbir getirdi" deyip tekbir getirdiler."
Muvatta, Hacc 205, (1, 404).

1529 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore, "O, cadirinin icinde tekbir getirirdi."
Buhari, Iydeyn 12. (Tercume'de muallak olarak kaydeder. Ancak Buhari, bunu Ibnu Omer'e degil, Hz. Omer'e nisbet eder.)

1530 - Meymune (radiyallahu anha)'dan anlatildigina gore, "Yevm-i nahrde tekbir getirir, kadinlar da Eban Ibnu Osman'in arkasindan tekbir getirirlerdi."
Buhari, Iydeyn 12.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
HUTBE

1531 - Abdurrahman Ibnu Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Mina'da iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab etti. Kulaklarimiz oylesine acildi ki, sanki her ne soylese bulundugumuz yerden (rahat) isitiyorduk. Bir ara, halka menasikini ogretmeye basladi. Boylece taslama yerine kadar geldi. (Konusurken) sehadet ve orta parmagini (kulaklarina) koymustu. (Atilacak taslarin nohut buyuklugundeki) firlatma tasi oldugunu soyledi. Muhacirler'e emrederek Mescid'in on kisminda konaklamalarini, Ensar'a da Mescid'in arka kisminda konaklamalarini soyledi.",
Ravi der ki: "Iste bundan sonradir ki herkes (bineklerinden inip) yerlesti."
Ebu Davud, Menasik 70, (1951); Nesai, Hacc 189, (5, 249).

1532 - Rafi' Ibnu Amr el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Mina'da halka hitab ederken gordum, Vakit kaba kusluktu ve Efendimiz, boz bir disi katirin uzerindeydi. Hz. Ali (radiyallahu anh) de, Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'in sozlerini rahat isitebilecegi bir mesafede durup, eksiltip artirmadan halka tekrar ediyordu. Halkin kimisi ayakta idi, kimisi de oturuyordu."
Ebu Davud, Menasik 73, (1956).

COCUGUN HACCI

1533 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ravha'da bir grup yolcuya rastladi. Onlardan bir kadin kendisine bir cocugu kaldirip:
"Bunun icin de hacc caiz olur mu?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet olur ve sana da sevab vardir"buyurdu."
Muslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Davud, Menasik 8, (1736).

1534 - Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Babam (radiyallahu anh) bana, Veda hacci sirasinda Resulullah(aleyhissalatu vesselam)'la birlikte hacc yaptirdi. Ben o zaman yedi yasinda idim."
Buhari, Cezau's-Sayd 25; Tirmizi, Hacc 83, (925).

1535 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) diyor ki: "Biz, kadin ve cocuklara bedel, telbiye getiriyorduk."
Tirmizi, Hacc 84, (927); Ibnu Mace, Menasik 68, (3038).
Ilim adamlari, kadinin yerine baskasinin telbiye getiremeyecegn hususunda icma etmislerdir. .

SARTLI HACC

1536 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Subaa Binti'z-Zubeyr (radiyallahu anha)'in yanina girdi:
"Herhalde sen hacc yapmak istiyorsun ?" dedi. Subaa:
"Vallahi kendimi hasta buluyorum" diye cevap verince:
"Hacca cik, fakat sart kos ve de ki: "Ya Rabbi, beni nerede hapsedersen orasi (ihramdan cikip hacci birakma) yerimdir."
Buhari, Nikah 15; Muslim, Hacc 104, (1207); Nesai, Hacc 60, (5,168).

1537 - Tirmizi de der ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), haccda sart kosmayi reddeder ve soyle derdi: "Size Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti kifayet etmiyor mu?" Nesai'nin rivayetinde su ziyade yer alir: "O, hicbir zaman sart kosmamistir. Eger sizden biri bir maniden dolayi haccini tamamlayamazsa, Beytullah'a giderek tavaf etsin, Safa ve Merve arasinda sa'yetsin, sonra tras olsun yahut sacini kisalttirsin. Boylece ihramdan cikmis olur ve gelecek sene hacc yapincaya kadar her sey kendisine helal olur."
Sarihler, bu hadisi Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet eden Tavus ile Said Ibnu Cubeyr in de bununla amel etmediklerini belirtirler.
Esasen hacci tamamlamaya mani bir engelle karsilasacak olanlarin tabi olacaklari ihsar ahkami varken, onceden kosulan sart, yeni bir hak getirmiyor.

HAREM'DE SILAH TASIMAK HAKKINDA

1538 - Ibnu Cureyc (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in ayaginin cukuruna, Mina'da mizragin uc demiri isabet etti. Haccac, Ibnu Orner (radiyallahu anhuma)'e gecmis olsun ziyaretine geldi. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Keske sana bunu isabet ettireni bilseydik (de cezalandirsaydik)" dedi. Ibnu Omer:
"Bana onu sen isabet ettirdin" dedi. Oburu:
"Nasil olur?" deyince, Ibnu Omer:
"Silah tasinmasi yasak olan bir gunde sen silah tasidin. Harem'e silah soktun. Halbuki Harem'e silah sokulmaz" dedi."
Buhari, Iydeyn 9.

1539 - Bera Ibnu Azib (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hudeybiye'de Mekkelilerle, "Sehre, silahin sadece culubbanindan yani icindekileriyle dagarciktan baska bir sey sokmamak sartiyla anlastilar."
Buhari, Sulh 6, Umre 3, Cezau's-Sayd 17, Cizye 19, Megazi 48; Muslim, Cihad 90, (1783); Ebu Davud, Menasik 33, (1832).

ZEMZEM SUYU HAKKINDA

1540 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a zemzem suyu verdim, ayakta icti."
Buhari, Hacc 76, Esribe 16; Muslim, Esribe 117, (2027); Tirmizi, Esribe 12, (1883).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1541 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Hudeybiye Antlasmasi) sirasinda bir Kureysliye, Hudeybiye'ye zemzem suyu getirmesini soyledi. Adam getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu Medine'ye goturdu"
Rezin'in ilavesidir.

MUTEFERRIK HADISLER

1542 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, Mina'da, seni gunese karsi golgeleyecek bir bina yapmayalim mi?" demistim, bana:
"Hayir! dedi. Orasi oraya gelenlere develerini ihdirma yeridir!"
Ebu Davud, Menasik 90, (2019); Tirmizi, Hacc 51, (881); Ibnu Mace, Menasik 52, (3006, 3007).

1543 - Ebu Vakid el-Leysi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim. Veda haccinda zevcelerine soyle demistir:
"Size bu (farziniz !) bundan sonra hasirlarin arkalari!"
Ebu Davud, Menasik 1, (1722).

1544 - Ibrahim (rahimehullah) babasi tarikiyle dedesinden rivayet ediyor:
"Hz. Omer (radiyallahu anh), yatigi en son haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerine izin verdi. Onlarla birlikte Abdurrahman Ibnu Auf ve Osman Ibnu Affan (radiyallahu anhuma)'i gonderdi."
Buhari, Cezau's-Sayd 26.
Berkani der ki: "(Hadisi rivayet eden) Ibrahim'den maksad: IbrahimIbnu Abdirrahman Ibni Avftir."
Humeydi ise: "Bu aciklama isabetli gozukmuyor. Derim ki: O, Ibrahim Ibnu Abdirrahman Ibni Abdillah Ibni Ebi Rebia el-Mahzumi'dir." Dogruyu Allah bilir.

1545 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Gercek haci kimdir?" diye soruldu da su cevabi verdi:
"Sacini duzenleyip yikamayi ve koku surunmeyi coktan terketmis kimsedir. . "
Kendisine tekrar: "Hangi hacc efdaldir?" diye sorulunca:
"Yuksek sesle telbiye getirilen ve kurban kesilen" dedi.
"(Haccla ilgili ayette gecen) sebil nedir?" diye soruldu.
"Zad (nafaka) ve rahile (binek)dir" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Al-i Imran, (3001); Ibnu Mace, Menasik 6, (2896).

1546 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu! Bana hacc farz oldu. Borcum da var (once hangisini odeyeyim?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Once borcunu ode!" dedi."
Rezin ilavesidir.

1547 - Sumame (rahimehumullah) anlatiyor:
"Hz.Enes (radiyallahu anh), cimri olmadigi halde havidli bir devenin uzerinde haccini yapti." (Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da yol esyasini yukledigi. havidli bir deve uzerinde hacc yapti" demistir.
Buhari, Hacc 3 (Muallak senetsiz olarak kaydetmis.)

1548 - Ubeyd Ibnu Cureye anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Seni dort sey yaparken goruyorum. Bunlari arkadaslarindan bir baskasinin yaptigini gormedim" dedim. Bana:
"Ey Ibnii Cureye, onlar nedir`?" diye sordu. Ben de saydim: "Sen Kabe'nin rukunlerinden sadece iki Yemani rukne (rukn-i Yemani. ve rukn-i Hacer) temasta bulunuyor, digerlerine temas etmiyorsun. Keza senin tuysuz deriden ma'mul nalin giydigini goruyorum. Keza senin (sac ve sakalini) sariya boyadigini goruyorum. Keza seni Mekke'de gordum, herkes (Zilhicce) hilalini gorunce ihrama girdikleri halde sen terviye gunu (8 Zilhicce) ihrama girdin!" Bana su aciklamayi yapti:
"Rukunlere temasa gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)' in, sadece iki rukne temas ettigini gordum. Tuyu yolunmus nalina gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in nalinlarinda hic tuy gormedim. Ayaklari onlarin icinde iken abdest alirdi. Ben onu giymeyi seviyorum. Sariya gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onunla boyandigini gordum. Ben onunla boyanmayi seviyorum. Ihrama girmeye gelince, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in devesi, onu yola koyuncaya kadar telbiye cektigini gormedim."
Buhari, vudu' 30; Muslim, Hacc 25, (1187); Muvatta, Hacc 31, (1, 333); Ebu Davud, Menasik 21, (1772).

HZ. PEYGAMBER'IN HACC VE UMRESI

1549 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (uc kere hacc yapti. Soyle ki): "Hicret etmezden once iki, hicretten sonra da bir hacc ve bununla birlikte bir umre yapti. Bu hacc sirasinda (Medine'den) altmis uc deve sevketti. O sirada Hz. Ali (radiyallahu anh) Yemen'den geldi, beraberinde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kestigi kurbanlaringeri kismi da vardi. Bunlar arasinda (Ebu Cehl'e ait olup Bedir Savasi'nda ganimet olarak alinan) burnunda gumus halka bulunan deve de vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hepsini kesti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) her deveden bir parca alinmasini emretti. Bunlar (bir kapta) pisirildi. Efendimiz suyundan icti."
Tirmizi, Hacc 6, (815) .

1550 - Urve Ibnu Zubeyr (rahimehullah) anlatiyor:
"Ben ve Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Hz. Aise'nin hucresine dayanmistik, (o icerde dislerini misvakliyordu. Bu esnada) misvaktan cikan sesleri isitiyordum. Ben, Ibnu Omer'e:
"Ey Ebu Abdirrahman! Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb ayinda umre yapti mi?) diye sordum.
"Evet!" dedi. Ben de, Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye seslendim:
"Ey annecigim, Ebu Abdirrahman'i dinliyor musun ne soyluyor?"
"Ne soyuyor?" dedi.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb'te umre yapti diyor" dedim. Hz. Aise (radiyallahu anha):
"Ebu Abdirrahman'a Allah magfiret etsin. Omrum hakki icin, Receb'de umre yapmadi. Hem O, nasil olur da yanilir, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in) yaptigi her umrede o da hazir bulunmustu" dedi. Ibnu Omer, Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin bu sozlerini isittigi halde ne "evet!" ne de "hayir!" demedi, sukut etti."
Buhari, Umre 3; Muslim, Hacc 219, (1255); Tirmizi,Hacc 93, (936, 97); Ebu Davud, Menasik 80, (1991,1992).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1551 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dort umre yapti: 1- Hudeybiye umresi, 2-Muteakip sene Zilkade ayinda yaptigi umretu'1-kada, 3-Ciirrane'den yapti-gi umre, 4- (Veda hacci sirasinda) hacc ederken yaptigi umre."
Tirmizi, Hacc 7, (816); Ebu Davud, Menasik 80, (1993); Ibnu Mace, Menasik 50, (3003).

1552 - Hz.Urve (rahimehullah) demistir ki:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc umre yapti: Biri Sevval ayinda, ikisi de Zilkade ayindadir."
Muvatta, Hacc 56, (1, 342).

1553 - Imam Malik'e ulastigina gore: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) uc sefer umre yapmistir:1- Hudeybiye senesinde, 2- (Hudeybiye yilini takip eden) kaza senesinde, 3-C'urrane senesinde"
Muvatta, Hacc 5, (1, 342).

1554 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aramizda oldugii halde biz Veda haccindan bahsederdik ve Veda haccinin ne oldugunu bilmezdik. (Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal'i mevzubahis etmisti, sozu onun hakkinda epeyce uzatip sunlari da soylemisti:
"Allah'in gonderdigi her peygamber, ummetini onunla korkuttu. Hz.Nuh (aleyhisselam) ve ondan sonra gelen butun peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranizdan cikacaktir. Onun se'ninden (yapacgi icraatler) hic bir sey size gizli kalmayacak. Cunku sizlere gizlemez. Rabbinizin gozu kor degildir. Halbuki onun sag gozu kordur. Onun gozu pertlek bir uzum gibidir.
Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanini, malini haram kildi, bunlar,su gunlerinizin, su beldenizdeki haramligi gibi haramdir.
Acaba teblig ettim mi?" (Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bu sorusuna cemaat hep bir agizdan:
"Evet" diye cevap verdi. Bunun uzerine uc sefer:
"Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol!" dedi ve tekrar cemaate yonelerek:
"Vah size! -veya eyvah size!- Benden sonda donup birbirlerinizin boyunlarini vuran kafirler olmayin!" dedi."
Buhari, Hacc 132, Edeb 43, 95, Hud 9, Diyat 2, Fiten 8; Muslim, Iman 119, (66).

1555 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), saclarini tarayip yagladiktan, rida ve izarini giydikten sonra Medine'den ashabiyla birlikte ayrildi. Rida ve izar cesitlerinden, vucudun cildine boyasi gecen za'feranla boyanmis olanlar disinda hic bir seyi yasaklamadi. Boylece Zulhuleyfe'ye geldi. Orada devesine bindi. Devesi onu Beyda sirtina cikarinca O (aleyhissalatu vesselam) da, Ashab'i (radiyallahu anhum) da telbiye getirdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanligina takisini takip nisanladi. Bu is, Zilkade ayinin sondan besinci gununde cereyan etmisti. Mekke'ye Zilhicce'nin dordunde indi. (Ilk is) Beytullah'i tavaf etti, Safa ve Merve arasinda sa'yde bulundu. Kurbanligi sebebiyle ihramdan cikmadi. Cunku ona (kurbanlik alameti olan takiyi) takmisti. Sonra Mekke'nin Hacun yanindaki en yuksek yerine indi. Artik hacc icin telbiye getiriyordu. Kabe'ye onu tavaf ettikten sonra, Arafat'tandonunceye kadar hicyaklasmadi.Asabina ise, Kabe'yi tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasindasa'yetmelerini emretti, sonra saclarini kisaltarak ihramdan cikmalarini emretti. Butun bu emirler, beraberinde kurbanlik olaraktakilanmis devesi olmayanlar icindi. Beraberinde hanimi bulunanlara, hanimlarida helaldi. Keza koku ve elbisede helaldi."
Buhari, Hacc,21,70,128

1556 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'ta vakfe yapti ve: "Burasi Arafat'tir, vakfe yeridir, Arafat'in her yeri vakfe yeridir" dedi.
Sonra gunes batar batmaz ifaza yapti. (Arafat'i terketti). Devesinin terkisine Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma)'i bindirdi. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), -halk saginda ve solunda (develere telasla vururlarken) onlara donup bakmadan her zamanki sukun ve rifk halini koruyarak eliyle isaret edip: "Ey insanlar! Sakin olun" diyordu.
Sonra Cem'e (Muzdelife'ye) geldi. Orada iki namazi da (aksam ve yatsi) beraberce kildirdi. Sabah olunca Kuzah tepesine gelip uzerinde vakfe yapti.
"Burasi Kuzeh'dir, vakfe yeridir. Cem'in tamami vakfe yeridir!"dedi. Sonra oradan ayrildi, Muhassir vadisine geldi. Devesine vurdu. Deve dort nala kosarak vadiyi gecti. Orada durup, amcasi Abbas (radiyallahu anh)'in oglu Fazl'i devesinin terkisine aldi.
Oradan Cemretu'l-Akabe'ye geldi ve taslama yapti. Sonra menhara (kesim yerine) geldi:
"Burasi menhardir (kurbanlarimizi kesecegimiz yer), Mina'nin her tarafi menhardir" buyurdu. Has'am kabilesinden genc bir kadin gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Babam yaslanmis bir ihtiyardir, Allah'in hacc farizasi kendisine terettup etmektedir. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" diye bir sual sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselàm):
"Babana bedel hacc yap!"cevabini verdi. Bu sirada eliyle, devenin terkisinde bulunan Fazl'in basini buktu. Amcasi Abbas (radiyallahu anh):
"Ey Allah'in Resulu! Amcanin oglu Fazl'in basini niye buktun?" diye sordu.
"Ikisini de birer genc goruyorum. Onlar hakkinda seytanin serrinden emin degilim!" dedi. Derken bir adam daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben tras olmazdan once ifaza tavafini yaptim!" dedi.
"Tras da ol, bunda mahzur yok!" cevabini aldi. Derken bir baskasi daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben taslama yapmazdan once kurbanimi kesmis bulundum!" dedi.
"Taslarini da at, bunda bir mahzur yok!" cevabini aldi. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'a geldi, onu tavaf etti, sonra zemzem'e geldi ve:
"Ey Abdulmuttalibogullari, eger halk size bunun uzerine galebe etmeyecek olsa mutlaka cekerdim" dedi."
Tirmizi, Hacc 54, (885).

IRTIDAD VE YOL KESME HADDI

1557 - Zeyd Ibnu Eslem (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Dinini degistirenin boynunu vurun."
Imam Malik, bu hadisi Muvaffa'da Akdiye 15, (2, 736)kaydeder ve hadis hakkinda su aciklamayi sunar: "Bu hadisin manasi sudur: "Her kim Islam'dan cikarak zindiklik ve benzeri bir dine girecek olursa, kendisine galebe calindigi takdirde oldurulur. Oyle birine tevbe teklif edilmez. Zira gercekten tevbe edip etmedigi bilinemez. Cunku bunlar (galebeden once) kufurlerini gizleyip, Musluman olduklarini ilan ediyorlardi. Ben, boylelerinin kufru, delille subut buldugu takdirde tevbe etmeye cagirilmalarini uygun bulmam, (tevbe etse de kabul edilmemeli)." Devamla der ki: "Bizim nezdimizde, esas olan sudur: "Bir kimse irtidad ederse tevbeye cagirilir, (kendisine galebe calinmazdan once) tevbe ederse (hayati bagislanir), aksi takdirde oldurulur."
Imam Malik devamla der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in:"Dinini terkedeni oldurun" hadisinin manasi: "Kim Islam'dan cikip bir baska dine gecerse" demektir. "Islam'dan baska bir dinden cikarak bir diger dine gecerse..." demek degildir. Sozgelimi Yahudiligi terkederek Hiristiyanliga veya Mecusilige gecen kastedilmemistir. Binaenaleyh ehl-i zimmeden herhangi biri boyle bir din degistirmesi yapacak olsa ne tevbeye cagirilir, ne de oldurulur."

1558 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Abdullah Ibnu Sa'd Ibni Ebi s-Sarh Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e katiplik yapiyordu. Seytan ayagini kaydirdi; adam irtidad ederek kafirlere sigindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih gunu, onun oldurulmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (radiyallahu anh) onu himayesi altina aldi. Resulullah da bu himayeyi tanidi."
Ebu Davud, Hudud 1, (4358); Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7,107).
Bu hadis Tefsir bolumunde, Nahl suresinin tefsiri sirasinda Nesai rivayeti olarak daha uzun bir hadiste gecmistir.

1559 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina gelip:
Ey Allah'in Resulu! Biz hayvancilikla ugrasip sutle beslenen (col) insanlariyiz, (cift-cubukla ugrasan) koyluler degiliz" dediler. Bu sozleriyle, Medine'nin havasinin kendilerine iyi gelmedigini ifàde ettiler. Resulullah, onlara (hazineye ait) develerin ve cobanin (bulundugu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sutlerinden ve bevillerinden icmelerini soyledi. Gittiler, Harra bolgesine varinca, Islam'dan irtidad ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in cobanini da oldurup develeri surduler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ulasti.
Resulullah, derhal arkadaslarindan takipci cikardi (yakalanip getirildiler). Gozlerinin oyulmasini, ellerinin kesilmesini ve Harra'nin bir kenarina atilmalarini ve o sekilde olume terkedilmelerini emretti. "
Buhari, Muharibin 16,17,18, Diyat 22, Vudu 66, Zekat 68, Cihad 152, Megazi 36, Tefsir, Maide 5, Tibb 5, 6, 29; Muslim, Kasame 9, (1671); Tirmizi, Taharet 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebu Davud, Hudud 3, (4364-4371); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-98); Ibnu Mace, Hudud 20, (2578).

1560 - Ebu'z-Zinad (merhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerini calanlarin (el ve ayaklarini) kestigi, gozlerini de atesle oydugu zaman, Allah zulcelal hazretleri, Hz. Peygamber'i itab etti ve mesele uzerine su ayeti inzal buyurdu: "Allah ve Resulu'ne harp acanlarin cezasi..:" (Maide 33).
Ebu Davud, Hudud 3, (4370); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7,100).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
ZINA HADDIYLE ILGILI HUKUMLER

1561 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Soyle demisti:
"Allah Teala hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gonderdi ve O'na Kitab'i indirdi. Bu indirilenler arasinda recm ayeti de vardi! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrica, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana recm cezasini tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben su endiseyi tasiyorum: Aradan uzun zaman gecince, bazilari cikip: "Biz Kitabullah'da recm cezasini gormuyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'in kitabinda indirdigi bir farzi terkederek dalalete dusebilecektir. Bilesiniz, recm, kadin ve erkekten muhsan olanlarin zinalari, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sub�t buldugu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktir. Allah'a kasemle soyluyorum, eger insanlar: "Omer Allah Teala' nin kitabina ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardim."
Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, I'tisam 16; Muslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizi, Hudud 7, (1431); Ebu Davud, Hudud 23, (4418).

1562 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allahu Teala Kur'an-i Kerim'inde: "Kadinlarinizdan fuhsu irtikab edenlere karsi icinizden dort sahid getirin. Eger sehadet ederlerse onlari olum alip goturunceye, yahud Allah onlara bir yol acincaya kadar. kendilerini evlerde alikoyun (insanlarla ihtilattan menedin)" buyurdu. (Nisa 15).
Cenab-i Hakk, bu ayette (zina meselesinde) once kadini zikrettikten sonra, erkegi kadinla birlikte ele alarak soyle demistir: "Sizler-den fuhsu irtikab edenlerin her ikisini de (kinayarak) eziyete kosun. Eger tevbe edip (nefislerini) islah ederlerse artik onlara (eziyetten) vazgecin. cunku Allah tevbeleri cok kabul eden, en cok esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-i Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek soyle buyurdu: "Zina eden kadinla zina eden erkekten her birine yuzer deynek vurun. Eger Allah'a ve ahiret gunune inaniyorsaniz bunlara, Allah'in dinini tatbik hususunda, aciyacaginiz tutmasin. Mu'minlerden bir zumre de bunlarin azabina (bu cezalarina) sahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur suresinde recm ayeti nazil oldu. Onceki (celdeyi emreden) vahiy bekar (zani) icindi. Sonra recm ayeti tilavetten kaldirildi, ancak hukmu baki kaldi."
Ebu Davud, Hudud 23, (4413).
Bu rivayetin "...yuzer deynek vurun"ibaresine kadar olan kisim Ebu Davud'a aittir, mutebakisini Rezin ilave etmistir.

1563 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh): "Ey Allah'in Resulu, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dort sahid getirmek icin bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Evet bekleyeceksin!" dedi."
Muslim, Lian 14, (1498); Muvatta,Hudud 7, (2,823); Ebu Davud, Diyat 12, (4532, 4533).
Muslim ve Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Bir adam, karisinin yaninda bir yabanci yakalasa onu oldurebilir mi ne dersiniz?" diye sorar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle sereflendiren Allah'a yemin ederim, firsati yakalarsam ondan once kilincimi isletirim" der. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Efendinizin ne soyledigine bakin!" buyurur.

1564 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid (radiyallahu anhuma) sunu anlattilar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Cariye zina yaparsa ona celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin ve sonra onu (kildan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satin gitsin."
Buhari, Buyu 66,110,17; Muslim, Hudud 30, (1703);Muvatta, Hudud 14, (826); Tirmizi, Hudud 13, (1440);Ebu Davud, Hudud 33, (4469, 4470, 4471).
Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayiplamasin" denmistir.

1565 - Ebu Abdirrahman es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.Ali (radiyallahu anh) hutbede soyle buyurdu: "Ey insanlar, kolelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasinlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in bir cariyesi zina yapmisti, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dovmek uzere) yanina geldim. Yeni nifas olmustu. Doversem oldururum diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana:" Iyi yapmissin, iyilesinceye kadar ona dokunma" dedi."
Muslim, Hudud 34, (1075); Tirmizi, Hudud 13, (1441); Ebu Davud, Hudud 34, (4473).

1566 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hur kimseye terettup eden haddin bolunebilen cesidinin yarisini koleye hukmetti. Sozgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve surbu'l-hamr (icki) haddi boyledir. (Bunlar bolunebilen haddlerdir, koleye hep yarisi tatbik edilir).
Rezin ilavesidir.

1567 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) hazretlerinden rivayete gore: Cariyelerinden birine hadd tatbik etmis, bu maksadla ayaklarina ve bacaklarina vurmaya baslamisti. Bunu goren Salim (rahimehullah) kendisine:
"- (Sen niye boyle yapiyorsun?) Cenab-i Hakk'in"Bunlara Allah'in dinini tatbik hususunda aciyacaginiz tutmasin..:" (Nur 2) sozu nerede kaldi?" der. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de:
"- Beni ona sefkatli davraniyor mu buldun? Her halde Cenab-i Hakk onu oldurmemi emretmedi" cevabini verir.
Rezin ilavesidir.

1568 - Vail Ibnu Hucr Ibni Rebia (radiyallahu anh) anlatiyor; "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sagliginda, namaz kilmak maksadiyla bir kadin evinden cikmisti. Yolda ona bir erkek rastladi. Kadina cullanip ihtiyacini giderdi. Kadin bagirdi, adam ise sivisti gitti.
(Cigligi uzerine) kadina bir erkek ugramisti. Ona basindan geceni anlatip, bir adam bana boyle boyle yapti dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladi, basindan geceni onlara da anlatip: "Bir adam bana boyle yapti!" dedi. Hep beraber yuruyup, kadinin kendisine tecavuz ettigi kimseyi yakalayip kadina getirdiler. Kadin:
"- Evet bu odur?" dedi. Sonra adami Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina goturduler. Resulullah adamin recmedilmesini emrettigi sirada, kadina tecavuz etmis olan kimse kalkip:
"- Ey Allah'in Resulu, suclu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina:
" Git. Allah gunahlarini affetti" dedi. Zan altinda kalmis olan kimseye de guzel sozler soyleyip (gonlunu aldi). Mutecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi.
Sonra Resulullah sunu soyledi: " Bu adam oyle bir tevbe ile tevbe etti ki, boyle bir tevbeyi Medine ahalisi yapsaydi kabul edilirdi."
Tirmizi, su ziyadede bulunmustur: "Vail (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kadina mehir takdir edip etmedigini zikretmedi."
Tirmizi, Hudud 22, (1452); Ebu Davud, Hudud 7, (4379).

1569 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer'e, zina yapmis olan deli bir kadin getirildi. (Recm edilip edilemeyecegi hususunda) halkla istisare ederek recmedilmesine hukmetti. Kadina Hz. Ali (radiyallahu anh) ugradi. (Hazirligi gorunce):
"- Bunun hali nedir?" diye sordu. Kendisine: "Falanca kabileden deli bir kadindir, zina yapmistir. Hz. Omer (radiyallahu anh), recmedilmesine hukmetmistir" dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Kadini geri goturun!" dedi, sonra Hz. Omer'e ugrayip:
"- Ey mu'minlerin emiri! Bilirsin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Kalem uc kisiden kaldirilmistir (artik onlar yaptiklarindan sorum1u degildirler): Buluga erinceye kadar cocuktan, uyanincaya kadar uyuyandan, sifa buluncaya kadar bunamistan." Bu bicare kadin falanca kabilenin bunagidir. Ona tecavuz eden, muhakkak ki akli noksanligi sirasinda tecevuz etmistir" dedi."
Ebu Davud Hudud 16. (4399.4400. 4401. 4402).

1570 - Habib Ibnu Salim (rahimehullah) anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Huneyn denen bir adam karisinin cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anh)'e goturuldu.
"- Ben, dedi, hakkinizda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmuyle hukmedecegim: Eger zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yuz deynek yiyeceksin, helal etmezse recmedileceksin.."
Sonra (tahkik etti) karisinin cariyeyi adama helal ettigini gorunce, emir yuz deynek vurdu."
Tirmizi, Hudud 21, (1451); Ebu Davud, Hudud 28, (4458, 4459); Nesai, Nikah 70, (6,124); Ibnu Mlace, Hudud 8, (2551).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1571 - Seleme Ibnu Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), haniminin cariyesine temas eden bir adam hakkinda soyle hukmetti: "Eger, adam cariyeyi zorladi ise, cariye hurdur, adam, cariyenin efendisine (yani karisina) mislini borclanmistir, cariye riza gostermisse, cariye adamin olur, cariyenin efendisine, onun bir mislini borclanir."
Ebu Davud, Hudud 28, (4460, 4461); Nesai, Nikah 70, (1,124); Ibnu Mace, Hudud 8, (2553).

1572 - Bera Ibnu'l-Azib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Dayim Ebu Burde Ibnu Niyar -beraberinde bir bayrak oldugu halde- bana ugradi. Kendisine nereye gidecegini sordum.
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana babasinin hanimiyla evlenen bir adamin kellesini getirmemi (ve malina da el koymami) emretti, Ona gidiyorum" diye Cevap verdi."
Tirmizi, Ahkam 25, (1362); Ebu Davud, Hudud:27, (4456, 4457); Nesai, Nikah 58, (6,109-110); Ibnu Mace, Hudud 35, (2607).

1573 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Kim, nikahi haram olan bir akrabasina cinsi temasta bulunursa -veya soyle demisti; kim haram yakini ile evlenirse- onu oldurun."

1574 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ummu veledine temas etmekle itham edilmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye : "Git boynunu vur!" diye emretti. Hz. Ali, adama geldigi vakit, onu bir kuyunun icinde (yikanip) serinliyor buldu.
"Cik disari!" diyerek elinden tutup kuyunun disina cikardi. Hz. Ali, adamin mecbub (burulmus) ve tenasul organindan mahrum oldugunu gordu. Artik ona dokunmayip, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e haber verdi. Resulullah, onu, davranisi sebebiyle takdir etti."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sahid, gaibin gormedigini gorur" buyurdu".
Muslim, Tevbe 59, (2771).

1575 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek ismini de verdigi bir kadinla zina yaptigini itiraf etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina adam gondererek meseleyi sordurdu. Kadin, zina ettigini inkar etti. Bunun uzerine, adama hadd celdesi tatbik etti, kadina dokunmadi."
Ebu Davud, Hudud 31, (4466).

1576 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bekr Ibnu Leys kabilesinden bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek, bir kadinla (itiraf ederek) dort kere zina yaptigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona yuz sopa vurulmasina hukmetti. Zira adam bekardi. Sonra, kadin aleyhine beyyine sordu. Kadin:
"- Ey Allah'in Resulu! Vallahi yalan soyluyor" dedi. bunun uzerine, Resulullah, adami iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti."
Ebu Davud, Hudud 31, (4467).

RESULULLAH'IN HADD TATBIK ETTIKLERI KIMSELER

1577 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, Maiz Ibnu Malik el-Eslemi (radiyallahu anh) gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, ben nefsime zulmettim, zina fazihasini isledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu reddetti (geri cevirip meselenin uzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gun tekrar geldi. Yine:
"- Ey Allah'in Resulu, ben zina fazihasini irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adami ikinci sefer geri ceviren Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adamin kavmine birisini yollayarak:
"Onun aklinda bir noksanlik biliyor musunuz, normal bulmadiginiz bir davranisina rastladiniz mi?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber:
"Biz onu gordugumuz kadariyla, aramizdaki salih kisilere denk akil (ve feraset) sahibi biliyoruz" dediler. Maiz ucuncu sefer muracaatta bulundu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onlara yine birini gondererek adam hakkinda sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklinda bir kusur olmadigini soylediler.
Adam dorduncu sefer muracaat edince, ona bir cukur kazdirdi. Taslanmasini emretti ve taslandi.
Ravi der ki: Gamidiye adinda bir kadin da gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, beni niye reddediyorsun. Goruyorum ki, beni de Maiz gibi geri cevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyle ise hayir. Sen git ve cocugu dogurunca gel" dedi. Kadin gitti cocugu dogurunca, bir beze sarilmis olarak cocukla geldi.
"Iste cocuk, dogurdum!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Git, sutten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadin gitti, o cocugu sutten kesince cocukla birlikte geldi. Cocugun elinde bir ekmek parcasi vardi.
"Ey Allah'in Resulu, iste cocuk, sutten kestim, yemek de yedi" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cocugu alip, Muslumanlardan birine teslim etti. Sonra bir cukur kazilmasini emir buyurdu. Gogsune kadar derinlikte bir cukur kazildi. Bundan sonra halka taslamalarini emretti. Herkes tasladi. Halid Ibnu Velid (radiyallahu anh) elinde bir tas ilerledi, basina atti. Kan yuzune fiskirmisti, kadina kufretti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Halid'in kadina kufrettigini isitince:
"Ey Halid agir ol!" dedi ve ilave etti:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun, bu kadin oyle bir tevbe yapti ki, sayet alis-veriste sahtekarlik yapanlar ayni tevbe ile tevbe yapsalardi, onlarin bile magfiretine yeterdi !"
Sonra Resulullah (tekfin) emretti. Kadinin uzerine namaz kildirdi ve defnedildi."
Muslim, Hudud 22, (1695); Ebu Davud, Hudud 24, 25, (4434, 4441).

1578 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapmis olan bir kimse icin celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan oldugu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi."
Ebu Davud, Hudud 24, (4438, 4439).

1579 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Cuheyneli, zinadan hamile kalmis bir kadin geldi ve:
"- Ey Allah'in Resulu! Ben bir hadd curmu isledim, cezasini bana tatbik et" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da kadinin velisini cagirip:
" Buna iyi muamelede bulunun. Cocugu dogurunca kadini bana getirin!" buyurdu. Velisi oyle yapti. (Dogumdan sonra gelince) Resulullah kadinin elbisesini uzerine baglamalarini emretti. Sonra taslamalarini soyledi ve taslandi. Uzerine cenaze namazi kildirdi. (Bunu goren) Hz. Omer:
"- Bu zaniye kadina namaz mi kildiriyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Bu oyle bir tevbe yapti ki, onun tevbesi Medine ahalisinden yetmis kisiye taksim edilseydi onlarin hepsini rahmete bandirirdi. Sen Allah icin canini vermekten daha efdal bir amel biliyor musun?" diye cevap verdi."
Muslim, Hudud 24, (1696); Tirmizi,Hudud 9, (1435); Ebu Davud, Hudud 25, (4440, 4441); Nesai, Cenaiz 64, (4, 63).

1580 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid el-Cuheni (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir bedevi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, Allah askina, hakkimda Allah'in kitabiyla hukmet!" diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir digeri de:
"- Evet aramizda Kitabullah'la hukmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Meramini soyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam:
"- Oglum bunun yaninda isci idi. Karisiyla zina yapti. Bana,"Oglun icin recm gerekir" dediler. Ben de hemen oglum namina yuz koyunla bir cariyeyi fidye verdim. Sonra bir de ilim adamlarina sordum. Bana: "Ogluna yuz deynek ve bir yil surgun cezasi gerekir; bu adamin karisina da recm cezasi icabeder" dediler" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun ikinizin arasini Kitabullah uygun sekilde hukme baglayacagim: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek. Ogluna yuz sopa ve bir yil surgun tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli bir adama seslendi:
" Ey Uneys! bu zatin hanimina git, eger zinayi itiraf ederse onu recmet gel!"
Uneys, kadina vardi. O sucunu itiraf etti. Resululluh (aleyhissalatu vesselam) emretti, kadin recmedildi."
Buhari, Muharibin 30, 32, 34, 38, 46, Vekalet 13, Sehadat 8, Sulh 5, Surut 9, Eyman 3, Ahkam 39, Haberu'I-Vahid I, I'tisam 2; Muslim, Hudud, 25, f1697,1698); Muvatta, Hudud 6, (2, 822); Tirmizi, Hudud 8, (1433); Ebu Davud, Hudud 25, (445); Nesai, Kudat 21, (8, 240, 241); Ibnu Mace, Hudud 7, (2549).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1581 - Imam Malik diyor ki: "Bana ulastigina gore, Hz. Osman (radiyallahu anh)'a evliliginin altinci ayinda dogum yapan bir kadin getirildi. Derhal recmedilmesini emretti. Ancak Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Cenab-i Hakk, Kur'an-i Kerim'de "(Insanin anne karninda) tasinma ve sutten kesilmesi (muddeti) otuz ay. dir..:" (Ahkaf 15) buyuruyor. Keza bir baska ayette de: "Anneler cocuklarini iki tam yil emzirirler. (Bu hukum) emmeyi tamam yaptirmak isteyenler icindir.."( Bakara 233) buyurmaktadir. Bu durumda hamilelik muddeti alti aydir." Bu aciklama uzerine Hz.Osman (radiyallahu anh) kadinin geri gonderilmesini emretmisti, ancak kadin recmedilmis bulundu."
Muvatta, Hudud 11 (2, 825).

1582 - Ebu Ishak es-Seybani (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'ya:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hic recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabini verdi. Ben tekrar:
"- Nur suresinin nuzulunden once mi, sonra mi?" diye sordum. "Bilmiyor'um!" dedi."
Buhari, Hudud, 21, 37; Muslim, Hudud 29, (1702).

1583 - Sa'bi (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), kadini remettigi zaman onu persembe gunu dovdu, cuma gunu de recmetti. Ve sunu soyledi: "Ona Kitabullah(in hukmu) ile celde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti ile de recm tatbik ettim."
Buhari, Hudud 21.

1584 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yahudilerden bir kadinla bir erkek zina yaptilar. Birbirlerine: "Bizi su peygambere goturun. Cunku bir kisim hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm disinda fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O'nun hukmunu kendimize delil kilariz ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdigi fetvalar(la amel ettik, hevamiza uymadik) deriz" dediler.
Mescidde ashabiyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Ebu'1-Kasim, zina yapan kadin ve erkek hakkinda kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime soylemeden Beyt-i Midraslarina geldi. Kapida durarak:
"-Hz. Musa (aleyhisselam)'ya kitabi indiren Allah askina soyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun Tevrat'taki hukmu nedir?" diye sordu.
"- Yuzu siyaha boyanir, esek uzerine ters bindirilir ve dayak atilir."
-Hadiste gecen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak sekilde bir esege bindirilip, bu halde sokaklarda dolastirilmasidir- Ravi devamla der ki: "Yahudilerden bir genc (bu cevaba katilmayap) susmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun suskunlugunu gorunce sualinde israr etti. Bunun uzerine genc: "Madem ki sen bize Allah'in adina yemin veriyorsun (gercegi soyleyecegim): "Biz Tevrat'ta recm emrini goruyoruz" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Allah'in emrini hafifletmenizin baslangici nasil oldu?" diye sordu. (Genc) su cevabi verdi:
"- Krallarimizdan birinin bir yakin akrabasi zina yapti. Kralimiz, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yapti. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamin kavmi buna mani olup:
"- Sen yakinini getirip recmetmedikce biz de adamimizin recmedilmesine musaade etmeyecegiz!" dediler. Bunun uzerine, aralarinda simdiki cezayi vermek uzere anlasip sulh yaptilar.
(Bu aciklama uzerine) Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ben Tevrat'taki ayetle hukmediyorum!" dedi ve onlarin recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zuhri (rahimehullah) der ki: "Bana ulastigina gore su ayet bunlar hakkinda nazil olmustur:
"Suphesiz ki Tevrat'i biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardir. Kendisini (Allah'a) teslim etmis olan (Israil) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hukmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlardan biri idi."
Ebu Davud, Hudud 26, (4450, 4451).

1585 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Yahudiler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip, kendilerinden bir erkekle kadinin zina yaptigini soylediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara:
" Recm hakkinda Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar:
"- Teshir edip rezil ederiz ve dayak atariz" dediler. Abdullah Ibnu Selam (radiyallahu anh):
"- Yalan soyluyorsunuz. Zinanin Tevrat'taki cezasi recmdir" dedi. Hemen Tevrat'i getirip actilar. Iclerinden (Abdullah Ibnu Surya adinda) biri elini recm ayetinin uzerine koydu. Sonra, ayetten onceki kisimlardan okumaya baslayip (kapadigi kismi atlayarak arka kismini okumaya devam etti. Abdullah Ilbnu Selam (radiyallahu anh) mudahale edip:
"- Kaldir elini!" dedi. Adam elini cekti, tam orada recm ayeti mevcut idi. Bunun uzerine:
"- Ey Muhammed, Abdullah dogru soyledi. Tevrat'ta recm ayeti mevcuttur!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) derhal o iki zaninin recmedilmesini emretti ve recmedildiler."
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki: "Erkegin, atilan taslara karsi korumak icin, kadinin uzerine egildigini gordum."
Buhari, Hudud 37, 24, Cenaiz 61, Menakib 26, Tefsir, Al-i Imran 6, I'tisam 16, Tevhid 51; Muslim, Hudud 26, (1699); Muvatta, Hudud 1, (2, 819); Tirmizi, Hudud 10; Ebu Davud, Hudud 26, (4446, 4449).

LIVATA (Homoseksualite) VE HAYVANA TEMASININ HADDI

1586 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin Lut kavminin sapik isini yaptigini gorurseniz, faili de mef'ulu de oldurun."
Tirmizi, Hudud 24, (1456); Ebu Davud, Hudud 29, (4462, 4463).
Tirmizi, Ebu Hureyre'nin de boyle bir rivayette bulundugunu belirtir. Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tari yapilan bir rivayette: "Livata yaparken yakalanan bekar (yani muhsan olmayan kisi) de recmedilir" denmistir.

1587 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in rivayetine gore, Hz. Ali, livata yapan cifti yaktirmistir. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) uzerlerine bir duvari yiktirmistir."
Rezin ilavesidir.

1588 - Hz.Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Lut kavminin igrenc fiilini isleyen kimse mel'undur."
Rezin ilavesidir. (Munzir'de kaydedilen uzunca bir hadisin parcasidir).

1589 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ummetim icin en ziyade korktugum sey Lut kavminin amelidir" buyurdular."
Tirmizi, Hudud 24, (1457); Ibnu M ce, Hudud 12, (2563).

1590 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kadina duburunden temas eden mel'undur" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 46, (21.62).
 
Üst